En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Seven o kadar bencildir ki kimseye tahammül edemez. Gerekirse tüm ömrünü yalnız yaşamayı göze alır, sevdiği onu aradığında ben hazırım diyebilmek için. İşte o an başlar asıl yalnızlık, çünkü bulamayacaktır bıraktığı yerde duygularını. Yalnızlık çoktan yağmalamıştır hayatındaki her şeyi, gerçekte iyi olan budur ama sıradan insanlar anlamaz ve hayatları böyle sürüp gider. Aşkın tarifini yapabilen varsa yalnızlığı da ondan öğrenebiliriz. Bu ikisi sonsuza uzanan ve sürekli kesişen iki eğri gibidir. Kesişmedikleri dönemlerde yaşar insan. Yalnızca yalnızlık aşık olmaz ya da var mıdır aşk? Yalnızlık varsa- ki aşkın sonu mu başı mı belli değil belki de tam ortasıdır yalnızlık - aşk nasıl olmaz. Yalnızlık aşka, aşk yalnızlığa aşık. Kimin sevgisi büyük bilinmez, kim ilk terk eder bilinmez, hangisi dişi hangisi erkek bilinmez. Aşık olma nedenimiz başka bir insana ihtiyacımız olmasıdır, yani yalnızlıktır. O sırada -yalnız olduğumuzu hissettiğimizde-kim yakınımızdaysa, toplum onayını da alarak aşık oluruz ona. Tabi şimdi tüm o romantik ve aptal aşıklar bunu şiddetle reddedecekler ama onlar da bir gün anlar. Hangimiz istemez aşık olmayı? Galiba aşık olup, aşkın yalnızlığa ilaç olamayacağını anlayanlar istemez. İnanın bu insanlar hiç de az değildir. Niye dünya bu kadar maddeci sanıyorsunuz. Yalnızlıkların ilacı olduğu sanılan aşkın da boşa çıkması insanları dünya işleriyle meşgul olmaya iter ve bu sayede gelişir bilim. Bu saptama ütopik gelebilir size ama düşünün. Gerçekten de aşk eşittir yalnızlığa o da eşittir hayata. Evet hastalık çaresine eşit . Peki ama hangisi hastalık hangisi çare? Bu insandan insana değişir mi? Hayır, bu her insanda yaşadığı zaman dilimine göre değişir. Yani yalnızlık bazen çare bazen hastalıktır. Birbirlerinden faydalanılır yalnızlık ve aşk ama aşk varolabilmek için yalnızlığa muhtaçtır. Hayat da bu ikisini doğrulama veya yenme veya yaşama çabasıdır ve bunlardır. Hiç kimse hayatının anlamını aramasın ben söyleyeyim; Her ölümlünün yaşam gereği yalnızlıktır, yaşama amacı yalnızlığı yenme çabasıdır. Aşk bu çabanın da bir durağı, bir mola yeri ya da steroitidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Necat Dilaver, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |