..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > 21. Yüzyıl Gençlik Kültürü > Fuat Türker




24 Haziran 2012
Ateş Seni Çağırıyor!  
Fuat Türker
Gece, İstanbul’un Anadolu yakasından Avrupa yakasına baktığınızda yüzlerce binanın, gökdelenlerin, eğlence merkezlerinin ışıklarını görürsünüz. Rengârenk neon ışıkları, laserler, boğazı, gökyüzünü ve hatta Anadolu kıyısını bile aydınlatır. Bir mü’min kardeşimin aynı görüntü üzerine tefekkürünü hatırlıyorum.


:ADCE:
Gece, İstanbul’un Anadolu yakasından Avrupa yakasına baktığınızda yüzlerce binanın, gökdelenlerin, eğlence merkezlerinin ışıklarını görürsünüz. Rengârenk neon ışıkları, laserler, boğazı, gökyüzünü ve hatta Anadolu kıyısını bile aydınlatır. Bir mü’min kardeşimin aynı görüntü üzerine tefekkürünü hatırlıyorum. O ışıl ışıl görüntünün, insanları nasıl etkilediğini, bütün çekiciliğiyle dâvet ettiğini, o görüntüyü sabaha kadar izlemek mümkünken, sadece namaz kılmak amacına hizmet eden yerler olarak görüldüğü içindir ki camilerin kapılarının kilitlendiğini, karanlığa terk edildiğini söylemişti. Camiler Allah’ın eviydi oysa. Belki bir ihtiyaç sahibi içeriye girecek, başını sokacak bir yer bulmanın sevincini tadacak, belki de bu vesileyle o kişi iman edecekti.

Karşı tarafın gözleri kamaştıran görüntüsünü izliyorum. Birçok gencin orada olma hevesiyle imrenerek baktığı o ışıklar, Bediüzzaman’ın sözlerini hatırıma getiriyor; “Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, îmânım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmânımı kurtarmaya koşuyorum.”

Şimdi karşı taraf yangın yeri gibi görünüyor gözüme. Özellikle gençleri Allah’tan uzaklaştıran, dünyaya yönlendiren, dünyanın süslerine âdeta madde bağımlısı gibi bağlayan her ne varsa içine alan, gençleri yutan alev alev bir yangın yeri.

Bediüzzaman’ın Eskişehir Hapishanesi penceresinden izlediği liseli kızların elli yıl sonraki durumlarını görerek hüzünlenmesini düşünüyorum. Kaç anne baba çocuğunun bırakın elliyi, bir on yıl sonrası için endişe ediyor? Çoğu insan yaşadığı gibi inanıyor, boşveriyor, önemsemiyor, “Nasılsa ileride her şey yoluna girer” diyor. Rahmânî bir merhamet göstererek çocuklarının ahiretini değil, şeytanî bir merhametle dünya hayatını düşünüyor. Ahireti yerine çocuğunun dünyasını güzelleştirerek ideal anne baba olduğunu zannediyor.

Müslüman bir bayandan duyduğum sözler beni çok hayrete düşürmüştü bir zamanlar. Yurt dışında yaşayan oğluna dair güzel bir haber aldığını anlatmıştı bayan. Kendisi, evlenecek bir genç kız bulmuş olduğu haberini beklerken, oğlunun namaza başladığı haberiyle sevincinin yarım kaldığını söylemişti.

Çocuklarına hayatın amacının yalnızca yemek, içmek, eğlenmek, iş sahibi olmak, evlenmek ve aile kurmak olduğunu telkin eden anne babaların, “Ne olacak bu gençlerin hâli?” sorusunu sormaya hakkı var mı sizce? Böyle anne babaların çocuklarının, küreselleşen dünyanın top gibi nereye vursan oraya yuvarlanan gençleri olmaları şaşılacak bir durum olmasa gerek.

“Bizim zamanımızda böyle miydi?” diye serzenişte bulunan insanlara soruyorum. Sizin zamanınız bitmedi ki. Yaşıyorsunuz ve hâlâ zamanınız devam ediyor. Sorumluluklarınız gençlik dönemiyle birlikte sona mı erdi? Neden gençlerin sizin zamanınızdakinden daha dejenere olmasına izin verdiniz, veriyorsunuz?

Gençlik hızla akan nehir gibi. Yaşlılıkta sular duruluyor, yeniden hızlanmasına ise imkân yok. Bahar gibi gençlik; ardından kış geliyor ama bahara yeniden kavuşmaya imkân yok. Baharın tazeliğinin, verdiği enerjinin, coşkunun sahte ilâhlar peşinde, tüketim çılgınlığı içinde boşa heba edilmesi ne büyük israf. İnanç mutluluğun anahtarı iken gençlerin o anahtarı asla bulamayacakları yerlerde araması ne büyük yanılgı.

Düşünüyorum, karşı yakanın görüntüsüyle ne kadar da örtüşüyor şu reklâm sloganı: “Ateş seni çağırıyor!” O ateş gençleri her dönem çağırıyor. Gençliği ateşe değil, iyiye çağırmalı. Böylece bütün insanlığı iyiye çağırmış olursunuz. O zaman o ateş soğuk ve esenlik olacak, Hz. İbrahim’i (as) nasıl yakamadı ise, iyiliğe yönelen gençleri de yakamayacaktır.

“Gençliğin rûhunu, işlemeyen bir tarla gibi kendi hâline bırakırsanız, orada ısırganlar, dikenler yetişir biter.” (Snellman)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 21. yüzyıl gençlik kültürü kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Dindar" Gençlik

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler"
Dünyalık Peşindeki Din Adamları
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık
Münafık Matruşka Gibidir...
Yalanın Rengi
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II
'Allah Baba' ve 'Allah Seni Yakar': Çocuk Eğitiminde İki Yanlış
Birlikte Allah'ın İpine Sarılma Zamanı Gelmedi mi?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler [Deneme]
Son Perde [Deneme]
Dinin Çıkarlarını Gözetmek [Deneme]
İnsan Neden Kıskanır? [Deneme]
Konuşma Kişiliği Yansıtır [Deneme]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.