..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




23 Aralık 2011
Hayat Bir Tiyatro Sahnesi mi?  
Fuat Türker
Yaşamımızın her anına sızabilecek bu karanlık sistemden korunmak için, öncelikle dikkatli ve samimi olmamız gerekir.


:AAID:
Bir televizyon dizisinin, "sahne aynı sahne ama roller farklı" diye başlayan jenerik müziğinin sözleri gerçekten de toplumda çoğunluğun ortak görüşü. Birçok insandan, "hayat bir tiyatro sahnesidir" diyerek başlayan ve yaşamın ne denli acımasız olduğu ve kimi zaman bir kukla, kimi zaman oyuncu gibi her insana farklı roller yüklediği sözlerini duyarız. Hayret verici sıklıkla kullanılan bu klişe sözleri söyleyenler, muhtemelen kendilerini rollerine fazla kaptırmış kimseler olmalı…

Rol yapmayı "hayatın gerçeği" olarak gören birçok kişi, genellikle kendisini diğer insanlardan üstün görür ya da göstermeye çalışır. Konuşması, davranışları, sözleri hatta bakışlarıyla samimiyetsiz, yapmacıktır. Gün içinde rolünü başarıyla oynar, akşam olduğunda anne babası, eşi ya da çocuklarıyla birlikteyken de rolünü kesintisiz sürdürür. Gece oyunun perdesi kapanır ancak sabah yeniden maskesini takıp yaşam sahnesindeki rolünü alır.

İnsan, rolünden ne kadar sıyrılır ve kendisi olursa o denli güzeldir. Ancak birçok insan etrafındaki insanları hoşnut etmeyi hedeflediği için, kendisinden beklenen neyse o hayatı yaşar. Doğru, iyi, güzel ve yararlı olan yerine, çevresindekilerin beğenisine uygun olarak kendisine hangi kimliği uygun görüyorsa, o kimliğin gerektirdiği rolü üstlenir.

Bu sahnede ortama uygun olduğu düşünülen konuşma, mimik ve davranışlar sergilenir; her insan üzerine düşen rolü başarıyla oynamaya çalışır. Nerede nasıl davranılacağı önceden belirlenmiş olan bu yaşam şekli hiç sorgulanmaz, üzerinde düşünülmez, yanlışları düzeltilmeye çalışılmaz.

Söz konusu insanların sevgiye bakış açıları da farklıdır. Sevgi anlayışları çıkarlar ve beklentiler üzerine kuruludur; bu yüzden sevgiyi gerçek anlamda hiçbir zaman yaşayamazlar. Kendilerine yardımı dokunan, beklentilerini karşılayan insanlara sevgi duyarlar. Kuşkusuz bu temelleri çürük sevgi, gerçek ve samimi değildir.

Samimi sevgi en derin hissedilebilen duygulardan biridir; Allah’ın, dünya hayatında insanlar için yarattığı en güzel nimetlerdendir.

Çıkarlar devam ettiği sürece yaşanan sevgi ise, sevilen kişiye haz veremez. Gerçekten çok sevdiğini söyleyen kişilerin sevgi sözcükleri bile içten samimi sözler değil, belli, kalıplaşmış ifadelerdir. Özel günlerde gönderilen telefon mesajlarında ya da alınan hediyelerin üzerinde hep önceden belirlenmiş cümleler vardır. Maddi ya da manevi çıkarlar sona erdiğinde ise bu sahte sevginin de sonu gelmiş demektir.

Rol yaparak, oyun oynanarak süren sahte sevgiler, çok aşağılayıcı ve eziyet vericidir. Karşılıklı olarak mutluluk gösterisinde bulunsalar da oynanan, her insanın canını yakan kötü bir tiyatrodur.

Gerçekten seven insan ise sevdiği kişiye duygularını ifade ederken içinden geldiği gibidir; içten ve samimi sözler söyler. Nezaketle davranır, onore eder. İyiliğini ve rahatını düşünür; zarar verecek şeylerden sakındırır.

Zaman Sevgiyi Yıpratır mı?

Toplumdaki yanlış düşüncelerden biri de, "zamanın sevgiyi yıprattığı" görüşü. Samimi sevgi yaşanmadığında birliktelikler zamanla sıkıcı bir hale dönüşür. Gerçek sevgide ise aksine zamanın rolü hep olumludur. İnsanlar birbirlerinin güzel ahlak özelliklerine tanık olduklarında sevgileri daha da artar. Ahlakını güzelleştirme, kişiliğini daha da olgunlaştırma çabası içinde olan insanların birbirlerine duydukları sevgi, zamanla daha da derinlik kazanır.

Yitirilen güzellikler ya da maddiyat, sevginin azalması için bir sebep değildir. Ancak çoğunluğun kıstası görünüm ve maddi beklentiler olduğu için her kayıp, ilişkileri yıkıma doğru sürükler.

Maskeler Her Ortamda

Kalplerdeki inanç bozuğu nedeniyle birçok insan güzelliklerden gerçek anlamda zevk alamaz, sevgisiz bir dünyada yaşar. İnsanların çoğu bu azap içinde, samimiyetin verdiği zevkten yoksun bir yaşam sürer. Sevgi, saygı, sadakat gibi güzel duygular kalpten değil, taklidi olarak yaşanır.

Doğallık, dürüstlük ve samimiyet insan fıtratına ve vicdanına en uygun olandır; bu ruha zevk verir. Ancak içinde kötü ahlak özellikleri taşıyan kişi dürüst olamaz; çünkü bunların açığa çıkması durumunda insanların tepki vermesinden çekinir. Katıdır; şefkat ve merhamet duygularından uzak karaktere sahiptir. Az da olsa merhamet eden kişi ise karşılığında başa kakar, minnet altında bırakır ya da bir beklenti içine girer. Hatta kimileri en yakınlarına dahi, yaşlandıklarında karşılaşabilecekleri zor koşullar nedeniyle ilgi gösterirler.

Çalışma ortamlarında da durum aynıdır. İş arkadaşları genellikle birbirlerinin yüzüne güler, arkalarından ise olmadık suçlamalarda bulunur, dedikodu yaparlar. Rekabet eder, birbirlerinin "kuyusunu kazar", "ayaklarını kaydırmaya" çalışırlar. Ancak bunlar da gizli yaşanır, yüzlerdeki maskelerle oyun sürer gider.

Sonuç Olarak;

Bu batıl sistem, insanların gözünde belirli bir yere gelebilmek adına, kendine karşı bile samimi olamayan, yapmacık, sahte kişilikli insan modelleri oluşturur. Her açıdan insanı zorlayan bu durumdan sıyrılmadıkça, dini gerçek anlamda yaşamak zordur. Çünkü İslam’ın ana koşulu samimi ve doğal olmaktır. İnsanın gerçek mutluluk ve kurtuluşa ulaşması, Allah’a, insanlara ve hatta kendisine karşı samimiyeti ölçüsünde mümkündür.

Yapmamız gereken, bu batıl sistemi ne kadar yaşayıp yaşamadığımız konusunda kendimizi gözden geçirmemiz. Çünkü her ne kadar üzerimize alınmak istemesek de, etkilenmiş olabiliriz. Yaşamımızın her anına sızabilecek bu karanlık sistemden korunmak için, öncelikle dikkatli ve samimi olmamız gerekir. Samimiyet zemini üzerine kurulan inanç sağlamdır; sarsılmaz, -Allah’ın dilemesi dışında- yıkılmaz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Gerçek Sevgili
Ne Kadar Aciziz!..
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur
İmtihan Olmasa?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]
Yalanın Rengi [Eleştiri]
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Fuat Türker, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.