Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Saat 22:30... Tam bir saattir masada oturuyorum öylece... Sigara üstüne sigara ekliyorum... Dün yaptığım kaseti dinliyorum bir saattir. Yaklaşık iki ay önce de bundan önce yaptrığım kaseti dinliyordum yine bu masada oturmuş.Bir taraftan da iki gün sonra yaşayacaklarımı özlüyordum... 2 Gün sonra gelecektin. Birlikte yemek yapacaktık. Konuşacaktık, sesine alışacaktım yine. Yine gözlerine dalıp gidecektim, ufku gözler gibi... 2 gün sonra geldin... Masada oturuyorum öylece... Yarın yine geleceksin. Bir fincan kahve içeceğiz belki. Belki kaçamak bakacaksın gözlerime, kaçamak bakışlarınla aklımı başımdan alacaksın belki de... Belki de kafanı bile kaldırmayacaksın. Belki de kaldırıp başını dimdik bakacaksın, dim dik bakıp canımı yakacaksın... Belki olmayan bir şey yapacaksın en sonunda da; gideceksin... Gizli belgeni vereceğim. Belki yanında da bu yazıyı Belki yaşam kadar güzel güleceksin yine. Belki de çoğu zaman olduğu gibi gölgelenecek yüzün... Yüzüne gölge düşüreceksin gece gibi... Sonra da gideceksin... Gittiğinden beri bu günü bekliyordum... Bu günü, beni arayacağın günü bekledim... Her telefon sesi irkiltti beni. Her telefon sesinde, arayan sen ol istedim. Her zaman olduğu gibi en aramayacak insanlar bile aradı. Oysa hiç biri sen değildin. Dolandım durdum akşama kadar. Hiç bir şey yapmadan sırt üstü yettım. Ama hiç kapamadım gözlerimi. Gözlerimi kapamaktan korktum, gözlerine yakalanırım diye Tam bir saat önce tekrar çaldı telefonum. Sıkıntıyla aldım elime. Annenin numarasını görünce durdum. İl satırı okuduğumda, "Zafer yarın Mersin'e geliyorum. Akşam gel..." Yazıyor sandım. Oysa akşam geri döneceğini yazıyordun. Bir de gizli belgeni getirmemi istiyordun... Zaten o belge olmasa aramazdın bile. Değil Mersin'e geleceğinden, geldiğinden bile haberim olmazdı. "Bana gel istersen." diye sordum. Az sonra geldi cevabın... Elektrik faturasını ödeyecekmişsin, Serap'la buluşacakmışsın, akşama da Adana'ya dönecekmişsin... Yarın geleceksin.... Kısacık kalıp yanımda, sonra da gideceksin... Sen gidince, benim de bu şehirde kalmamın bir anlamı kalmayacak artık... Yarın geleceksin... Sonra da hemen gideceksin. Ardından da ben gideceğim... 23-Haziran-2002 Halkkent
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zafer AKKAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |