Ölüyorum
(Vefa LÖK) 30 Eylül 2002 |
Tasavvuf |
| |
Bu can ateşten gelir / Elbet ateşi görür / Ola ki cânânadır/ Yürüyorum eyvallah |
|
Vasiyet
(Vefa LÖK) 30 Eylül 2002 |
Başkaldırı |
| |
Dağların altında ez kalbimi / Sarsıntısından denizler bulansın |
|
Seven ve Sevilen
(Vefa LÖK) 16 Eylül 2002 |
Deneysel |
| |
Sevilen, geceleri aydınlatan dolunay; / Erişilmez uzaklıkta, yıldızların yanında |
|
Rahat Uyu Güller Açsın Baş Ucunda
(Vefa LÖK) 6 Eylül 2002 |
Anı |
| |
Oyunlar yetmezdi,/ /
Yeni oyunlar yaratırdık/ /
Aynı renklerde, aynı takımlardaydık/ /
Herkes korkardı,/ /
Mermi gibi uçan şutlarından/ /
|
|
Kurtuluş
(Vefa LÖK) 5 Eylül 2002 |
Deneysel |
| |
Ve bakışlarında ezilmiş çiçekler /
O zamanlar bu liman yoktu /
Hatta bu çıldırmış deniz bile /
Derin bir uçurum vardı /
Ve dibinde bir yudum su /
|
|
Cinayet mi İntihar mı?
(Vefa LÖK) 4 Eylül 2002 |
Deneysel |
| |
Bilmiyordu, ama hiç bu kadar üşümemişti /
Donmuştu, buz tutmuştu içi.. /
Saatler geçti sessizlik ve sıkıntı içinde /
Nihayet, bir hareket gördü uzakta /
Biri yaklaşıyordu ona doğru /
Yavaş yavaş ve kasvetli adımlarla /
Düşünceliydi, başı hafifçe eği |
|
|
ISSIZLIĞIN MECBURİ DEMLERİ - I
Yerlerinden kopup kopup içime,
Yuvarlanan, ağır, çirkin;
Koca kayalar gibi devriliyor günlerim.
Geceler olmasaydı ah,
Rüya da görmesek,
Yaprak gibi, bir sabah,
Kuruyup, dağılırdı bu yürek!
Şarkılar söylemekte bir çocuk,
Dansıyla dünyayı sarsıyor.
Yeni bir şey sormuyor artık,
Teslim etti tacını çünkü,
Sessizliğe,
...Yıllar önce.
Her cevabı zaten biliyor!
Vefa LÖK
22 Eylül 2001
|
|