..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Vuslat AKTEPE




16 Eylül 2011
Bu Gece Bir Aydın Öldürüldü  
Vuslat AKTEPE
Doğru yerde durabilmek...


:AGBI:
Bir aydın öldürüldü. Hem de bu gün, bu gece… 19 Ocak 2007’de bu ülkenin artık hepimizin aşina olduğu o bildik elleri tarafından vurularak bedeni ortadan kaldırılan Hrant Dink ne yazık ki bu gece geç saatlerde gerçek anlamda öldürüldü. Bedeni ortadan kaldırılmasına rağmen bir aydının, demokratın, ilericinin aslında halkların zihninde ve anlamında yok edilemeyeceğinin bu geceye kadar ispatı olan gazeteci, yazar Dink ne yazık ki, liberalizmin iç gericilik tarafından desteklenen sahte demokratlığı ve solculuğu eli ile bir kez daha hem de Ogün SAMAST ve onu yönlendiren tetikçi ellerin isteyip de yapamadığı ölçüde ve başarıda kurşunlanmıştır. Bu gece Hrant Dink ödülü ne yazık ki katillerle aynı safta durabilen bir “İkinci Cumhuriyet” adamına, yeni çağın Mandeville’i olarak da nitelendirebileceğimiz Ahmet ALTAN’a verilmiştir.
Editörü olduğu Taraf gazetesi vasıtasıyla, Hrant’ın katillerini ortaya çıkaran Gazeteci-yazar Nedim ŞENER’in ve bu ülkenin diğer aydın ve demokratlarının sahte suçlamalar eli ile içerde tutulmasını destekleyen Ahmet ALTAN, tarihin komik bir ironisi olarak bu ödüle layık görülmüştür. “İkinci Cumhuriyet’in” gerici, piyasacı, aydınlanma karşıtı icraatlarını desteklemek adına yola çıkanlar demokrasi ödülü aldıkça Mumcular, Dinkler, Dursunlar, Altıoklar halkların anı ve anlamlarında birer kez daha vurulmakta, katledilmektedirler.
Daha birkaç gün önce “Darbeciler yargılansın, yeni anayasa yapılsın!” söylemi ile içeriğinde tek bir anti emperyalist slogana yer olmayan (sanki darbeciler emperyalizmden icazet almadan darbe yapabilirmiş gibi) 12 Eylül mitingini düzenleyen –hayır AKP değil- Kürt Ulusalcıları ile kuyrukçusu liberal sol ve temsilcilerinin “Sanırım insanlık tarihinin en tehlikeli, en öldürücü kelimelerinden biri 'bağımsızlık' kelimesi."dir diye köşe yazısı yazarak bu akımı destekleyen ALTAN’a verilen ödülü alkışlamaları garip gelmemelidir bizlere. Aksine acımalıdır yüreğimizin aydınlık yanı bu aşağılık pazarlıkların sonucunda.
Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri ile girdiği pazarlıklar sonucunda şekillendirdiği sözüm ona yeni paradigması ile bulduğu her fırsatta Marksizm’e ve devrimciliğe saldıran, bu kavramları aştığını iddia ederek kendince yeni bir Proudhonculuğu örgütlemeye çalışan ulusal ve utanmasalar devrimci hareket ve soldan doğru olduğu iddia olan yardakçılarının; köşesinde eline geçen her fırsatta devrimi ve devrimciliği küçülten, aşağılayan yazılara yer veren ALTAN gibilerle ortak olarak neden Hrant’a bu denli sahip çıkıyor görüntüsü verdikleri de açığa çıkmış oldu böylece.
Bu güne kadar aydınlarımız, demokratlarımız ve devrimcilerimiz işkenceden geçirildi, hapislerde çürütüldü, vuruldu… Hepsine eyvallah. Ama böylesi bir omurgasızlık ile kendine mal etme durumunu yeni yeni yaşıyor, öğreniyoruz. Durduğumuz zemini doğru tahlil etmek durumundayız. Gericilik girdiği ilkesiz ilişkilerin ve ittifakların da yardımı ile değerlerimizi hiçleştiriyor, fiziken yok ettiği geleceğimizi, manen de yok etme yoluna giriyor. Artık mücadele alanında bir cephe daha açıldı. Bu cepheyi kaybetme lüksüne sahip olmadığımız da ortada. Türk-Kürt bu ülkenin tam bağımsız, aydın, demokratik geleceği için bedel ödeyenler ve onların onurlu mirasını bu leş kargalarından korumak zorundayız…
Sloganlarımızı doğru belirleyelim, Deniz de bizim, Mahir de… Mazlum da bizim Haki de… Uğur da bizim, Hrant da… Suphi de bizim Nazım da…
Bu gün bir aydın öldürüldü. Ölen de bizim, diriltecek olan da biziz…
Yani gerçekten Hepimiz, ama hepimiz Hrant’ız… Gerisi teferruat…


.Eleştiriler & Yorumlar

:: :((
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
16 Eylül 2011
Hrant Dink yaşasaydı, ödülü veren vakıf yönetimiyle mücadele ederdi sanırım. Artık vakfı ve amacını da sorgulamak gerekir herhalde... Teşekkürler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Trajedi ve Komedi
Barbarlığın Özgürleşmesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Veda Duası [Şiir]
O Büyük Gün [Şiir]
Fırın İşçisi [Şiir]
Murtaza [Şiir]
Hepimiz Geldik G. Te [Şiir]
Karaborsa [Şiir]
İyi Geceler Güzel [Şiir]
Benim İstanbul'um [Şiir]
Sarhoş 1. Bölüm [Şiir]
İleri Demokrasi [Şiir]


Vuslat AKTEPE kimdir?

Beyaz Geceler adlı küçük romanda ki küçücük bir rus karakterine benzetmişimdir hep kendimi. Hayalperest!

Etkilendiği Yazarlar:
Rus gerçekçiliği benim için miheng oluşturur


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vuslat AKTEPE, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.