Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
Efendimiz’e (s.a.v) biri gelir ve der ki: Býrakamadýðým üç günaha tutuldum. Bunlar; zina, yalan ve içki. Bu durumda Efendimiz o kiþiye neyi terk etmesini öðütlüyor dersiniz; dudaklarýmýzý uçuklatacak zinayý mý, yoksa içkiyi mi? Hiç biri. Cevaben buyuruyor ki: “Yalaný, benim için terket!” Adam kabul ediyor ve gidiyor. Bir günahý iþleyeceði zaman, “Eðer bu günahý yaparsam, Rasulullah sorduðunda ‘evet’ dersem suçum meydana çýkar. ‘Hayýr’ dersem yalan söyleyerek verdiðim sözü tutmamýþ olurum” diye düþünüyor. Böylece öbür iki günahtan da kurtuluyor. Yalan ne kadar kötü bir þey ki içkiden de, zinadan da aðýr bulunuyor. Diðer yandan doðruluk nasýl büyük bir nimet ki, doðru söyleme zorunluluðu adamýn günahlarý terkine sebep oluyor. Yalan söyleyen, kendini fazla zeki sanýr Yalan; ikiyüzlülük, hakaret, karþýsýndakini hafife alma, onunla alay etme anlamlarýný taþýr; ayný zamanda o þahsýn kiþilik bozukluðunu gösterir. Yalan sahibini mahcup ve rezil eder, kavga ve huzursuzluklara yol açar, insanlarý birbirine düþürür, dostluklarý yýkar, düþmanlýk tohumlarý eker. Yalan söyleyen, kendini fazla zeki sanýr, oysa farkýnda olmadan aslýnda þahsiyetini tahrip eder; güvenilemeyen, sevilmeyen durumuna düþürür kendini. Hele insanlarýn inançlarýný kullanarak aldatmak, tahribatý vahim, vebali aðýr, çok daha þiddetli sonuçlar doðurur. Ne yazýk ki, yalan günümüzde insanlar arasýnda çok yaygýn hale geldi. Beyaz yalan, pembe yalan, kuyruklu yalan, dolandýrýcýlýk, sahtekarlýk derken yalanýn her türlüsü toplumda icra edilir oldu. Þimdilerde gereksin-gerekmesin(!) su içmek kadar doðal kullanýlýyor yalan. O yalanlar ise birikimle, kalp üzerinde zifte dönüþüyor, ruhta tonlarca külçe halini alýyor. Ezildikçe eziliyor onun altýnda yalan sahibi. Ahlaki zaaflara, kiþilik bozukluklarýna nispeten göz yumularak iliþkiler sabýrla sürdürülebilir belki; ama yalan kaygan bir zemin sunuyor kiþilere. Buzlu bir yolda, gözlerini kapatarak kim gönül rahatlýðýyla yürüyebilir ki? Ya da riskli öyle bir yerde kim yürümek ister, güvenli yollar dururken? Denir ki, “Az yalan söylenemez, yalan söyleyen her yalaný söyler.” Ýnsaný paranoyaya sürükleyecek bir iliþki sunar yalan. Yalanýn yaptýðý yüksek tahribatý çok az insan tamir edebilir. Hele samimi ve dostunuz sandýðýnýz kiþinin gözlerinizin içine baka baka söylediðini öðrendiðiniz yalanlarýndan sonra, dost sarayýnýn gerçekte bir kulübe olduðunu gördüðünüzde, yaþanýlan þok kolay kolay atlatýlamaz. Yalan söyleyenin doðrularý bile itham altýndadýr Yalan söyleyen belki “o anýný kurtarýr” ama kendini çok daha kötü bir duruma sokar. Çünkü yalan baþladýðý noktada durmaz, yalanlar zincirine dönüþür. En sonunda o zincire dolanýp yüzüstü kapaklanmak iþten bile deðildir. Ýmam Þafii, “Yalan; güven ve emniyeti, huzur ve itimadý yok eder” der. Cam bir eþyanýn kýrýlmasýndan sonra bir daha bir araya gelmesi mümkün olmadýðý gibi, güven de tuzla buz olur yalan karþýsýnda. Artýk o kiþi doðru söylese de karþýdakinin þüpheli bakýþlarýndan kurtulamaz. Gözlerdeki o derin sorgulama, en bilindik bakýþ olur yalaný yakalananýn sözleri karþýsýnda. Hep ayný soru sorulur içten; “Acaba yalan mý söylüyor? Beni kandýrýyor mu?” Artýk her söz ve hareket yargýlanýr iç mahkemede. O mahkeme, o kiþi için hep orada kalýr. Her söz ve hareketi tartýlýr, ölçülür biçilir; doðru olup olmadýðýna kanaat getirmeye çalýþýlýr. Yalan söyleyenin doðrularý bile itham altýndadýr artýk. Böyle güvensiz bir ortam, insaný daima huzursuz ve tedirgin halde býrakýr. Uzun süre kimse o gerilimi yaþamaya tahammül edemez ve yalan söyleyenden uzaklaþýlýr. Diðer yandan yalan söyleyen, “kiþi karþýsýndakini kendi gibi bilir” kuralýnca, kimseye inanamaz. Böylece baþkalarýnýn güvenini yýkmakla kalmaz, ayný zamanda insanlara karþý kendisininkileri de yýkar. “Ashab-ý kiram indinde, yalandan daha kötü bir þey yoktur” Dinimiz yalaný, haram kýlar ve þiddetle yasaklar. Üstelik bu öyle aðýr bir sonuca baðlanýr ki, yalan, kafirlerden bile daha aþaðý görülen münafýklarýn vasýflarýndan sayýlmýþtýr. Allah Teala, “…Allah, yalancý ve nankör olan kimseyi doðru yola iletmez” (Zümer, 3), “Ey iman edenler! Allah’tan sakýnýn ve doðru söz söyleyin. Böyle davranýrsanýz, Allah iþlerinizi düzeltir ve günahlarýnýzý baðýþlar…” (Ahzab, 70-71) buyuruyor. Efendimiz (s.a.v) ise “Ýman sahibi, her hataya düþebilir. Fakat hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez”, “Kalp, doðruluktan huzur, yalandan ýzdýrap duyar” diye bildiriyor. Hz. Aiþe (r.anha), “Ashab-ý kiram indinde, yalandan daha kötü bir þey yoktur. Çünkü onlar, yalanla imanýn bir arada bulunamayacaðýný bilirlerdi” diyor. Yalanýn kazandýrdýklarý, kaybettirdikleri karþýsýnda bir hiçtir. Öncelikle bu dünyada iðrenç bir koku ve pislik olarak yakalara yapýþýr. Gidilen her yere o iðrenç koku sahibinden önce varýr. Kimse onlarla gönlünü açarak, iç huzuruyla oturamaz. Yüzler buruþur, kaþlar çatýlýr yanlarýnda. Aðýzlarýyla kuþ tutsalar, sözlerini hassas terazilere vursalar, o kaybedilen þeyi yeniden elde etmek neredeyse imkânsýza yakýndýr. Söz ve hareketlerini daima ispatlamak zorunda kalýrlar. Ne kâbus! Bundan daha kötüsüyse, Allah’ýn gazabýný çekmek!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Rabia Suluk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |