Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
> “Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt vardır.” (Ankebût Suresi, 51) Bu ayet, İslam’ın temelinde Kur’an’ın yeterliliğini vurgular. Ancak gelenekçi din anlayışına göre, İslam, sadece Kur’an ile sınırlı olmayıp, hadisler, mezhepler ve tarihsel yorumlarla zenginleşmiştir. Bu bağlamda dinî bayramlar, İslam’ın asli bir unsuru olarak değil, geleneklerin ve toplumların din anlayışlarına kattığı ritüeller olarak karşımıza çıkar. Dinî bayramlar, İslam dünyasında sadece manevi bir etkinlik değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı pekiştiren bir olgu olarak görülür. Gelenekçiler, bayramların toplumu birleştirdiğini, küsleri barıştırdığını ve ticari hayatı canlandırdığını savunurlar. Ancak bu iddialar, Ortadoğu’nun günümüzdeki sosyoekonomik ve kültürel durumuna bakıldığında eleştiriye açıktır: Bölünmüş Toplumlar: Yüzyıllardır bayram kutlayan İslam toplumları, bugün onlarca parçaya bölünmüş durumdadır. Emperyalist ve Siyonist etkiler, bu toplumları sömürü nesnesine dönüştürmüştür. Kültürel Yozlaşma: Bayramların varlığı, ne ekonomik eşitsizlikleri, ne faiz sisteminin etkilerini, ne de toplumsal yozlaşmayı engelleyebilmiştir. Kur’an’ın emrettiği infak ve zekât kurumları çökmüş, yerine tüketim odaklı bir bayram anlayışı gelmiştir. Kur’an’da “bayram” kavramına rastlanmaz. Bu, bayramların dinî bir vecibe değil, toplumsal bir âdet olduğunu düşündürmektedir. Kur’an, ibadetlerin ve dinî ritüellerin Allah’ın belirlediği sınırlar içinde olması gerektiğini vurgular. Bu sınırların ötesine geçmek, insanın Allah’a din öğretmeye kalkışması olarak görülür: > “De ki: 'Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, her şeyi bilendir.'” (Hucurât Suresi, 16) Gelenekçi din anlayışı, tarih boyunca çeşitli örf ve âdetleri dinin bir parçası haline getirmiştir. Bu durum, İslam’ın özünden uzaklaşmasına ve insanların Kur’an yerine dedelerinin izlerini takip etmelerine neden olmuştur: > “Hayır; dediler ki: 'Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri üstünde doğru olana yönelmiş kimseleriz.'” (Zuhruf Suresi, 22) Bayramlar, bu örflerin en görünür örneklerinden biridir. Ancak bu ritüellerin insanlığın hangi sorununu çözdüğüne dair somut bir kanıt bulunmamaktadır. Dinî bayramlar, İslam toplumlarının bir geleneği olarak varlığını sürdürse de, Kur’an merkezli bir İslam anlayışında meşruiyetleri tartışmalıdır. İslam, bireyin ve toplumun hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşunu hedefler. Bu hedef, ancak Kur’an’a dönülerek ve dinî ritüellerin Kur’an’daki temellerine uygun şekilde icra edilmesiyle mümkündür. Bayramların dinî bir vecibe olarak görülmesi, İslam’ın özünden uzaklaşmak anlamına gelir. Kur’an, anlaşılmaz bir kitap değildir ve insanlara doğruyu yanlıştan ayırmak için rehberlik eder. Bu rehberliğe kulak vermek, İslam’ın birey ve toplum üzerindeki etkisini güçlendirecek ve gerçek anlamda birliği sağlayacaktır. > “Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.” (Hicr Suresi, 94)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |