..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Aşk Romanı > Kerem Yüce




20 Şubat 2008
Acıyla Mutluluğu Aynı Anda Taşıyamaz Hayat  
Kerem Yüce
Her sabahki pazar koşularından sadece bir tanesiydi.Sabah altıda kalkmış koşu için son hazırlıklarını yapıyordu.Bahçe kapısını terk etmek üzereydi ki Rocky'nin sesini duydu.Rocky onun bu dünyadaki herşeyiydi.Geç kaldığını düşündüğünden kulubesine uğrayamamıştı.Hızlı adımlarla kulübeye yaklaştı ve biraz oynadıktan sonra ayrılmak üzere başını okşadı ama Rocky o sabah her sabahkinden daha farklıydı,bir huysuzluk vardı üstünde ve arkasını her döndüğünde gitme der gibi acı acı havlıyordu. Her pazarki sabah koşularından sadece bir tanesiydi


:BCGC:
Her sabahki pazar koşularından sadece bir tanesiydi.Sabah altıda kalkmış koşu için son hazırlıklarını yapıyordu.Bahçe kapısını terk etmek üzereydi ki Rocky'nin sesini duydu.Rocky onun bu dünyadaki herşeyiydi.Geç kaldığını düşündüğünden kulubesine uğrayamamıştı.Hızlı adımlarla kulübeye yaklaştı ve biraz oynadıktan sonra ayrılmak üzere başını okşadı ama Rocky o sabah her sabahkinden daha farklıydı,bir huysuzluk vardı üstünde ve arkasını her döndüğünde gitme der gibi acı acı havlıyordu.
Her pazarki sabah koşularından sadece bir tanesiydi ve bu sefer neden farklı olmasın diye düşündü.Önce eğildi başını okşadı ve zincirini açtı,bu sabah Rocky ile birlikte koşacaklardı.Rocky söz dinleyen bir köpek olduğundan sorun çıkarmazdı ve bahçeden ayrıldılar.Bu sabah Rocky'nin yüzünde her zamankinden farklı bir tebessüm vardı.Yol üzerinde oynaya oynaya ilerlerken,ormanın kenarındaki yola gelmişlerdi.Koşmaya başlamadan önce Rocky'le son bir oyun oynamak istemişti ve gerçekten bu son oyun olacaktı.Yol ortasında gördüğü kurumuş dal parçasını alıp havaya fırlatacak ve Rocky havada yakalayıp getirecekti.Bu Rocky'nin en sevdiği oyundu oysa bu son oyundu.Yolun ortasındaki kuru dal parçasını almak için eğilmişti,o kadar keyifliydi ki son hızla gelen aracı farkedememişti.Hatırladığı son şey Rocky'nin hızla yanına koşup arabaya havlamasıydı.
Gözünü zar zor açmıştı;gözleri tavandaki beyaz ışıklara takılırken bir bitkinlik vardı üzerinde.Yavaş yavaş kendine geliyordu.Nerede olduğunu anlamak için başını çevirmek istedi,yapamadı.Vücudunun dokuz yerinde kırık ve çatlaklar vardı,üstelik boynu da zedelendiğinden boyunluk takmışlardı.On iki gün sonra ilk defa açmıştı gözünü ve doktor başına dikildiğinde nasılsın sorusuna vakit bırakmadan dudaklarından iki kelime düştü: ''Rocky nasıl? ''.Doktor Rocky'nin kim olduğunu düşünürken iki-üç kelime daha döküldü dudaklarından''o benim köpeğim''...Doktor olayı anlamıştı.Olay yerinde bir tek kendisinin bulunduğunu başka bir yaralıya rastlamadıklarını söyledi.O anda içine dolan huzur gözlerine yansımıştı,demek ki Rocky kurtulmuştu.
Tam iki ay olmuştu ve artık taburcu ediliyordu.Eşyalarını topladı,kendisiyle ilgilenenlere minnetlerini sunduktan sonra binadan çıkıp ilerideki otobüs durağına ulaştı.İçi Rocky'e bir an önce kavuşma hevesiyle dolup taşıyordu.Otobüsü beklerken yanına bir araba yanaştı,camı araladı ve bir adres sordu.Kendisinin de oradan geçeceğini söyleyince direksiyon başındaki bayan oraya kadar götürebileceğini söyledi.Arabaya bindi ve ilerlediler.Birden yüreğinde birşeyler hareketlendi ve kurumaya başladı dudakları;belki de iki ay boyunca hiçbir şey hissedememesinin karşılığında,hislerinden almak istediği intikamın oyunuydu.Yol boyunca sohbet ettiler ve direksiyon başındaki bayan da ondan etkilenmişti.İneceği yere geldiğinde sorduğu yerin burası olduğunu söyleyip indi ama birbirlerine ısınmışlardı ve birbirlerine telefon numaralarını vermişlerdi.İlk işi evinin ilerisindeki bakkala uğrayıp Rocky'i sormak olmuştu.Bakkalsa hiç görmediğini söylemişti.Mahalleli Rocky'i çok sevdiğinden birisinin alıp baktığını düşünüyordu.Eve eşyalarını bıraktıktan sonra o birisinin kim olduğunu bulmalıydı.Eşyalarını bıraktı ama önce kaza geçirdikleri yere ''işte buradayım,ölmedim'' der gibi gövde gösterisi yapmaya gitti ve gittiği yerde akşama kadar oturup ağladı.Yol kenarında Rocky'nin tasmasını görmüştü,eğildi aldı ve eğildiği yerden uzun süre kalkamadı.Rocky bir yaşına girdiğinde almıştı o tasmayı ve o günden bu güne boynundan hiç çıkarmamıştı.Zaten kendisinin dışında kimse çıkaramazdı.Tasmasına kim elini sürse huysuzlaşıp havlardı Rocky,hatta mahallede o tasmayı çıkarma üzerine iddiaya giren çoğu kişi Rocky'den nasibini almıştı.Saatlerce ağladı;Rocky onu o kadar çok seviyordu ki ölüme bile beraber der gibi aracın önüne atlamıştı.Aslında sabah hissetmişti,beni de götür diyordu adeta havlayarak.Doktorun kelimeleri geldi aklına: ''olay yerinde sizden başka yaralıya rastlamadık'' demişti ve Rocky'nin öldüğünü kelime oyununun anlamını farkedemeden ilk orada öğrenmişti.
Bitkin adımlarla eve döndü,içeri girdi ve köşedeki koltuğa oturdu.Elinde Rocky ile birlikte çektirdikleri resimler vardı ve aralıklarla gözleri ıslanmaya devam ediyordu.Telefonun sesiyle irkildi;telefonun diğer ucunda otobüs durağında adres soran bayan vardı.İçindeki boşluğu doldurmak için bir fırsatı vardı ve ertesi gün buluşmak üzere sözleştiler.Çay bahçesinde buluşmuşlardı,denizin hemen yanındaki yosun kokan çay bahçesinde.Günler birbirini takip ettikçe aralarındaki mesafe daha da kısalıyordu.Bir gün o merakla sorduğu fakat cevabını bulamadığı içindeki burukluğun cevabını vermek istedi.Çünkü Rocky'nin hasreti kazada aldığı yaralardan daha çok ruhunu etkilemişti.Bir çay bahçesi çıkışı elinden tutarak hayvan barınağına götürmüştü.Rocky'e benzeyen o yavru köpeği görünce tutamamıştı gözyaşlarını ve yaşadıklarını bir bir anlattı.Genç kız da gözyaşlarına boğulmuştu ve kendini iyi hissetmediğini söyleyip ayrıldı.Tam bir hafta olmuştu;ne telefonla ne de başka bir şekilde ulaşamıyordu genç kıza.İçinden keşke anlatmasaydım,yaşadıklarıma çok üzüldü diye düşünüyordu.
Elinde Rocky ile beraber çektirdikleri resimler vardı ve aralıklarla gözleri ıslanmaya devam ediyordu.Telefonun sesiyle irkildi ve ilk çalıştan sonra hemen açtı ama telefonun diğer ucunda beklediği ses yoktu.Arayan semtin komiseriydi ve kendilerine çarpanın teslim olduğunu söylemişti.Hemen üstünü giyindi içindeki tüm öfkeyi kusmak üzere hızla karakola gitti.Kapıyı açıp içeri girdi,içeri girmesiyle ikinci kere aynı ama hasarı daha fazla bir kaza yaşadı aslında.Karşısında duran otobüs durağında adres soran kişiydi.Öfkesi içinde kalırken tek kelime konuşamadı.Adeta nutku tutulmuştu ve sessiz sessiz gözyaşları akıyordu ikisinin gözlerinden...Gözyaşları dindiğinde şikayetçi olmadığını söyleyip arkasına bakmadan çıktı.Artık o yüze bakamazdı çünkü her baktığında acıyla mutluluğu aynı anda yaşamak zorunda kalacaktı.Oysa ya acının ardından gelirdi mutluluk ya da acı takip ederdi mutluluğu.İşte böyle anlarda vardı hayatta;bir yüzde hem acıyı hem mutluluğu yaşamak.Acıyı yaşaya yaşaya alışır insan mutluluğu da öyle ama bir yüze bakarken hem acıyı hem mutluluğu birlikte kaldıramaz hiçbir hayat...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk romanı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aysel
Sonla Başlayan Kitap

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aynanın Sırrında Dolaşan Bir Çocuk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sağır Duvarlarımsın [Şiir]
Deniz Olsun Tüm Sevdiklerimin Adı [Şiir]
Dört Harften Bakardım Sana [Şiir]
Gölgen Gezinmekte Hala İçimde [Şiir]
Kendi Celladım Oluyorum Seni Düşündükçe [Şiir]
Ayrılık Tüm İstasyonları Tek Tek Dolaşmış [Şiir]
Güneş Olup Dokunma Perdelerime [Şiir]
Bir Güneş Yürümekte [Şiir]
Saf Tutuyordu Oda [Şiir]
Fırıncı Çocuk [Şiir]


Kerem Yüce kimdir?

Yazmak,düşünmek gibidir;kağıdı kaleme değdirmen yeterlidir bazen ve akıp gider harfler bir gölün üstünde giden sıralı kuğular gibi. Gözünü açtığında okyanuslara açılmış,türlü balıkların bahçesine misafir olmuştur o kuğular. . . Ama öyle bir an gelir ki;kıpırdamaz kalem,bileğini sıkıca tutar sanki bir el. . . Bir yazarın tıkanması hiçbir şeye benzemez. Tıkanan lavaboyu açarsın,logarın altına yetişir vidanjörler,trafikte yardıma koşar emniyet şeridi,fakat yazarla kelimelerin arasındaki o duvar kalkmadıkça bitmez tıkanıklar. Bir çocuğun topunun dikenli tellerle çevrili bahçeye kaçması gibi. Tek sorun zamanın akışını beklerken fırtınanın dalgaları harekete geçirebilme ihtimalidir. İnatla beklenir o tellerin etrafında,aşılmaya çalışılmaz duvarlar. Bilmektedir yazar uygun bir zamanın olduğunu ve o zamanda bahçenin sahibinin çıkıp geleceğini. Çünkü kendi özgürlüğüne kavuşurken başka özgürlükleri yok etmek üzerine kurulu değildir yazarın felsefesi. . . Ve doğru zamanı yakaladığında başlar fırtına,sörf tahtasının üstündeymiş gibi dans edilir dalgalarla,çözülür beyindeki zincirler,kanat çırpar en beyaz kuşlar saçlarının üstünde. Böyledir yazmak bir yazar için;ekmek gibi,su gibi vazgeçilmez, havadaki gizli kelimeleri nefesle çekmek gibi ciğerlerine. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi ERSÖZ,Nazım Hikmet RAN,Can YÜCEL,Ümit Yaşar OĞUZCAN,Edip CANSEVER,Özdemir ASAF,Ahmed ARİF,Cemal SÜREYYA


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kerem Yüce, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.