Ben bir dünya yurttaşıyım. -Sokrates |
|
||||||||||
|
esrik adımların aşk arar boşuna uğraşların boşuna metro istasyonu son yolcusunu alır bir sabah canım bir sabah uyanacaksın ve açacaksın ellerini göğe kimler anlardı seni ve nerdeler şimdi ve kimler severdi seni ve nerdeler hala ölü bir aşk yaratılmayı bekliyor çalış babam çalış yosunlu bir Akdeniz Balıkcısı anlatmıştı bu hikayeyi ve o zamanlar mutluluk iki lokma balıkta gizlenmiş İnsanları memleketin yalnızlığa Cem Yılmaz gülüşleri atarlarmış zaman bre zaman yenilmez savaşçıların uslanmaz dansözü ve kontağı hala çevirmedi mutluluk hanım teyze kim arayıp ta bulmadı seni ve kim şarkılar söyleyip de kaset çıkarmadı götür denizlerin en uzağına ve bir ada çıksın karşına sen ilk yemiş dudağı heyecanı ve sen ilk gizem kokan dudakların aşk kadını mutluluğu hala uzak bir diyalektik ve hala uzayın soğuma hissi dizlerin sisliğinde ağrıya alışmak zamana alışmak gibidir kaldırımları yok ki denizlerin tuzu ama daima emrindedir eski balıkçılar çözmüşlerdir bu ikilemleri ve hala yenilgi bilmez bellekleri temiz adamların bakışlarında ki dürüstlük korkutur kirli beyinleri alışmayı ver bir kere neye olursa ol ve sen o alışma zamanından bugüne tekerlek misali aynı çamaşırlarını giyersin kirliliğin fırtına çıkar balıkçı uzaklaşır gözlerinin alışık olduğu kara parçasından yalnızlık bir ürpertisini gönderir merhaba korku dua yaratana dairdir ona yollanır ve balıkçı ilk duasıyla tanışır korkuya dair bir dua sözlerin merdiveni yok ki ve nereye gider o kadar boş kelime ve dolu bir kelime için özel bir yer mi yapılmıştır yaşamsal yerin üzerine balıkçı ve teknesi ve bir de hayal ürünü kurtarıcı deniz kadını ansızın yazgılarıyla bağlanmışlardır ve mutluluk hep onların olmuş der eski insan hikayelerinden günümüze değin yazılan yazılar..... hiç mutluluk daima yakalanan olur mu daima bitiş vardır ve her bitişin toprağının üzerinde daima yaratılan Ağustos sıcağından bir çocuk kaçmış deniz kenarına ve balıkçı bir ölü çocuk bulmuş karaların çok uzağında ortasında denizin kimse yas tutmaz eğer ölüm uzakta değilse ve hissedebiliyorsa rengini ölümün korkunun bilmem ne zamanlarından şimdiki zaman yazılımlarına kadar ey yalnız yazgısı hayatın aşk hep vardı aşk hep olacak ve aşk yaratıcı belleğindir aslında kadın belleğin ölü bir çocuk belleğin ve ölü bir çocuğa ağlayan ananın göz yaşları belleğin kim boşalmak ister bir ölü bedenin üzerine kim günah vadilerinin en karanlığında yaşamak ister ve kim ister ortasında denizde ölü bir çocukla tanışmak yalan hep aynı şarkıyı sunar ve deniz kadınları hiç olmadı ki ve ne yazık ki kadınlar denizlerin mutluluk aşılayan sularında hiç mutluluğu aramadılar ki oysa aşk sana dair bana dair ve insanlara dair yazılımlarını artık bitirmiştir uzun uzadıya ölüm ve elveda ölüm ve merhaba ölüm ve sadece gerçek hayat nasılsa bitecek en değerlisi yaşamın insanlarının bellekleri sonsuz mu kalacak yoksa .... yakılmadı henüz hiçbir aşkın belleğinde saklananların izleri zamanın tünelinde
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © bekirmore, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |