..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Hayranlýðý o dereceye vardý ki; yere düþtü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > ali osman yeten




26 Ocak 2008
Thomas Samuel Kuhn'un Bilim Anlayýþý  
ali osman yeten
Kuhn bilim felsefesi alanýndaki görüþleriyle son elli yýla damgasýný vuran bir felsefecidir. Kuhn akademi hayatýna bir fizikçi olarak baþlayýp; üniversitede bilim tarihi dersleri vererek bu alanda ilerlediðinde bilimin bilindiði gibi kümülatif deðil, bilinenin dýþýnda devrimsel bir ilerleme içersinde olduðunu fark etti ve bilim felsefesi alanýnda uzmanlaþarak bu alandaki görüþlerini ortaya koydu. Kuhn kendi bilim anlayýþýnýn çýkýþ noktasýný bilim tarihine dayandýrýr. ona göre bilim tarihi ne Poper in dediði gibi (yanlýþlamacý),ne de pozitivistlerin dediði gibi (doðrulamacý) dir.


:AHGFE:
Kuhn bilim felsefesi alanýndaki görüþleriyle son elli yýla damgasýný vuran bir felsefecidir. Kuhn akademi hayatýna bir fizikçi olarak baþlayýp; üniversitede bilim tarihi dersleri vererek bu alanda ilerlediðinde bilimin bilindiði gibi kümülatif deðil, bilinenin dýþýnda devrimsel bir ilerleme içersinde olduðunu fark etti ve bilim felsefesi alanýnda uzmanlaþarak bu alandaki görüþlerini ortaya koydu.
Kuhn kendi bilim anlayýþýnýn çýkýþ noktasýný bilim tarihine dayandýrýr. ona göre bilim tarihi ne Poper in dediði gibi (yanlýþlamacý),ne de pozitivistlerin dediði gibi (doðrulamacý) dir.
O bilimin öncelikle iki ana döneme ve bu iki dönem arasýndaki geçiþlere dayandýrýyor. bu iki ana dönemin normal dönem ve anormal dönem(kriz,bunalým dönemi) olarak belirtiyor.Normal dönemdeki bilimsel ilerleme, pozitivistlerin bilim anlayýþýna uyarken;süreç deðiþince ortaya çýkan kriz döneminde bilim adamlarý ortaya çýkan bunalýmdan kurtulmak için normal çalýþmayý býrakýp,yeni arayýþlar içerisinde anormal bilim (felsefe) yaparlar.Bilimsel araþtýrmayý bir kenara býrakýp bilimsel yöntemi sorgulamaya baþlarlar. Tabi bu durum çok kýsa bir sürede gerçekleþmez.bu iki dönemin (normal anormal) oluþmasý için ara dönemler (geçiþ dönemleri) gereklidir. Bu dönemleri sýrasýyla ele aldýðýmýzda; Paradigma öncesi bilim dönemi, Normal (paradigmal) bilim dönemi, Bunalým dönemi, Devrim… Normal bilim dönemi, Bunalým dönemi…Bu þekilde tekrar eden (periyodik) bir tablo ortaya çýkar. Thomas Kuhn un bilim anlayýþýný belirtmeye çalýþtýðým bu yazýda yukarýdaki tabloyu alt baþlýklar halinde tanýtmaya gitmeyeceðim fakat bu dönemlerin sýralamasý doðrultusunda bütünsel bir açýklama yapmaya çalýþacaðým.
“Bir paradigma, genel teorik varsayýmlar ve yasalarla,bu varsayým ve yasalarýn uygulamalarý için muayyen bir bilimsel topluluðun üyeleri tarafýndan benimsenen tekniklerden oluþur" bilim adamlarý bu paradigmaya dayanarak yasalarý oluþturur ve ardýndan bu yasalarla ilgili sorunlar çýkmaya baþladýðýnda bir bunalým dönemine geçilir.Bu bunalýmýn ardýndan bilim adamlarý önce sorunun kendilerinde olduðunu düþünüp bu sorunu paradigma üzerinden çözme çalýþmalarýna devam ediyorlar.Daha sonra bu çalýþmalar sonuçsuz kalýnca sorunun paradigmadan kaynaklanýyor olabileceðini düþünüp;yeni bir yasa arayýþý içerisine giriyorlar.yeni bir yasa anlayýþý(paradigma) takdirde:bilim adamlarý her þeyin bu yeni paradigma çerçevesinde oluþturmaya baþlýyorlar.Kuhn a göre bilimsel devrim böyle oluþuyor.
Yukarýdaki kýsa (yüzeysel) özetin ardýndan Kuhn un bilim anlayýþýný ortaya koymak için bazý kavramlarý ayrýntýlý bir biçimde ele almak gerekir. Bunlardan ilki onun ortaya koymuþ olduðu paradigma kavramýdýr.
1. Genel olarak, ideal bir durum ya da örnek, bir þeye bakýþ tarzý; yargýlama ölçütü saðlayan her türlü ideal tip ya da model.
2. Daha özel anlamda, bilimde bilim adamýnýn dünyaya bakýþýný belirleyen model, kavramsal çerçeve ya da ideal teori yönlendirdiði bilim dalýnda araþtýrmanýn kurallarýný ve standartlarýný koyan bu alanda çalýþan bilim adamlarýnýn problem çözme çabasýný koordine eden teorik çerçeve
Margaret MARTEMAN’a göre Kuhn paradigma kavramýný bilimsel devrimlerin yapýsý kitabýnda yirmi iki farklý anlamda kullanmýþtýr. Oysa Kuhn iki anlamda kullandýðýný söyler;
1-disiplinel matris 2-model – örnek
Disiplinel matris; bir bilim adamlarý topluluðunun kabul ettiði yasalar, teknikler, metafiziksel kurallar, yöntemler… Bu anlamda düþündüðümüzde paradigmanýn merkezinde teori yer alýyor ama paradigma yalnýzca teoriden ibaret deðildir. Kýsaca yasalar merkezde olmak kaydýyla,sorunu ve çözümü bize söyleyen temel kurallarýn;bilimsel araþtýrma yapma tekniklerinin bütünüdür.Ýkinci anlamýna baktýðýmýzda(model örnek): her teori(paradigma) bazý sorulara çözüm önerileri sunar anlamýndadýr. Örneðin Maxwell in elektromanyetik ile ilgili problemlere ürettiði çözüm önerileri bir paradigma oluþturur. Kuhn daha çok birinci anlamýnda(disiplinel matris) kullanmayý tercih eder.
“Paradigma teriminin iki ayrý anlamda kullanmýþ olduðum hemen ortaya çýkacaktýr. Bir tarafta, terim belirli bir topluluðun üyeleri tarafýndan paylaþýlan inançlarýn, deðerlerin, tekniklerin bütününü temsil etmektedir. Diðer tarafta da bütünün içinde bir tek tür unsur söz konusudur: model yahut örnek olarak kullanýlan ve gerektiði zaman olaðan bilimdeki bütün diðer bulmacalarýn çözümleme temeli olarak kesin kurallarýn yerine kullanýlabilen somut bulmaca çözümler.”
“Teoriler ya da paradigmalar olgulardan çýkmayýp, olgulara anlam veren bütünlerdir.” “Kuhn a göre ne yaparsak yapalým yinede paradigma kavramýný tam anlamýyla açýklayamayýz.”
Ne zamanki bilim adamlarý bir ortak teori üzerinde hem fikir olur; o zaman paradigma oluþur. Paradigma oluþtuktan sonra o paradigma içerisinde, o paradigma ile ilgili sorunlarý çözerler. “paradigma kavramý Kuhn için anahtar bir sözcüktür. Paradigma onun düþüncesinde merkezi bir rol oynar. Kuhn a göre bilim faaliyeti bir paradigmanýn ýþýðýnda yapýlýr.” “paradigma geçerliliðini koruduðu sürece bir yanýtý olduðunu bildiðimiz sorularý seçmeye yarayan bir ölçüttür.” Bilim adamlarý açýklýk getirilmesi gereken þeyleri o paradigma doðrultusunda açýklarlar. Bilim adamlarý bazen o paradigma ile bazý þeyleri açýklayamazlar. Bu anomalinin (açýklanamayan durum) ortaya çýkmasý demektir.
Anomali;”olaðan bir durumdan, kuraldan sapma hali ilkeden, kurallaþmýþ ve alýþýlmýþ olandan, genellikten ayrýlma durumu.”
Popper anomali ortaya çýktýðý zaman teorinin terk edilmesi gerektiðini söylerken,Kuhn daha farklý düþünür. Ona göre bilim adamlarý önce bunu(anomaliyi) önemsemezler sonra durumu açýklayamaz yahut sorunu çözemezlerse sorunu teoride deðil kendinde ararlar. Ama ne zamanki bu anomaliler artýpta durum ciddileþince bilim adamlarý acaba anomalide mi sorun var derler(Lacatos ile Kuhn bu konuda hem fikirdir). Daha sonra temel yasalar temel yöntemler üzerinde düþünmeye baþvururlar yani sorunu paradigmada aramaya baþlýyorlar.
Paradigma ile ilgili sorunu yalnýzca çözülemeyen problemler oluþturmaz; bir paradigmada hemen hemen her zaman bazý anomaliler bulunabilir.Bu anomaliler paradigmayý olan güveni yýkacak þekilde geliþirse;bu durum çok ciddi bir bunalýma yol açabilir.paradigmaya yönelik ciddi problemlerin sayýsýnýn artmasý bunalýmýn ortaya çýkmasýný etkileyen baþka bir faktördür.problemlerin artýþýyla birlikte bilim adamalarý felsefi ve metafizik tartýþmalarýn içine girerler ve bilim yapmaktan uzaklaþýrlar. Bu bunalýmlarýn ortaya çýkmasýyla kriz dönemi baþlar. Kriz dönemi içerisinde alternatif teoriler oluþur;bu alternatif teorilerden birisi seçilince,devreye artýk o (yeni seçilen) teori girer ve bilimsel devrim gerçekleþmiþ olur.”bilimsel bilgi düzgün bir doðru boyunca ilerlemez,birikimsel bir süreç izlemez.” Devrimden sonra tekrar normal döneme geçilir ve bilim adamlarý bilim yapmaya (Kuhn a göre bulmaca çözmeye) yönelirler. Bu deðiþim aniden ve çabucak gerçekleþmez: çözülemeyen problemler ortaya çýktýðýnda bilim adamlarýnýn problem çözme teþebbüsleri deðiþir,bu deðiþim sonucunda paradigma tarafýndan koyulan kurallarda deðiþir (gevþer).Bilim adamlarýnýn bir paradigmaya olan güvenleri sarsýldýðýnda devrim zamaný yaklaþmýþ demektir.daha sonra yeni teoriler içerisinden yeni bir paradigma çýkar ve bu eski paradigmayla karþýlaþtýrýlamaz. Çünkü her paradigmanýn dünyaya ve kavramlara bakýþý farklýdýr.”Aristoteles paradigmasýnda evren tasavvuru ayaltý ve ayüstü olarak ikiye ayrýlýrken, Newton paradigmasýndaki evren tasavvuru çok daha farklýdýr.”
Bilim adamýnýn dünya görüþüne onun çalýþmakta olduðu paradigma kýlavuzluk eder. Kuhn farklý paradigmadakilerin farklý dünyada yaþadýklarýný öne sürer.
Kuhn a göre;”turbo motorlu jet uçaklarý pervanelideki uçaklarýn geliþtirilmiþ veya devamý deðildir, tamamen farklýdýr.Dolayýsýyla burada bir süreklilikten ziyade yaklaþým tekniði(paradigma) açýsýndan bir farklýlýk söz konusudur.”
Bir bilim adamýnýn içinde bulunduðu paradigma anlayýþýný býrakýp baþka bir paradigmaya göre çalýþmasý Kuhn a göre din deðiþtirme gibi bir þeydir. Bana kalýrsa bu daha ileri götürülerek;hayat deðiþtirme,yaþam tarzý deðiþtirme,kültür deðiþtirme gibi bir þeydir denilebilir.
Bilimsel devrim: paradigmanýn tek bir bilim adamý tarafýndan deðil ilgili bütün bilimsel topluluk tarafýndan terk edilmesi ve yeni bir paradigmanýn kabulü olarak nitelendirilir. Kuhn a göre bir paradigma ortaya çýktýktan sonra ondan öncekiler zamanla yok olurlar.Bu yok oluþun nedeni eski paradigma içerisindeki bilim adamlarýnýn yenisine yönelmesiyle gerçekleþir.
“Herhangi bir buluþ benimsendikten sonra, bilim adamlarý hem daha geniþ bir doðal görüngü kapsamýna eriþiyorlar, hem de önceden bilinen görüngüleri çok daha büyük bir kesinlikle açýklayabiliyorlar.” “yeni kuramlarýn ortaya çýkýþý, paradigmada büyük çapta bir yýkým yaptýðý ve olaðan bilimin temel sorunlarý ile tekniklerinde büyük deðiþiklikler gerektirdiði için, genellikle meslekte ciddi belirsizliklerin yaþandýðý dönemler sonuncunda mümkün olur.”
Kuhn a göre olaðan bilimin ilerleyiþinde bir sorun yoktur çünkü olaðan bilimin amacý paradigma içindeki problemleri çözmektir. Burada ilerlemenin çözülen problemlerin sayýsýyla orantýlý olduðunu söyleyebiliriz.esas problem bilimin devrimlerle ilerlemesiyle ortaya çýkar.bu problem bilimsel devrimle gelen yeni paradigmanýn eskisinden daha iyi olduðunu söyleyebilmenin objektif mi yoksa relativist mi olduðudur.Kuhn bunu;sonra gelen paradigmanýn öncekinden daha iyi problem çözmesinden ötürü bunun objektif olduðunu ve sonra gelenin bir öncekinden daha iyi olduðunu savunur.”yani Einstein paradigmasý yerini aldýðý Newtoncu paradigmadan daha iyi bir problem çözücüdür.”
“Kuhn,her ne kadar bilimin bir anlamda ilerlediðini kabul ediyorsa da,bir son (nihayi) noktaya doðru ilerlediði düþüncesini reddetmeyi düþünür.” oysa Popper bunun tersini düþünür.Popper ile Kuhn arasýndaki en önemli fark;Popperin bilgiyi epistemolojik,Kuhn’un ise sosyolojik açýdan ele almasýdýr.
Paradigmalarýn doða ile uygun olup doðaya açýklamada yeterli olmasý gerekir. Bu uyumun yetersiz olmasý durumunda, uyumsuzluk ciddi hale geldiði zaman bunalým eski paradigmanýn yerine yenisinin gelmesiyle aþýlmýþ olur bu durum devrimin fonksiyonudur.
“Tümevarýmcý yorumuna göre, bilimsel bilgi, yeni kavramlarýn þekillenmesini,eski kavramlarýn rafine edilmesini mümkün kýlan daha fazla sayýda ve daha farklý gözlemler yapýldýkça sürekli geliþecektirler.” Kuhn a göre bu yanlýþtýr. Çünkü pozitivistler paradigmanýn oynadýðý rolü görmezden gelirler. Bir paradigmanýn yerine baþka bir paradigmanýn geçmesi devrimci bir olaydýr. Bu devrim parça parça deðiþim deðil, reform deðil;eskiyi býrakýp yeni bir sisteme geçme anlamýndadýr.Eski sistemin çözümleri yeni sistemde çözüm olmayabilir bu nedenle her paradigmanýn bilimsel geçerliliði farklýdýr.Kuhn’a göre iki paradigmayý karþýlaþtýramamanýn üç nedeni vardýr:
1- Metadolojik eþ ölçülmezlik: Paradigmalarda ortak bir yöntem yoktur; neyin bilgi, olgu, gözlem… sayýlýp sayýlmadýðýný iki paradigma arasýnda ortak bir biçimde bilemeyiz. Ortak bir yöntem olmadýðý içinde farklý olan paradigmalarý birbirleriyle karþýlaþtýrmaya kalkmak abes olur.
2- Gözlemsel eþ ölçülmezlik: Gözlem teoriye baðlýdýr. Her teorinin gözlemi farklý olacaðýndan gözlem teoriden ayrý yapýlamaz. Bu nedenle gözlemler paradigmalarda farklý farklýdýr. Gözlem nötr deðildir, hipotezlerin keþfedilmesinde ve denetlenmesinde gereklidir. Yani paradigmadan, teoriden baðýmsýz ortak bir gözlem mümkün deðildir.
3-Semantik eþ ölçülmezlik: Bilimsel kavramlar anlamlarýný kýsmen paradigmadan, teoriden alýrlar. Kavramlarýn anlamlarý teoriden baðýmsýz deðildir. Her paradigmanýn dili farklýdýr birbirleriyle iliþki kuramayýz, Newton’daki küle kavramý yalnýzca Newton paradigmasýnda geçerlidir. Einstein’da kütle kavramý farklýdýr. Yani iki paradigmanýn doðruluk ölçütleri farklýdýr.
Pozitivistler gözlem önermeleri ile teorik önermeleri birbirinden ayýrýyordurlar, Kuhn böyle bir ayrým yapmýyor. Çünkü gözlem teoriye baðýmlý olduðu için gözlem önermeleri de teoriyi içerir.
Kuhn’a göre kavramý paradigmadan ayýrýrsak kavramýn anlamý deðiþir. Aristoteles’te varlýk kategorileri farklýdýr. Aristoteles-Ptolemanious(Batlamyus) astronomisindeki kavram ile Kopernik teorisindeki kavram farklýdýr. Ýki paradigmayý birbirine çeviremiyoruz çünkü ikisi arasýnda ortak bir dil yoktur. Bu durum bizi bilimsel relativizme götürür. Ýki türlü relativizm var: 1-Bireysel relativizm 2-Toplumsal relativizm
