Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
İnsanların temel niteliklerini irdelerken, kişilik yapılarını ve içinde bulundukları sosyal dokuyu mutlaka göz önüne almamız gerekir. Çünkü şahsiyetin oluşumunda aile, çevre ve dolayısıyla yaşadığı koşullar son derece önemlidir. Ama bazı şahsiyetler vardır ki, hangi koşullarda yaşarsa yaşasın dirayet ve şecaat konularında daha samimi, ön yargıdan uzak durmayı başararak daha duyarlı oluyorlar, feragat konusunda örnek alınacak değerlere haiz bulunuyorlar. Bu karakterdeki insanları incelediğimizde, gönlü açık ama gözü tok, yapmacık tavırlardan uzak, gözünü budaktan asla esirgemediği görürüz. Bu âlicenap insanlar olduğu gibi görünürler, beğenilme ve makam korkusu gibi kompleksleri taşımazlar. Net ve pürüzsüz bir şahsiyet sahibi olmalarının yanı sıra, çabuk gönlü alınan, aza kanaat eden bir kişilik sahibi olmayı başarırlar. Fakat ne hazindir ki böyle insanlar genelde kaybeden, ufki derinliği bulunmayan, kanaat eden, tahkik açılımı kısır olan bireylerdir. İnandırıldığı her fırsatta, varlığını feda ederek yüreklerini ortaya koyarlar, asla güçlerinin hesabını yapmazlar, Allah ne verdiyse diyerek başlarlar. Böyle davranmak zorunda olduklarına inanırlar, asla geleceğin hesabını yapmazlar ve bunları da bir fazilet olarak telakki ederler. Hizmetlerinde kusur etmedikleri malum efendilerin bir kısmının sadist, egoist ve şahsiyetsiz kişiler olduklarını bir türlü anlayamazlar. Çünkü yapılarında asla kötülük bulunmaz, ön yargı açmazı taşımazlar, sadakati mutlak sayalar, aksi bir davranışı ihanet olarak telakki ederler. Samimi olmanın bunu gerektireceğine inanırlar. Efendi makamını müstekbirce elde eden malum kişiler yiğit, mert, maksatsız, samimi, fedakâr olan bu insanlar sayesinde kuvvet bulurlar. Civanmert insanlarm hak ve hukukunu ve gelecekteki durumunu ihmal ve inkâr etmeyi her zaman başarırlar. Meselenin aslı özünü al, posasını kaldır at, kimseye görünmesin ve sakın ses çıkarmasın, eline biraz ulufe tutuşturun yeter derler. Vefakâr insanımız güç ve kuvvetten düştüğü için, işveren olan efendi duruma el koyarak hemen talimatını vermiştir zira varlıkta vefanın anlamı yoktur. Gücün ve başarının kendiyle orantılı olduğunu vurgulamaktan zevk alırlar. Faziletin ve ülfetin kendilerinden kaynaklandığını, her fırsatta öne çıkararak yandaşlarına imada bulunurlar. Asliyet’in kimlere ait olduğunu bildikleri halde korkularından itirafta bulunamazlar. Maddesini, manasını ve namusunu hiç çekinmeden emanet ettikleri bu insanlardan bir sadakatsizlik olmayacağını çok iyi bilirler. Bunun için her zaman istismar ederler ve mazi denkliğinde gönül eğlendirirler. Bunca haksızlığın neticesini karmaşık kişiliklerinden hesaplayamazlar. Maddenin fevkalade bir manası vardır. Mana ikliminde maddeleşmeyi başaranların asla manası yoktur zira insanı insan yapan mana derinliğidir. Mutlak bir hesap gününün olduğuna iman ederek, hareket ve tavırlarımızı, çalışanlarımızı asla ihmal etmemeliyiz, netleştiremezler. Mustafa CİLASUN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Cilasun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |