..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > crouching




18 Kasım 2003
Kızım Evden Kaçtı!  
crouching
Bir ara solcularla yaşanıyordu bu problem. Sonuçta hepsi uç noktalara kaydılar ve devlet düşmanı damgası yediler. 80’li yıllarda çeşitli şekillerde yontuldular, fazlalıkları alındı. Şu an hemen hepsi ehlileştirildi. Uç fraksiyonlar daima olacaktır a


:BCIB:
Hani pekçok Türk filminde rastladığımız bir hikaye vardır. Genç kız babasının hoşuna bir gitmeyen bir iş yapar ve babası tarafından evden kovulur. Sonrasında genç kız, tecrübesiz, yalnız ve saf olduğu için pavyonlara ya da genelevlere düşer. Aslında o temiz ve namuslu bir kızdır. İçinde bir yerlerde temiz ve namuslu kızın ruhunu taşımaktadır. Türk filmlerinden hoşlansın hoşlanmasın hemen herkes kızın durumuna üzülür ister istemez. Nasıl olmuşsa bir hata yapmıştır. Hem belki de onun hiç suçu yoktur. Baba aslını araştırma külfetine katlanmaksızın yargılar kızı. Ceza bellidir. Derhal o temiz yuvadan defedilmelidir. Kız düşe kalka hayata tutunmaya çalışır. Bir şekilde tutunur. İyi ya da kötü başka çaresi yoktur kızımızın. Ya ölecektir ya da bu işi yapacaktır. Var olabilme savaşı vermektedir. Namlı bir genelev sermayesi ya da işveli bir konsomatris olup çıkar. Fakat bu durum da bizim pederşahi babayı sinirlendirir. Evden kovduğu ve birlikte yaşama şansı tanımadığı kızının yeryüzündeki varlığından rahatsızlık duyar. Çoğu kez kızın ağabeyi oğlunun emriyle basar tetiğe. Nadir de olsa baba sırtlar bu ağır yükü. Savunma da bellidir. Namus cinayeti. Zaten ağır ceza yemez bu durumda katil. Cinayetine bir kılıf uydurulmuştur ya. Oldukça trajiktir ama biz artık kanıksadık sanırım. Bazen komik bile gelmeye başlıyor. Küçük Emrah filmlerinde genelde Emrah’ın annesine tecavüz edilir; seyrettiyseniz bilirsiniz. Bu sahneyi gülerek izleyen pek çok insan tanıyorum. Bu kadar duygusuz filmler yapılırsa, sonuçta ölüverir tüm duyarlılık yeterince beslenmediği için.
 
Zaman zaman güldüğümüz bu hikayenin binlerce örneği yaşanıyor her gün. Ama birebir örnekler aramayın. Başka şekillerde, mealen yaşanıyor. Her gün binlerce insan, devletin pek hoşlanmadığı işler yaptığı için yalnızlığa mahkum ediliyor. Haydaaa!... Nerden çıktı şimdi!? demeyin! Başörtülüleri düşünün. Şu an, kanayan sosyal yaralarımız içinde belki de en büyüğü. Müslümanlar bile yeterince sahip çıkmıyor onlara. Eğitim hakları ellerinden alınıyor, kamusal alandan soyutlanıyorlar. Devletin hiçbir kademesinde temsil edemeyecekler yakında kendilerini. İmam-hatip mezunu gençler, yüksek lisansa ve doktoraya kabul edilmiyorlar. Her mülakatta mezun olunan lisenin sorulması adet oldu. Sorunu baştan yok ediyorlar. Sonradan üniversite bünyesinde temizlik yapmaktansa hiç almayıverirsin; iç huzurun bozulmaz!
 
Bir ara solcularla yaşanıyordu bu problem. Sonuçta hepsi uç noktalara kaydılar ve devlet düşmanı damgası yediler. 80’li yıllarda çeşitli şekillerde yontuldular, fazlalıkları alındı. Şu an hemen hepsi ehlileştirildi. Uç fraksiyonlar daima olacaktır ama bugün solu temsil eden büyük gruplardan hiçbiri mevcut anayasal düzenin tehdidi olarak görülmüyor. Ama bugün iktidarı, büyük çoğunlukla elinde tutan parti düzen için tehdit olarak görülebiliyor.
 
Ne olacak nereye varacak. Onlarda bir şekilde kötü yola düşecekler. Bu belki genelev ya da batakhane olmayacak. Ama şunu söyleyebilirim ki yaşadıkları ülkenin devletine pek de sempatiyle bakmayacaklar. Devlet burada Türk filmlerindeki önyargılı babalar gibi davranıyor. Söyler misiniz her mini etek giyene “Fahişe” diyen yobaz bir babadan ne farkı var her başörtülüye “İrticacı, devlet düşmanı” diyen devletin. Devlet, çocuklarını evden kovmaktadır. Onlar hangi ülkenin vatandaşları? O çocuklarda yaşamak için kendilerine başka evler arayacaklar. Anlayışlı bir babanın yani gerçek bir babanın yapması gereken yapılmamaktadır. İnsan yalandan da olsa şefkati arar ve merhamete köledir. Merhamet etmedikçe, anlayış göstermedikçe devlet daha çok evladını kovacaktır evden. Onlarda şefkati, merhameti başka kollarda arayacaklar ve belki bir gün babalarına gerçekten karşı gelecekler. O zaman da baba; büyük ihtimalle kendinden bekleneni yapıp şiddetle cezalandıracaktır evladını…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiç Olmak [Deneme]
Türk Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı [Deneme]


crouching kimdir?

Söylenen her söz sarsmalı, yazılan her kelime hatırlanmalı. Yoksa boşa konuşuyor ve yazıyoruz.

Etkilendiği Yazarlar:
Başta Rus yazarlar olmak üzere yaşadığı rahatsızlığı yazılı ve sözlü olarak dile getiren herkes...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © crouching, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.