Derinliklerini sevdim bu okyanusun;itinayla sarıp sarmalayışını,göğsüne basıp saklayışını ve kimseyle paylaşamayışını.Sevdalıydım vurgunlarına;ansızın inen,cigerlerime kan püskürtüp dudaklarımdan kan tükürten o derin darbelerine.Bazen ellerinin üstünde tutup uyutmasına bazen dev dalgalarla üstüme yürüyüşüne...Kaybolurken derinliklerinde güneşi parçalayıp ışık ışık tenime indirmesine.Vurgun yerken kalbimden,başka bir kalpte yerden yere vurulurken,saatler her saniyesini dakika kurşunlarıyla tek tek vururken vurgundum derinliklerine.Ruhunda barındırıyordu tüm duyguları;aşk,acı,öfke,inat gezerken derinlerinde,yüzeyinde saklıyordu mutlulukları ama kucak açıyordu kendini sahipsiz hissedenlere..Ufukla birleştiği yerdeydi umutlar karşıdan bakınca,oysa en büyük umutlar dibe vuran,kaçacak yeri olmayanların gönlündeydi.Ne kadar derin severse insan o kadar ağır kaybediyordu...Çok derin sevmiştim ve çok ağır kaybetmiştim,şimdi ayaklarımda ağırlıklarla çok derinlere gidiyordum adım adım.Kaybolurken derinliklerde güneş parçalanıp ışık ışık iniyordu tenime,vurgun yerken kan doluyordu ciğerlerime,dev dalgalar siper çekerken üstüme kayboluyordum yavaş yavaş.Yukarıdan bakınca gördüğüm mutluluk,aşağıda acıya,öfkeye dönüşüyordu ve buluşuyordu sahipsiz kalanlar.Geceleri yakamoz yakamoz yüzüyordu son umutlar suyun üstünde ve beyaz gelinliğiyle biri daha katılıyordu kaybedenlere.Bu sendin;usul usul sokulurken derinlere öksüz kalan yanını dolduruyordun ya da kaybettiğin,gidişine aldırmadığın,yüreğinde yerden yere vurduğun birini arıyordun belki de...