Mutlaka duymuþsunuzdur. "Ýslam akýl deðil nakil dini" diyenleri... Oysa Allah yüzlerce ayette okuyan, düþünen ve akledenlerin öðüt alacaðýný bildirir. Dolayýsýyla Ýslam akýl dinidir. Allah baþkalarý sizin adýnýza okusun, düþünsün, size anlatsýn demiyor ayetlerde. Fert olarak bizlerin okumasýný, üzerinde düþünmesini ve öðüt almasýný söylüyor.

(Bu Kur'an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düþünsünler ve temiz akýl sahipleri öðüt alsýnlar diye sana indirdiðimiz mübarek bir Kitap'týr. (Sad Suresi, 29)

Diyanet Ýþleri, ülke genelinde Kuran okuma oranýný tesbit için bir araþtýrma yapmýþ. Yapýlan araþtýrmada, yüzde 20'lik bir kesimin Kuran'ý hiç eline almadýðý, % 60'ýn Kuran'ý eline aldýðýný, % 40'nýn Kuran'ý okuduðu ve % 80'lik kesimin ise okuduðu Kuran'ýn manasýný bilmediði anlaþýlmýþ. Bu oranlar Çin'de verilmiþ olsaydý gayet normal karþýlanabilirdi. Ancak çoðunluðun kendisini Müslüman olarak tanýmladýðý bir ülkede, neredeyse nüfusun tamamýna yakýnýnýn, Zuruf 44'e göre sorumlu olduðu tek kaynak olan Kuran'ý okumamýþ ya da manasýný bilmediði için anlamamýþ olmasý gerçekten düþündürücü !

Pek çok kiþinin dini bilgisi, Cuma hutbelerinde ya da hocalardan dinlediði ile sýnýrlýdýr. Kiþi, farz olan okumak, düþünmek ve akletmek sorumluluðunu kendi yerine getirmezse, o zaman kendisine din diye empoze edilen yüzlerce hurafe ve hikaye ile aklý örtülür ve bunun farkýna varamaz. Böyle kiþilere ayetle deliller sunduðunuzda asla ikna olmazlar. Çünkü ona resulün sözü diye Kuran'la çeliþen yüzlerce rivayet yüklenmiþ ve "resule itaat Allah'a itaattir" denilerek, eli ayaðý baðlanmýþtýr. Bilim, sanat, güzel olan her þey onlara yasak olarak anlatýlmýþtýr. Ama kimse de çýkýp " Yasaklarý Allah belirler, resul de beyan eder. O halde bilimi, sanatý yasaklayan ayetler nerede?" diye sormamýþtýr. "Onlar saðýr, dilsiz, kör gibidirler. Çünkü akletmezler" (Bakara Suresi, 171)

Ýslam alemi Kuran'dan uzaklaþýp, Kuran dýþý rivayetleri din zannederek yaþadýðý için bilimde, sanatta, teknolojide geri kalmýþtýr. Bugün insanlara Kuran'dan ayet söylediðinizde, sizi ayetleri haþa eðip bükmekle, manasýný deðiþtirmekle suçluyorlar. "Çoðunluk yanlýþ biliyor da bir siz mi doðrusunuz" diye de ekliyorlar. Yukarýda bildirdiðim gibi, Kuran okuma yüzdesi ortada. Çoðunluðun Kuran okumadýðý bir ülkede, dini konularda çoðunluðun doðru söylemesi mümkün olabilir mi?. Çoðunluk dinini, hocalardan, ücret karþýlýðý din anlatanlardan öðrendi. Çoðunluk zan üzerine bir din yaþýyor yani.

Yeryüzünde olanlarýn çoðunluðuna uyacak olursan, seni Allah'ýn yolundan þaþýrtýp-saptýrýrlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.' (En'am Suresi, 116)

Bir örnekle zan üzerine yaþanan dinin insanlarý nasýl düþünmekten ve akletmekten alýkoyduðunu anlatmak istiyorum. Kuran'da hiç bir delil olmadýðý halde bir kýsým insan rivayetlere dayanarak müzik ve enstrüman haram der. Ayný kiþi her gün, girdiði her ortamda notalarla muhatap olur. Kapý zilinden, telefonunun ziline kadar her yerde müzik vardýr. Bu kiþiye "madem müzik haram, neden siz dinliyorsunuz" dediðinizde; "hayat þartlarý nedeniyle mecbur kalýyoruz. Ama haram olduðunu inkar etmeyelim, bu önemli" diye cevap veriyor. Ýman ehli haramdan sakýnan kiþidir malum. Bile bile haramda ýsrar edenin imanýnda sorun var demektir. Müzik haram dediðiniz anda kulaðýnýzý týkamanýz ve hatta evden çýkmamanýz gerekir. Bu büyük zorluktur. Oysa "Allah, size kolaylýk diler, zorluk dilemez." (Bakara Suresi, 185), "Ve seni kolay olan için baþarýlý kýlacaðýz." (A'la Suresi, 8) der. Notanýn helali haramý olmaz. Müzik nimettir, Allah'ý tesbih vesilesidir. Ama bunu takdir etmek için Kuran'daki dini bilmek ve empoze edilen rivayetleri sorgulamak gerekir.

Bu örnekleri insanlar için veririz ve onlarý bilen kimselerden baþkasý düþünüp anlamaz. (Ankebut Suresi, 43)

Gelelim bilim konusuna... Allah Kuran'da bilimi emreder. Allah müminler için; "Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ý zikrederler ve göklerin ve yerin yaratýlýþý konusunda düþünürler..." (Ali Ýmran Suresi, 191) der. Gök ve yer bilimlerine teþvik eder. "Bakmýyorlar mý o deveye; nasýl yaratýldý?" (Ðaþiye Suresi , 17) der. Sivrisineðe, arýya, örümceðe dikkat çekerek Zoolojiye teþvik eder. "Daðlara (bakmýyorlar mý); nasýl oturtulup-kuruldu?" (Ðaþiye Suresi, 19) der ve Orojeni'ye teþvik eder. "Yere (bakmýyorlar mý); nasýl yayýlýp-döþendi?" (Ðaþiye Suresi, 20) der ve Jeolojiye teþvik eder. "Yeryüzünde gezip dolaþmýyorlar mý? Böylece kendilerinden öncekilerin nasýl bir sona uðradýklarýný görsünler…" (Rûm Suresi, 9) der ve Arkeolojiye teþvik eder. "Ýnsan bir baksýn, hangi þeyden yaratýldý?" (Târýk Suresi, 5) der ve Anatomiye teþvik eder. "De ki: “Yeryüzünde gezip dolaþýn da, böylelikle yaratmaya nasýl baþladýðýna bir bakýn, sonra Allah ahiret yaratmasýný (veya son yaratmayý) da inþa edip yaratacaktýr. Þüphesiz Allah, her þeye güç yetirendir." (Ankebût Suresi, 20) der ve Paleontolpjiye teþvik eder.

“Doðayý ne kadar çok incelersem, Yaratýcý’nýn eserleri karþýsýnda inancým o kadar çok artýyor.” “Bilim, insaný Allah’a götürür.” LUIS PASTEUR

"Bizi Allah yarattý" deyip köþeye çekilmek olmaz. Evet bizi Allah yarattý. Ama Yaratan, nasýl yaratmaya baþladýðýný araþtýrmamýzý, sanatýný tefekkür etmemizi istedi bizden. Allah'ýn Kuran'daki ayetleri dýþýnda yerde, gökte ve bedenlerimizdeki ayetlerini görmemizi, üzerinden yürüyüp geçenlerden olmamamýzý istedi...

Göklerde ve yerde nice ayetler vardýr ki, üzerinden geçerler de, ona sýrtlarýný dönüp giderler. (Yusuf Suresi, 105)

“Tabiat hiç þüphesiz Allah’ýn hiç vazgeçemeyeceðimiz, okunmasý gereken diðer bir kitabýdýr." GALILEO GALILE

Kuran'ý okurken ayetlere dikkat kesilip " Allah burada bana ne mesaj veriyor. Ve ben bu mesajýn ne kadarýný yerine getiriyorum" diye tefekkür edip bir iç sorgulama yapmadýkça Kuran'ý layýðý ile okumuþ sayýlmazsýnýz Allahu alem. Kuran'ýn anlaþýlmasýna en önemli engel, daha önceden edinilen Kuran dýþý rivayetlerdir. Kuran okurken, bu rivayetlerin zihinden temizlenmesi ve tertemiz bir akýlla anlamaya niyet edilmesi gerekir. "(Allah) Aklýný kullanmayanlarýn üzerine pislik býrakýr." ( Yunus Suresi, 100) Allah yolunda gayret eden ve Kuran'ý anlamaya niyet edenleri de Kendi dosdoðru yoluna eriþtirir. Kuran'ý anlamak için Arapça bilmek elbette önemlidir. Ama mutlak gereklilik deðildir. Arapça bilenlerle istiþare imkaný mutlaka vardýr. Kuran'ý anlamak için kilit bilgi, içten yönelerek, düþünüpp aklederek gayret etmektir.

Bizim uðrumuzda gayret edenleri elbette Kendi yollarýmýza eriþtireceðiz. (Ankebut Suresi, 69)

Sonuç: Ýslam aleminin bugün içinde bulunduðu durumun sebebi, Kuran'dan uzaklaþýlmasý, düþünmeden, akletmeden, sorgulamadan yaþanmasýdýr. Allah aklýný kullanmayanlarýn üzerine pislik yaðdýracaðýný bildirmiþtir. "Zira, bir topluluk kendilerini deðiþtirmedikçe, Allah onlara verdiði nimetleri deðiþtirecek deðildir." (Enfal Suresi, 53)

Mehtap Gözükan

https://www.facebook.com/MehtapGozukan

https://twitter.com/MehtapGozukan