Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Yýllardan beri hep söyleriz: Türkiye’de un var, þeker var, yað var; fakat helva yapacak maharetli eller yoktur. Bu belki öznel bir yargýdýr, ama yaþanan hakikatler bunun nesnel yanlarýnýn da görmezlikten gelinmemesi gerektiðini ortaya koyuyor. Yeraltý ve yerüstü zenginliklerimiz dünya devletlerinin iþtahýný kabartýyor. Büyük bir hazinenin üzerinde yaþýyoruz, lakin nedense ‘Derya içredir deryayý bilmezler’ berceste mýsraýnýn tecellisini hayatýmýzýn her yanýnda ve anýnda görüyoruz. Bizi bu halden kurtaracak, bize geçmiþin ihtiþamýný yaþatacak, maddî ve manevî deðerlerimizi hayatýmýzýn mühim bir parçasý haline getirecek yüce þahsiyetlere bugün dünden daha çok ihtiyacýmýz vardýr. Ülkemizde zaman zaman sýra dýþý insanlar da ortaya çýkýp güzel þeyler yapýyor. Fakat bu insanlar çarpýk düzene çomak soktuklarý için deðiþik merciler tarafýndan bir þekilde susturuluyor. Buna en güzel örnekler yakýn zamanda aramýzdan ayrýlan Turgut Özal, Adnan Kahveci ve Recep Yazýcýoðlu’dur. Zamanlarýný aþan ve bütün engellemelere raðmen çok büyük iþler yapan bu üç kiþinin de ölümü þaibelidir. Bu üç kiþiden Turgut Özal aniden rahatsýzlanarak vefat etmiþ, Adnan Kahveci ve Recep Yazýcýoðlu þüpheli trafik kazalarýna kurban gitmiþtir. Turgut Özal’ýn zehirlendiðine dair bilgi ve belgeler deðiþik kurum ve kiþiler tarafýndan dile getirilmiþtir. Özellikle eþi Semra Özal bunu defalarca vurgulamýþtýr. Trabzon’un yetiþtirmiþ olduðu iki büyük bürokrat olan Maliye eski bakaný Adnan Kahveci ve Denizli eski Valisi Recep Yazýcýoðlu izahý mümkün olmayan þekillerde kaza geçirerek hayatlarýný, genç denilebilecek yaþlarda kaybetmiþlerdir. Bunlar kamuoyuna sýradan kazalar olarak duyurulmuþ, fakat zihinlerdeki þüphe ve tereddütler silinememiþtir. Türkiye’nin süper valisi olarak nitelendirilen Recep Yazýcýoðlu 1948 yýlýnda Trabzon’un Köprübaþý ilçesinde dünyaya gelmiþ kýymetli bir þahsiyetti. Recep ayýnda doðduðu için ailesi bu adý uygun görmüþtü ona. 1968 yýlýnda, Aydýn Maiyet Memuru olarak göreve baþlayan Yazýcýoðlu, 1971-1984 yýllarý arasýnda sýrasýyla Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacýk, Kýrýkhan, Alaca, Akçakoca ilçelerinde kaymakamlýk görevinde bulunmuþtu. 1984 yýlýnda Tokat Valiliði’ne atanan Recep Yazýcýoðlu daha sonra, 14 Aðustos 1989’da Aydýn Valisi olarak göreve baþlamýþtý. 19 Aðustos 1991 tarihinde Erzincan Valiliði’ne atanmýþ, bu görevinden sonra, 26 Eylül 1999’da da zamanýn Baþbakaný Süleyman Demirel tarafýndan Merkez Valiliði’ne düþürülmüþtü. Bu þekilde bir anlamda cezalandýrýlarak geri hizmete alýnmýþtý. Peki, suçu neydi? Sadece zamaný aþan düþünceleri ve demeçleri… O sýra dýþý bir valiydi. Evli, üç çocuk ve bir torun sahibi olan Recep Yazýcýoðlu, zaman zaman yaptýðý sistem eleþtirileriyle ve aykýrý görüþleriyle dikkat çekti. Son olarak Denizli Valiliði görevinde bulunan Yazýcýoðlu, 2 Eylül 2003’te Eskiþehir-Ankara Yolu üzerindeki Temelli Belediyesi yakýnlarýnda þüpheli bir trafik kazasý geçirdi. Ankara Ýbni Sina Hastanesi’ne yatýrýlan Yazýcýoðlu, kazadan iki gün sonra bitkisel hayata girdi. 8 Eylül 2003’te Ankara Ýbni Sina Hastanesi’nde vefat etti. Cenazesi bir gün sonra, Söke ilçesinde mahþeri bir kalabalýðýn katýlýmýyla defnedildi. O yaþarken de, öldükten sonra da çok konuþuldu, tartýþýldý. 13 yýllýk kaymakamlýðýnda kimsenin tanýmadýðý Recep Yazýcýoðlu, Tokat’ta rakýya yasak koydurunca bir anda Türkiye gündemine oturuverdi. Onun akýl dolu uygulamalarýný art niyetli kiþiler saptýrarak aleyhine delil olarak kullanmaya çalýþtý. Fakat ne olursa olsun onu hiç kimse hak bildiði yoldan döndüremedi. Karadeniz inadý ve kararlýlýðý genlerine sinmiþti onun. O, bürokrasi hazretlerine meydan savaþý açtý. Resmi dairelerde resmiyeti rafa kaldýrdý, onun yerine dürüstlüðü ve samimiyeti yerleþtirdi. Kapýsýný halka ardýna kadar açtý. Her gittiði yerde halkýn içine karýþtý. Zaman zaman tebdil-i kýyafetle denetimler yaptý. Sporu bizzat yaparak halka sevdirdi. Deðiþik çevreler onun uygulamalarýný çok tartýþtý. Hak veren de, yeren de oldu. Çabuk kýzardý Recep Yazýcýoðlu, bir o kadar da çabuk sakinleþirdi. Kiþisel hesaplar deðildi kýzdýðý mevzular. Devletin sömürülmesi ve kaçak güreþmek onu çileden çýkarýrdý. Son zamanlarda özel televizyon kanallarýndan birinde merhum vali Recep Yazýcýoðlu’nun hayatýný ve icraatlarýný anlatan ‘Köprü’ isimli bir dizi yayýnlanýyor. Dizi Ayþe Kulin’in ayný adlý romanýndan film haline getirilmiþ. ‘Köprü’ romanýn kurgusu idealist bir valinin merkeziyetçi bürokratik yapýnýn doðal sonucu olarak soðuttuðu, birbirinden uzaklaþtýrdýðý, hatta kimi zaman kopardýðý devlet-halk iliþkisindeki kýsýr döngüyü kýrma çabasý üzerine þekillendirilmiþtir. Roman gerçekçi bir bakýþ açýsýyla kaleme alýnmýþtýr. ‘Köprü’ romanýnda anlatýlan konu Erzincan’da bürokratik engellerle yapýlamayan bir köprünün acýklý baþlayan, mutlu sonla neticelenen hikâyesidir. Erzincan’ýn Kemaliye Ýlçesine baðlý Baþpýnar Köyü’nde bir köprü bulunmamasý sebebiyle insanlarýn hayatlarýnda çektikleri sýkýntýlar anlatýlýyor bu eserde. Uzun yýllar boyunca yapýlamayan bir köprünün Vali Yazýcýoðlu’nun seferberliðiyle inþa edilmesi dile getiriliyor. Bir dayanýþma öyküsü anlatýlýyor. Yazar Ayþe Kulin’in ayný isimli romanýndan Ahmet Yurdakul’un senaryolaþtýrdýðý, yönetmenliðini Sadullah Þentürk’ün yaptýðý Köprü’nün baþrollerinde Erdal Beþikçioðlu, Ayþegül Ünsal, Selim Bayraktar, Ali Hakan Beþen, Haldun Boysan, Yurdaer Okur ve Melis Birkan oynuyor. Dizi Eskiþehir’de çekiliyor. Bence Erzincan’ý ve oranýn efsaneleþmiþ bir valisini anlatan dizinin Erzincan’da ve Tokat’ta çekilmesi daha gerçekçi ve uygun olurdu. Diziyi hangi akýlla burada çektiklerini anlayamýyorum. Bunun dýþýnda diziyi baþarýlý buluyorum. Zira diziden alacaðýmýz pek çok ders vardýr. Bu dizi merhum Vali Recep Yazýcýoðlu’na gösterilen vefanýn güzel bir örneðidir. Demek ki vefa can çekiþse de henüz ölmemiþ… Ben söz konusu romaný okudum, diziyi de takip ediyorum. Herkese, özellikle Trabzonlulara bu diziyi izlemelerini, Ayþe Kulin’in ‘Köprü’ adlý romanýný okumalarýný tavsiye ediyorum. Zira böyle þahsiyetlerin unutulmamasý ve unutturulmamasý gerekir. Merhum Vali Recep Yazýcýoðlu bürokrasinin hantallýðýndan þikâyet ederdi çoðu zaman. Onun için de yerinden yönetimin önemine deðinirdi. O, Tokat’ta uyguladýðý torba bütçeyle bu þehre Cumhuriyetten bu yana kazandýrýlan dersliklerin toplamýndan daha fazla derslik kazandýrmýþtýr. Daha bunun gibi nice hizmetler onun adýnýn “sýra dýþý vali, süper vali, efsane vali, aykýrý vali” olarak anýlmasýna sebep olmuþtur. O aslýnda yapýlmasý gerekenleri yapýyordu. Fakat yapýlmasý gerekenleri yapmayan bürokratlarýn yanýnda sivri görünüyordu. Yazýcýoðlu, devleti kutsallaþtýranlara ve bunun üzerinden menfaat saðlayanlara þiddetle karþý çýkmýþtýr hep... Bununla ilgili olarak söylediði “Devletin kutsalý olmaz. Kutsal olan insandýr, millettir, duygudur. Üç-beþ kiþinin bir araya gelip kurduðu yönetim organizasyonunun adý olan devletin nesi kutsal…” ifadesi bir kýsým çevrelerden tepki görse de halktan takdir görmüþtür. Bu ifadeler siteme, bürokrasiye ve klasik devlet anlayýþýna yerinde bir tepkiydi. O, ileri görüþlü biriydi; çok enteresan ve yerinde tespitleri vardý. Fincancý katýrlarýný ürkütmekten korkmaz, aksine bunu mühim bir vazife sayardý. Onun tespit ve teþhisleri önümüzü aydýnlatacak türdendir. Bu görüþlerden bir kýsmýný paylaþmak istiyorum: “Herkes sisteme teslim, yeniden yapýlanma için eylem yok. Halkýn talebi yok. Halkýmýz duyarsýz, ilgisiz. Çarkýfelek’e, Sibel Can’a gösterdiði ilgiyi deðiþime göstermiyor. Halkýmýz korkuyor çünkü ana dayaðý, baba dayaðý, polis dayaðý, asker dayaðý ile halkýmýzý korkutuyoruz. Bu kadar dayaktan sonra duyarsýz oluyor. O kadar ki; kendisine zararlý olan yiyecek ve içecekleri söylüyoruz adam anlamýyor. Beyaz ekmek yeme, beyaz ekmek demek niþasta demek, tansiyon, kolesterol demektir diye anlatýyoruz, adam yine gidip beyaz ekmek alýyor. Boyalý içecek içme diyoruz, tabii içecek, ayran iç diyoruz adam anlamýyor. Ýçki, sigara tüketiminde ve kumar oynamada dünyada dördüncüsüyüz. Bu muazzam halktan ne beklenir!” Merhum Recep Yazýcýoðlu’nun halleri þahsýna münhasýrdý. Çok kere güleçti, fakat bazen yaþadýklarý onu sertleþtirirdi. Anadolu insanýnýn doðal ve sýradan duruþu onda da vardý. Gösteriþ meraklýsý deðildi. Halkla bürokrasi arasýndaki uçurumlarý sevgi köprüleriyle birleþtirmiþti. O sadece Tokat’ýn, Erzincan’ýn, Aydýn’ýn, Denizli’nin deðil, bütün Türkiye’nin valisiydi. Onun uygulamalarý halkla devlet arasýndaki soðukluðu ortadan kaldýrmýþtýr. Onu unutmadýk, unutmayacaðýz. Bu ülkenin onun gibi bürokratlara her zaman ihtiyacý vardýr. Vefatýnýn 21. yýlýnda kendisini rahmetle anýyoruz. Ruhu þâd, mekâný cennet olsun.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |