..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eþi ne iki görüþ vardýr, ne iki saç kýlý, ne de iki tohum. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Rabia Suluk




11 Haziran 2004
Hayatla Ölüm Arasýnda Son Raunt  
Rabia Suluk
Donmuþtum. Ýlk cümleden ötesi derinlerden gelen cýlýz bir sesti. Daha yirmi yaþýnda ve hayat doluydum. Dudaðýmýn kenarýnda kalakalmýþ manasýz bir tebessümle, þaþkýnlýktan irileþmiþ gözlerimi, deminden beri bizi sessizce dinleyen ve yanýmda çözülmemeye ç


:BBJF:


SON RAUNT

   
Susuyordu.
    Gözlerimle onu takip ediyordum. Yana sarkýttýðý elindeki kâðýtlarla odanýn içinde geziniyordu. Durumunda henüz anlayamadýðým bir fevkalâdelik vardý. Doktorum benimle konuþacaðýný söylediðinde, birkaç gün daha hastanede kalacaðýmý, yine bir düzine o can sýkýcý testlere tâbi tutulacaðýmý düþünerek suratýmý asmýþtým.

    Arkasý dönüktü þimdi.
    Bana uzun gelen bir süre pencerenin önünde dikildikten sonra aðýr adýmlarla gelip yataðýmýn yanýndaki sandalyeye oturdu. Elimi tuttu. Bakýþlarý þefkatle çehremde dolaþtý. Sesine hâkim olmaya çalýþarak bir an önce söyleyip kurtulmak ister gibi tek nefeste,
    -Beyninizde kötü huylu bir tümör var. Maalesef durumunuz pek iyi gözükmüyor. Bunu bilmenin sizin hakkýnýz olduðu kanaatindeyim, dedi mahcup bir edayla.
    Baþý önünde biraz daha düþünerek - sanýrým bana cesaret verme kaygýsýyla - mütebbessim, aðzýný oynattý:
    -Ama can çýkmadan ümit kesilmezmiþ.

    Donmuþtum.
    Ýlk cümleden ötesi derinlerden gelen cýlýz bir sesti. Daha yirmi yaþýnda ve hayat doluydum. Dudaðýmýn kenarýnda kalakalmýþ manasýz bir tebessümle, þaþkýnlýktan irileþmiþ gözlerimi, deminden beri bizi sessizce dinleyen ve yanýmda çözülmemeye çalýþan annemin yüzüne çevirdim. Duyduklarýmýn yalan olduðunu söylemesi için âdeta merhamet dileniyordum. Hayýr, duyduklarým doðruydu: O, otoritesinden ödün vermeyen kadýn, gözyaþlarýnýn yanaklarýndan süzülmesine mâni olamýyordu. Öylece kalakalmýþtým.

    Bayýlmalarým artmýþtý.
    Son dönem peydahlanan baþ dönmeleri ve bayýlmalarla, her geçen gün biraz daha sona yaklaþtýðýmý nereden bilecektim. Bunlar, hemen tüm bayanlarýn giriþtiði o güzellik diyetlerinden kaynaklý olmalýydý. Rahatsýzlýklarým üzerinde duraklamamýþtým bile. Hattâ “Ailem, diyetimi engeller.” endiþesiyle durumumu onlardan sakladým. Tâ ki teyze ve dayýlarýmla þen, gürültülü bir akþam sofrasýnda bulunduðumuz geceye kadar, bu anlamsýz inadýmda muvaffakiyet de gösterdim. Esprilerinin ardýndan patlattýðý meþhur kahkahalarýndan birini daha atan dayýmýn görüntüsü buðulanýp sallanmaya baþlayýnca, sezdirmeden ayaða kalkmaya çalýþtým.

    Sonrasýný hatýrlamýyorum.
    Gözlerimi açtýðýmda hastanedeydim. Doktor bir türlü eve dönmeme müsaade etmemiþti. “Ben iyiyim, hiçbir þeyim yok.” dememe raðmen bir dizi testten ve beyin tomografisi çektirtmekten kurtulamamýþtým. Onlarýn manasýz iþlerine kýzýyor, evime gideceðim günü sabýrsýzlýkla bekliyordum.

    Þimdi, “öleceksin” diyordu.
    Nasýl karþýma geçip bu derece ukalaca bir kesinlikle bunu söyleyebiliyordu? “Madem can çýkmadan ümit kesilmezmiþ.” niçin o ümitle uzaktan izlemiyordu? Öleceðimi öðrenmemin fayda neresindeymiþ?

    Artýk suratsýz biriydim.
    Sonraki birkaç hafta, bu öfkeyle geçti. Çevremde kimi görsem o asabiyetle haþlýyordum. Sanki hastalanmamda onlarýn bir katkýsý varmýþ gibi... Kim bilir belki de onlarýn saðlýklý bir hâlde etrafýmda dolaþmalarýný, benim zahmetle yapabildiðim þeyleri onlarýn zahmetsizce yapabilmelerini çekemiyordum. Neden hastalýk beni bulmuþtu? Bunamaya baþlayan babaannem orada yaþamaya devam ederken, niçin benim gibi genç birine, onca hayalleri ve idealleri bulunan bana piyango vurmuþtu? Herkes beni son günlerimde hoþ tutmaya çalýþtýkça daha bir heyheylerim geliyordu. Zavallýlar, âdeta saðlýklý hâlleriyle gözümün önünde dolaþmayý bana karþý iþlenmiþ bir suç gibi telâkki etmeye baþlamýþlardý. Yanýmda hiçbir þekilde lüzûmsuz konuþmamaya, hattâ aralarýnda tebessüm dahî etmemeye çalýþýyorlardý. Daha neler neler...

               ***

    Utanýyorum.
    Evet, þimdi, çevremde yardým için pervane bu insanlarýn bana karþý gösterdikleri hoþgörü ve sabrý düþündükçe yaptýklarýmdan utanýyorum. Ölmeden önce, mutlaka her biri þefkat timsali kesilen bu insanlardan affýmý istemeye - þimdilik ileri bir tarihe ertelesem de - kendi kendime söz verdim.

    Aðrýlarým arttý.
    Onlarý dindirmek için iðne yapmaya baþladýlar. Artýk içtiðim hiçbir dozdaki ilaç aðrýlarýmý kesmede etkili olamýyordu. Demek ki, hastalýðým ilerlemeye devam ediyordu. Yataktan pek kalktýðým söylenemezdi. Âdeta tüm dünyaya ve içindekilere küsmüþ gibiydim. Nereden bilebilirdim ki, bir gün gökyüzünü, yeþil çimenleri, sokakta oynayan çocuklarý dýþarýda gezinerek görmeye hasret kalacaðým; evin içinde dolaþmayý, hattâ konuþmayý isteyeceðim de buna muvaffak olamayacaðým; pencere kenarýndaki yataðýmdan izlediðim kýsmi gökyüzü görüntüsüyle iktifaya mecbur kalacaðým. Meðer saðlýkla fark etmeden yaptýðýmýz her hareket ne kadar büyük bir nimetmiþ. “Ýnsan kaybedince nimetlerin kadrini anlar.” derlerdi ya, duyar da pek kulak asmazdým. Þimdi kesin bir kanaatle ben de öyle söylüyorum. Hakikaten insan elde bulundurduðu hiçbir þeyin kýymetini kaybettiði andaki kadar büyük bir netlikle anlayamýyor. Kim bilir, belki birileri de bu yazdýklarýmý okurken ayný netlikte hissedemeyecek. Olsun, “Tekrardan zarar gelmez.” derler. Gerçi tecrübeleri bir kez de kendimiz tecrübe etmeksizin aklýmýz baþýmýza gelmiyor ya neyse, bir de benden duyulsa ne olur? Belki bir iki kiþinin dikkatini çekmeyi baþarýrým. Bu da ölüm döþeðimden canlý, neþeli dünyalara son bir selâm olur.

    Niye yazýyorum bunlarý?
    Gerçi artýk yazmakta zorlanýyorum. Baþýmý yükselttirip büktürdüðüm dizlerime defteri yaslayarak, fasýlalarla kalemi oynatabiliyorum. Fakat bunu yaparken mutlu görünüyor olmalýyým ki, yaþamla son bað kabilinden sayýlan bu iþe kimse karþý çýkmýyor. Belki bir ölüden kalacak bu son cümleler, ketumlaþtýrdýðým dünyamýn tek anahtarý. Sanýrým asýl bunun için yazýyorum. Neler hissettiklerini anlatamadan ölenlerin; kalýn duvarlarla çevrelenmiþ, koca kilitler vurulmuþ kapýyla örtükleri iç dünyalarýný yansýtan bir ayna vazifesi görmek istiyorum. Tabiî herkesin ayný þeyleri hissettiði düþünülemezse de benzerlerim herhâlde mevcuttur. Ya da daha önemlisi, benden geriye bir þey kalsýn istedim. Her neyse, günden güne eriyip iskelete benzeyen parmaklarýmý, bin bir zahmetle oynatarak yazmaya çalýþtýðým bu satýrlarýn kuþkusuz bir ehemmiyeti olacaktýr.

    Ellerimi inceliyorum.
    Kalem tutmaya çalýþan güçsüz, âdeta ince soluk bir zarla çevrili ellerimin günden güne geçirdikleri deðiþimi izleyebiliyorum þimdilik. Ama yüzümün ne hâl aldýðýný tahmin dahî edemiyorum: Tüm güzelliðini meydana çýkarabilmek için yaptýðým maskeler, boyalar artýk yok. Onlarsýz, kemikleri iyice ortaya çýkmýþ renksiz yüzüm kim bilir ne hâlde görünüyor? Aynada kendime bakmaya cesaretim yok. Kimse de bu konuda bir teþebbüste bulunmuyor. Ben de aynalarla bu vaziyette bir iþimin olduðunu düþünmüyorum zaten. Ama bazen annemi buðulu gözlerle yüzümü incelerken yakalýyorum. Hiçbir þey sormuyorum. Böyle durumlarda belki en doðrusu hiçbir þeyin farkýnda deðilmiþ gibi davranmak. Ýnsanlar bir þey açýklamak zorunda kalmayýnca nispeten rahatlýyor.

                    ***

    Sinir harbi yaþamýþtým.
    Doktordan neticeyi duyduktan bir birbuçuk ay sonrasýna kadar sürmüþtü bu harbim. Fakat zamanla kendimi, teselli edebilmek adýna türlü þeyler düþünmeye zorladým. Nasýl olduysa oldu hastalandým, ölecektim, kurtuluþ yoktu. Son günleri yaka silktirerek, nerdeyse ölümüme sevindirtecek derecede kötü hatýralar ve kalp kýrgýnlýklarýyla geçirmenin kime ne yararý vardý ki?... Bu neviden düþüncelerle deðiþmeye karar verdim. Ondan sonradýr ki çevremdekiler biraz rahat nefes almýþ, benim anlamsýz kaprislerimden kurtulmuþtu. Þimdi baþtan ayaða sadece þefkat kesilmiþ, rikkat ve ihtimamla her hâlimi takip ediyor, imalarýmla harekete geçiyorlardý. Yirmi dört saat baþýmda nöbet tutuluyordu. Geceleri iki kýz kardeþim, gündüzleri annem ve iþ çýkýþlarý babam...

    Aðrýlarým þiddetleniyordu.
    Öleceðime kendimi iyiden iye inandýrýp, son günlerimi mümkün mertebe iyi ve faydalý bir þekilde noktalamak istedim. Bu halde kime ne faydam dokunabilirse?!... Öteden beri hep düþlediðim gizli bir arzum vardý: Yazar olmak! Kendimi yeterli görmediðimden bu isteði bilinmez bir tarihe erteleyip duruyordum. Artýk erteleyecek bir zamaným bulunmadýðýna göre hem son günlerimi geçirecek bir meþgalem, hem de benden geriye bir hatýra kalsýn diye yazmaya karar verdim. Yazmanýn beni teskin etmede büyük bir fonksiyonu oldu dersem bilmem inanýr mýsýnýz? Ýlk günler satýrlara, içimde kalan son zehir kýrýntýlarýný akýttým. Sonralarý da yazabildiðim, duygularýmý ifade edebildiðim için içimde bir sevinç duydum...
               
