Bu kitap çok gerekli bir açığı dolduruyor. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
HÜZÜN, YAŞAM ÖYKÜMÜZÜN... Belki bir gün ve sonrası, bir hüzne kilitleneceğiz hepimiz. Vurdukça duvarlarına hüznün çıkış çabasıyla, yanılıp dönen sesler çarpacak yüzlerimize. Kendi hüznümüze tutsak olduğumuz hüzün hücresinde, yanılsamalarımızı sorgulayacağız acıyla. Süreğenliğe aldanışlarımız gelecek aklımıza. Fenomenlerin yaşamla senkronize olmadığını geçte olsa farkedeceğiz. Bacaklarımızı karnımıza çekip, hücremizde bir kuytuya çökeceğiz. Yabansılaşacağız dışımızdakilere. Kimi zaman da, içimizdeki kaosu yadsıyacağız. Dudağımızın kıyısındaki son kırık tebessümün de yitip gittiğini görene dek sürecek bu. Pervasız kahkahalarımız geriye bakmadan uzaklaşacak yanımızdan. Yaşam bir kıymık gibi batacak bedenimize. Çekip çıkarmaya çalışacağız, kurtulmaya çabalayacağız yaşamdan. Yalnız kendine inanan küçük bir kitle hariç başaramayacağız. Uğraştıkça, etimize gömülen kıymığı, derimizin üzerinden izler gibi izleyeceğiz yaşamı. Önce ulaşılmaz görünecek. Ardından umursanmaz. Aslında, biz mi yaşam için, yoksa yaşam mı bizim için umursanmaz olacak ? Bu nokta hiç anlaşılmayacak. Yerkürenin üzerinden, dışındaymışız gibi izleyeceğiz onu . Ve küre üzerimize yuvarlanacak bir gün. Çoğumuz altında kalacağız. Derken, tüm ezilmişliğimizle, kuytudan doğrulup, hüzne karşı koymaya karar vereceğiz. Karar verdiğimiz gün, hüzün başka bir yüzle aniden karşımıza çıkacak. Tanımasak da kollarımızdan tutup sarsacak bizi. Böğrümüzü tekmeleyecek. İki büklüm olacağız karşısında. Renksiz gözyaşları dökeceğiz hüznümüze. Hepimizin sebepleri farklı olsada, ortak yönümüz gözyaşlarını sevmememiz olacak . Ama alışacağız. Hüzün yaşam öykümüzün son bölümcesine kadar bırakmayacak peşimizi. Belki de içimizdeki devinimi gün be gün emerek, son bölümceye o getirecek bizi. Kim bilir, anlık şanslar yaşıyacağız, biraz geç gideceğiz bir yerlere yada bazı olaylar teğet geçecek bizi. Geçici kurtuluşlar olacak hüzün mücadelemizde. Yeni olgular belirecek önümüzde. Yaşamı önemsetecek yaşam parçacıklarına kapılacağız, düğümlediğimiz yaşam bağlarımız hiç çözülmeyecek. Belki gün gelecek kendimiz çağıracağız hüznü. Bile bile, kendi elimizle tutsak edeceğiz bizi. Doğanın emrettiği gibi. Hüznün soluğu derinliğimizden yükselecek ve öylesi sürecek yaşam tüm hüznüyle. OGÜL Y.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © OGÜL Y., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |