..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > 21. YÜZYIL > Demet Yetiş




11 Nisan 2007
Teknoloji,uygarlık ve Eşitsizlik  
Demet Yetiş
“Uygarlıktaki her yeni ilerleme,aynı zamanda,eşitsizlik yolundaki yeni bir ilerlemedir.Uygarlıkla doğmuş olan toplumun kurduğu bütün kurumlar,ilk ereklerinin tersine dönerler”Jean Jacques Rousseau.


:CHED:




Teknoloji alanındaki her yeni ilerleme, uygarlığa yeni bir adım olarak nitelenir. Yaşadığımız yüzyıl içinde, kapitalist sistemin hakimiyet sürdüğü dünyanın bir çok yeri için teknoloji ve uygarlık bir bütünün parçalarıdır. Çünkü, kapitalist düzenin ihtiyaç duyduğu tüketimin politikası teknolojiye kucak açar. Sürekli bir ilerleme vardır teknoloji alanında, bu buluşlar bir çok insanın hayatını kolaylaştırırken, her yeni buluşun bir öncekini eski kılması bu döngü içinde insanı edilgen kılmaktadır.

Teknoloji kullanan ile kullanmayan arasında yaratılan, uygar ve uygar olmayan ayırımı, kapitalist sistemin bireylere vaat ettiği eşitlik ilkesine zıt düşmektedir Bu düzenin beslendiği en büyük gücü de böylece teknoloji olmaktadır. Yeniden üretime her dakika olanak sağlayan ve bilinçsiz tüketime teşvik eden bir güçtür teknoloji. Teknolojinin getirdiği bir çok fayda gözardı edilmeksizin şunlar söylenebilir: İçinde yaşadığımız dünya artık, bazı araçların yardımı olmaksızın ayakta kalamayacak kadar tüketilmiştir. Ancak, bu tüketimi yine bu araçlar tarafından bir yandan da hızlandırmaya devam ediyoruz. Üstelik, bu araçların büyüttüğü ekonomik ve toplumsal uçurumlar, her yeni gün bir üst modelin gelişiyle derinleşmektedir. Dolayısıyla, ekonomik durumu yetersiz olanlar toplum dışına itilmektedir. Doğanın kanunu olan ‘güçlünün zayıfı yenmesi’ modern toplumlarda insanın insana uygulaması olarak görülmektedir. Böylece toplumlarda doğumla birlikte varolan bazı eşitsizliklerin sınırı sistemin elleriyle genişletilerek yeniden oluşturulmaktadır.

Her şeyi pazarlama odaklı düşünen kapitalist sistemde,istenilen zaten eşitsizliktir, çünkü pazarlamada eşitlik olamaz; ’kaybedenler ile kazandığını sananlar’ olabilir. Ekonomik gücü olanlar ile olmayanlar arasında varolan eşitsizlik, toplumsal boyutlara taşınmaya başlanmıştır teknoloji araçlarıyla. Teknolojiyi takip edememenin acizliği yaşatılmaktadır insanlara, adeta bir suçluluk duygusu verilerek. Bu şekilde, toplumda istenmeyenler toplum dışına itilmeye çalışılır. Çünkü, sistem onlardan bir şey kazanamayacaktır. Bu yabacılaşmayı istemeyen, direnen bir çok kişi de, toplumdaki çoğunluğa ayak uydurabilmek için yaratılan eşitsizliğe ortak olur. ”Yeryüzünde günışığına layık olmayan nice insan vardır, ama güneş her gün doğar” sözlerinin sahibi Seneca’nın ifadesi bu durumu özetlemektedir.

“Uygarlıktaki her yeni ilerleme, aynı zamanda, eşitsizlik yolundaki yeni bir ilerlemedir. Uygarlıkla doğmuş olan toplumun kurduğu bütün kurumlar, ilk ereklerinin tersine dönerler” der Jean Jacques Rousseau ve uygarlık ile eşitsizlik arasında var olan paralellikten söz eder. Günümüzde teknoloji ve uygarlık eş anlamda kullanıldığından ve teknoloji kullanımı sosyo-ekonomik eşitsizliklere neden olduğundan, böyle karamsar bir tablo çiziyoruz uygarlığa dair. Çünkü, yalnızca ekonomik tabana dayalı politika yapan zengin ülkeler, yüksek teknolojileriyle milyonlarca insanı her dakika izlerken ‘başka dünyalar’da yaşayan insanlar tarafından uygar olarak nitelenir ve o seviyeye ulaşmak arzu edilir, modernlik oradadır çünkü.

İnsanlar,doğa kanunlarının hudutlarını aşmadan yaşamayı öğrenemedikçe ya da kabullenemedikçe tüketimin kötü ruhu bizi acı gerçeklerle yüzleştirmeye devam edecektir.Kendimize ait bir dünya yarattık çünkü baştan,kurallarını biz yazdık;kimin yaşayıp kimin öleceğine yine biz karar verdik.Ama,bu karar vericiler,güç sahibi insanlar oldu.Çünkü,sistem buna olanak veriyordu.Ve yarattığımız bu yeni dünyada yaşamanın adına ‘modernlik’ dedik

.Eleştiriler & Yorumlar

:: KöleliğeBağlılık
Gönderen: utku demir / İstanbul/Türkiye
27 Nisan 2007
İnsanlığın geleceği açısında üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken bir konuya hoş bir dokunuş olmuş. Belki insanlığın nasıl oluyorda bu denli teknoloji ve uygarlığa bağlanabiliyor ve zaman farkında olmadan nasıl oluyorda "insan"ın dışına çıkabiliyorlar kısmınada değinilmeli. İnsanlık birilerine köle olmayı bırakınca birşeylere köle olma ihtiyacı istiyor olmasın...! Sakat bir bedene temiz bir ruh hapsedilmişse,teknolojiyle rahatlatma çabası öylesine normalki, bu ruhun umrunda bile değil ancak ruh kendisi herhangi bir bedene yada bedenlere girecek kadar zayıfsa ve girmişse işte o zaman,uygarlık da eşitsizliğe döner... Duygular hapsolmasın ve kaybolmasın...Sevgiyle...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 21. yüzyil kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kaybedenler ve Kazandığını Sananlar

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Evrensel Kültür

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Narçiçeği Kırmızısı [Şiir]
Sonsuzluğun Çağrısı [Şiir]
Kendini Yaşamak [Deneme]
Politika Duraklarında Bekleyen Medya [İnceleme]
Pir Sultan'ı Anlamak [İnceleme]


Demet Yetiş kimdir?

Herkese merhaba. Kişinin en büyük mücadelesi en başta kendisiyle olmalıdır diye düşünürüm. Bu yüzden, yazılarımda ve şiirlerimde bireysel mücadelem vardır. Ama, tüm bunlar en duyarlı olduğum toplumsal sorunlardan beslenir. Hayatımızda yanılsamalar yaratmaya çalışanlara karşı en büyük savaşım. Üzerimize örtülen sessizlik perdesini açmalıyız artık.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Demet Yetiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.