Merhaba;mutluluk var mıydı acaba?Ohh! çok güzel,bu dolaştığım kaçıncı dükkan hatırlamıyorum ayaklarıma karasular indi adeta, o kadar yoruldum ki anlatamam.Yok hayır kiloyla alacak kadar param yok sadece bir-iki tane verirseniz kafi.Nerede o eski zamanlar?Siz biraz gençsiniz belki bilmezsiniz ama anneniz babanız anlatmıştır kesin.Hatırlıyorum da her adım başında bir mutluluk ağacı,hem o zamanlar böyle tezgahlara da düşmemişti,kendimiz koparırdık ağaçlardan taze taze.Kimseler artık ekmeyince zamanla tezgahlara düştü tabi...Olsun biz tezgahlara ilk düştüğü günlere de razıydık;hangi dükkana girsek bulurduk hem şimdiki gibi öyle bir iki tane de almazdık o zamanlar.En az üç-beş kilo alır eve doğru giderken her gördüğümüze ikram ederdik.Eve gidene kadar bazen hiç kalmazdı ama tadına bakmış gibi keyifli olurduk.İnşallah sizinkilerde beklemekten çürümüş olanlardan değildir.Çünkü geçen sene aldığım dükkanınkiler eve götürene kadar yolda küf bağlamıştı,onları aldığım dükkan da kapanmış zaten.Aslında kendimi bildim bileli hep aynı dükkandan alırdım.Sahibi ölünce devredildi.Eee! haliyle gelen de gideni aratıyor eskisi kadar rağbet görmese de yine de satışları iyiydi,demek artık satış yapamaz hale geldi ki kepenk indirmiş,üstünde de satılık yazıyor.Ne kadar dediniz ama dediğiniz para benim bir yıllık kazancıma eşit.Yok o zaman siz geri alın bir tanesini.Diğer bir taneyi de dört parçaya bölüp bir çeyreğini satarsanız alırım,tabi üstümde o kadar para yok ama siz on taksit yaparsanız yanında kimliğimi de bırakırım.Hem zaten satamazsınız,çürüyüp gidecekler siz de zarara girmemiş olursunuz.Bir çeyreği evinize götürürsünüz,diğer iki çeyreğe de ben müşteri bulurum söz veriyorum ne dersiniz?Çeyrek mutluluk götürmek istiyorum sevdiklerime hem onlarda çok özlemiştir;şimdi bir çeyrek mutluluk verir misiniz?