..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Öyküsel > M.NİHAT MALKOÇ




7 Ekim 2007
Ben Sokak Çocuğuyum  
M.NİHAT MALKOÇ

:BBFH:

               

Ben sokak çocuğuyum!...
Sevgi hırsızları çocukluğumu çalıp bana bir müsvedde hayatı reva gördüler.
Köprülerin altında beklerim sabahın aydınlığını,
Tanyeri ağarsa da ben karanlığa açarım gözlerimi,
Sahipsizim dünya denen bu geniş hapishanede…
Anneler ‘yavrum’ deyince boğazımda düğümlenir heceler…
Babalar evlatlarını önlerine katınca gölgeleri olmak isterim yalnızlığıma inat.

Ben sokak çocuğuyum!...
Tatmadım henüz sevgi denen doyumsuzluğu,
Nefretin kollarında büyüdüm, uzak iklimlerde
Beni yıkayacak sevimli eller olmadı hiçbir zaman…
Yağmur sularıyla yıkanmışım, kirlerden arınmışım.
Zemheri soğuğunda buz gibi rüzgârlardan başka bir el okşamadı tenimi.
Gök kubbenin damında kuşandım kılıçtan keskin hayatı

Ben sokak çocuğuyum!...
Görüp acıyanlar adımı soruyor zaman zaman…
Vallahi bilmiyorum, sanma ki bilip de söylemiyorum
Bir ismi bile çok gördüler esmerleşmiş bedenime
Garip deyin, Satılmış deyin veyahut Nemelazım…
Fakat serseri demeyin, yurtsuz demeyin, berduş demeyin
Bu hayatı ben istemedim, bu hayatı bana siz reva gördünüz
Ruhumun geniş kanatlı pencerelerini siz taşlarla ördünüz

Ben sokak çocuğuyum!...
Kirli, paslı, pasaklıyım diye benden iğrenmeyin,
Bilir bilmez sövüp sayıp hırsız demeyin
Bari bir parçacık onuru benden esirgemeyin
Kendimi bildim bileli hiç renkli uçurtmalarım olmadı benim
Yüreğimin karanlık göğünde habersizce uçurdum simsiyah uçurtmalarımı
Zengin çocukları gibi marka giymedim, el üstünde büyümedim

Ben sokak çocuğuyum!...
Buz gibi taşlar yatağım, karanlıklar yorganım oldu gecenin orta yerinde
Anne kokusunu yastık yaptım başıma bu kokuyu hiç bilmesem de…
Özgürüm özgür olmasına; başıboşluk, sahipsizlik ne kadar özgürlükse
Bütün sokaklar benimdir, metruk evler, cami avluları, köprü altları…
Yoktur kira derdim, kiracı olduğumuz bu yalancı dünyada…
Bulursam yer, bulmazsam ya tahammül ya sefer ederim…

Ben sokak çocuğuyum!...
Gecenin karanlığında ay ışığı düşer terkedilmiş köşe başlarına
Ben de her insan gibi umut beslerim yarınlara dair…
Hayal kurarım hayal kırıklıklarına uğrayacağımı bile bile…
Gecelerin sırrı benden sorulur, efendisiyim karanlıkların
Mehtap hüzün eker çoraklaşan yürek tarlalarıma
Gözyaşıyla sular, hıçkırıklarla beslerim umutlarımı

Ben sokak çocuğuyum!...
Geleceğe dair düşlerime prangalar vurulmuş
Evi barkı değil, yarınları bile elinden alınmış bir meyusum
Yıllar var ki okşanmamış kirli saçlarım
Dudaklarıma değmemiş ne bir anne ne bir baba eli
Kimsesizlik kimsem olmuş tekin olmayan sokak aralarında
Kurtulamadım bir türlü bahtımın rüzgârından

Ben sokak çocuğuyum!...
Siz sokakta yaşamanın ne demek olduğunu bilir misiniz?
Gece yarılarında bir kabuk ekmeğin peşine düştünüz mü?
Gecenin ayazında yorgan yerine sarıldınız mı buz gibi taşlara?
Kaldırım taşlarını yastık diye aldınız mı başınızın altına?
Buz gibi soğuklarda ovuşturdunuz mu elerinizi ısıtmak için saatlerce?
Hayırsa cevabınız siz beni anlayamazsın, siz bana ağlayamazsın

Ben sokak çocuğuyum!...
Ne bir kitabım, ne bir defterim, ne de renkli renkli boyalarım var
Ayakkabı boyasından başka boya tanımam
Onun için ellerim de kaderim ve gecem gibidir
Bilyeli arabalar süsledi düşlerimi hep
Kırmızı bisikletim olmadı hiçbir zaman benim
Sokakları arşınladım gece gündüz demeden pervasızca
Sille tokat yemişim ömrümü öğüten hayattan

Ben sokak çocuğuyum!...
Hiç ilaç içmedim yürek sancılarımda
Gece nöbetlerinde kaldırımlar aldı tenimin ateşini
Sokaklar emzirdi rüyalarımın aç ve açıkta kalan yanlarını
Benim kahramanlarım da olmadı hiçbir zaman
Çünkü ben kahraman olmaya mecburdum
Sokakların ürkütücü tenhalığında…

Ben sokak çocuğuyum!...
Kapkaranlık uçurumlardan aşağı attılar düşlerimi
Kıskandılar bülbülün suzinak ötüşlerini
Başkalarının günahlarını sırtıma yüklediler
Harabelerin solan çiçeğiyim ben
Kör tırpanla yaralanmış bir garip goncayım ben
Vebali üstünüzde dinmeyen sancıyım ben

Ben sokak çocuğuyum!...
Ezilirim aşağılayıcı bakışlar altında
Oysa salınıp gezen milyonların günahıyım ben
Gönlüm sevgisizlikten kırılmış, yaralıdır yüreğim
Bir bardak çayın hayali bile çok görülmüştür bana
Kırılmıştır hayat ağacımın dalları, solmuştur çiçekleri
Beklerim her gün bana el veren çocukları

Ben sokak çocuğuyum!...
Oyuncaklarım olmadı oda dolusu
Sıcak bir yuva, tuzsuz bir çorba bile görmedim ömrünce
Yoksulluğun ve garipliğin hırkası giydirildi cılız bedenime
Şom ağızdan çıkan söz ve bakış kırbaçlar beni
Bayramlar ve bayramlıklar uğramaz semtimize
Şefkatli kucaklarda yoktur yerimiz…

Ben sokak çocuğuyum!...
Sokakların ne ilki, ne sonuncusuyum
Ana kuzusu olmadım, her sefer kurban oldum
Tutunamadım hayatın eteklerine, düştüm uçurumlardan
Bizimki yetmezmiş gibi her derdi çeker olduk
Bundan sonra yürekleri ateşle dağlamak bize düşer
Başkasının yerine de ağlamak bize düşer

Ben sokak çocuğuyum!...
Gecenin ayazında üstümü örtecek şefkatli ellerden mahrumum
Canımın acısını duyacak ve yarama merhem olacak bir dosta hasretim
Hislerimi paylaşamadan toprağa gömeceğim anlaşılan
Öyle sayın, yaşamadım ben, nefes almak yaşamak değilse
Sevgisizlik ve yalnızlık kaderim oldu her yol ayrımında
Yaşadığıma dair yok hiçbir delilim, yok nefes almaktan başka

Ben sokak çocuğuyum!...
Yaşımı soranlara verecek bir cevabım yok, bilmiyorum
Çünkü ben hep nefes aldım, insanca hiç yaşamadım ki!...
Kaderimin yokuşunda tıkandım kaldım, sarp dağları aşamadım ki!...
Okul bilmem, olmadı hiç başımı okşayan bir öğretmenim
Siz evlerinizde yemek beğenmezken ben bir parça kuru ekmekle sabahlarım
Sıcak yatağınızda dönüp dururken sizler, döne döne göğe çıkar âhlarım

Ben sokak çocuğuyum!...
Acı yıllar söndürdü gözlerimin ferini
Beni kucaklayacak, sırtımdaki terimi silecek bir şefkat elini ne çok arıyorum
Her geçen gün nasırlaşıyor yürek yaralarım
Ben de isterdim sizler gibi her gün tıraş olmak, banyo yapmak, güzel görünmek
Dışım kirli olsa da ak paktır içim, merhametliyim
Zira siz evinizi benimle paylaşmasanız da ben sokaklarımı sizinle paylaşıyorum.

Ben sokak çocuğuyum!...
Yarınları göremiyor yaşlı gözlerim…
Bana bir çift göz verebilir misiniz ödünç olarak, geleceği görmek için
Taşıyabilir miyim bir günlüğüne içinizde yeşeren umutlarınızı
Babanıza baba, annenize anne diyebilir miyim birkaç gün için
Dolaşabilir miyim o pahalı potinlerinizle sokaklarda fiyakalı…
Birkaç saatliğine de olsa değişebilir miyiz rollerimizi…
Dayanabilir misiniz sokak çocuğu olarak insan kalmaya?...

Ben sokak çocuğuyum!
Benim bir nüfus kâğıdım bile yok, sokak vatandaşıyım ben…
Ne bir sayfam, ne numaram, ne bir annem, ne hanem var nüfusta
Sokakların ağır yükünü omuzlarımda taşırım ben…
Onun için büküktür boynum, iki büklüm yürürüm hep.
Hiç kimse beklemez beni donuk bakışlarla pencerelerden
Sevgiye açılan bütün kapılar kapanır yüzüme

Ben sokak çocuğuyum!
Bana horozlu şeker alan büyüklerim olmadı hiçbir zaman
Gözüme sevgiyle bakan bir göz,
Elimden tutan bir çift sıcak el olmadı bu dünyada
Soylu bir köpek kadar değerimiz yok sözde medeni insanların gözünde
Ah çeksek de, of çeksek de bigane kaldı bize yaralı vicdanlar
Yürekler boşaldıkça şiştikçe şişti cüzdanlar…

Ben sokak çocuğuyum!
Öldüğümde cenazemi belediyeden başka kaldıracak bulunmaz.
Bazılarının ölümü gazetelere manşet olurken
Bir parça gazeteyi çok görürler üstümüze.
Sâlâ da vermezler sabahın o garip ve tenha saatlerinde
Yatağımız olan sokaklar bile duymaz öldüğümüzü
Söyleyin Allah aşkına bu fani ömrümüzde kim gördü güldüğümüzü

Ben sokak çocuğuyum!
Fakat siz sokak çocuğu deyip de geçmeyin, beni bir dinleyin
Bu sokaklar yaralı bilinçlerin, kör vicdanların eseridir.
Sizler sıcak yataklarınızda sabahlarken, biz uzandık soğuk taşlara…
Yüreklerimiz hep korkuyla tetikte bekledi gecenin ayazında
Kalmaz size de köşkler, saraylar, kâşaneler ve süslü hanlar…
Suçlusunuz ey insanlar!... Suçlusunuz ey insanlar!....

M.NİHAT MALKOÇ
                              












Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın öyküsel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karanlık Geceler (D) E Yıldız Olmak İstedim
Tuyuğ
Güllere Adanmış Bir Ömür
Kapadokya"da Zaman
İstanbul"a Serenat
Yandı Yürek Dağlarım
Masal Şehir İstanbul

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1)
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük
Ümmetin Yetimleri
Kıyameti Bekle Bir Gün!
…... Gecenin Kanat Sesleri…...
Derbeder
Sen Hep On Beş Yaşındasın!
Berceste Mısralar - 310
Zihnimiz İşgal Altında
Kıyameti Bekle Bir Gün!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
ölümünün 8. Yılında Türk Şiirinin Dede Korkut’u: Bahaettin Karakoç [Roman]
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı [Deneme]
beklenen Nesil [Deneme]
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası [Deneme]
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç [Deneme]
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu [Deneme]
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün... [Deneme]
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı [Deneme]
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı [Deneme]
Türkçenin Berrak Sularında… [Deneme]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.