..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Dinbilim > M.NİHAT MALKOÇ




29 Ocak 2005
İbret İçin Ölüm Yeter  
M.NİHAT MALKOÇ
Dünyanın nimetleri ve meşgaleleri biz insanlara yaratılış gayesini unutturuyor.Mal toplamak ve paraya düşkünlük,ruhumuzu karartmaktadır.Dünyaya aşırı sevgiyle bağlı olanlar,kulluğun mükellefiyetini çabuk unutmaktadırlar.


:CJAC:
Dünyanın nimetleri ve meşgaleleri biz insanlara yaratılış gayesini unutturuyor.Mal toplamak ve paraya düşkünlük,ruhumuzu karartmaktadır.Dünyaya aşırı sevgiyle bağlı olanlar,kulluğun mükellefiyetini çabuk unutmaktadırlar.Fakat bunu vatan sevgisiyle karıştırmamak gerekir.Vatan sevgisi dinimizce imanın bir alâmeti görülmüş olmasına rağmen,dünya malına haddinden fazla bağlı olmak hoş görülmemiştir.Zira Allah Resulünün dediği gibi: “Eğer dünya,Allah nazarında sivrisineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kâfire ondan bir yudum su içirmezdi.”
     Dünyada hiç ölmeyecekmiş gibi(tûl-i emel) planlar yapmak,gelecekte hüsrana uğrayacağımızın işaretidir.Görüyoruz ki bu yaşlı dünyamızdan her gün,hatta her saat ,belki her dakika birileri, göçüp gitmektedir.Bu hadiseler yanımızda ve yakınımızda cereyan etmektedir.Annesi,babası,karısı,abisi,komşusu ve hatta çocuğu ölenler,nasıl oluyor da bu küçük kıyametten paylarına düşen ibreti almıyorlar.Oysa ibret için ölüm yeter.
     Şafak vakti hüzünlü makamlarla uykumuzu bölen sâlâ sesleri bizlere bir yerleri ve bir şeyleri çağrıştırmıyor mu?Ölümü niçin kendimize yakıştıramıyoruz?Hangimiz sabah evden çıkınca,akşam sağ salim geri dönebileceğini garanti edebiliyor?Bunlar gibi onlarca soru sıralamak mümkündür.Bu suallerin cevaplarını verebilmek,ölüm gerçeğini anlamak için mutlak gereklidir.Sözkonusu sorulardan kaçmakla hiçbir şeyi halledemeyiz.
     Ölümden kaçmak ve korkmak imanın zayıflığına delâlet eder.Rabbini seven,ona kavuşmayı arzular.Büyük mutasavvıflardan Mevlâna Celâleddin-i Rûmî ölümü bir düğün şöleni olarak görmüştür.Günahlarımız çok olduğu için Allah’ın huzuruna çıkmaktan utanıyoruz.İnsan çok sevdiği Rabbine kavuşmaktan niçin korksun ki?Bir an evvel Rabbime kavuşayım,diyerekten kişinin canına kıyması da asla uygun görülmemiştir.Hatta buna başvuranlar şiddetle lânetlenmiştir.Bu şekilde ölümü istemek mücadeleden kaçmaktır bir anlamda.Oysa insan yeryüzüne imtihan için gönderilmiştir.O,Allah’ın davasını öncelikle yaşayacak,sonra da en yakınından en uzağına dek tüm fertlere yaşatacaktır.Tabiki sevgi ve hoşgörüyle!...
     İslâm inancında ölümü temennî etmek nâhoş bir davranıştır.Fakat büyük bir muhabbet neticesinde Rabbe rücû isteği,kötü bir davranış olarak addedilemez.Allah’tan gelene razı olmak gerekir.Ölüm zamanını da o tayin etmiştir.Vakti gelince gerçekleşir.Cenab-ı Hakk’ın işine karışmamak lâzımdır.Elimizden gelen işleri yaptıktan sonra,geri kalanını,Allah dostu Niyazi-i Mısrî’nin dediği gibi: “Mevlâ göresim neyler,neylerse Mevlâm güzel eyler” mantığı dahilinde Rabbimize bırakmalıyız.O mutlak adildir.
     İnsanoğlu dünyada yaptığı hayır ve hasenatla dilerse adını ebedîleştirebilir.Maddeden bu fâni âlemden göç eylese de manevî bakımdan tüm ihtişamıyla yaşayabilir.İyi veya kötü bir namla anılmak bizlerin elindedir.Onun için yaptığımız her işte hakka ve hakikata uygunluk ölçüsünü aramalıyız.Recaizâde Mahmut Ekrem’in dediği gibi : “Ölüm…Evet! O da fânilerin felâketidir….”Fâniyi bâkiye tebdil etmek elimizdedir.Yaşarken edindiğimiz ölçüler,bizim gerçek kimliğimizi ortaya çıkaracaktır.Bu ölçülere göre,öteki âlemde muhasebe edileceğiz.Mahkeme-i Kübra’da bizler değil ,dünyadayken yaptığımız amellerin görüntüleri konuşacak.Manevî kameralar,bizlere yaptıklarımızı inkâr etme fırsatı vermeyecektir.Rabbim,anne babanın çocuğunu ,çocuğun da anne babasını tanıyıp kollayamayacağı o dehşetli günün şerrinden sana sığınırız.
e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dinbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümü İliklerimizde Hissetmek Gerek
Fetva İle Takva Arasında Oruç

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.