..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > zumrut sarikartal




19 Ocak 2006
Yırtık Etek - Vadim O Kadar Yeşildi ki  
zumrut sarikartal
Kıymet Hanımın üzerinde keten bir elbise vardır, ancak arka dikişler, son kilo alımlardan sonra fazlaca esnemiş durumdadır . Sıkça oturup kalkmanın da verdiği baskıya dayanamayan dikişler, toplantının ilerleyen dakikalarında teker teker atmaya başlar.


:BHFH:
Meltem Hanım ve Kıymet Hanım kıkırdaşarak toplantı salonuna doğru seyirirler. Yolda, toplantıya katılacak olan Kasım Bey ve Cenk Beyi görerek selam verirler. Hep beraber salona girip patronu beklemeye başlarlar. Derken İngiliz olan patron kapıda görünür, gülümseyerek yerine oturur. Bir masanın etrafına dizilirler. Konuyla ilgili belgeler masaya dökülmeye başlar. Fotokopi makinasına en yakın oturmakta olan Kıymet Hanım, fotokopi işini üstlenmiştir. Kıymet Hanımın üzerinde keten bir elbise vardır, ancak arka dikişler, son kilo alımlardan sonra fazlaca esnemiş durumdadır . Sıkça oturup kalkmanın da verdiği baskıya dayanamayan dikişler, toplantının ilerleyen dakikalarında teker teker atmaya başlar. Arkada popo hizasına denk gelen dikişlerin tamamı attıktan sonra, her nasılsa elbise hala Kıymet Hanımın üstünde, ve Kıymet Hanım hiç bir ferahlık hissi duymuyor, elbise rahatlar. Ancak fotokopi işleri bitmemiştir ve Kıymet Hanım düzenli olarak ayağa kalkıp, masaya arkasını dönerek görevini icra etmektedir. Yapı olarak da oldukça sakin ve ağır olan Kıymet Hanım, tabi arkadaki deliğin farkında olmaksızın, aynı yavaşlıkla çalişmaktadır. Bu esnada patronun dehşetle nereye baktığını merak eden Kasım Bey , bakışları takip eder ve kara deliğe ulaşır. Şimdi dehşetle bakan iki çift göz vardır, ve ikisinde de kızı uyaracak cesaret mevcut değil. En iyi çare olarak masadaki diğer bayan arkadaşı uyarmayı görür. Böylece, iki bayan aralarında bu meseleyi halledebilecekler ve diğerleri hiç farkında değildik ayağına yatabilecekler. Fakat şimdi de sorun Kasım Beyin, önündeki kağıtlardan başka hiçbir şeye bakmayan ve de karakter olarak çok da kolay konuşulamayan Meltem Hanıma durumu çaktırmadan anlatmak. Kasım Beyin de böyle konularda pek tecrübesi yok. Nasıl olsunki, kimin var bu tarz tecrübeleri? Neyse, yavaştan Meltem Hanım’i masa altından dürtüklemeye başlar . Amacı Meltem Hanımin dönüp bakmasını sağlamak. Meltem Hanım işe o kadar dalmışki, bu kasıtlı darbeleri uyarı olarak değil, yanlışlıkla çarpma olarak algılar ve oralı olmaz. Ama Kasım Bey kararlıdır bu durumu düzeltmek konusunda. Yeniden başlar Meltem Hanımı taciz etmeye. Meltem Hanım, ısrarla ve arka arkaya gelen bu darbelerin artık bir yanlışlık olmadığını anlamaya başlamıştır. Anlamıştır da, hangi kasıtla yapıldığını anlamadığı için acayip rahatsız olmuş ve kızarmaya başlamıştır. Koskoca müdür, o kadar kişinin arasında ne cesaretle. . . . Vee. . . . . . . Yanlış anlamıştır. . . . . Olanlardan bihaber tek kişi kalan Cenk Bey ise, merakla Kasım Bey ile Meltem Hanım arasındaki hareketlenmeye odaklanmıştır. Cenk Bey, Kıymet Hanımin eteğinin farkında olmadığı için Kasım Beyin davranışlarını en az Meltem Hanım kadar acayip bulmuştur çünkü. Kasım Bey en sonunda küçük bir kağıda uyarı notu yazıp Meltem Hanıma vermeyi düşünür. Notu yazar ve Meltem Hanıma çaktırmadan uzatır. Meltem Hanım, cürretin bu kadarı fazla manasına kızarmış gözleriyle ve hiddetli bakışlarıyla tacizcisine döner, ve o sırada notta yazılanları görür;
“Meltem Hanım, Kıymet Hanımı bir uyarsanız, eteği yırtılmış, kızımıza ayıp olmasın”.
Şaşkınlıkla önüne döner, Kasım Beye tekrar bakar, sonra Cenk Beyin soran bakışlarıyla karşılaşır ve tabiki son olarak sallana sallana fotokopiye giden kara deliği fark eder. Kara delik dediğime bakmayın, vadi sayılır, diz bölgesinden beline kadar sökük. Sadece tutturmak için bile bir makara ip lazım. İşte, bu durum, Meltem Hanımin eline patlamıştır. Bu esnada Kıymet Hanım da yerine oturmuş ve tartışmaya katılmıştır. Zaten ortada tartışan sadece iki kişi kalmıştır, umursamaz yabancı patron ve herşeyden habersiz Kıymet Hanım. Meltem Hanım önüne bakarak bu işten nasıl sıyrılacağını düşünmekte, Kasım Bey Meltem Hanıma bakmakta, Cenk Bey ise bu ikili arasında neler olup bittiğini anlamaya çalışmakta. Patron bir fotokopiye daha ihtiyaç olduğunu söyler o esnada. Kıymet Hanım tam ayağa kalkacakken Meltem Hanım yerinden fırlayarak”ben çekmeliyim fotokopileri artık “ diye bağırır. Kasım Bey derin bir oh çeker, Cenk Bey anlamaz, Kıymet Hanım ise o sakin haliyle “sen zahmet etme, ben daha yakınım, ben çekerim” diyerek ısrar eder. Meltem Hanım artık dayanamaz”Israr ediyorum, ben çekicem” diyerek konuyu kapatır. Kıymet Hanım , biraz da bozuk, bu siniri anlamamış bir halde yerine oturur, Cenk Bey Meltem Hanımin çıkışının Kasım Bey ile ilgili olduğunu anlamıştır da gerisini anlamamıştır, yabancı patron dil bilmediği için konuşulanların hiçbirini anlamamıştır. Meltem Hanım yerinden kalkar ve fotokopiye giderken Kıymet Hanımin önüne bir not bırakır;
“Arkanda dizinden beline kadar uzanan derin bir sökük var ve vadi yeşil. . . . ”
Ben, toplantı salonunda tek başına oturan Kıymet Hanıma iğne iplik götürürken , Meltem Hanımdan dinledim olayı. Açıkçası gülmekten söküğü adam gibi dikememiştik. Bu arada, Kıymet Hanımin renkli çamaşır giydiğini sizlere söylemiş miydim? Tabi rengini tahmin ettiniz. . .



