 • İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar |
1
|
|
|
|
İnanın insan bakamıyor televizyonlara... Yürek zaten paramparça. Şimdiye kadar en şiddetlisi sanırım Şili de olmuş dokuzu geçen bir ölçekte, yerle bir olmuş her şey... İnsan giden canlarına mı yansın, borç harç aldığı ve kısa zaman önce güle oynaya yerleştiği evine mi yansın? Richter, depremi ölçüyor ölçmesine de, yüreklerdeki depremi nasıl ölçeceğiz? O yangınlar nasıl sönecek, ruhtaki hasarları nasıl tamir edeceğiz?
|
|
2
|
|
|
|
Kimileri der ki bol bol dinlen geçer... Kimileri der ki ilacı bu... Böyle devam et ve iyileş. |
|
3
|
|
|
|
On emir’e saygı duyun… Yaraları iyileştirmeye çalışın… Gün sonunda okuyun… Okuyun ki anlayın… Okuyun ki düşünün… Okuyun ki başkaldırın |
|
4
|
|
|
|
Derin ve iyileşmeyen bir yara cinayetle gelen ecel. Taksim cinayeti de işte bu. Sözün bittiği yer. Ne söylesek kavrulan yürekleri asla serinletmeyecek. Gidenler geri gelmeyecek. |
|
5
|
|
|
|
Bu para nasıl yenir yahu, bilen biri anlatsın bana Allah Muhammed aşkına... Ya da durun durun ..ok gibi parası olup da koyacak yer bulmayanlara bir sorayım. Nasıl yiyorsunuz o parayı oğlum, kızım, diye bir sorayım. Ne cevap verirler ki acaba bana? Para yemenin kitabını yazanlarda var mıdır? Gidip onları bulsam bana ne anlatırlar acaba? |
|
6
|
|
|
|
Hele de bu devirde parayı bir kalem geç, varsa yoksa kredi ve kredi kartı... Hanımlar ile erkeklerin de kartı var, onlara da zaten erken doğmuş gençler diyoruz... Bir zaman cebinde on on beş tane kartları olan arkadaşlarım vardı, şimdilerde bir, bilemedin iki kart ile idare ediyorlar... |
|
7
|
|
|
|
Ailenle, sevdiğinle, eşinle, çoluğunla çocuğunla belki de sırf kendi tercihinden dolayı kendinle güzel ve anlamlı yeni bir yılın olsun. |
|
8
|
|
|
|
Aşk, gerçek anlamda yaşandığı zaman ulvi bir duygu güzel bir birlikteliğe kapı açar. Magazin gazete, dergilerinde durmadan tanınmış sanatçıların nikahlı/nikahsız birliktelikleri gözler önüne serilirken, bunları okuyan ya da seyreden genç insanların bilinçaltlarına sürekli bunların sanki doğru bir şeyler olduğu pompalanıyor... |
|
9
|
|
|
|
Kimler yazıp çizmedi ki seni... Kimler senin için günleri günlere ekleyip, bazı zaman geceler boyu uykusuz kalmadı ki? Bir sevgiliye giden yolda en büyük yardımcımızdın sen. Her ne kadar ucu yakılsa da o sevda şiirleri ile dolu mektupların, yine de o ateş sana ulaşmaz mektubun kıyısında köşesinde kalırdı değil mi?
|
|
10
|
|
|
|
Vuslat Yolculuğu Kitabı Çıktı |
|
11
|
|
|
|
hemen girin sıraya, kayıtlar başladı!..:)) |
|
12
|
|
|
|
On altı yıl resmi tedrisattan geçtim, on bir yıldır da öğretmenlik yapıyorum. Okumayı ve araştırmayı seviyorum. Buna rağmen Atatürk’ün kardeşlerinden haberdar değildim.
Öğrencimden öğrendim
Ayıp mı? Hicap duymam gerekir mi?
|
|
13
|
|
|
|
Yozgat Sevdalıları Şairler Antolojisine Katılan Şairlere Teşekkür |
|
14
|
|
|
|
Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaşam, Türklerin kendine has bir yaşam biçimi, sevgi, saygı, huzur ve barış dolu bir yaşam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komşularıyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaşamayan ve hatta düğün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumların Kıbrıs’a tek başına hakim olmak istemelerine kadar.
Dizide Rum Lideri Makarios bunu açık bir şekilde dile getiriyor: “Kıbrıs’ta bir Türk kalmayıncaadanın kime ait olduğu sorunu da ortadan kalkacak” diyor. |
|
15
|
|
|
|
İsterseniz son söyleyeceğimi, baştan söyleyeyim:Olayın, “insan sevgisi, halkların kardeşliği, kültürlerin kaynaşması”, vesaire ile ilgisi yok! |
|
16
|
|
|
|
Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaşam, Türklerin kendine has bir yaşam biçimi, sevgi, saygı, huzur ve barış dolu bir yaşam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komşularıyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaşamayan ve hatta düğün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumların Kıbrıs’a tek başına hakim olmak istemelerine kadar.
Dizide Rum Lideri Makarios bunu açık bir şekilde dile getiriyor: “Kıbrıs’ta bir Türk kalmayıncaadanın kime ait olduğu sorunu da ortadan kalkacak” diyor. |
|
17
|
|
|
|
Oğlum da geldi dışarı. Kızım yoktu. “Ayça nerede?” dedim. “Odasındaydı” dedi. Sallantı artık durmuştu. Yaklaşık 15 saniye kadar sürdü. Hayat normale dönmüştü. Biraz sonra kızım da aşağıdaydı.
“Niye inmedin?” diye sordum. “Masanın altına girdim” dedi. “Ya kızım, ev yıkılsaydı, masa sağlam kalacak mıydı?” dedim. O da “Ya baba, ev yıkılsaydı 15 saniyede aşağıya inebilecek miydim?” dedi. O da haklıydı. “Sen, doğrusunu yapmışsın” dedim. |
|
18
|
|
|
|
Bizler Müslümanlar olarak, her zaman rızkın gerçek sahibi Allah’tan geldiğine iman etmiş insanlarız. Ayet ile de sabit olan bir de ’’Müminler kardeştir.’’ düsturumuz vardır... Bu gün dünyanın bir çok yerinde özellikle de Afrika Kıtasında ki bir çok ülkede Müslüman olsun veya olmasın, açlık ve susuzluk, garibanlık, fakirlik hüküm sürmektedir... |
|
19
|
|
|
|
Sağlık dünyadaki en büyük varlığımızdır. Allah’ın bize emanetidir bedenimiz, onu hor ve hakir kullanmamalıyız. Hayatın tadı ve tuzudur sağlık… Fakat işler her zaman düzgün gitmez. İnsanların aklına gelmeyen başına gelir. Günün birinde sıhhatimizi, paramızı, malımızı, dostlarımızı kaybedebiliriz. Fakat geleceğe dönük umudumuzu kaybetmemeliyiz. Umudunu yitiren her şeyini yitirmiş demektir. Sağlığın kıymeti hiçbir şeyle ölçülmez. |
|
20
|
|
|
|
Beni en çok şaşırtan Eskişehir Belediyesi K.S.İ.D. Başkanlığının, konserin gerçekleştirileceği tarihte ve saatte binanın kapısında beklemem gerektiği, bilet alan fakat gelemeyen dinleyiciler olduğu takdirde onların yerine bana bilet sağlayacaklarını söz konusu e-postada bildirmeleri oldu. Bu ne biçim arabesk bir vurdumduymazlık ve densizlik birader ? Ben 1950 doğumluyum. Bu soğukta gecenin bir vakti saat 20.00de binanın kapısında ağaç olup bilet mi dileneceğim sizden ? Arlanmıyor musunuz böyle bir öneride bulunmaya ? |
|