***

    Artýk ayaða kalkamýyorum.
    Yatmaktan yatak vücuduma batmaya baþladý. Hattâ yaralar çýktý. Onlar pansuman yapýlýrken dayanamýyorum. Kimse bana dokunsun istemiyorum. Çünkü her dokunuþ ziyadesiyle canýmý yakmaya baþladý. Ýðneleri daha sýk ve yüksek dozda yapmalarýna raðmen, aðrýlarým dinmiyor. Artýk kalem tutamadýðým için yazýlarýmý, benden iki yaþ küçük kýz kardeþime geceleri yazdýrtýyorum. Gündüzün hayhuyundan uzak - gerçi haksýzlýk edemem, herkes âzami derecede bu hususta dikkatli ama iþte yine de geceler gibi sessiz olunmasý pek mümkün olamýyor. - bu sakinliðin kollarýnda uzanmak hoþuma gitse de biraz fazla uzun buluyorum. Sonra sabahý iple çekiyorum. Sanki sabah olunca acýlarým dinecekmiþ gibi. Sanýrým hasta psikolojisi; gündüzden geceye, geceden gündüze sýðýnmak. Her birini ayrý bir ümitle beklemek!...
               ***

    Ýyice takatim kesildi.
    Âdeta fýsýltýyla, büyük bir güç sarf ederek yazdýrýyorum. Artýk ölümden korkmuyorum! Aksine kendimi teslim edebilmek için gündüz ve gecede onu arýyorum. Þu an ölüm bana bir kurtuluþ gibi gözüküyor. Bana gözyaþlarýný göstermemeye çalýþsalar da, nemli kirpiklerinden, kýzarýk ve þiþ göz kapaklarýndan annemlerin odaya girmeden önce epey aðladýklarýný anlýyorum. Ne ki anlamama üzülmesinler diye fark etmemiþ gibi duruyorum. Artýk gizleyecek bir þey kalmadý: Ölüyorum! Önceden bu düþünce beni çýldýrtýrken, þimdi tebessümle çaðýrýr oldum. Tenimin soðuk bir toprakla örtüleceði, gördüðümde bile çýðlýk attýðým böceklerin envai çeþidinin yüzümde, gözümde, dudaklarýmda, hattâ aðzýmýn derinliklerinde gezineceði, çaresiz hareketsiz kalacaðým düþüncesi beni delirtmek üzereydi. - Hoþ þimdi de çaresizlikte ayný sayýlýrým. Bir yanýmdan ötekine dönmek için yardýma muhtacým. - O zaman ölümün soðuk nefesini tüm bedenimde hissetmek, bana türlü iþkenceleri hatýrlatýyordu. Neyse ki, dedemin daha ben mini mini bir çocukken kucaðýna oturtup sevgiyle ahretten, özellikle en çok da cennetten bahsetmesi o günlerde imdadýma yetiþti. Gençtim, ölüm bana gelinceye kadar ne yaþlýlar ve hastalar vardý. Dedeciðimin anlattýðý þeyleri içime gömerek, ileriki bir tarihte, þöyle biraz yaþlanýnca yeniden üzerinde düþünmek üzere yýllarla unutmaya çalýþtým. Belki onlarý hatýrlayýp araþtýrmak bana kaldýramayacaðým, keyfimden ödün vermemi icap ettirecek birtakým görevler yükleyebilirdi. Þimdilik notuyla gündemimden kaldýrmamýn daha doðru olacaðýný düþünerek bu tehlikeli minvallerden uzak durmaya çalýþtým. Aradan yýllar geçmiþ, tatlý hatýralar olarak mazinin tozlu raflarýnda çoktan unutulmuþ bu hayalcikler, ölümden dehþete düþtüðüm hasta yataðýmda zamanla netlik kazanmaya baþladý. Þimdi en çaresiz bulunduðum bu anlarda, o eski hatýralardan medet umuyordum. Ama aklýma bölük pörçük cümleler geliyordu. Ahret hayatýný bir kez daha dinlemek istediðimden dindar yaþantýsýyla bildiðimiz, ancak küflenmiþ fikirleriyle bizi zehirlemesinden çekindiðimiz, en azýndan keyfimizi kaçýracaðý muhakkak bulunan ya da dinlemeye bile tahammül gösteremediðimizden uzak durduðumuz, baba tarafýmýzdan akraba sayýlan bir tanýdýðý çaðýrttým. Herkes þaþýrsa da son isteklerimden olduðunu tahmin ettiklerinden itiraz etmeden yerine getirdiler. Nasýlsa kaybedecekleri bir þey yoktu. Zaten ölümle iyiden iye dansetmeye baþlamýþtým.

    Artýk gidip geliyor.
    Geldikçe birkaç cümleyle konuþuyor. Bazen de öylesine bir ahenkle Kur’an okuyor ki, o sesle içimin açýldýðýný, ferahladýðýmý hissediyorum. Böyle ânlarda kendime hayýflanýyorum. Keþke bu sesle bu kadar geç, ölüm döþeðinde tanýþmasaydým. Zavallý kadýný deðer verip de hiç konuþturmadýk ki, ne yapsýn? Akan birkaç damla gözyaþýma mâni olmuyorum. Bu da benim son lükslerimden!...

               ***

    Sanýrým son satýrlar.
    O kadar halsizim ki! Göz kapaklarýmý dahî açasým gelmiyor. Simdi artýk ölüm meleðini, zihinlerimize kazýnan gizemli o korkunç çirkin suratýyla deðil, melek sýfatýyla düþünüyorum. Dediklerine göre bazen ölüm meleði, çok sevdiðimiz birinin sûretinde rûhumuzu almaya gelirmiþ... On altý yaþýn tüm saffetliðiyle sevdiðim, yakýþýklý, boylu bir gencin hayali gözümün önüne geliyor. Onu, beyazlar içinde, diþlerinin tüm güzelliðini gösteren ýþýltýlý gülümsemesiyle yanýma oturup þefkat ve muhabbetle titreþen zeytin rengi gözleriyle, gözlerime eðildiðini ve elini alnýma koyduðu esnada nasýl olduðunu anlamadýðým bir þekilde yaþam çizgisinin ötesine geçtiðimi görüyorum. Böyle bir ölümden niçin korkayým ki?

    Ayný güzel hayali görüyorum.
    Bir gün gerçekten gelip beni götüreceðine o kadar kesin bir kanaatle inandým ki, baþka türlü olmasý mümkün deðil gibi!... Acýyla yanýp eriyen bedenimden, ateþe bir pay kalmamýþtýr umarým. Bu ümitlerle her gün o güzel hayalin gelmesini bekliyorum... Sanýrým artýk fýsýltýyla da konuþamayacaðým... Zaten söylenecek pek öyle bir þey de kalmadý... Sadece o son aný anlatabilmeyi isterdim.

    Artýk ötede konuþuruz.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Okunmalý...
Gönderen: Dilber Akarsu / /
26 Haziran 2004
Okunabilir nitelikte bir hikaye. Okunmaya deðer.

:: Güzel
Gönderen: Zeynep Zorlu / /
16 Haziran 2004
Beðendim,güzel bir hikaye olmuþ. Akýcý,hoþ.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yemin

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Rüyaya Aldanmak [Deneme]
Güzelden Güzellik Gelir [Deneme]
Hatasý Açýk da Olsa, Kullar Hakkýnda Hüküm Allah"ýndýr [Deneme]
Övünmenin Dayanýlmaz Cazibesi [Deneme]
Size Bakan Neyi Görüyor? [Deneme]
Gelin Canlar Bir Olalým [Deneme]
Ýbadetimiz Gerçekten Allah"a mý? [Deneme]
Yalandan, Geriye Ne Kalýr? [Deneme]


Rabia Suluk kimdir?

1971 Erzurum doðumluyum. ilk, orta ve lise tahsilimi Gebze'de yaptým. 1994'de Ýst. Ünv. Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Özel ve kamu alanýnda çalýþtým, ancak yazarlýk hep içimde benimle var olmuþ bir düþtü. Ýlk ve son romanýmý ortaokul da kaleme aldým. Zaman zaman bir þeyler yazdým ancak yazar olarak ortaya çýkamadým. Umarým bu düþ bundan sonraki yaþantýmda gerçeðe dönüþür.

Etkilendiði Yazarlar:
Her yazardan bir þeyler aldýðýmý düþünüyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Rabia Suluk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.