Şiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
.BAŞROL. Aklı kurcalayan bir sorudur. Etrafımızı çevreleyen bilinmezlik çemberi. Her yeni katılım yada senin katılımın, her yeni adımda, başlangıçta, her nefesinde aklına gelen, sorguladığın... Kim kimin hayatında başrolde, kim diğerinde yardımcı rol almış. Unutma, bu rolü sen verdin ona. İşine son vermekte, belki senin elinde bu rolün.Eğer izlence iyi giderse, son vermezse kimse, başrolün kim olduğunu anlamak tüm ömrünü alabilir. O saatten sonra öğrenmek, bir anlamı olmayan hüzünlü bir sonuçtur. Aslında, sadece bazıları sonları görmelidir. Kurallar böyle yazılmıştır. O zamana kadar oyun akmıştır, birçok sahne yaşanmıştır. Ama “kim başroldedir” aslında, fragmanı olmayan bu izlencede. İki kişi çıktığın bu sahnede yalnız kalınca, başrolü oynadığını anlarsın. Bazen hiç başrol yoktur. Herkes tanrının eliyle şekillendirdiği herhangi bir biçimde aynı anda sahneyi terk eder. Işıklar söner. Belki de bir gün yardımcı rol daha iyi bir oyunda başrol bulur ve gider. Geride kalan bu oyunda başrol olduğunu erken öğrenir. Ancak yakalandığı amansız bir çelişkidir. Çünkü yeni oyununda da , oyuna yeni katılan rol başroldür. Her yeni ilişki yeni bir oyundur, her yeni oyunda da başrol değişebilir. Bazen oyunu bitirmek istersin. Güçlüce istersin. Ama olmaz işte...İzleyiciler ıslıklar seni. Oysa hepsi zaten kendi oyunlarında oyuncudur. Yine de herkes birbirinin oyununu seyretmeyi tercih eder. Sonra, bir anlık tanrı ışığı söndürür. Az sonra perde tekrar açılır. Başrolde olduğunu o zaman anlarsın. Bu ikinci bir şanstır sana, güzel bir oyunda rol alabilmen için. Eski teksleri atabilirsin.. Aynı hataları tekrarlamamak için bu oyundan çıkardığın dersler hariç, ezberlerini unutabilirsin Bazen başrolün sen olduğuna inanırsan, senoryada birtakım değişiklikler istersin. Başka oyuncular da katılsın, hikayeler, mekanlar değişsin istersin. Oyun o kadar renksizdir ki, üzerine düşen spot ışığı sönene dek denersin. Başrol olmadığını anladığında kimsenin bilmediği o yolculuğa çıkarken, senaryoyu hiçbir gücün değiştiremeyeceğini –başrolün bile- farkedersin. Diğer taraftan ya en güzel hikayeyi zaten yakalamışsan ve mutluysan hem de çok. O zaman ışıklar söndüğünde hala ayaktaysan, başrol olmanın bir önemi olmadığını acıyla anlarsın. Artık jübilesi olmayan bu hayatta seni monologlar bekler. Perde kapanana dek oyun sürer. OGÜL Y.2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © OGÜL Y., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |