Gerçek bir sevgide diğer insanın iyiliğini istersin. Romantik sevgide diğer insanı istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Nedendir, şu anlamsız gecede, gözlerinde beliren yıldızlar parlak değil... Sevgi... Sevginin nasıl bir varlık olduğunu anlayabildin mi? Bu anlamı sana anlatmayı çok isterdim... Bahtına küs! Gönlüm buna müsaade etmiyor. Neden mi? Bana boş verdiğin gibi boş ver ki o da bana kalsın. Kalsın ki hasretim çoğalmasın. Yüreğim dağlanmasın ve ben bendeki seni bitirmeyeyim... Farkında mısın? Satırlarım gibi bahtım da karışık, saçların gibi hayatım da karışık!.. Nasıl yaşadığımı asla bilemezsin!.. Öyle sabahlarım var ki tarifsiz çilelere aşık olmuş.. İşte o sabahlarda güneş doğmadan önce bakışlarımı semaya götürüyorum... Seni çizmek istiyorum mavi göklerde... Ama olmuyor, beceremiyorum gülüm... Yalnız gözlerin çizilmedik kalıyor... Yoksa benim için ağlıyor musun?.. Sakın! ağlama gül yüzlüm. Sakın zannetme ki ben seni düşünmüyorum... Sanma ki; ben seni anmıyorum veya özlemiyorum... Ben bunları yaşamazsam o uykularım içinde seni sevenin gördüğü rüyalar var ya... İşte onlar beni rahat bırakmaz, elleri kement gibi yakama yapışır, sana yeniden yüzlerce kez aşık olurum... Tebessüme bürünürsün hep rüyalarımda... Ah... 0 rüyalar. Şimdi onlar da o kadar uzak ki... Beni yaşayabiliyor musun gül gözlüm!... Göz demişken nasıl anlatıp, tarif edeyim?.. Zeytin karası o gözlerini... Nasıl anlatayım? Şairlerin şiir yazdığı, beni mecnuna çeviren, gören ceylanların kıskanacağı, gözyaşının imrenip de gözlerine sırf dokunmak için aktığı o gözlerin... 0 gözlerin... Bunu da geçmek zorundayım. Neden diye sakın sorma!.. Sonra beni ben olarak bulamazsın... Bazen değil çoğu kere düşünürüm. Acaba her şey boş mu, veya basit bir yalan mı? Her ikisinde de karşıma sen çıkarsın... İşte o zaman gözlerimin önüne tek tel saçın çıkıverir. Ne varsa senin olmadığın mazimde, o tek tel saçına asarım. Çığlık çığlığa kaybolurlar. Ve senli mazim başlar. Düşünmek bile ayrı bir tat verir. Ne nedir? Nasıldır? Ve hatta seni de unuturum... Mecnun’un Leyla’sına takılırım... Gözyaşı bana bakar, ben gözyaşına... Ümitler biter ve şaşkın dilimde bir dua başlar. Bitmez; Mevla, Mevla, Mevla ve Sen... Ürpermeye başlarım... Rüyalar, uykular çıldırır bent bent... Duygular derbeder, düşünceler serseri, ızdırab tam ızdırab. Gözyaşım şakağımdan kayar gider sana doğru. Ve zaman durur. Hayal viranemde bulurum kendimi... Dilim öyle bir of çeker ki. Kurur düşlerim, gözlerimdeki yanardağlar söner, gözbebeğindeki fırtınalara tutulurum... Mızrap amansız değer yüreğimin tellerine... Alınların aşındırdığı seccade duyar da sen duymazsın... Senden ayrı, senden uzakta. Gönül acıyla bir oluyor. Kalbinden sürgün mü oldum ne? Duyamıyorum sesini. Sahi nerelerdesin? Ben hayal ikliminde dahi kurumuş gülün sahibi... Sana dünyanın en güzel hediyesini veriyorum. Seni sana bırakıyorum...Bahtın açık olsun!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KORKMAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |