Özgürlük sevdasý insanýn baþkalarýna duyduðu sevgidir; güç sevdasý insanýn kendine duyduðu sevgidir. -Hazlitt |
|
||||||||||
|
Minicik ellerimi ýsýtmanýn telaþýyla yaný baþýnda bekliyordum sobanýn. Aðýr sessizlik, küçük kalbime zehirli bir ok gibi saplandýkça ürküyor, titriyordum. Titrek vücudum sobanýn sýcaklýðýnda bile durmuyor, deprem olurcasýna sallýyordu her yerimi. Buz daðýnda terk edilmiþ çaresiz ve ürkek bir çocuktum. Gözyaþlarým yanaklarýmdan aþaðýya sessizce süzülürken aklýmda tek þey vardý. “Babam…ona ne olmuþtu…?” Babamýn bizimle geçireceði ilk akþamdý. Bir yýl olmuþtu ondan ayrý kalalý. Almanya denilen canavarýn ellerindeydi babam. Bir gece öncesinde mutluluk ve sevinçlerim baþlamýþtý. Babam gelecekti ve kýrmýzý elbiseli, aðlamayý bilen bebeðimi getirecekti… Sabah olmuyor, saatler ilerlemiyordu. Uyumakla, uyumamak arasýnda bekledim gün ýþýðýný. Nihayet cansýz ýþýklar kirpiklerimin arasýndan süzülüp, gözlerimi aydýnlatabilmiþti. Pencerenin kenarýna oturup, yarým saatte ancak geçen arabalarý sayar olmuþtum. Ama o görünmüyordu. Yüzümdeki mutluluk, çizgiler halinde yavaþ yavaþ silinmeye baþladýðý bir anda, kulaðýma gelen korna sesiyle irkilip fýrlamýþtým, yarý çýplak ayaklarýmla karýn üzerine. Sarý bir Mercedes ve babam. Her zamanki muhteþem gülüþüyle dikliyordu karþýmda. Bütün bir gün babamla nasýlda geçmiþti anlamamýþtým. Mutluydum, babama kavuþmuþtum, ayrýca kýrmýzý elbiseli bebeðime de... Daha ne isteyebilirdim ki..Ama bu mutluluðum bir yere kadardý. Ta ki, babaannemin karanlýðýn içinden, kulaklara gelen çýðlýklarýna kadar. “ Oðlum ölmüþ…!Oðlum ölmüþ…!” Ben ise buðulanan pencerenin önünde sesin nereden geldiðini görmeye çalýþýyordum. Annem ise elindeki su dolu çaydanlýðý elinden atýp, olduðu yerde tepkisizce duruyordu. Daha annemin neden böyle olduðunu anlamadan bizim eve yaklaþan gürültülü kalabalýðý fark ettim. Ne yapmalýydým..? Neler oluyordu? Koþarak kapýyý açtýðýmda amcamýn gözlerindeki yaþlarla sarsýldým. Gözlerim merakla yerinden fýrlayacak gibi büyümüþtü. Bir þeyler oluyordu, bunu fark edebiliyordum. Babaannem çýðlýk çýðlýða feryat ediyor, amcam ve diðerleri aðlýyordu. Beni anlayan veya beni gören kimse yoktu. Arkamý dönüp baktýðýmda, annem sobanýn yaný baþýnda, dökülen suyun üzerinde cansýz bir þekilde yatýyordu. “ Yenge aç gözlerini…!” diyerek amcam annemi uyarýyordu. Annemin gözlerini açmasýyla, çýðlýklarý ayný anda baþlayýp evin her yerini doldurmaya baþlamýþtý. Amcam telaþla “ çocuk evde kalsýn. Hemen gidelim. Aðabeyim kaza yapmýþ” diyerek açýklama getiriyordu kalabalýða. O an aðlamamýþtým, o küçük kalbimle ne olduðunu da anlamamýþtým zaten. Bir boþluðun içindeydim, herkes bir taraftan aðlýyor, saða sola koþuþturuyor ama benim varlýðýmý amcamýn dýþýnda kimse hissetmiyordu. O karanlýk, soðuk ve ürkütücü gece beyin hücrelerimin içine lime lime iþlemiþ, hiçbir zaman oradan çýkmamýþtý. Saat ilerledikçe sobanýn çýtýrtýlarý da kesilmeye baþlamýþtý. Artýk dondurucu bir soðuk hâkimdi evin içine. Neden beni býrakmýþlardý? Neden kimse yanýmda kalmamýþtý? Hiçbir sorunun cevabýný bilmiyordum. Korktukça kýrmýzý elbiseli bebeðime sarýlýyor, onu her kýpýrdattýðýmda aðladýkça bende kendi hýçkýrýklarýmla sarsýlýyordum. Yorgun ve titrek vücudum bu zor geceye yenik düþmüþ sobanýn baþýnda uyuya kalmýþtým. Gün ýþýðý tekrar kirpiklerimin arasýndan süzüldüðünde bu kez bana sevinç ve mutluluk vermemiþti. Hala yalnýzdým, beni arayan ve soran kimsecikler yoktu. Bir þeyler yapmalýydým… Annemin odasýndaki küçük çekmeceyi açýp en kalýn giysilerimi giydim. Aynanýn karþýsýna geçip sarý, ince telli karmakarýþýk saçlarýmý arkadan baðlayýp beremi baþýma geçirerek çýktým evden. Gece boyunca yaðan kar her yeri doldurmuþtu, neredeyse benim boyum kadardý. Yüz metre ilerideki amcamýn evinin önüne geldiðimde, yengem “ sen evde miydin?” diyerek seslendi ardýmdan. Þaþýrmýþtým, yengem evdeydi, neden o da gitmemiþti? Gitmediyse neden beni yanýna almamýþtý? Çaresizlik içinde yanýna yaklaþýp tekrar hýçkýrýklarla sarsýlmaya baþlamýþtým. Boðazým düðümlenmiþ, kelimeler aðzýmdan çýkmakta zorluk çekmiþti. Biraz kendimi rahatlatýp “ ben annemlerin yanýna gitmek istiyorum” dedim. Ama hastaneye gidecek birinin olmadýðýný öðrendiðimde yýkýlmýþtým. Yengemin ýsrarýyla onlarýn eve girdim. Aradan kýsa bir süre geçmemiþti ki; dayýmýn o heybetli koca kamyonunu gördüm pencereden. Beni almaya gelmiþti. Ýnanamýyordum, biri beni hatýrlamýþtý ve merak etmiþti. Köy yolu kapanmýþ, kamyon kapanan yolda ilerlemekte zorlanýyordu. Yol boyunca dayýmla tekbir kelime bile konuþmamýþtýk. Ben kanadý kýrýk kuþun bir yere sýðýnmasý gibi sýðýnýrcasýna oturuyordum koltuðun üzerinde. Eve geldiðimde ananemin aðýt dolu haykýrýþlarýyla yüzleþmek zorunda kalmýþtým. Beni kollarýna almýþ, sýmsýký sýkarak aðýt yakýyordu. Artýk çaresizlik okyanusunda yelken açmýþ, saða sola savrulup duruyordum. Boðazýmý sýkan bir el hissediyor, nefes almakta güçlük çekiyordum. Aðlamak ve aðlamak baþka yapabileceðim hiçbir þey yoktu… Akþam saatlerine yakýn Dedem görüldü giriþ avlusunun baþýnda. Yüzü bitkin ve çaresizdi. Ýyi bir durumun habercisi gibi görünmüyordu bu haliyle. Merakla dedemin eve giriþini bekledik. Dedem daha içeri adýmýný yeni atmýþtý ki, ben “ babam öldü mü dede!” diye feryat ettim. Sesim öyle bir çýkmýþtý ki, bir ýslýk sesi gibi kulaklarý çýnlatmýþtý. Bu sözleri duyan ananem aðlamasýný biraz daha arttýrmýþtý. Dedem ise bana dönüp hafif bir tebessüm ederek “ baban niye ölsün kýzým. Küçük bir kaza geçirmiþ “ diyerek þefkat dolu bir sesle açýklama yapmaya çalýþýyordu. Ama yüzündeki ýzdýrap dolu ifade beni hiçte tatmin etmemiþti. Akþam yemeðinin ardýndan, teyzemle ikinci kattaki küçük odaya çýktýk. Üzerime kalýn bir þeyler giydirdi yataðýmý hazýrlayýp yatmamý saðladý. Yatmýþtým ama uyumaktan korkuyordum. Yapayalnýz kalmýþtým. Bu ev sýðýndýðým bir ev gibiydi. Bende içinde bulunan bir besleme gibi. Yataðýmýn içinde etraftan gelen her ses, sanki kötü bir þeyin habercisi gibi kulaklarýmda çýnlýyordu. Uyuyamamýþ, aðlamaktan iyice nefessiz kalmýþtým. Babamla ilgili bir þeyler konuþulduðunu duydum, usulca merdivenlerden aþaðý inip, kapýnýn yanýnda dikilerek konuþulanlarý dinledim. Sonunda gerçeði öðrenmiþtim. Babam bir trafik kazasý geçirmiþ, sol kolunu kaybetmiþ. Bugün ameliyattan çýktýktan sonra da durumu iyiye gitmeye baþlamýþ. Yani babam yaþýyormuþ… Diðer gün dayým ve dedem ýsrarýma dayanamayýp hastaneye beni de götürdüler. Giriþte görevliler beni içeri almak istemedi. “ Çocuk girmesin” diye sürekli uyarýda bulunuyorlardý. Yine beni hatýrlayan orada da amcam olmuþtu. Hemen yanýma gelip beni kucaðýna alýp annemin yanýna götürdü. Upuzun koridor bizimkilerle doluydu. Annem hala o geceki kýyafetleriyle kapýnýn yanýnda çökmüþ duruyordu. Uykusuzluk ve yorgunluk yüzüne yansýmýþ, sanki iki günde iki yýl yaþlanmýþ gibi olmuþtu. Aðlamaktan olsa gerek ki, gözaltlarý morarmýþ, gözleri çukurlaþmýþtý. Beni kollarýna aldýðýnda hýçkýrýklarla ayný anda sarsýlmaya baþlamýþtýk. Babamýn kapýsý açýlýp hemþire çýktýðýnda annem elimden tutup babamýn yanýna götürdü beni. Bembeyaz örtülerin altýnda upuzun yatýyordu babam. Yüzü sararmýþ ama býyýklarýnýn altýndaki gülüþü eksilmemiþti. Sanki pozitif enerji saçýyordu etrafa. Onu gördüðüm an, boðazýmý sýkan o el yok olmuþtu. Ben artýk nefes alabiliyordum. Koþarak babama yaklaþmak istediðimde annem babamý sarsmamam konusunda uyarýlarda bulundu. Artýk babamýn bir nefes kadar yakýnýndaydým, yanaklarýndan öpüyor, minik ellerimle yanaklarýný okþuyordum. Oda eliyle benim yanaklarýmý okþuyordu. Babamýn sýcaklýðý ruhumu okþayýp geçiyordu. Tam odadan çýkacaðýmýz an diðer sarýlý kolu gözüme çarpmýþtý. Evet dedemin söyledikleri doðruydu. Babam sol kolunu kaybetmiþti. Ama sadece kolunu, canýný deðil… O gece ve her þey geride kaldý, tam yirmi iki yýl önceydi yaþadýklarým. Þimdi ise beni terk etmeyen tek þey; kýþ gecelerinin aðýr sessizliðinin verdiði korku ve sobanýn yanýþýnda açýða çýkan çýtýrtýlar….
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ýlknur, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |