Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Sur’a üfürülmesinden hemen önceki olayların herhangi bir günden hiçbir farkı yoktur. İnsanlar yaşamına devam etmekte, çoğu yaşam amacını ve sonunu aklına bile getirmeden yalnızca günü yaşamaktadır. Bir kısmı ertesi gün arkadaşına giderken giyeceği giysiyi, bir kısmı iş toplantısında konuşacaklarını düşünürken, bazıları uyurken ya da Allah’ı unutmuş çılgınca dans edip eğlenirken bu sesi duyacaktır. “Sur’a üfürüldü; böylece Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp-yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar.” (Zümer Suresi, 68) ayetiyle haber verildiği üzere, her şey bir anda başlayacak ve bir anda son bulacaktır. İnsanın övündüğü, gücünden dolayı böbürlendiği bedeni “(Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar .”(Rahman Suresi, 41) ayetindeki gibi hiç ummadığı bir anda her yandan ölümle sarılıp kuşatılacaktır. Kişinin, yaşadığı korkunun şiddetinden, tutkuyla bağlandığı, sahip olmak için her türlü fedakarlığı göze aldığı hiçbir şeyi o an görmez olur; çünkü o gün yalnızca ‘can derdi’ vardır. O gün yaşanacaklar Kuran ayetlerinde detaylı olarak anlatılır. İnsan, karşılaştığı dehşetli sarsıntılar, yerin ağırlıklarını dışarı fırlatması, dağların kökünden savrulup atılması, denizlerin tutuşması ve taşması, göğün yarılıp çatlaması, ayın yarılması, güneş ve ayın birleşmesi, yıldızların dağılıp yayılması ve dökülmesi gibi aklın kavrayışının ötesindeki bu dehşet verici olaylar karşısında, “..İnsan o gün: ’Kaçış nereye?’ der. Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok. O gün, ’sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstakar)’ yalnızca Rabbinin katıdır. İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. (Kıyamet Suresi, 8-13) ayetiyle bildirildiği gibi, kaçacak yer arayacak, ancak bulamayacaktır. Kıyamet günü yaşanan korku ve dehşet dünya hayatını inkarla sürdüren kişinin aldığı bir karşılıktır. O gün yaşadığı dayanılmaz zorluklarla dolu azap, sonsuza kadar inkarcının peşini bırakmayacaktır. Birbiri ardına meydana gelen akıllara durgunluk veren olaylar, yüz çevirdiği Allah’ın sonsuz gücünü sergiler. İnsan bu güç karşısında alabildiğine aciz, çaresiz ve panik içindedir. Yaşadığı, pişmanlık, üzüntü ve korkudur. Her an kendisine sonsuza dek sunulacak olan azaba daha da yaklaştığını hisseder. Yaşadığı korku dolu anlar, yalnızca bu azaptan sınırlı kesitlerdir. Kıyamet gününde yaşanan olaylar insan için hiçbir kurtulma olasılığının bulunmadığını tüm açıklığıyla ortaya koyar. İnkarcıların inanmadıkları o gün, apaçık gözleri önüne serilmiştir. Şimdi, evrenin bir yaratıcısının ve düzenleyicisinin olduğunu, O dilediği anda da her şeyin yok olacağını anlamışlardır. Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının, çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir. (Hac Suresi, 1)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |