..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Mustafa Cilasun




22 Şubat 2007
Etkinin Önemi  
Hücrelerin faliyetleri

Mustafa Cilasun


İnsana tevdi edilen emanet ve sahavetin iyi anlaşılmaması sebebiyle, sahip olunan kişilik ve kültürün tezahürü genel olarak belirginleşir lakin kayıplar ve kazançların, anlam itibari ile farklı olacağı muhakkaktır.


:AHEC:




Hücreler ve dokular faal durumlarda sahibinin izni olmadan, kendiliğinden harekete geçerler. Çünkü yapısı gereği kendine yüklenen görevleri, katiyen ihmal edemezler zira öyle bir lüksleri de yoktur.
Fakat ne zaman ki, yapısını tahrip eden unsurlar, sahibi tarafından ısrarla enjekte edilerek, savunma, yenilenme zamanı tanınmıyorsa, özelliğini kaybeder ve bir fonksiyonu kalmaz.
İnsana tevdi edilen emanet ve sahavetin iyi anlaşılmaması sebebiyle, sahip olunan kişilik ve kültürün tezahürü genel olarak belirginleşir lakin kayıplar ve kazançların, anlam itibari ile farklı olacağı muhakkaktır.
Koruma, kollama ve gözetimin çok iyi anlaşılması ve hatta idrak edilmesi kaçınılmazdır.
Tüm fonksiyonları tam kapasite ile çalıştırmak, çok mümkün olmayabilir fakat hislerin tanımı bakımından sahibine çok farklı letafetler sunacağı muhakkaktır.
İnsan, mükellef olduğu sürece bir anlam ifade eder, her canlı örneğin de olduğu gibi, mükellefiyeti reddetmek mekanikleşmek demektir.
Hislerin sahibi tarafından hangi ölçüde kullanacağı, tesadüflerle mümkün değildir zira yanlış yerde ve zeminde kullanıldığın da etkisi de muhakkak farklı olacaktır.
Merak en önemli lokomotiftir, vagonlarda bilinçsiz kullanılan argümanlardır, bu tepkimenin fayda ve zararları ve kişiye sağladığı imkânları veya daralmaları mutlaka hesaplanmalıdır.
Gül ve güzel, canlı ve genç, ahenk ve müzik, tat ve lezzet, bakmak ve görmek algılamamız oranın da anlam kazanır.
Bu nedenle, beden terbiyesi ve eğitimi aynı oranda önemlidir, her şeyin aşırısı hemen kendini ele verir, ahenk derinliği bu bakımdan son derece önemlidir.
Lafazan olmakla, meşk etmek, ne kadar farklı ise, hissetmek hususun da ahengi ihmal etmemeliyiz, aksi takdirde algılarımız bizleri yanıltır.
Nefesli sazlardan ney ile saksofonu, telli sazlardan tambur ile basgitarı, mukayese ettiğimizde gül ve bülbül ölçüsünde ahenk denkliğini asla bulamayız.
Fonksiyonların farklı olması hiçbir zaman ahengin önemi azaltmaz aksine artırır.
Ahengin olamadığı yerde mutlaka dengesizlik ve densizlik ön plana çıkar işte o zaman verimsizlik dolayısıyla anlamsızlık başarı kazanmış olur.
Meyvesiz ve yapraksız bir ağacın, akortsuz bir sazın, sacsız bir kızın, ötmeyen bülbülün dramını ancak idrak sahipleri iyi bilirler.
Sazın akortsuzluğunu mızrap, canlının susuzluğunu idrak ifşa eder, lakin bilgi ve inkişaf olmaz ise yinede netice alınamaz çünkü kalbin ahenginin sağlanması asıldır.
Kalb ilhamını kendini tanzim eden, hayat veren, nizamı ve ahengi ilham eden, membaından almayarak başkalarında ararsa neticesi yine hüsran olur.
İnsan hissettiği oranda ve algıladığı ölçüde önemlidir ve değerlidir.
Vasıflarına katkıyı ise hislerini kontrol ederek davranışlarını, adabımuaşeret dâhilinde yönlendirmesi sağlayacaktır.
Yanılgılarımız, hayatımızın en önemli ders notları olmalıdır.
Hata tekrarı yapılması akıl, izan, ahlak ve beden nizamı açısından katiyen sağlıklı olmayacağı bilinmelidir.
Kullanım titizliği her konuda ve her zeminde özellikle korunmalıdır aksi takdirde kedimize ve kullandığımız her şeye verdiğimiz değer ölçüsü ortaya çıkacaktır.
Bu bakımdan hassasiyetimiz önceliği alacağından, bu denkliğin bilinmeyenleri bir şekilde bilinenler sınıfına dâhil olacaktır.
Hırs, heyecan, kaygı, sevgi, nefret, şefkat ve merhamet dengeli ve doğru bir şekilde yönlendirilmez ise hüsranın, aşağılanmanın, şerefi kaybetmenin erozyonunu öyle acı yaşarız ki bunun tamiri çok mümkün değildir.
Bizlere, insan onuru ve şerefini bahşeden, bir kul olduğumuzu sürekli hatırlatan, unuttuğumuz an ikaz ve ihtar eden, kâinatın içinde ve insan haricinde her canlının, yaratılış düzenine göre anlam bulduğu değerleri, asla ihmal etmeden yaşamaya çalışmalıyız.
Mustafa CİLASUN



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Siz Böyle Düşünürseniz Ben Ne Yaparım!
Ütopya
Biraz Şaşkındım!
Neyi Düşüneceğim!
Ne Kadar Hazin Bir Uğraşın İçinde Olduklarını Bir Bilseler!
Gecelerin Haşyeti
Ne Kadar Sevmeliyiz
Sosyallik!
Sadakat
Niye Geldin!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Emin Acar Hoca ve Bir Meczup!
Darende Ziyareti ve İzleri…
Beklenmeyen Yardım!
Liyakat ve Önemi
Bir Akşam Acil Servisi…
İçimi Sızlatan Ne Acıydı!
Şimdi Çaresizce Etrafına Bakıyor!
Erdemlilik
En Son Giyeceğim Elbisenin İzlerinden!
Yaprak ve Kuş

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Buselerimi, Sessizliğin Pervazlarında Gizlerim! [Şiir]
Her Lahzada Bir Fark Var, Sırrını İçinde Saklar! [Şiir]
Beklemek Kar Etmedi, Nasip Sükût Ettirdi! [Şiir]
Yürekte Düğümlenir Sukut Ettiren An! [Şiir]
Ruhumun Suskun Hicranı ve Ah U Zarı! [Şiir]
Ey Hicran Aldanan Ben Olayım! [Şiir]
Kalp Hata Etmez, Nefs Vuslata Eriştirmez! [Şiir]
Söyleyemedim, Kalbimin Figanıyla Yetindim! [Şiir]
Kırdın Ümidimi, Yıktın Şu Gönül Lânesini! [Şiir]
Gönül Hüzne Ram Olunca Neyleyim! [Şiir]


Mustafa Cilasun kimdir?

Düşünmeye hassaten zaman ayıran, naifliği önceleyen, estetiği seven, güzelliklerden şevk alan, gönüllerin deşifresiyle uğraşan, halin dilinden haz alan, aşk için meşkin zaruretine inanan, hilkatin ve aidiyetin serinliğinde yazmaya çalışan bir can.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Akif Ersoy,Sezai Karakoç,Necip Fazıl Kısakürek, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Cilasun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.