Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Varsın herkes mutlu sansın, Varsın bitsin ümitlerim, Sen nasıl olsa anlamazsın!.. Anlatmaya değecek bir şey yok belki de, yanmışım bitmişim kime ne? Görülecek her şey görüldü, söylenecek her şey söylendi belki de, tükenmişim gitmişim kime ne? Duymadıklarımı duyan kulaklarım, işitmiyor artık, gözlerim derinlerine inemiyor ışıl ışıl parlayan gözlerin, beklediklerim gelmiyor, sessizliğim bitmiyor, gözyaşlarım bir türlü dinmek bilmiyor. Penceremdeki perde kirlendi artık. Camlarım puslu, gökyüzü görünmez oldu, mutlu günlerim mutsuz! Sığındığım anılarım sahipsiz kaldı, gözlerini görmeden yaşayamadıklarım gitti, ben yalnız kalalı asırlar oldu; bildiğim şarkılar silindi hafızamdan, yenilerini ezberlemeye benliğimde yer kalmadı, elim kolum ve avuçlarım soğuktan uyuştu, kanla doldu… Nerelerden geldikleri belli olmayan hüzünlerim var artık, gidilmez yollarım var, dönülmez ufuklarım. Güneşin batışını göremediğim akşamlarım var, gökkuşağının renklerini seçemediğim yağmur sonralarım var. Mutluymuşum gibi oynamam için verilen boktan bir yaradılışım var. Nereden geldiği belli olmayan ve aslında kime ait olduğunu bilmediğim huylarım var, dost bildiklerim var, sırt dönmek nedir bilmeyen yüreğime umarsızca sırt dönen sevdiklerim var. Kalanların ardındaki gözyaşlarına sahibim, gidenlerin yüzündeki mutluluğu bulamayacak kadarda talihsizim. Saf maddeden yapılmış, demir yürekli dostlar aranıyor kafese kapatılmak için, benim yanıma bir arkadaş lazım. Benim, deneyip deneyip yanıldığım bir geçmişim var, ne kadar ararsam arayayım bir türlü bulamadığım kırık dökük dostluklarım var. Gitmesini ve terk etmesini bilmeyen yüreğime, hançer vuranlarım var. Beni derinden yaralayan ama bir türlü suçlayamadığım insanlar var. Duygular var, her zaman hissettiğim ama bir türlü, doya doya, kana kana yaşayamadığım, hesaplarım var aklımın bir köşesinde, evde yapıp çıktığım, pazara gelince şaşıran umutlarım var… Anlamak zordur, anlatmakta hiç kolay değil aslında. Gittiğimde kimse ağlamasın istiyorum, kimse üzülmesin kimse hatırlamasın. Sesimi bilmesinler, yüzümü görmesinler istiyorum. Beni alıp kaçıracak bir umut ışığı bekliyorum, ama umut ışığım söneli çok olmuş, ben yine gitmek istiyorum! Çağırıyorum bir araba: “Hop oğlum bak buraya!” alıyorum başımı gidiyorum, biliyorum ki kırdığım kalpler düzelmeyecek, biliyorum ki sevdiğim kadınlar artık dönmeyecek, biliyorum ki kaybettiğim dostlarım sevgimi hiç bilmeyecek… Gitmek zor biliyorum, çaresizlikte öyle. Bilmeden ve ya bilerek kırdıklarım affedin beni, gözlerinizi bir daha görebilmek artık başka yaza. Şoförün omzuna dokunuyorum:”hadi oğlum gidelim, bas gaza!”…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Erkan Kelleci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |