Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Oysa, hep bir ruyaydi yasadigim. Bir tokat yemisce uyaniyordum kabuslarimdan . Yalnizdim her zaman. Onceleri sanirdim ki, tek ben kaybetttim hayatin nesesini... Aci cekerdim "niye sadece ben" diye. Sonralari ne cok kisinin var oldugunu benimle tipatip ayni duygulari paylastigini gordum, hayret ettim. Aslinda yalnizlikta, yalniz olmamak umudumu tuketmiyordu ... Sicak bir dost elinin yokluguna isyan ettigim gecelerimde, “Yalniz degilsin” diyen bir yurek sesi icin neler vermezdim. Aska, dostluga, durustluge, iyilige, sadakate, sarkilara olan tum inancim yittiginden hic bir sey etkilemiyordu artik beni ... Sonralariysa yalnizligim yeterli gelmedi, daha cok yalniz, daha cok kendimle beraber olmak istedim. “Yasamak icin bir sebep verin ” diye haykirip iyi seylere olan inancim yitmesin diye dualar ettigim gunlerim cok oldu.... Yasama nedenlerimin hepsi bir denizin dibine gomulunce sadece nefes almak icin yasamaya baslamistim sanki.. Herseyi cok daha basit yaptım kendimce, boylece katlanabilir olacagini sandim gelecek yillarimin.. " Cok dusunme, cok dusunmek sagliga zararli" dedim dedim de ardindan celiskilere yenildim. Bunca sene beynimizde yeni ogretilere, bilgilere yer acmak icin verdigimiz caba niye o zaman? Neden hep saglikli, mantikli dusunmeyi, akilli olmayi, ogrenilebilecek herseyi, ogrenmeyi salik verdiler bize ? Dusunen beyinlerin, dusunmeyenlerden daha degerli oldugu yalan degildi ki yasamda.. Neden benim yurek kapim hep icerden aciliyordu ? Neden biri sessizce, calmadan giremiyordu o kapidan iceri ? Neden tek basima dusuncelerimle basbasa biraktiliyordum ? Neden, neden, nedenler o kadar coktu ki.... Aslinda paylasilmayan guzel seylerin dostluk gibi, saygi gibi, sevgi gibi, ask gibi bir gun kendi kendini yok edecegine inananiyordum ve bir zamanlar guzel olduguna, degerli olduguna inandigim hersey zamanla kendini imha etmeye baslamisti icimde.... Ta ki seni taniyincaya dek CAN.... Saskindim sen cikageldiginde "oldurduklerimin mezarinin ustundeki bu zafer dansi da neyin nesi? " dedim ilk zamanlar. İnanamadim varligina, var olabilecegine CAN... Bu huzur, bu sevinc nerden geliyor anlayamadim. Gozlerimi kamastiran bu isik, bu sicaklik neyin nesiydi ? Icimdeki butun putlari yerle bir ettigimde , bir zamanlar kutsal deyip tapindigim hersey bir toz bulutu oldugunda sen karsimdaydin. Putlarim yikilmisti belki , ama Tanrilarim hala icimdeymis megerse. Karanlik mabedimin derin yariklarindan gunes isigin sizdi birden, sessizce. Yapraklari dokuk, govdesi catlamis , kurumaya yuz tutmus dallari kirilmis agactım ki, bu yeni baharda , firtinaya , donduran soguga inat, umutsuzlara , vefasizlara inat, isigini icime alip, mavi ciceklerle donandim adeta seninle CANim.. Masallardaki kusursuz kahramanlar degildi bekledigim yillarca.. Belki beni tekrar yaratacak biriydi , belki de aldigim yaralara aldirmadan bana inanip , guvenecek sonuna dek sayacak, sevecek biriydi... Sevdigi icin daglari delen, ihanet etmektense ,zehiri icmeyi yegleyen, diyetini odemek icin, kendi kolunu kesen, masal kahramanlarini dusundugumde hayretle gulerdim .... Gulerdim tabi ki , cunku bunlar masallarda olurdu bilirdim de.... Yasamim boyunca tanidiklarimda , seviyor sandiklarimda; tutku, sevgiyi ; yalan, durustlugu; ihanet sadakati; ofke, merhameti yenmemis miydi ? Vazgectim deyip , yenilgiyi kabul etmeyip kacan bendim gerceklerden aslinda.... Dusen bendim her yenilgi sonrasi da... Ayaklarim uzerinde dogrulmakla gecmisti yillarim... Neden dustugumu ise cogu kez anlayamayamamistim bile... Her keresinde bir umut isigi aramistim . Aslinda umut benim icimdeydi . farketmeden kendim, kendime umudu sunuyordum... Avuntu, aldatmaca olmadigini bunlarin sen yasamima girdiginde anladim CAN... Simdi butun dunya uzerime gelse, yuregini benden alamaz. Ve yasadigim surece asla kimse bilmeyecek, yuregimde ne oldugunu... Simdi biliyorum ki kabustan uyandim, cezayir menevsesi gozlerim acildi isiklarinla... Bu rüya, dus degil , uyanmayacagim degil mi bu kez CAN ? Firtinaya, soguga, yagmura, kara bulutlara savasa, yokluga tum olumsuzluklara ragmen bitmeyecek, yasayacagiz , yasatacagiz, koruyacagiz birlikte degil mi sevdamizi ? Sartsiz, kosulsuz, sinirsiz degil mi bizim sevdamiz ? Temelini saygı ve sevgi ile attik , bu nedenle ki el, ele ; yurek, yurege ; biz olduk, tek olduk seninle.... Nesrin Gocmen 27/03/2003
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nesrin Gocmen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |