Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
sabaha kadar içilen sigaralar yüreğe basılıp söndürülen izmarit ses geçirmeyen hasret tipi boran kar sobasız odalarda donmuş ayaklar Allahın her gecesi hasta çığlıklar sarmış çevremi de çaresizlik denen it beynimi beynimi beynimi dalar rezalet bütün ufuklar duvar elim ayağım zincir nere gidersen git kapıları umuda kilitli efkâr imkânsızlıklara direndik acınaklı bakışlardan damlayan sevgi çaresiz surata küfür - hakaret gece baştan ayağa işkil gece aşağılama ve cinnet yüzümün çizgilerine kadar aranan işlenmemiş suçlarımın bitmeyen kanıtları salya tükürük nefret ve yüreğime kat kat giydiğim zırhlarda boğulan gönlümün sıkılmış çığlıkları ben nasıl gideyim kesip ciğer paremi bırakıp bir hastayı ıssızlarda sen nasıl kırılırsın dalından bu yüzden kaç defa nereye gideceğimi bilemeden bozkırlarda çırpındım ortalıkta yaralı hayvanlar gibi koynumda taşıdım aşkın yaralı ayını düşlerin yıldızları kaç saçıldı ortalığa içime yama vurdum sabahlara dek birbirimizin kalbine saplanmadan önce çaresizlik zehirinde yıllar boyu bilendik çevrilmişse gemilerin rotası ayrılığa sebep arıyorsa insan döner her tarafa kemiksiz dil ararsan her insanda sayısız suç bulunur gider gemi kalır liman ey peygamber beni sil başka sebepler arandı ayrıntılarda oysa her şey gün aşikâr insanı çiftleştirmez bitkiyi tozlaştıran rüzgâr imansız kış on ay sürer buralarda tezce geçer gelin bahar şak şak yarılır şakayıklar biz ona gelincik deriz on gün süren bir mevsimin bütün çiçeklerini nasıl sevmeyiz acı zehir gibi dolaşırken kanında neyi söyler papatyalar sözcüklere imgelere kedere tükürmek harflere renklere konulan sansür bir şairin toprağında düş ek sevda sür cahilim unutmuşum bütün bildiklerimi şu bakış bu geliş bu öpüş düş bilmem kaç küsur dizeleri ahraz eden hiçlik duygusu bir defa üfrülür sur insan elsiz ayaksız kalır bir saman çöpü kadar göçer döş-yarılır düş-boğulur gülüş yürek kan sızar zaman burada başka savurur bulutları orada yaprakları başka bir halde döker hâsılı tüm rüzgârlar gelip bizde ağladı bozkırlarda kuruyan iki pürendik saralı bir cangılda ayakta kalmak için sığındığım dizeler-ve renkler döküldü kafatasçı-dar kafalı-adam değil yafyası devrimci bir hayata kurşun sağanağı çaresizliğin suç kesildiği geceler yaşadık ve bize hançer sözler saplayan kendisi kimdir nedir bilmedik ömür bin yıllık kıraç olmayan bulutlardan yağmur dilendik unutmayacağım güvercinboynu gözlerinin bendeki yeşimini gülüşünün yüreğimde ışıyan aylası hep yanacak ve kalbimde zehirli dikenler gibi hiçleyen sözlerin zinciri aşkın kitabında olmayan onca küfür dört duvara mahkûmun kolunu bağlayacak sebepsiz yüklendiğim dağlarca suç çarpım tabloları-bakkal terazileri öpüşün ve dokunuşun metrekaresi beynimin kıvrımlarında kazılı kalacak ömür üç gün hayat beş para etmez herkes unutulacak yerden yere çarpa çarpa bağrına mıh çaka çaka olmayan senaryolarda aşk yenildi biz yendik çileyle örülmüş yıllar düşle umutla uzanan yollar kanamalar-kasırgalar-isyanlar boşa gitti yazık biz ki aşkı yaşamadan biz ki aşkı sevmekten öle öle öğrendik iki damla yaşa gitti aşk yenildi biz yendik Adnan Durmaz 2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © adnan durmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |