Doðruluk, özveri, dürüstlük, dostluk gibi Kur’an ahlakýnýn kazandýrdýðý özelliklerden yoksun ne çok insan var. Ömürlerini bencilce tutkularýný tatmin etmeye çalýþarak, nimet ve güzellikleri tüketerek sürdüren... Oysa Allah’ýn beðendiði ahlak; çevresine hayýrlý ve olaylara duyarlý olan, insanlarý iyiye ve doðruya davet eden güzel ahlaktýr. Ve dinin özü olan bu üstün ahlaký yaþamada kararlý olmaktýr.

Yüce Allah iman edenlerden iyi ve güzel davranýþlarda bulunmalarýný, iyilik konusunda yardýmlaþmalarýný, bozgunculuktan kaçýnmalarýný ister. Ve “Göklerin, yerin ve her ikisi arasýndakilerin Rabbidir; þu halde O’na ibadet et ve O’na ibadette kararlý ol. Hiç O’nun adaþý olan birini biliyor musun?” (Meryem Suresi, 65) ayetiyle, ibadet ve kullukta kararlý olmalarýný buyurur.

Allah’ýn hoþnutluðunu amaçlayan insan, güzel ahlaký kazanmak için ciddi çaba gösterir. Karþýlýðýnda merhamet, þefkat, adalet, dürüstlük, affedicilik, tevazu, özveri, sabýr ve hoþgörüyü kazanýr. Ýnsanlara güzellikle davranýr, hayýrlarda yarýþýr, "…Hiç þüphesiz o saat de yaklaþarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karþý) güzel davranýþlarla davran." (Hicr Suresi, 85) hükmü gereði iyilikte ve özveride bulunur.

Ýnsan kullukta samimi olmalý, dünyevi çýkar kaygýsýyla ihlasý zedelememeli. Bedîüzzaman’ýn ifadesiyle, ibâdetin temel sebebi Allah’ýn emri, sonucu da Allah’ýn rýzasýdýr. Faydasý ve meyvesi ise ahirete dönüktür. Fakat birinci gaye olmamak ve kasten istenilmemek þartýyla, dünyaya ait faydalar ibadet anlayýþýna ters düþmez. Davranýþlarýmýzda hareket noktamýz doðrudan Allah’ýn rýzasý olmalý, O’nun hoþnutluðunu kazanmak olmalý. O razý olduktan sonra dilerse ahirette, dilerse dünyada ödüllendirir. Takdir O’nundur. (Lem’alar, s. 183)

Müminin en temel özelliklerinden biridir kulluk ve ibadette sabýrlý olmak. Allah Kur’an’da, "Rabb’in için sabret" buyurur ve sabrýn, Katýndaki deðerine dikkat çeker. Güzel ahlakta, güzel tavýrda, sevgide, her konuda sabýr gerekir. Toplumda sabýrla tahammül karýþtýrýlan kavramlardýr. Sabýr, tahammül gibi insana sýkýntý vermez. Ýbadet heyecanýyla sabýr gösterilir. Saygýda, hürmette, temizlikte, cömertlikte, affedicilikte, iyilikte, namazda, oruçta, bütün kulluk ve ibadetlerde sabýrlý ve kararlý olunmalýdýr.

"Ben yýllardýr hep affedici oldum, artýk baðýþlamayacaðým" ya da "hep cömert davrandým, artýk yapmayacaðým” gibi düþünceler sabýr ve kararlýlýktan uzaktýr. Sabýr, tahammül gibi belirli bir noktaya kadarsa geçerli olmaz; insanýn ömrünün sonuna kadar sürmelidir. Allah için sabretmek güzelliktir. Ýnsanýn, sayýsýz nimet bahþeden Rabb’i için yaptýðý güzellik.

Güzel ahlaký yaþamak ibadettir. Bu bilince sahip olan, Allah’ýn dosdoðru yolu üzerinde, tali yollara sapmadan yaþamaya çalýþan, içinde Allah korkusu ve sevgisi taþýyan, kutsallarý önemseyen insanýn, yaþadýðý topluma büyük yararlar getireceði açýktýr. Dolayýsýyla insanlarýn Kur’an’da iþaret edilen güzel ahlaký yaþamalarý çok önemlidir.

Mümin olmanýn ölçüsü, Allah’tan korkup sakýnmak, O’na aþkla baðlý olmak, O’nun hoþnutluðunu kazanmak için derin bir istek duymak ve bu yolda özveriden kaçýnmamaktýr. Bu yüzden din ahlakýna sahip insanlarýn yaþadýklarý ortamlarda, huzur ve güven hakimdir. Ýslam barýþtýr, ýþýl ýþýl aydýnlýktýr; insana gerçek sevgiyi, þefkati, merhameti, dostluðu tarif eder.

Allah’a teslim olan mümin, Rabb’inin dosdoðru yolundadýr ve gerçek anlamda iyiliði temsil eden kiþidir. Dinin amacý sevgidir; Allah sevgisidir, Allah korkusudur, kardeþliktir. Din, yaþamýn her anýný kapsar ve insana Kur’an ekseninde güzel ahlak özellikleri kazandýrýr.

Dini hayatýmýza hakim kýlmak için samimi ve kesin bir niyetle yeni bir sayfa açabilir, bu güne kadar "bir ucundan" yaptýðýmýz kulluðumuz için Rabb’imize kesin bir tevbeyle tevbe edip, kararlý olmaya niyet edebiliriz.

Dünya, Allah’a gönülden baðlanarak O’ndan korkup sakýnanlarla, nankörlük ederek yüz çevirenleri ayýrt etmek için hazýrlanmýþ bir imtihan ortamý. Ahirette alacaðýmýz karþýlýk, hayatýmýz boyunca Allah’a gösterdiðimiz sadakat ve O’nun rýzasýný kazanmadaki kararlýlýðýmýz oranýnda olacak.

Hz. Adem (as)’ýn, þeytanýn telkinine kanmasý konusunda Allah, "Andolsun, biz bundan önce Adem’e ahid vermiþtik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlýlýk bulmadýk." (Taha Suresi, 115) buyurur. Hz. Adem (as)’ýn, kararlý olamamasý, rahat bir yaþam süreceðini bildiði halde unutmasý ve þeytanýn vaadine aldanmasý bir zelledir. Allah bu olayla bize, cennet benzeri bir hayat yaþýyor da olsak, kararlý davranmadýðýmýzda neler olabileceðini gösterir. Bunun için, dünya hayatýnýn çekici süslerine karþý dikkatli ve þuurlu olmak, Allah’ýn hoþnutluðunu kazanma isteðimizin verdiði coþkunun olumsuz etkilenmesine izin vermemek önemlidir.

Kur’an imanlý, sadýk ve kararlý olmanýn önemine çokça dikkat çeker. Cennette de sonsuza kadar Allah’a iman eder mümin, asla Allah’tan kuþkusu olmaz. Her zaman Allah’a sadakat ve kararlýlýkla baðlýdýr.

Kehf Suresi 14. ayette, “Onlarýn kalpleri üzerinde (sabrý ve kararlýlýðý) rabtetmiþtik” buyurur Rabb’imiz. Allah dilemezse kararlý olamayýz; sabrý ve kararlýlýðý veren O’dur. Gönülden O’na yönelip samimi dua ile istersek Mucib olan Allah icabet edecektir…

“Rabb’imiz, günahlarýmýzý baðýþla; üzerimize güven ve yatýþma duygusunu indir, kalplerimiz üzerinde sabrý ve kararlýlýðý raptet...”



Fuat Türker