Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Ben sokak çocuğuyum!... Sevgi hırsızları çocukluğumu çalıp bana bir müsvedde hayatı reva gördüler. Köprülerin altında beklerim sabahın aydınlığını, Tanyeri ağarsa da ben karanlığa açarım gözlerimi, Sahipsizim dünya denen bu geniş hapishanede… Anneler ‘yavrum’ deyince boğazımda düğümlenir heceler… Babalar evlatlarını önlerine katınca gölgeleri olmak isterim yalnızlığıma inat. Ben sokak çocuğuyum!... Tatmadım henüz sevgi denen doyumsuzluğu, Nefretin kollarında büyüdüm, uzak iklimlerde Beni yıkayacak sevimli eller olmadı hiçbir zaman… Yağmur sularıyla yıkanmışım, kirlerden arınmışım. Zemheri soğuğunda buz gibi rüzgârlardan başka bir el okşamadı tenimi. Gök kubbenin damında kuşandım kılıçtan keskin hayatı Ben sokak çocuğuyum!... Görüp acıyanlar adımı soruyor zaman zaman… Vallahi bilmiyorum, sanma ki bilip de söylemiyorum Bir ismi bile çok gördüler esmerleşmiş bedenime Garip deyin, Satılmış deyin veyahut Nemelazım… Fakat serseri demeyin, yurtsuz demeyin, berduş demeyin Bu hayatı ben istemedim, bu hayatı bana siz reva gördünüz Ruhumun geniş kanatlı pencerelerini siz taşlarla ördünüz Ben sokak çocuğuyum!... Kirli, paslı, pasaklıyım diye benden iğrenmeyin, Bilir bilmez sövüp sayıp hırsız demeyin Bari bir parçacık onuru benden esirgemeyin Kendimi bildim bileli hiç renkli uçurtmalarım olmadı benim Yüreğimin karanlık göğünde habersizce uçurdum simsiyah uçurtmalarımı Zengin çocukları gibi marka giymedim, el üstünde büyümedim Ben sokak çocuğuyum!... Buz gibi taşlar yatağım, karanlıklar yorganım oldu gecenin orta yerinde Anne kokusunu yastık yaptım başıma bu kokuyu hiç bilmesem de… Özgürüm özgür olmasına; başıboşluk, sahipsizlik ne kadar özgürlükse Bütün sokaklar benimdir, metruk evler, cami avluları, köprü altları… Yoktur kira derdim, kiracı olduğumuz bu yalancı dünyada… Bulursam yer, bulmazsam ya tahammül ya sefer ederim… Ben sokak çocuğuyum!... Gecenin karanlığında ay ışığı düşer terkedilmiş köşe başlarına Ben de her insan gibi umut beslerim yarınlara dair… Hayal kurarım hayal kırıklıklarına uğrayacağımı bile bile… Gecelerin sırrı benden sorulur, efendisiyim karanlıkların Mehtap hüzün eker çoraklaşan yürek tarlalarıma Gözyaşıyla sular, hıçkırıklarla beslerim umutlarımı Ben sokak çocuğuyum!... Geleceğe dair düşlerime prangalar vurulmuş Evi barkı değil, yarınları bile elinden alınmış bir meyusum Yıllar var ki okşanmamış kirli saçlarım Dudaklarıma değmemiş ne bir anne ne bir baba eli Kimsesizlik kimsem olmuş tekin olmayan sokak aralarında Kurtulamadım bir türlü bahtımın rüzgârından Ben sokak çocuğuyum!... Siz sokakta yaşamanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Gece yarılarında bir kabuk ekmeğin peşine düştünüz mü? Gecenin ayazında yorgan yerine sarıldınız mı buz gibi taşlara? Kaldırım taşlarını yastık diye aldınız mı başınızın altına? Buz gibi soğuklarda ovuşturdunuz mu elerinizi ısıtmak için saatlerce? Hayırsa cevabınız siz beni anlayamazsın, siz bana ağlayamazsın Ben sokak çocuğuyum!... Ne bir kitabım, ne bir defterim, ne de renkli renkli boyalarım var Ayakkabı boyasından başka boya tanımam Onun için ellerim de kaderim ve gecem gibidir Bilyeli arabalar süsledi düşlerimi hep Kırmızı bisikletim olmadı hiçbir zaman benim Sokakları arşınladım gece gündüz demeden pervasızca Sille tokat yemişim ömrümü öğüten hayattan Ben sokak çocuğuyum!... Hiç ilaç içmedim yürek sancılarımda Gece nöbetlerinde kaldırımlar aldı tenimin ateşini Sokaklar emzirdi rüyalarımın aç ve açıkta kalan yanlarını Benim kahramanlarım da olmadı hiçbir zaman Çünkü ben kahraman olmaya mecburdum Sokakların ürkütücü tenhalığında… Ben sokak çocuğuyum!... Kapkaranlık uçurumlardan aşağı attılar düşlerimi Kıskandılar bülbülün suzinak ötüşlerini Başkalarının günahlarını sırtıma yüklediler Harabelerin solan çiçeğiyim ben Kör tırpanla yaralanmış bir garip goncayım ben Vebali üstünüzde dinmeyen sancıyım ben Ben sokak çocuğuyum!... Ezilirim aşağılayıcı bakışlar altında Oysa salınıp gezen milyonların günahıyım ben Gönlüm sevgisizlikten kırılmış, yaralıdır yüreğim Bir bardak çayın hayali bile çok görülmüştür bana Kırılmıştır hayat ağacımın dalları, solmuştur çiçekleri Beklerim her gün bana el veren çocukları Ben sokak çocuğuyum!... Oyuncaklarım olmadı oda dolusu Sıcak bir yuva, tuzsuz bir çorba bile görmedim ömrünce Yoksulluğun ve garipliğin hırkası giydirildi cılız bedenime Şom ağızdan çıkan söz ve bakış kırbaçlar beni Bayramlar ve bayramlıklar uğramaz semtimize Şefkatli kucaklarda yoktur yerimiz… Ben sokak çocuğuyum!... Sokakların ne ilki, ne sonuncusuyum Ana kuzusu olmadım, her sefer kurban oldum Tutunamadım hayatın eteklerine, düştüm uçurumlardan Bizimki yetmezmiş gibi her derdi çeker olduk Bundan sonra yürekleri ateşle dağlamak bize düşer Başkasının yerine de ağlamak bize düşer Ben sokak çocuğuyum!... Gecenin ayazında üstümü örtecek şefkatli ellerden mahrumum Canımın acısını duyacak ve yarama merhem olacak bir dosta hasretim Hislerimi paylaşamadan toprağa gömeceğim anlaşılan Öyle sayın, yaşamadım ben, nefes almak yaşamak değilse Sevgisizlik ve yalnızlık kaderim oldu her yol ayrımında Yaşadığıma dair yok hiçbir delilim, yok nefes almaktan başka Ben sokak çocuğuyum!... Yaşımı soranlara verecek bir cevabım yok, bilmiyorum Çünkü ben hep nefes aldım, insanca hiç yaşamadım ki!... Kaderimin yokuşunda tıkandım kaldım, sarp dağları aşamadım ki!... Okul bilmem, olmadı hiç başımı okşayan bir öğretmenim Siz evlerinizde yemek beğenmezken ben bir parça kuru ekmekle sabahlarım Sıcak yatağınızda dönüp dururken sizler, döne döne göğe çıkar âhlarım Ben sokak çocuğuyum!... Acı yıllar söndürdü gözlerimin ferini Beni kucaklayacak, sırtımdaki terimi silecek bir şefkat elini ne çok arıyorum Her geçen gün nasırlaşıyor yürek yaralarım Ben de isterdim sizler gibi her gün tıraş olmak, banyo yapmak, güzel görünmek Dışım kirli olsa da ak paktır içim, merhametliyim Zira siz evinizi benimle paylaşmasanız da ben sokaklarımı sizinle paylaşıyorum. Ben sokak çocuğuyum!... Yarınları göremiyor yaşlı gözlerim… Bana bir çift göz verebilir misiniz ödünç olarak, geleceği görmek için Taşıyabilir miyim bir günlüğüne içinizde yeşeren umutlarınızı Babanıza baba, annenize anne diyebilir miyim birkaç gün için Dolaşabilir miyim o pahalı potinlerinizle sokaklarda fiyakalı… Birkaç saatliğine de olsa değişebilir miyiz rollerimizi… Dayanabilir misiniz sokak çocuğu olarak insan kalmaya?... Ben sokak çocuğuyum! Benim bir nüfus kâğıdım bile yok, sokak vatandaşıyım ben… Ne bir sayfam, ne numaram, ne bir annem, ne hanem var nüfusta Sokakların ağır yükünü omuzlarımda taşırım ben… Onun için büküktür boynum, iki büklüm yürürüm hep. Hiç kimse beklemez beni donuk bakışlarla pencerelerden Sevgiye açılan bütün kapılar kapanır yüzüme Ben sokak çocuğuyum! Bana horozlu şeker alan büyüklerim olmadı hiçbir zaman Gözüme sevgiyle bakan bir göz, Elimden tutan bir çift sıcak el olmadı bu dünyada Soylu bir köpek kadar değerimiz yok sözde medeni insanların gözünde Ah çeksek de, of çeksek de bigane kaldı bize yaralı vicdanlar Yürekler boşaldıkça şiştikçe şişti cüzdanlar… Ben sokak çocuğuyum! Öldüğümde cenazemi belediyeden başka kaldıracak bulunmaz. Bazılarının ölümü gazetelere manşet olurken Bir parça gazeteyi çok görürler üstümüze. Sâlâ da vermezler sabahın o garip ve tenha saatlerinde Yatağımız olan sokaklar bile duymaz öldüğümüzü Söyleyin Allah aşkına bu fani ömrümüzde kim gördü güldüğümüzü Ben sokak çocuğuyum! Fakat siz sokak çocuğu deyip de geçmeyin, beni bir dinleyin Bu sokaklar yaralı bilinçlerin, kör vicdanların eseridir. Sizler sıcak yataklarınızda sabahlarken, biz uzandık soğuk taşlara… Yüreklerimiz hep korkuyla tetikte bekledi gecenin ayazında Kalmaz size de köşkler, saraylar, kâşaneler ve süslü hanlar… Suçlusunuz ey insanlar!... Suçlusunuz ey insanlar!.... M.NİHAT MALKOÇ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |