..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > BELGİN ERYAVUZ




18 Mart 2004
Kıskançlığın Soğuk Nefesi Ensenizde Mi?  
BELGİN ERYAVUZ
Yazılarını severek takip ettiğim Ahmet Altan “Kıskanmak ve içinizdeki bıçak” isimli deneme yazısında bakın kıskançlığı nasıl özetliyor. “Şeytanın yarattığı gökkuşağı gibidir kıskançlık. İçinde siyahtan mora doğru her türlü karanlık rengi


:BCAC:

Kıskançlık... bir türlü anlayamadığım, tanımlamakta zorluk çektiğim, insanların o güzel manevi değerlerinin yanına pek yakıştıramadığım bir karmaşık duygu.
İnsanlar neden kıskanırlar?
Kendi kendime bu soruyu defalarca sorduğum halde, yanıt bulmakta zorlanıyorum. Kıskançlık bana göre sevmeyi ve paylaşmayı tam öğrenememiş, ben duygusu ağır basan insanların kendi egolarını tatmin etmeye çalıştıkları yada bazı duygularını bastırmaya çalışırken yaşadıkları o soğuk ama bir o kadar da yakıcı duygu...
Kıskançlık her insanın doğasında vardır ve insanlık kadar gerçektir. Ama gerek aldığımız eğitim ve gerekse yaşam şeklimizle kimimiz kıskançlık nedir bilmezken, bazılarımız sadece kıskançlık yüzünden birbirlerinin canına kıyacak kadar değişim gösterebiliyor. Dahası bu duyguyu böylesine yoğun yaşayıp, sevdiklerine de hissettiriyorlar ve hayatlarını bir anlamda yaşanmaz hale getiriyorlar. Bir bayan kendisinden daha güzel bir bayanı, kısa boylusu uzun boyluyu, fakiri zengini, evsizi ev sahibi olanları, arabasız olanlar araba sahiplerini, gelir seviyesi düşükler daha güzel şartlarda yaşayanları, çocuk sahibi olamayanlar çocuklu aileleri, çoğunlukla da eşler birbirini kıskanıp duruyorlar. Peki ama neden? Ben esas gerekçeyi bir türlü bulamıyor ve kıskananları haklı göremiyorum. Belki de diğer duygularımın yanında yer vermiyorum, aslını isterseniz vermek de istemiyorum. Ama zaman zaman ensemde kıskançlığın soğuk nefesini hissediyorum...
Yazılarını severek takip ettiğim Ahmet Altan “Kıskanmak ve içinizdeki bıçak” isimli deneme yazısında bakın kıskançlığı nasıl özetliyor. “Şeytanın yarattığı gökkuşağı gibidir kıskançlık. İçinde siyahtan mora doğru her türlü karanlık rengin kıpırdaştığı bir gökkuşağı…”
Kıskanmayı kendimizden uzak tutalım ne olur, o soğuk duygunun önce kendi içimizi kemirmesine, sonrada karşımızdakilerin duygularını incitmesine izin vermeyelim. Özellikle çocuklar...onlara bu duygunun varlığını bile hatırlatmayalım. Tek yolu sevmek ve paylaşmak...Herkesi, her şeyi ayırt etmeden, karşılık beklemeden seven ve sahip olduklarını çevresindekilerle paylaşan çocuklar yetiştirelim. Bu o kadar da zor değil inanın bana.Bu duygu bütünlüğü içinde yetişen bir çocuğun arkadaşlarını, kardeşlerini ve ileriki yaşamında etrafındakileri kıskanmasına gerek kalmayacaktır o zaman.
İnsanların belirli hedeflere sahip olmaları adına, kendilerinden daha yüksek düzeydekilerle kıyaslama yapmaları onların kıskanmalarını gerektirmez ki. Beğenip, gıpta edebilirsiniz ve içinizden “keşke bende de olsa, keşke bende onun gibi olsam,...” dersiniz o kadar. Bu son derece masum, son derece naif bir histir ve hissedilmelidir. Ama kıskanmak, sahip olmadığımız bir değere başkalarının sahip olduğunu görünce içimizi kemiren o karabasana yenik düşmek...Bunu anlayamıyorum.
Ama biliyorum ki sevmeyi bilen, paylaşmayı isteyen hiç kimse kıskanmaz. Kıskançlığın o iç yakıcı duygusuna yenilip, hem kendine hem de sevdiklerine hayatı çekilmez hale getirmez.
Kalbini sevginin o eşsiz pınarına dayayan, sevgiye doyan, güvenmeyi bilen, paylaşımın erdemlerin en güzel duygusu olduğuna inanan insanlar... Hayat sizlerle güzel, sizlerle anlamlı inanın bana.
Kıskançlığın o soğuk nefesini ensemizde duymadığınız güzel günlere...
Sevgiyle kalın.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Son Durak Huzurevi (Mi?)
Engellere Çarpa Çarpa…
Kadınsan Hem De...
Kaderini Kendin Çiz!
Kayıp Kimlikler!
Neden Bu Kadar Duyarsız Olduk?
Bana Yalan Söyleme! Beyaz Olsa Bile…
Bir Serginin Ardındaki Duygu Seli
Seninde Hayalin Olsun...
Doktorum Beni Anlamıyor

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi ve Pozitif Enerjinin Gücü
İlişkiler Düğüm Olmuş Çözülmüyor
An"ı Yakala, Çilek Tadındaysa Bırakma!
Bakıp da Görenlere, Görüp de Sevenlere!
Sır Dolu Papuçlar
Rengarenk Duygularda Yaşatmak Sevgiyi!
Özlemek!
Uzaklarda Bir Yerlerde...
İçimizdeki Unutma Sesi…
Unutmanın Acısı, Unutulmanın Sancısı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Seviyorum Diyebilmenin Güzelliği [Öykü]


BELGİN ERYAVUZ kimdir?

İçimde yaşadıklarımın, hissettiklerimin birebir yansıması,tıpkı denizin mavilikleri gibi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Okumayı çok seven birisi olduğum için,yazılarını okuduğum hemen tüm yazarlar.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © BELGİN ERYAVUZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.