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Jartiyer
İmdat , Doğuruyorum!
Dedemin Küçük Sırrı
Parti
Bir Ayrılığın Anatomisi

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çıt Yok
Bıçak
Sır
ve Kazanan...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aşk Hakkında Bir Yazı [Deneme]
Hiç Olmayan Sevgiliye [Deneme]


zumrut sarikartal kimdir?

Küçücüktüm, okuyanlara özendim, okumak istedim. Daha küçüksün, okulda öğrenirsin dediler. Söz dinledim, okulu bekledim. Sınıfta ilk ben okudum, çok mutlu oldum ama hep susturuldum. Tahtadaki yazıyı ilk ben söyleyince sınıf beni takip ediyormuş. Keyfini çıkaramadım. Ama evde hep okudum. Sonra yazmak istedim, ilk romanım için bir defter aldım, ismini en başa yazdım, ''gökten inen merdiven''. Annem gördü, güldü , inanmadı. Daha sekiz yaşındaydım , yazmaktan vazgeçtim. Büyüyünce yazmalıymışım dedim. Ama zaman geçtikçe sadece okumaya vakit kaldığını farkettim. Yazmayı unuttum, erteledim, istemezmiş gibi yaptım. Derken bir gün, bir gece sabaha kadar oturup aklıma gelen herşeyi yazdım. İşte o gün benim doğumgünüm, büyüdüğüm gündü. Şimdi sadece yazmaya vaktim var, başka hiçbirşey için kılımı kıpırdatmam ( çocuğum hariç). Peki sizin beni okumaya vaktiniz var mı?

Etkilendiği Yazarlar:
Aziz Nesin ile büyüdüm. Oğuz Aral idolümdü. Gırgır, Fırt, Çarşaf , Limon düzenli takip ettiğim yayınlardı.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © zumrut sarikartal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.