..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > İsmail cem dogru




4 Aralık 2003
Özentinin Gündemi - 2  
İsmail cem dogru
Sanırım televizyonsuz bir hayatı hiç hatırlamayan bir neslin hemen bir üst kuşağını temsil ediyor yaşım. Dolayısıyla televizyonsuz bir yaşamdan sonra televizyonla tanışmanın mutluluğu çocukluğumuzun en masum günlerine denk gelmiş oluyor bu durumda. Ondan


:BADA:
 Sanırım televizyonsuz bir hayatı hiç hatırlamayan bir neslin hemen bir üst kuşağını temsil ediyor yaşım. Dolayısıyla televizyonsuz bir yaşamdan sonra televizyonla tanışmanın mutluluğu çocukluğumuzun en masum günlerine denk gelmiş oluyor bu durumda. Ondan öncesini hatırlamıyorum. Ama evimize televizyon girdiği zamanki heyecanım aklımdan hiç çıkmıyor.
Tabi o dönemin çocukları gibi benim içinde televizyon çizgi film demekti.  Ve çizgi film demek benim için TOM ve JERRY anlamına gelmekteydi. O zaman sermayenin temsilcisi olan ev sahibinin kapital yığınlarını stokladığı buzdolabını koruyan emperyalizm uşağı TOM ile yeryüzüne en azından yaşamak adına çıkan aynı zamanda kapitalist ev sahibine ve onun uşağı TOM’ a hayatı zehreden bu sevimli fare kahramanımdı. O zamanlar evimizde neden fare kapanları kurulduğu konusunun benim için anlaşılması mümkün bir açıklamasını bulmak kolay olmuyordu. Bir halk kahramanı olan fareyi öldürme hayalleriyle plan kurulurdu evimizde ve kurulmuş kapanlardan çıkan o sesler zaferin müjdeleyicisiydi. Jerry kahramanıydı hepimizin. Babamda bayılırdı. Ama aynı fare bizim evimizde bir asalak, bir hastalık bir ölüm tuzağıydı bizler için. O zamanlar bunu sorduğumda iki fare arasındaki farkı bana bilimsel yollardan pek anlatamadılar. Orası televizyon diye geçiştirdiler. Ama ben sorularımla büyümekteydim... 
Ben türk filmlerini hiç saçma bulmadım. Çocukluğumdan beri çok sevdim. Zaman zaman bir empati vasıta oldu hislerimi tercümeye. Bazen sürünün peşine takılmış bir koyun misali gündem tasviri gördüm karelerde. Ama küçümsemek gibi bir gaflete düşmedim hiç. Çünkü başkalarının yaşamlarına öykünüp kendi yaşamımızı televizyondan izlerken inkar etmenin yararı olmayacağını önceden fark etmiştim.  Ama küçükken kafam karışırdı. Mesela kötü adamların neden Cüneyt Arkın’ın kız kardeşine tecavüz ettiklerine anlam veremezdim. Adamın canlarına okuyacağı gün gibi ortadayken. İnsan hiç bile bile dövdürür mü kendini. Git küçük Emrah’ın annesi dururken Cüneyt Arkın’ın karısına kız kardeşine sataş. Olacak şey değil. Ha birde Kadir İnanır’a kızardım. Sen Türkiye’nin en güzel kadınlarıyla film çevir ve bir defa bile sevişme. O yüzden belki Coşkun’un rolleri daha çekici gelirdi.
 Sanırım hepimizin hikayeleri buna benziyor. Eğer benzemeseydi bir gerillanın yaşamına özendiren Jerry kahramanımız olur muydu. Emekle yoğrulmamış mı o evdeki peynir. Ya o evde jerry ve arkadaşlarının talan ettiği süt bir bebenin lokması değil miydi. Bu mantık kurgusuna göre bir sabah kırmızı ışıkta durup hayatından olanların bir farenin tuzağına kurban gittiğini anlamak için uzman mı olmak lazım. Yıllarca bu fare otuz bin insanın canına kastetmedi mi? Ya bunu nasıl unuturuz? Peki tek dişi kalmış Amerikalı bunları televizyondan izlerken verdiği tepkiyle kulelerin yıkılışa verdiği tepkini farklılığını değerlendirirken bizim Jerry ye ve bizim evdeki fareye yaptığımız ayrıma benzer bir düşünceyi taşıdıklarını görmek için ne olmalı? Biz mi onlar gibiyiz. Onlar mı bizden öğreniyor.  
Filmlerin kötü adamı çabuk unutuluyor. Oysa hiç düşündünüz mü filmlerdeki iyi adam aynı zamanda kadınlarımızın da hayallerindeki adamın ta kendisi. Şimdi yuvalarımıza nifak tohumunu ekenler kim. Halbuki bizde alkışlamaktayız o jönü tertemiz hislerle. Unutmak her geçen gün kanımıza işliyor. Ya şimdi! Özentinin gündeminde ne var?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Özentinin Gündemi - 1

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fil Dişinden Kuleler ve Cemil Meriç
Kadın ve Şiir
Bir Çelişkinin Anatomisi - 1


İsmail cem dogru kimdir?

Edebiyat kişiyi yaşam ilkeleri vurgusuna aklı başında tanımlar geliştirmesini öğütlemeli. Benim çerçevemde edebiyat okura insandan daha değerli bir varlık olmadığını sürekli dayatacaktır.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İsmail cem dogru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.