Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Siz sayın Medya büyüklerim, her şeyin en iyisini en doğrusunu bilen değerli gazeteci ve muhabir kardeşlerim, lütfen bana yardımcı olunuz. "Haber alma özgürlüğü"mü kullanabilmek amacıyla izlemeye çalıştığım televizyon kanalları arasında bir türlü haber alamamanın stresini yaşıyorum. Sinir sistemimin sağlıklı çalışabilmesi tamamen sizlere bağlı; rica ediyorum beni ciddiye alınız. "Az sonra" kavramına karşı sinir sistemim ciddi boyutlarda tehlike sinyalleri veriyor. Bakınız sevgili kardeşlerim, benim iyi kötü okumuşluğum var. Eh, hayat okulunda da biraz tecrübe edindim. Her iki dakikada bir sonraki haberi tekrarlayıp "az sonra!" demeniz beni biraz kırıyor, merak etmeyiniz ben o haberin birazdan verileceğini anlayabiliyorum. Canım kardeşlerim alt yazı geçmenize de gerek yok, zaten dinleyince algılayabiliyorum da. Bir gün üşenmedim dakika tuttum; tam oniki dakika aynı haberi "az sonra" diye yinelediniz, ama boşuna yoruldunuz zira, ben o haberin az sonra verileceğini ikinci de anlamıştım! Tamam, hadi beni ekran başında tuttunuz diyelim, ya o haber değeri kalmamış haberin içeriği sadece gösterdiğiniz bölüm kadar değil mi? İşte o zaman biraz alındım. Hadi onu da sineye çektim ama... O haberi anlatma tarzınız beni fena halde yıprattı. ... Bakınız sevgili medyacı kardeşlerim, bir haberi görsel olarak izlerken söylediklerinizi ekrana yazmanıza gerek yok. Sizlere garip gelecek ama ben görüp dinleyince de anlayabiliyorum. Geçenlerde bir kaza haberi... Yaralılar, ambulans vs. görüntülerin üzerine spiker anlatıyor; - Tam o sırada... (dann)! bir müzik ve ekranda "yaralılar ortada kaldı" diye bir yazı. Derken spiker devamediyor. - Ambulans geç geldi! (dann)! bir gürültü daha ve yine ekranda "ambulans geç geldi" diye bir yazı. Kısacası basit bir haberi hem bir kaç kez görüntülüyerek; aynı zamanda anlatarak ve de söylenenleri yazarak beş dakikada anlatmayı becerdiniz. İnanın ki fena oluyorum, şayet bana inanmazsanız tanıdıklarıma sorun, yalanım varsa iki gözüm önüme aksın! Vallahi de anlıyorum, billahi de anlıyorum. Yalvarırım bir haberi bir kez verin, eğer isterseniz zeka durumum hakkında rapor da getirebilirim. Beni anlayışla karşılayacağınızı umuyor, gereğini rica ediyorum. Her nerede yaşıyor veya... Saygılarımla.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Y. Kemal Erener, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |