..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Yeşim




26 Kasım 2003
Aşka Dair Monolog  
Yeşim
Hayatta varolan her duygu yaşanması gerektiği için vardır. Duygular iyi ya da kötü diye ayrılamazlar. Her duygu ayrı bir taddır, ayrı bir heyecandır.Aşk da bu duyguların en güzellerinden biridir kanımca..Mazoizmdir, sadizmdir belki de..Tadı damağımızda ka


:CAAB:
Bu dünya üzerindeki en güzel, en yüce duygu aşk değil mi? Aşk değil mi midemde kelebekleri uçuşturan, delilikler yaptıran, beni en çok mutlu kılabilen, aşk değil mi beni acıdan acıya sürükleyen, hiçbir şeyin gücü buna yetmezken, buna gücü yeten?
Niye o zaman iğrenç bir ayran gönüllü olmakla suçlanıyorum ben? Biliyorum sorun şu, siz bir kez yaşayabiliyorsunuz bunu, bense pek çok defa...Off Tanrım ne kadar da şanslıyım... Bu yüce duyguyu, bu içimi yakan ama beni zevkten çıldırtan acıyı bana defalarca kere yaşattığın için ve bana bunun farkına varabilecek kapasiteyi bahşettiğin için sana nasıl teşekkür etsem?

Canını yaktıklarım bana nasıl teşekkür edeceklerini şaşıracaklarına, niye hala lanet okuyorlar ki arkamdan? Oysa hepsini ayrı ayrı sevdim ben... O lanet yağdırdıkları, beddua ettikleri beni çıkarsalar hayatlarından çok mu keyifli olcaktı sanki herşey? Ya bir de utanmadan hayatlarında ilk kez bunu yaşadığını itiraf edenler... Siz niye beddua ediyosunuz peki, minnettar olmanız gerekirken? Ömür boyu beraber olsak çok mu mutlu olcaktınız? Şaka gibi belki ama gerçekten minnet borçlusunuz bana... Aşkın en güzel, en tatlı, en acı verici yerinde sizi hayatımdan çıkardığım için... Sizi dünya üzerindeki bu muhteşem duygudan mahrum bırakmadığım için... Sizi bu kadar sevdim işte ben... Sizin beni asla sevemediğiniz kadar.... Sizse beni karalayacak, arkamdan bir ton laf söyleyecek, bana acı çektirdi, ortada bıraktı diyecek kadar sevdiniz. Aramızdaki fark bu!

Ya sen... ya sen Allah’ın cezası, beni en çok anladığını düşündüğüm sen? Sen de mi? Sen de mi keyif almaktan acizsin bu acıdan? Seni öyle çok, öyle çok sevdim ki... Kendim en çok acı çekeceğim noktada, beynime henüz hükmetmeye vaktim olmadan, en savunmasız olduğum noktada terkettim seni... Bu zevki en çok sana yaşatabilmek ve seninle yaşayabilmek için... ama bildin mi bunun değerini? Seni senle evlenmeyi istemeyecek kadar sevdiğimi? Seni terkettim, sonsuza kadar beni içine hapset, beni yaşa, beni sev diye... Seni terkettim, kalbimdeki en temiz, en güzel yerde sen olasın diye... ama değil keyfini çıkarmak,en güzel aşkın, tadı damağında kalmış ve ulaşılmaz olanın, bunu farketmiyorsun bile?

Şu an anlamasan da bunu, hayatının geri kalanında aşık olduğunu sandığın her kadın, hatta hayatımın aşkı diye evlendiğin karın bunu öğretecek sana... Her geçen gün en çok beni, aslında yalnızca beni sevdiğini anlayacaksın... İşte o zaman aşka dair bir umut olacağım kalbinde. Yaşadıkça aşkı arayacaksın, aradıkça beni bulacaksın... beni yücelteceksin... işte o zaman yeniden bir damla gözyaşı oluvereceğim gözlerinden süzülen, işte o zaman seviştiğin her beden ben oluvereceğim yeniden, işte o zaman her rüyana gireceğim yeniden, kabusun olarak değil, en çok sevdiğin kadının olarak... ve sen gerçek aşkı bulmuş, tatmış olacaksın...


- Great Expectations ve The fountainhead (Ayn Rand) ilhamları...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: tebrikler...
Gönderen: A.Latif İRVEN / izmir
7 Mart 2004
sevgili Yeşim... bir kadının, aşkın acıtan, dağlatan, etini yakarcasına alevler içine sürükleten duygu selini yakalamış olacağını düşünemiyordum.. ta ki, bu yazıyı okuyana kadar. tebrikler.. düşüncemi klişe olmaktan kurtardın.. evet.. acı varsa, adı aşktır.. ve sen bunu hem yaşamış, hem öğretmişsin... sen, sol yanına saplı bir hançerin.. adı aşk olan o hançerin, acısını seven kadın... sakın çıkarma onu yüreğinden.. bırak, var olduğun sürece kanatsın dursun.. kutsal olanı keşfetmişsin sen... kal güzelliğinde...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mesih
Savunma Mekanizması
Film Şeridi
Terk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayaletperest [Şiir]
20 Aralık 2012* [Öykü]
Gölge [Öykü]
Welcome To Kay-ıp-bedenler Kulubü [Öykü]
Beyoğlu ve Ben [Öykü]
İntihar [Öykü]
P - Lastik [Öykü]
Tez [Öykü]
Dedem [Öykü]
Randevu [Öykü]


Yeşim kimdir?

Okuyucularımı şaşırtmak ve yüzeysel olmayan tarzda düşünmeye yönlendirmek en büyük hedefim. Güneşin muhteşem batışı, kuş, böcek tasvirleri, sevgi pıtırcıkları bana göre değil… Güneş gökyüzünde, kuşlar ağaç dallarında zaten yeterince güzel… Ben dünya üzerindeki en karmaşık şeyi insan psikolojisini eşelemekten ve bunu yazılarıma aksettirmekten büyük keyif alıyorum. Üzerinde çok fazla yazılmış, çizilmiş, fazla tartışılmış konular bana göre değil. Yazarken edebiyat yapma kaygım yok. Soyut olan düşüncelerimi, karakterler vasıtasıyla somutlaştırmak amacım. Yazdıklarımı anlaşılması zor bulanlar var. . . Çünkü ben yazarken kendi hayal gücümü ya da kurgu yeteneğimi ispatlamak adına yazmıyorum; -kendi hayalgücüm bana yetiyor, fazla bile geliyor! -Okuyucuya hayal gücünü zorlatmayı hedef alıyorum. "Eğer Leonardo, Mona Lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik ?: 'Hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var' bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben bunun 2001'e (Space Odyssey) olmasını istemiyorum" (Stanley Kubrick)

Etkilendiği Yazarlar:
Ayn Rand, Dostoyevski, Sarah Kane, Annem, Bent, Smoke City, Beyoğlu, desteğini hep hissettiren İzzet Harun Akçay


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yeşim, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.