Serseri düþünceler elini kolunu sallayarak gezerken dýþarýda,siyasi tutuklu düþüncelerim vardý bu mapusta...Neden sustuðunu bilmediðim,göðsü daralýp yüreði kanayan kirli sakallý bir dost dururken yan hücremde,meydanda volta atýyordu yaþamak bir aðaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeþçesine felsefesini hepimize aþýlayan mavi gözlü,selvi boylu delikanlý.Yeþil ceketini bana hediye eden,ilk kez Þarkýþla'nýn karlý havasýnda tanýþtýðým yoldaþ son nefesini veriyor gibi görünse de kim kurutabilmiþti koca denizi bir ipin ucunda?Daha dün öðle yemeðini birlikte yediðim Ýbrahim tahliye edilmiþti sözde ve teslim ediliyordu kaypak gardiyan tarafýndan her saniye kýrmýzýsý çoðalan bir çuval içinde babasýna.Oysa ki acýyan canlarý deðildi çünkü zühre yýldýzý parýldýyordu alýnlarýnda.Kýrýk radyomuzda derinlerden gelen o ah gibi inceden bir baðlama sesi.Bu memleketi öz evlatlarýndan daha da çok sahiplenen bulgar göçmeni bir kadýnýn türkülerinde þekil veriyorduk unutturulan özgürlük kavramýna.
Yýlmazken rüzgar inatla güneyden esiyordu tahliyenin tenimizi o tatlý tatlý okþayan havasý.Bu mapusun iki kapýsý vardý;biri Rusya'ya diðeri Paris'e açýlan.Çapraz ateþ altýnda ulaþýlamýyordu,yetiþmiyordu eller düþüncelerin dört mevsim ürün verdiði tarlalara,çýplak koþarken.Azizlerim Madýmak'ta yangýnlarýn tam ortasýnda;Çorum'um,Malatya'm,Maraþ'ým hançer yerken sýrtýndan aslýnda kendini sokan bir akrep dolaþýyordu sokaklarýmda.Tüm düþüncelerim can vermeye terk ediliyordu iki kapýsý açýlmýþ o mapustan ve bir gece salýverme adý altýnda zorla itiliyorduk sýrtýmýzda mýzraklarla.Dört yana savrulduðumuz düþünülürken dört koldan dizginlerini koparan atlar gibi keþiflere yol alýyorduk ve aslýnda biz özgürlük kokan son nefesimizi verirken,düþünceye vurulan anahtarlarý uçurumdan aþaðý atýlmýþ kilitleri kaldýrmaya çalýþýyorduk...