bir ağaca laf atıyorum yeşeriyor
dallanıp budaklanıyor aramız
hürriyet takıntı yapıyor birden
ağzı çarşaflı polisler bir kitabın ikinci sayfasındalar
fıstık gibi şimdiyi kuyrukta bekletmek olur mu
ayaklarına kadar gelmişken doğru
dur abi öpüjem sarhoşluğu meydanlarda
tanıştığıma memnun oldum diyor memnu

siz vejeteryan bir yönetim gördünüz mü
diye asılıyor devlet baba toprak anaya

kapımı çalıyor ağlatan kemancı
ya da eskisi gibi diyor kanun
asmayalım da besleyelim mi
camdan el sallıyor sokaklar
kalmayalım da esneyelim mi

düşüşlerime konuk oluyorum yine
tazyikli bir şerefe birikiyor ağzımda
infaz naklen bağlanıyor yüzüme
görsen tıklım tıklım izliyor hiç kimseler
yağmurdan kaçan bir saçak koşup bana sığınıyor
belgesiz bir kavganın ortasında ekranlar belgesel gösteriyor
penguenler kutuplarda
ayrı kutuplarda penguenler
rütbeli penguenler
sosyetik penguenler
ve dokunulmaz penguenler

gözaltına alıyorlar korkuyu işkencede çözülüyor
gökyüzünden güvercin ölüleri yağarken
televizyonda bir kadını öpüyor bir adam
bir kadın dedikodu yapıyor
gençten biri yarışıyor kumsalda
yalınayak susuyorum gitmekle kalmak aynı mezhepten

yazdığım tüm şiirler meydanlara sızıyor
bir kafiye koşarken bir imge çadır kuruyor
bir mısra susuyor ve bir benzetme öyle güzel duruyor
öyle özel duruyor
öyle dik öylesine yalnız uzun saçlı ve rüzgarsız

ve gastelerde ihracat rakamını açıklıyor bir arsız
oysa ithal edemediğimiz insanlık oldukça kararsız

tüm pencereler açıkken cereyan yapıyor zulüm
ama hayatın çilingiri değil mi özgürlük
tüm sesler kadın tüm sesler doğurgan
oysa içim söyledi sen iyi bir sissin beni zehirlemezsin
önüm arkam sağım solum yoksun ki göstersin diyor
bulut merkezli bir cin

lambasını sevince patlıyor ampul
ve dökülüyor tüm yalanlar pul pul


istek gönderebiliyorsun mesela
çal diyorum be lambanın cinine
çal özgürlük için
Müslüm Babadan ‘sensiz olmaz’