..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Sağlık > Orhan TURAN




26 Haziran 2008
Biyolojik Silah mı, Doğal Felaket Mi: Kene  
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Teşhisini Koyan Türk Doktoru Sami Kartı anlatıyor

Orhan TURAN


Türkiye’de ‘virüslü kene’ teşhisini ilk defa 2003 yılında ortaya koyan Türk doktoru Sami Kartı’ya göre ABD Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı virüsünü taşıyan kenelerle ilgili ‘Biyolojik Silah olabilir mi sorusunu tartışırken Türkiye, virüsün tanısını yeni bulmuştu


:EFIF:


Kırım
Kongo
Kanama
Ateş
KKKA.
Yani Kırım Kongo Kanamalı Ateşi…

Bu ateşli hastalık göç yolunu kullanan hayvanlar ve kuşlar aracılığıyla coğrafyaları dolaşıyor ve keneler üzerinden de tüm dünyayı tehdit ediyor.

Yapılan istatistiklere göre 850’ye yakın kene çeşidinin yaklaşık 20’sinde bu virüs bulundu.. Virüslü kenelerin ısırdığı insanlar Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak bilinen hastalığa yakalanıyor. Yüksek ateş ve halsizlikle kendini gösteren belirtiler kimi zaman 4, kimi zaman da 10 günde hastanın ölümüne neden olabiliyor.

1950’li yıllarda Dünyada görülen hastalığın adı ise ilk çıktığı bölgeler Kırım ve Kongo’dan geliyor.
Mayıs ve Temmuz ayı arasında çalılık ve dağlık alanlarda etkili olan virüslü kenelerin oluşturduğu tehdit Türkiye’de ise ilk defa 2003 yılında teşhis edildi.

Türkiye’de ‘virüslü kene’ teşhisini ilk defa 2003 yılında ortaya koyan Türk doktoru Sami Kartı’ya göre ABD Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı virüsünü taşıyan kenelerle ilgili ‘Biyolojik Silah olabilir mi sorusunu tartışırken Türkiye, virüsün tanısını yeni bulmuştu

11 Eylül saldırıları ve Irak işgali ile birlikte küresel hedef haline gelen ABD, 2000 yılından sonra artan ‘virüslü kene’ tehdidine karşı “Biyolojik Silah Saldırı” ihtimalini düşünerek dünya çapında bilim adamlarını ülkeye davet etmiş. ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Emergin Infectious Diseases (CDS) tarafından tüm masrafları karşılanan bilim adamları 2005 Haziran’ında Washington’da bir araya gelerek hastalıkla ilgili tüm verileri paylaşmıştı.

Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak bilinen ‘virüslü kene’ tanısını ilk defa ortaya koyan Yard. Dç Sami Kartı da ABD’de hastalıkla ilgili bilgi veren bilim adamları arasında yer aldı. Türkiye’de hastalığa ilk teşhisi koyan doktor, ilk vakanın nasıl ortaya çıktığını ve konunun skandala varan boyutlarını anlatırken ilginç tespitlerde de bulunuyor.

Türkiye’de resmi olarak ilk tanının 2003 yılında Trabzon’da kendisi tarafından konulduğunu söyleyen Kartı, Kelkit havzası olarak bilinen Gümüşhane Artvin ve Giresun’dan dokuz vakanın geldiğini, hastanede çalışan bir hemşirenin de virüsten etkilendiğini belirtiyor.

Vakalar arasında 2 hastanın öldüğünü belirten Kartı, KKKA’dan dolayı hayatını kaybeden ilk kişinin hastane hemşiresi olduğunu söyledi.


Sami Kartı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Tıp Fakültesinde kalarak çalışmalarına devam etti. 2000 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç. olarak görev yapmaya başladı. 2002’de dâhiliye uzmanı olarak Acil Servis’te çalışırken Giresun ve Gümüşhane’den 9 hasta ona getirildi. Gelen hastalardaki belirtiler lösemiyi taklit ediyordu. Ancak yapılan Kemik İyiliği İncelemeleri sonucunda belirtilerin lösemi olmadığını gösterdi. Sami Kartı bulguların tümünün bir virüs olduğundan kuşkulandı. Ancak hastalar hayati tehlike yaşamadan taburcu edildiğinden ciddi tahliller yapılmamıştı.

2002 yazında yaşanan bu olay sonrasında 2003 yazında aynı belirtilerle bu defa 9 farklı vaka hastaneye geldi. Hastalar yine Kelkit Vadisi olarak bilinen Artvin, Giresun ve Gümüşhane’den geliyordu. Virüs hastanede çalışan bir hemşireye de bulaşmıştı. Hastaların durumu 4. gününde ağırlaştı ilk kurban hastanede çalışan hemşire olmuştu. İki kişinin öldüğü ikinci bulgularda bir teşhis konulamadı. Kartı, hastalarda gribal enfeksiyondan ziyade bir virüsün varlığından kuşkulandığı için 5 hastadan serum örneği alarak daha sonra yurt dışında inceletmek üzere sakladı.

Teşhisi ilk defa ortaya koyan doktor ise Sami Kartı oldu. Kartı Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç olduğu dönemde 5 hastanın değişik günlerde alınmış serum örneklerini topladı. Bu hastaların Artvin, Gümüşhane ve Giresun’dan geldiğini söyleyen Kartı, gelen hastalardan bazılarının kendilerini hastalık daha önce teşhis edilmediği için Lösemi sandığını söylüyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç. Sami Kartı bulguların tümünün Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olabileceği şüphesiyle durumu
ABD’deki arkadaşı Dç. Dr. Zekaver Odabaşı’na anlattı. Gerekli temaslar sonrasında ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Atlanta CDC Enfeksiyon Merkezi’ne hastalara verilen serum örneklerini gönderdi. Merkez bulgularla ilgili olarak özel ilgi gösterdi.
Özel bir soğutucu ile ABD’ye giden örnekler çeşitli analizlerle 1 hafta boyunca araştırıldı. Araştırma sonucunda serumda KKKA’ya karşı antikor bulundu. Yani virüs bulunmuştu. ABD’de yapılan inceleme 15 gün sürdü. Virüs Rusya’da görülen virüsle aynı özellikler taşıyordu. Rusya’dan göçmen kuşlar aracılığıyla Türkiye’ye girmiş olabileceği belirtildi.
2003 Temmuzda, ABD’den Türkiye’ye analiz sonuçları geldi.

Yard. Dç. Sami Kartı, ABD’den gelen sonuçları Karadeniz Teknik Üniversitesi Enfeksiyon Bölüm Başkanı İftihar Köksal’la beraber durum Sağlık Bakanlığı’na bildirdi

Aynı tarihte Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili çalışma yaptığı ortaya çıktı. Bakanlık kamuoyuna açıklamadan bu belirtileri Fransa’da bulunan Pasteur Analiz Merkezine gönderdi. Gelen sonuçlarda da virüse rastlandı. Böylece iki ayrı analizde KKKA olduğu saptandı.

Kartı, bu konudaki tüm çalışmalarını 2004 yılında İstanbul’da yapılan Hematoloji Kongresinde Türk kamuoyu ile paylaştı. Kongrede ilk defa bu vakaların görüldüğünü ve virüsün teşhis edildiğini anlatan Kartı, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden benzer şikâyet ve tanı alan doktorlarla bir araya geldi

Kartı’nın Akademik çalışmaları ABD’nin de dikkatini çekti. Makaleleri ABD’deki hakemli sağlık dergilerinde yayınlanan ve ABD Sağlık Bakanlığı tarafından tüm masrafları karşılanmak üzere davet edildi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Emergin Infectious Diseases (CDS) dünyanın her tarafında rastlanan bu virüsün bir biyolojik silah olma ihtimalini hesaba katarak dünyanın farklı ülkelerinden 80’e yakın bilim adamına davet göndererek araştırmaları paylaşmaları istedi.


Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç Sami Kartı
Haziran 2005 yılında Washington’a gittim ABD’de, bu kanamalı ateş hastalığına yol açan virüsün bir biyolojik silah olarak kullanılabileceğinden şüphe ediyorlardı. Bunun için de dünya çapındaki uzmanları davet ederek bilgi alıyorlardı. Dünya çapından 80 uzman bakanlık tarafından davet edilmişti. Literatüre göre bu tür şeylerin biyolojik silah olma olasılığı her zaman mevcuttur. ABD özellikle buna çok dikkat ediyordu.

Türkiye’ye dönen Kartı Virüs görüldükten sonra işin uzmanlarıyla Kelkit Vadisi’nde inceleme yapmayı planladı. Çalışmalara Marmara Üniversitesi’nden Zekaver Odabaşı’nın yanı sıra Volkan Kortel, Mustafa Yılmaz, İftihar Köksal’ın da aralarında bulunduğu ve diğer uzmanların katılacağı çalışma Kartı’nın 2004 Aralık ayında Denizli Devlet Hastanesi’ne tayin olması nedeniyle gerçekleşmedi. Halen Denizli Devlet Hastanesi’nde bulunan Kartı, burada kan hastalıkları bölümü olan Hematoloji servisini kurdu.



DÇ Dr. Sami Kartı ile 26 Haziran 2008'de yaptığım söyleşiden derlenmiştir. Orhan Turan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yıl: 2554… Aşkın Metal Tarihi
1920"den 2007"ye; Türkiye Cumhuriyeti Afyonkarahisar Belediye Başkanları
Her Yönü ile Afyonkarahisar
Iı. Meşrutiyet'ten Günümüze Afyonkarahisar'da Yerel Basın
Afyonkarahisar"ın İlk Bankası Terakki Servet Bankası
Cumhuriyet Tarihi Afyonkarahisar Valileri
Dünya Gazetesi ile İlgili İstatistiksel Bir Çalışma
Türkiye"nin İlk Azınlık Milletvekili Berç Keresteciyan;
Korkut Özal'la Özel Söyleşi... Korkut Özal; 'Özal'ı Öldürdüler'
Bir Din Bilgini ve Profesör Kamil Miras

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Dua… [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.