Bireysel relativizm: Doðruluðun, hakikatin kiþiden kiþiye deðiþtiði durumlarda söz konusu iken toplumsal relativizmde hakikat bir bilim adamýna göre deðil, bilim adamlarý topluluðuna göre deðiþir. Kuhn’un görüþü bir toplumsal relativizmdir. Kuhn üzerine yüklenen bu relativist tavýrdan rahatsýz oluyor ve bundan kurtulmak için kitabýnýn ikinci basýmýnýn son sözünde görüþünü deðiþtiriyor. Önceden bilim adamlarý kendi ölçütlerine göre paradigmayý deðiþtirirler diyen Kuhn; sonradan bilim adamlarý bazý deðerlere (kapsam, yalýnlýk, tutarlýlýk… gibi) dayanarak bu deðerler doðrultusunda paradigmayý deðiþtirirler diyor.
Kuhn’a göre psikoloji ve sosyal bilimlerde henüz paradigma oluþmamýþtýr. Onlar daha bilim öncesi evrededirler. “Her bilim dalý kendi tarihinde bir bilim öncesi dönem yaþar.” Psikolojide bir sürü teori var ama bunlardan birisi seçilmediði için henüz belirli bir paradigma oluþmaz. Psikolojinin olgun bir bilim olmamasý onun bilim olmadýðý anlamýna gelmemelidir. Yalnýzca olgun bilimlerde paradigma oluþur.
Kuhn’a karþý bazý eleþtiriler ortaya atýlmýþtýr: “Kuhn, sonraki yazýlarýnda paradigmalar arasý kýsmi bir iletiþimin ve kýsmi çevirebilirliðin mümkün olabileceðinden söz etmekle beraber bu argümanlarý ikna edici olmaktan uzaktýr.” Bir baþka eleþtiride yine sonsözde bilimsel bilgi; bilimsel geleneðe uygun olandýr görüþünü ortaya attýðý için Lakatos ve Feyerabend Kuhn’u bu görüþünden dolayý eleþtirir. Feyerabend’e göre geleneðe uygun olmak yeterli bir sebep olursa (deðerlerin oluþmasý için) bu sebebe uygun baþka þeylerde oluþturabiliriz ve onlarý da bilimsel kabul etmiþ oluruz diyerek Kuhn’u eleþtirir.
Lakatos,Kuhn ve Popper bilimi üstün kabul ederken Feyerabend böyle bir üstünlüðün olmayacaðýný düþündüðünden onlarý eleþtirir.
Birde Kuhn’un bilimsel devrimlerin yapýsý kitabýnýn sonsözünde yazdýklarýnýn bir ad-hoc hipotezi andýrdýðý yününde bir eleþtiri vardýr; buna göre Kuhn sonsözde önceki görüþlerini kurtarmaya yönelik bir çaba içerisindedir. Bana kalýrsa Kuhn böyle bir çabadan çok; anlaþýlmadýðýný düþündüðü için paradigma kavramýný yeniden yorumlayarak eleþtirileri (kendisine yönelen) eleþtirileri cevaplandýrmaya çalýþmýþtýr. Bu eleþtirilerden en önemlisi Kuhn’un görüþlerinin reletivizm ile baðdaþýyor olduðu gerçeði üzerinedir. Bu eleþtirinin gerçek olduðu kanaatine bilim felsefesinin yakýn tarihini inceleyerek ulaþabiliriz (týpký Kuhn’un görüþünü bilim tarihinden hareketle oluþturduðu gibi). Kuhn kendisinden sonra gelenler tarafýndan, görüþünün relativist olmasý nedeniyle eleþtirilmiþtir.
Felsefe ile bilimi karþýlaþtýrmak ne kadar doðru olur bilmiyorum ama bununla ilgili bir örnek vermek istiyorum: ortaçað hristiyan felsefesinde tek (bir) doðru anlayýþý vardý. Bir þey herkes için her zaman deðiþmez doðruydu. Rönesans ile beraber bu fikir deðiþti. Antik yunan anlayýþýnda da doðrular deðiþebiliyordu: örneðin Thales’in doðrusu ile Anaksimenes’in doðrusu ayný deðildi. Kuhn’un penceresinden baktýðýmýzda Thales ile Anaksimenes ayrý paradigmalara sahip olduklarýný görürüz. Mantýksal pozitivistlere göre ise bu durum ayný paradigmanýn geliþmiþ halidir diyebiliriz. Ortaçað hristiyan felsefe anlayýþý, Rönesans dönemi ve antik yunan anlayýþý için de ayrý paradigmalara sahipler diyebiliriz (her ne kadar Kuhn bilim olmayan bir þeyin paradigmasý olamayacaðýný söylese de ).
Kuhn için de; bilim felsefesinin son yýllarýna damgasýný vurarak kendi bilim anlayýþý ile bilimin ilerleyiþi hakkýnda farklý bir görüþ ortaya atmýþtýr ve onun görüþü de bilim açýsýndan ayrý bir paradigma oluþturmuþtur diyebiliriz. Kuhn’dan sonra gelen paradigmanýn ne olduðunu ya da olacaðýný bize zaman (bilim tarihi kapsamýnda) gösterecektir.

KAYNAKÇA



• KUHN, Thomas S., Bilimsel Devrimlerin Yapýsý, Çev. Nilüfer Kuyaþ, 6. Baský, Ýstanbul, Alan Yayýncýlýk, 2003

• CHALMERS, Alan, Bilim Dedikleri, Çev. Hüsamettin Arslan, Vadi Yayýnlarý


• CEVÝZCÝ, Ahmet, Paradigma Felsefe Sözlüðü, 6. Baský, Ýstanbul, Paradigma Yayýnlarý, 2005

• YILDIRIM, Cemal, Bilim Felsefesi, 11. Baský, Ýstanbul, Remzi Kitabevi, 2007


• KÜTÜK, Selçuk, Bilim Felsefesi Üzerine, 1. Baský, Ýstanbul, Açýlým Kitap, 2005

• KUZU, Çetin, Thomas Kuhn ve Bilim, Basýlmamýþ Bitirme Tezi, Muðla, 2005






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Heidegger ve Zaman: Dasein Analitiði Çerçevesinde Zaman Analizi
Heidegger ve Zaman: Dasein Analitiði Çerçevesinde Zaman Analizi
Entellektüeller Çaðýmýzýn "Makine Kýrýcýlarý" mý?
Felsefenin Türkiye Zorunluluðu


ali osman yeten kimdir?

bilmek için mi yaþýyoruz anlamak için mi? henüz bilmiyorum, anlamýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
felsefi etkiler daha fazla olmuþtur.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ali osman yeten, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.