Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Kelebeğin Ömrü Birgün İmiş! Bilir misiniz kelebeğin ömrü bir gün imiş. Ördüğü kozadan çıkmayı, gün ışığına kavuşma sabrını, çiçeklerin özlemini yaşarmış onca vakitte bir gün sürermiş sefası. Bilmezmiş ikinci günde olduğunu, bilmezmiş güneşin yeniden doğacağını. Bilmezmiş o sadece uçuşurmuş baharın sarhoşluğuyla. Kelebek bu ömrü bir gün koşacak çiçekte çiçeğe, düşünmeyecek ilerisini gerisini. Onu ilgilendiren çiçeklerin ne kadar parlak olduğu kadife gibi, hangisinde daha fazla polen var yada daha güzel hangisi, kelebek bu derdi bu bir gün!.. Biz insanlar ne çok düşünüyoruz farkındamısınız. En fazla yaşayacağımız haydi diyin doksan sene, yarısı öğrenmekle geçiyor geriye kaldı kırk beş sene, onun yarsıysa yemek içmek uyumak, kaldı yirmi beş sene e on yılı da idrak edebilmeye verin etrafı, kaldı on beş sene e bitti ömür bakın. On beş yıl için on binlerce kaygı, mal mülk derdi, dünyada kalacağız zannetmeleri, aldatmalar, aldanmışlıklar ki doğru yaşadığımız kaygısı da olmadan. Öbür Dünya derdimiz de olmasına rağmen. Ne akıllı şu insanoğlu ki bir kelebek ömrü kadar düşünemiyor, görevini irdelemiyor, aynaya bakamıyor ne garip. Daha sonraya daha sonraya hep hayaller, hep ötelemeler hep idealler idealler. Ben size bir şey diyeyim mi öyle bir şey yok hayatta, sora diye bir şey yoktur. Ya yaşarsınız kısmetinizde ne var ise yaşarsınız, yada hayal kurarsınız. Üçüncü bir alternatif yoktur. Denilen şeyler bir aldatmadan ibarettir. Ya kendimizin kendimizi aldatması, ya da hayalci zemini sağlam olmayan toplumların bizi aldatma safsataları. Belki bir yıl sonra anneniz olmayacak bırakın boş koşuşturmaları, kızınızın boyuna bakın büyümüş mü bu gün kaç santim. Kaçırdığımız şeyleri bir sonraki vakit yakalayamayız çünkü her saniyemizin bir lezzeti vardır. Şayet görmezseniz somurtkan yüzlerle dolaşırsınız yarın yarın diye. Tamam insanoğlu yerleşik hayat sürer, ayağı toprağa basmalı bir taraftan ama çok mu abartıyoruz artık bu mal mülk meselelerini ne dersiniz. İnsan düşünen varlık değimliydi?.. Düşün ne durumdasın!.. Kızgın yazlardasın haberin yok, terlerinden göller oluştu, derin yüzülüyor haberin yok, ahretin gidiyor elinden haberin yok. Derdin var haberin yok, dermanın var haberin yok, şurada yaşayacağın üç gün ondan da haberin yok. Tutturmuşsun bir yarın yarın diye oda bilinmezlik çünkü gaybı yalnız Allah biliyor onda da haberin yok. Yoldaki taşın dahi hesabı sorulacak ama biz bir rahatız bir rahat kelebekten kaygısız. Hadi bir nefes alında şu dediklerimi bir düşünün. Belki bir serçenin yerde arandığı rıskı kadar neşeyle yaşamak için hayatı, bir başlangıç olur bu kelebek şarkısı! Semra Arslan.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Semra Arslan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |