Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Akşam üzeri idi, eve iki kişi geldi. Konuşmalarından ve ten renklerinden yabancı oldukları anlaşılıyordu. Türkçeyi zor konuşabiliyorlardı: "Su arıtması için geldiklerini" söylediler. Merak ettim: Sadece benim eve mi gelmişlerdi, yoksa başka evlere de uğramışlar mıydı? Büyük bir sitede oturuyordum. Sitenin yönetim kurulu vardı. Güvenliği vardı. Acaba bu kişiler, siteye girerken her hangi birinden izin almışlar mıydı? Normalde eve dışarıdan gelen olursa, güvenlik telefon açıyor ve misafirimin olduğunu belirterek tanıyıp tanımadığımı soruyordu. Benden de onayı alınca girmelerine izin veriyordu siteye. Bu defa böyle bir telefon almamıştım. Kimdi bu kişiler? Nasıl insanlardı? İyi insanlar mı? Kötü insanlar mı? Ne amaçla evime gelmişlerdi? Gerçekten satıcı mıydı bunlar? Güvenli mi idiler? Güvenli olduklarına ne kadar emin olmalıydım? Çünkü bu tür dolandırıcıların, geçmişte kapılara kadar gelip yalan söyleyip aldatarak vatandaşları soydukları, dolandırdıkları biliniyor. Hatta polis yayınlarında dahi bu tür kişilere dikkat edilmesi, gelen bu tür kişilerin büyük oranda dolandırıcı olduğu bildiriliyordu. Örnek olarak geçen günlerde yayınlanan bir bildiride "Evlere gelen satıcıların, yeni bir ürün çıkardıklarını, çamaşır tozu örneği sunduklarını, bunu kapıya çıkanlara koklatarak hakkındaki düşüncelerini istediklerini, bu ürünü koklayanların kokladıkları anda tehlike ile karşı karşıya kaldıklarını çünkü koklanan ürünün bir bayıltıcı olduğu ve koklayan kişi bayılınca evde de başka kimse yoksa evi soydukları" yayınlanmıştı. Aklıma hemen bu senaryo geldi. Gelen kişilere "İlgilenmiyorum, teşekkür ederim" dediysem de ısrar edip içeri girmek istediler. Hemen ellerindeki çantayı açıp ürünlerini göstermek istediler. O kadar ısrarcıydılar ki mutlaka onları içeri davet etmemi bekliyorlardı. Tekrar özür dileyip "İyi akşamlar, kesinlikle ilgilenmiyorum" diyerek kapıyı kapattım. Onlar da çaresiz geri döndüler. Geldikleri gibi gittiler... Tabi gelen bu kişilerin gerçekten satıcı mı yoksa dolandırıcı mı olduklarını kesin olarak bilmiyorum. Ama şüphe ile bakmak da artık genlerimize yerleşti. "Pisliğe bulaşmaktansa tedbirli davranmak daha iyidir" anlayışı ile hareket ettim. Artık takdir sizlerin. Gelenlere kabalık da yapmış olabilirim. Ama bilmediğim, tanımadığım, güvenmediğim hiç kimseleri de evime almak adetim değildir... Hata ettiysem onlardan özür diliyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |