..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doðar." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




10 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý-12.sh.  
12.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Kadýn, gözyaþlarý içinde "Hiç olmazsa Buzdolabýný býraksanýz," dedi, kucaðýndaki çocuða bakarak ve baktýrarak. "Mamasý bozulur..."


:AIJD:
22


     Durgun bir göl...
Kýyýsýnda, kýpýrdamadan duran, iri yapraklý aðaçlarý barýndýran bir orman...
Esinti yokluðu mevsim koþullarýndan kaynaklý...
Arada bildik kuþ sesleri; bu durgunluða uyumlu notada ötüþlerde...
Güneþin sýcaklýðý aðaç altýnda etkisini nispeten hissettirmiyordu.
     Ormanýn kuytuluk bir yerinde derme çatma kalaslardan yapýlmýþ ve cam yerine tahtalarla pencereleri örtük bir kulübe kendi içinde iki erkeði barýndýrýyordu.
Iþýldaðýn verdiði aydýnlýða alýþmýþ gözlerle birbirlerini süzerek, ellerindeki kutularda bulunan ýlýk biralarýný arada yudumlayarak, konuþ-malarýný sürdürüyorlardý.
     Diðerine göre daha sakin görünen; “Ýyiyön,” adlý adam, Rutbin isimli þahsa, anlatýmýndaki karanlýk noktalarý aydýnlatmasýný istemiþti...
Ondan bunu istemeye hakký vardý. Saatlerdir büyük bir dikkat ve özenle dinlemiþti onu ve kör noktalar çoktu.
     Rutbin, kendisine göre aydýnlatýcý açýklamalarýna kaldýðý yerden devam etti. "...Bu karanlýk, puslu ortamda her iki taraftan da uyuþturucu, silah kaçakçýlýðý, þantaj, adam kaçýrma, öldürme, tehdit gibi yollarla þahsi menfaatleri için hareket edenlerin olduðu istihbaratýnýzca da bilinen bir gerçek... dedi. Rutbin’in otomobilinden getirdiði biradan bir yudum daha alýp devam etti. "Bu iliþkiler o kadar geliþti ve yayýldý ki kendi çevremde bile bu iþe bulaþanlar oldu. Daha önce farkýna varamadýðým bazý önemli baðlantýlarý keþfedebilmem bu süreçten sonra baþladý..."
     Ýyiyön, söze girerek, "Asýl konuya gelsen...." uyarýsýný yeniledi. Onlarca kez yinelemiþti bu uyarýsýný...
     "Diplere indiðimde biraz önce anlattýðým her yerde hazýr ve nazýr, fakat bir þekilde kendisini maskeleyen organizasyon hakkýnda bazý ipuçlarý elde ettim. Öyle bir organizasyon ki, bireylerin, toplumlarýn, devletlerin hatta dünyanýn kaderini tayin ediyor. Kader tayininde iyi niyetli olsun, kötü niyetli olsun istediði her kiþiyi ve her nesneyi kullana-biliyor; istediði kiþi, kiþilik ve kurumu bir þekilde etkileyerek kendi yandaþý ve figüraný yapabiliyor... Geliþen her olay onlarýn eseri. Savaþtýðý-mýz illegal örgüt de, bizlerde kullanýldýk, bir çok kan döküldü... Çünkü o güç isteseydi saniyesinde iki tarafa da silah býraktýrabilecekti. Aradaki sorunlarý her iki tarafý da hoþnut edecek siyasi ve kültürel anlamda birlik ve beraberlik bozuma uðratýlmadan çözebilirdi. Bu Sodgom ülkesi vatandaþlarýnýn birbirlerine daha sýký baðlanmasýný da doðuracaktý. Özelde Birleþik Devlette konuþlanmýþ büyük gücün bunu gerçekleþtirmemesi, bu kaosun devamýna onay vermesi anlamýna geliyordu..."
"Bilinen komplo teorilerinden biri...."
     Rutbin,"Þimdiki bilgilerim olmasaydý ve biri bunlarý bana anlatsaydý bende ayný þekilde karþýlýk verirdim," dedi.
"Neyse devam etmeme izin verin, lütfen!... Bu organizasyon, ülkeler içinde yumuþak karýnlarý kullanýyor, gerektiðinde ülke yönetiminde gerek-tiðinde o ülkenin içerisindeki kuruluþlara derneklere, destek veriyor veya yenilerini oluþturuyor. Yeteri kadar kullandýðý grup ve bireylerle iþi bitti-ðinde ise bozuk para gibi harcýyor. Özellikle bunu önceden fark edip oyunlarýnda figüran olmak istemeyen veya figü-ranlýktan istifa etmek iste-yen grup ve bireyleri, bir þekilde yok ettiriyor. Bu organizasyon için din, kimlik, ýrk, gelenek ve hiç bir deðer önemli deðil. Fakat bu deðerleri iyi bilen ve kullanabilen bir yapý sunuyorlar. Gerektiðinde ve iþine geldiðinde dinci bir yönetimi, sosyalist bir yönetimi, diktatörlüðü veya çok demokratik bir yönetimi dahi destekleyebilecek karmaþýk bir yapýsý var. Bu organizasyon geleceði tayinde zorlanmamak için bilinçli yandaþlarý dýþýnda, farkýnda olmayan uygun insanlarý bile, medyaya, edebiyata, politikaya, bürokrasiye, özel sektörlere, müzik piyasasýna, diðer sanat ve kültür alanlarýna, bilim alanýna, üniversitelere, legal ya da illegal örgüt-lere, dini ve milli cemaat ve örgütlenmelere, istihbarat merkezine girdir-miþ veya oralarda olanlarý bir þekilde etkilemiþ hatta daha ilginci batýnýn en önemli bir ülkesinde geçinen yandaþý bir grubu sosyal demokrat sahte kimliðiyle devletin baþýna getirtmiþ bir organizasyon..."
     "Bana organizasyonun ismini, tam olarak merkezini, künyesini bildir?..."
     "Ýþte bütün sýkýntýmda bu..."
     "Hayali bir þeyden söz ediyor ve benim inanmamý bekliyorsun..."
     "’Buldum’ dedikçe daha üst bir organizasyonun varlýðýný keþfediyor-dum. Bu sürekli tekrarlandý. Hala en üst merkez birime ulaþabilmiþ deðilim. Bununla ilgili tüm ayrýntýlar sana vereceðim belgelerde ve rapor-larým da yazýlý... Tam tespit edilmemiþse de bu organizasyonun yoðun-luklu gücü Birleþik Devlet’te barýnýyor... Týpký havanýn esintisini derimiz- le, aldýðýmýz nefesle, yaprak kýpýrtýsýyla fark etmemiz gibi; kendisi görünmeyen fakat etkisini hissettiren bir merkez..."
     "Bana somut bir þeyler söyle..." dedi. Ýyiyön. "Örneðin; yakýn gelecek için ne tür planlarý olduðundan söz edebilir misin?"
     "Dedim ya! Ayrýntýlar belgelerimde... Bazý ülkelerde bulunan ve genelde önceleri kendilerinden destekli fanatik gruplar, terör mücadelesi bahanesiyle pasifize edilecek. Sonradan ortaya çýkarýlacak bazý krizler, sýkýntýlarla kamuoyunda duyarsýzlýk, belirsizlik, korku dalgalarýnýn yayýl-masý saðlanacak. Böylece kamuoyunun doðal tepkisel enerjisi bir þekilde tüketilecek... Oluþturacaklarý onlara uygun zeminde özellikle; Birleþik Devletin Ortadoðu da giriþim ve müdahalelerde bulunmasý saðlanacak... Ýstediklerini politik yönden elde edemediklerinde ülkemizin de kendi yanlarýnda taraf olmasý konusunda önceden oluþturduklarý koþullar, özel-likle yerel iþbirlikçilerinden soyguncular mesleðine sahip elit kiþilerce en son gerçekleþtirecekleri ekonomik kriz nedenleriyle zorlamalar meydana getirecekler. Yeni duruma ve kendi yararlarýna uygun bir ortam ve yönetim daha oluþturacaklar. "
     Ýyiyön’ü hava sýcaklýðý ve anlatýlanlar terletmiþti. Alnýnda ki teri elinin tersiyle sildikten sonra; iki elinin parmaklarýný birbirine geçirip tahta masaya koydu. "Kabul edelim ki anlattýðýn özelliklere sahip böyle bir organizasyon var," dedi. "senin dýþýnda bunun farkýnda olanlar var mý?"
     "Çok sayýda olmasa da var. Bunlardan idealist olmayanlarý ‘bana ne,’ diyerek ortamdan salt kendileri için çýkar edinmeye devam ediyorlar. Ýdealist olanlardan bir kýsmý, görevi býrakýp bildiklerini öldürülme, iftira atýlma korkusuyla içine gömerek yaþamlarýný devam ettirmeye çalýþý-yorlar. Susmamayý tercih edenler ise bir þekilde sindirilmeye çalýþýlýyor veya öldürülüyorlar... Artýk hiçbir þeye inancým ve güvencim kalmadý. Her þey ve herkes; farklý düþünce ve amaç taþýsa da, deðiþik tavýr, tepki, eylem de bulunsa da haklý, haksýz görünse de sanki bu organizasyonun isteðiyle bundan haberli veya habersiz davrandýklarýný son zamanlarda iyiden iyiye duyumsuyorum... Hatta hiçbir þey yapmayanlar da sanki onlarýn arzusuna uygun davranýyormuþ gibi geliyor bana ve bu durum yaþamý ve kendi yaþamýmý gözümde anlamsýz kýlýyor... Allah’ým bunlarý düþündükçe bazen çýldýracak gibi oluyorum..."
Masa üzerinde olan içi kaðýtlarla dolu klasörleri iþaret ederek, "SodGom Ülkesine geçmiþ yýllarda baþkanlýk yapan lider, onlar tarafýndan destekli ve onlarýn düzenlemelerine genelde bilerek bazen de bilmeyerek uyarken, geleceðe yönelik senaryolarýnýn bir kýsmýna karþý çýkmýþtý. Onlarýn düzenlemelerini bozmak için yurttaþlýk bilinciyle Ýllegal-ABCD örgütünün ve yandaþlarýnýn halký etkilemede kullandýklarý söylemleri, propagandalarý boþa çýkaracak uygulama ve yasa deðiþiklikleri için çalýþmalar baþlattý. Hatta el altýndan gazeteciler kanalý ile örgüt lideri ile baðlantý saðladý. Amaç, oyunu bozmaktý. Ülke halklarýnýn birlikteliðini gerçekleþtirmekti.. Bunun için gerekli demokratik açýlýmlarý saðlayacak-tý... Halklarýn kendi kültürlerini geliþtirme ve yaþatmasý, bireylerin kendi ana dillerinde eðitim yapabilme olanaðý da dahil büyük güçten ayrýk yerel düzenleme raporlarý hazýrlamaya baþlamýþtý. Bu yerel düzenlemelerle illegal örgütlerin doðuþ ve varlýk nedenleri sonlandýrýlacaktý. Ayrýca Devlet ve halk içinde kargaþadan yararlananlarýn daha fazla palazlanmasý önlenmiþ de olacaktý..."
     "Kimden söz ettiðini biliyorum, topraðý bol olsun."
     "Ýþte önceki liderin, kendi düzenlemelerine uygun davranmaktan vazgeçip, farklý bir yapýlanmaya gittiðini tespit eden organizasyon; uyarýlarýna olumsuz yanýt alýnca zehirleyerek onun hayatýný sonlandýrdý."
     "Kalp krizinden vefat etmiþti..."
     "Bu laf!... Cinayeti maskeleme..."
     "Seninki temelsiz bir iddia!"
     "Belgelerde dayanaðý var. Sadece o deðil, bu senaryolarýn farkýna varan yazar ve gazetecilerden bazýlarý da sonsuza kadar susturuldular... Bu oyunu bozmak isteyen Dýþ Güvenlikten bir üst düzey görevlisi, helikop-terle sýnýrdaki bir ülkeye giderken uyarýldý... Organizasyonun uyarýsýna; uymamasý üzerine helikopteri düþürüldü ve kaza süsü verildi... Yine üst düzey bir dýþ güvenlik görevlisi tatbikat esnasýnda kepine atýþ yapýlarak uyarýldý... Uyarýya olumlu yanýt alan organizasyon onun yaþamýný sonlan-dýrmadý... Örnekler çok... Önce sonuç alabilecekleri basit yollarý deniyor-lar. Öldürmek onlar için son çare..."
Dibinde kalan son damlalarý zorlukla aðzýna döken Ýyiyön, bira kutusunu masaya sertçe indirerek,"Senin bilgi, sezgi ve mantýðýnla düþünürsek; SEN NÝYE ÖLÜ DEÐÝLSÝN?..." diye buz gibi bir sesle sordu.
     "Bazý teþebbüsler oldu... Yýllardýr yaptýðým mücadeleler nedeniyle deneyimlerim var... Korunmayý ve gizlenmeyi de iyi biliyorum." Yanan ýþýldaða, gözlerini kýrpýþtýrmadan dikti. "Kendimi yaþayan bir ölü olarak vasýflandýrýyorum ve ölümden korkmuyorum. Sadece toplumu bu yönde uyarmak için zamana gereksinimim var!... Özellikle sana ve senin gibi arkadaþlarý ikna etmeye... Tek baþýma mücadele edemeyeceðimi biliyo-rum."
"Sana birþey daha soracaðým sakýn alýnma... Geçmiþte aramýzda bayaðý sorunlar yaþanmýþtý. Kurallara baðlý olmadan çalýþmalar yaptýðýn-dan dolayý sen ve grubunla düþman gibiydik... Neden bir baþkasýný deðil de beni çaðýrdýn bu sýcak ormana?..."
     "Yanýtýný bildiðin bu soruyu sormakla kendini tatmin etmek istiyorsun... Evet, galiba senin ve birkaç arkadaþýn dýþýnda pek kimseye güvenmiyorum... Senin gerçek anlamda kendi çýkarlarýný göz ardý ederek insanlýk için katýksýz mücadele veren biri olduðunu önceden de biliyor-dum. Sadece yöntemleriniz bana çok saçma geliyordu... Ama siz gerçek güvercinleri artýk seviyorum galiba."
     "Teþekkür ediyorum! Güvenine layýk olacaðým... Peki þehirde yaþayýp neden koruma istemiyorsun?"
     "Güldürme beni... Adresi belli hedef olurum."
     Ýyiyön, ayaða kalkarak içi belgelerle dolu beþ klasörü, Rutbin’inde yardýmýyla çuvalýn içine koydu. Aðýrlaþan çuvalý zorlukla kaldýrdý. Boþta kalan elini samimi bir þekilde Rutbin’e uzatarak, "Benden istediðin baþka bir þey var mý?" diye sordu.
     "Gereðini yapacaðýna inanýyorum... Benden haber bekle!... Bazý arkadaþlarýn elde edip bana ulaþtýracaðý belgeleri üst raporunu hazýrladýk-tan sonra sana sunacaðým. Sakýn benle baðlantýný koparma!..."
     Ýyiyön, baþýný olur anlamýnda salladý.
     Kapýya doðru yöneldiðinde Rutbin’in sert elini kolunda hissetti.
"...........................?!"
"Yanlýþ anlama, sadece önlem... Önce ben çýkacaðým... Beþ dakika sonra da sen çýkarsýn!..." dedi.
Rutbin, Ýyiyön’ün tepkisini beklemeden kapýyý yarýsýna kadar araladý. Gövdesi kulübe içinde baþý dýþarýda duruþuyla; çevreyi gözleriyle taradýktan sonra koþar adým kulübeden uzaklaþarak sýk aðaçlarýn arasýnda gözden kayboldu.


                         ***




     Rutbin, sýk çalýlýklarýn altýna saklamýþ olduðu yeþil ve kahverengi benekli kampetini aldý.
Ufak alan boþluðuna serdi...
Uzandý...
Üzerine, günlerdir yýkanmamaktan kokan örtüyü çekti...
Uyumaya çalýþacaktý.
Aslýnda yabancýsý olmadýðý bir yaþamdý...
Yýllarca illegal örgüt ve elemanlarýyla yaptýðý geceli gündüzlü silahlý mücadele sürecinde bu tür yaþam biçimiyle barýþýk hale gelmiþti...
Yine uykuyu yakalayamamýþtý.
Dolunay ýþýðý, yaprak dallarý arasýndan Rutbin’in burnunun ucunu gösterebilecek kadar aydýnlatýcý ýþýk huzmeleri indiriyordu.
Böcek sesleri, kulaðýnýn az ötesinden gelen sinek sesleri ona ezgisel geliyordu.
"Ýyi ki, vücuda sürülen sinek kovucu ilaçlardan almýþým. Bu ufacýk kanatlýlarla sabaha kadar mücadele etmem gerekecekti," diye düþünerek kendisini tebrik etti..
Eþini ve çocuklarýný düþündü. Uzun zamandýr onlardan haber alamý-yordu.
Olaylar duruluncaya, güvenli ortam saðlanýncaya kadar kendisine karþý þantaj aracý olarak kullanýlabilecek kiþileri bulunamayacaklarý bir eve gizlenmelerini söylemiþti...
Düþünceler, beynini uyuþturmuþtu. Gözleri kendiliðinden zorlamasýz kapanmalardaydý.
Uykunun ilk kýsmý olan tilki uykusu aþamasýndaydý, þimdi...
Bir sesle irkildi. Gözlerini ve kulaklarýný açtý... Yaprak hýþýrtýsýna benzeyen bir sesti bu.
Ýlgi çekici ikinci ses, kuru yapraklarý barýndýran bir dalýn üzerine basýldýðýnda çýkabilecek seslerdendi. Civarda bulunan hayvanlar gece gezmelerinde galiba, diye düþündü.
Bu düþünce kendisini tatmin etmedi. Yaný baþýnda bulunan silahýnýn emniyetini açtý, yüzükoyun döndü. Gözleriyle dal ve yapraklarýn arasýndan etrafý dikkatli bir þekilde incelemeye baþladý.
Elli-altmýþ adým uzaklýkta bir karartýnýn çevreyi incelediðini fark edince, soluðunu tuttu. Karartýnýn yanýna; elinde uzun namlulu silahla birinin yaklaþtýðýný görüyordu.
Rutbin yerde sürünerek yakýnýndaki kocaman bir aðacýn arkasýna geçti. Terden výcýk výcýk olmuþtu. Ýlk kez dolunaydan bu kadar nefret ediyordu.
Aðaçlarýn gövdelerini kullanarak uzaklaþmaya baþladý. Þarki müca-delesinde, çevreden açýlan yaylým ateþleri arasýnda cesaretle onlara karþýlýk vermiþti. Yüz yüze bedensel mücadelelerde gerekli performansý göstermiþ ve sað çýkmýþtý.
Fakat þimdi... Ýlk kez ve þimdiye kadar tatmadýðý, duyumsamadýðý bir duyguyu algýlýyordu...
Bu, içini ürperten, kalp atýþlarýný hýzlandýran, tüylerini diken diken eden, damarlarýndaki kaný daha kýsa aralýklarla beynine pompalayan bir duyguydu.
Bu, bütün çýplaklýðýyla KORKU duyumsamalarýydý.
Korkuyordu....
Bu duyguyu engelleyemiyordu. Bedenine ve ruhuna usulca sahiplenen, kendisini ele geçiren etkiyi içselindeki telkinler yok edemiyordu... Beynine bir kurþun sýkmak, iþin kolaycýlýðýydý.
Korku, tüm hücrelerine yayýlmýþtý... Beyni karýncalanýyor, saçlarýnýn dipleri kaþýnýyor, bedeni titriyordu. Soluk alýp verme ritmi, normal düzeneðini kaybediyordu. Ne kadar bastýrmak istese de, sýklýkla alýp verdiði soluðu ormanda yankýlanýyor gibi geliyordu kendisine.
Alýp verdiði oksijene doyamýyordu. Yüzü ateþ sýcaklýðýndaydý.
Uzman üstlerinin sürekli tekrarladýklarý; “korkunun üzerine gitmek, korkuyu kaçýrýr ve tüketir,” öðretisini anýmsadý... Þimdi; korkunun üzerine gitme düþüncesi kendisini daha çok korkutuyordu.
     Kah koþarak, kah yürüyerek, kah etrafý inceleyerek geçirilen süre ,yarým saati aþmýþtý...
     Bir çalýlýðýn altýnda gizlenerek dinlenmeye çalýþýrken, “Sonu en çok ölüm! Ýlerisi yok! Neden korkuyorsun?...” telkininde bulundu, kendisine.
Galiba tehlikeyi ýskalamýþtý...
Þimdi daha farklý þeyler düþünebiliyordu.
Yerini nasýl tespit etmiþlerdi. Yakýn iki arkadaþý ile dün gelen Ajan Ýyiyön dýþýnda kimse bu ormanda gizlendiðini bilmiyordu. Arkadaþlarýnýn her ikisine güveniyordu.
Peki ya Ýyiyön! Bilgi sýzdýrmýþ olabilir miydi?..
Gördüðü siluetler; ormanda bulunan serserilere ait olabilirdi... Baþkaca iþ çevirmeye gelen kiþiler de olabilirdi... Balýk avlamaktan býkýp ormanda avlanmaya çýkan balýkçýlarda olabilirdi.
Tehlikeye þartlanmýþlýk nedeniyle nasýlda bunlarý düþünmemiþti?...
     Hiçbir þekilde dýþarýdan görünmesi mümkün olmayan bir yerdeydi ve bu kendisine güven veriyordu.
     “Çýt!... Çýt!... Çýt...” Biraz önce duyduðu seslerin tekrarýydý. Bu kez bekleyecekti... Yüzleþmek istiyordu. Orman geniþti ve önceki alandan bayaðý uzaklaþmýþken ayný sesleri duymasý; kaçmanýn çare olmadýðý sonu-cuna ulaþtýrmýþtý kendisini...
Yaklaþýk, on beþ metre öteden bir karartýnýn yavaþça kendi bulundu-ðu yöne doðru ilerlediðini gördü.
Mevzisinden doðrulmadan, "Olduðun yerde dur!... Kimsin?" diyerek baðýrtýlý uyarýlarda bulundu.
Karanlýktaki karartý, ses vermediði gibi ilerlemesini de durdurmadý.
Karartýnýn yanýna ulaþmasýna beþ adýmlýk mesafe kalmýþtý... Rutbin, elinde hazýr olan tabancayla üst üste ateþ açtý... Karartýdan ses çýkmamýþtý.
Durmamýþ ve düþmemiþti...
Gözleri fal taþý gibi açýldý. Kýrpýþtýrdý; gözlerini... Ellerinin titreme-sini önlemeye çalýþtý...
     Karartý ile yüzleþti...
Karartý, içinden geçip kayboldu...
Arkasýný döndüðünde karartýnýn kendisinden uzaklaþmakta olduðunu fark etti...
Galiba halüsünasyon görüyorum, diye düþündü.
     Düþünceleri engellendi. Bu kez çýtýrtýlar dört bir yandan geliyordu. Çýtýrtýlar baþ aðrýtýcý, kulak týrmalayýcý seslere dönüþtü. Ormanýn; tüm aðaçlarýnýn, çalýlarýnýn, yapraklarýnýn, böceklerinin, vahþi hayvanlarýnýn, kuþlarýnýn... Ormanýn barýndýrdýðý canlý cansýz varlýklarýn tümünün bileþik çýðlýklarýydý sanki...
Birkaç saniye sonra yerden bitercesine bir çok karartýnýn kendi üzerine geldiðini görür gibi oldu.
Mermi dolu þarjörünü tabancasýndaki boþuyla deðiþtirdi. Karartýlara doðru rasgele ateþledi. Karartýlar üzerinde yine bir etkisi olmamýþtý. Karartýlar üzerine geliyordu. Kendisiyle her yüzleþen karartý, içinden geçerek kayboluyordu. Yeniden karartýlar ve sonra daha yenileri...
Tüm þarjörlerini ve yelek ceplerinde bulunan mermilerini tüketmiþti. Mermilerle birlikte kendisi de tükenmiþti.
Mermilerinin bitmesinin akabinde karartýlar da kaybolmuþtu...
     Þafaðýn kýzýllýðý, sabahýn iþaretiydi. Rutbin için ise umudun ve güvenin...
Ruhsal tedaviye gereksinimim var, diye düþündü. Olanlar kendi ürettiðim korkulardan kaynaklý...
Bu yargý kendisini rahatlatmýþtý...
     Arkasýndan gelen bir ses onu irkti, "Atýþ talimin bitti mi?"
     Bu ses oluþan yargýsýný tamamýyla silmiþti.
     Sesin geldiði yöne baktý. Ses ve sahibi, tanýdýk birine aitti. Bu Ýkiyüz’ dü. Sarý saçlý, mavi gözlü, uzun boylu, bozuk psikozlu bu gençle bir ara ayný bölgede birlikte çalýþmalarýna raðmen birbirlerine hiç ýsýnama-mýþlardý.
     Rutbin, "Ýkiyüz!..." diyerek seslendi. "Burada ne iþin var?..."
     "Sabah gezmesine çýkmýþtým!"
     "Gevezeliði keser misin!"
     Rutbin,"Bana bir diyeceðin yoksa, iyi sabahlar dileyerek birbirimizden ayrýlalým," dedi. Ýkiyüz'ün geliþ amacýný çabucak öðrenme amaçlý bir giriþimdi bu.
     Ýkiyüz, birden ciddileþti. Gözleri kanlandý. Bakýþlar dostane deðildi. Kavuþturmuþ olduðu kollarýný birbirinden ayýrdý. Sað elinde tuttuðu silahýn namlusunu Rutbin’e doðru yöneltti. "O kadar kolay deðil!" diye baðýrdý. "Ýyiyön anlattýðýn saçmalýklardan birine söz ederken gizli kulakla dinledim..."
     Rutbin, elindeki silahý aniden ona doðrulttu. Tetiðine bastý.
     Ýkiyüz'ün kahkahalarý ormanda çýnladý, "Atýþ taliminde mermilerin tümünü harcadýðýný unutmana senin adýna üzüldüm, " dedi.
     "Ne duruyorsun?... Uzatmana gerek yok, vur beni!"
     Diþlerini gýcýrdatarak, "Ýzin ver de; tadýný çýkarayým..."dedi Ýkiyüz. "Bugün yargý ve infaz günün. Yargýlanman tamamlandý. Suçlusun. Cezan, ölüm. Ýnfazda kullanýlacak sarf malzemesi standartlara uygun olduðu üzerindeki damga ile müseccel iki kurþun..."
     Rutbin, yargý ve infazý tanýyacak, boyun eðecek biri deðildi. Haklý haksýz tüm saldýrýlarda savunma hakký kullanabileceði bir eðitimden geçmiþti.
Beklememeliydi. Beklemek, ölmekti. Ona bu izni vermemeliydi.
Sað ayak bileklerinin üzerinde bulunan komando býçaðýný kýnýndan ani bir hareketle aldý. Fýrlatacaðý anda Ýkiyüz’ün silahýndan üst üste çýkan iki kurþunla, seri hareketinin devamýný engelledi. Ýkiyüzün, silahýndan çýkan iki mermi ile yere serilmiþti.
Gözlerindeki korku, yerini mutluluk hissiyle dolu ölü bakýþlara terk etmiþti...

Ber, gördüðü rüyadan ve uykusundan kan ter içinde uyanmýþtý. Elleriyle bedenini yokladý.
Sanki orada kendisi de bulunmuþtu.
Sanki rüya deðildi.
Zihnini toparlayarak yeniden uykuya daldý.


                         ***


     Deniz ufkundan bakan bir çift göz... Yeþile, maviye, siyaha, elaya, kahverengiye dönüþen...
Deðiþen, devinen, etkileyici ve ürküntü veren gözler...
Her göz kýrpýþý, bitiþiðindeki okyanusta dalgalar oluþturuyor, oluþan dalgalar uzak diyarlardaki denizlere, nehirlere, derelere... Hatta, köylerde-ki pýnarlardan akan suyun yol bulduðu incecik kanallara kadar ulaþýyordu. Kara, su kaynaklý dalgalarý aynen hissederdi. Çünkü kara ve su birbirinden ayrýlmasý mümkün olmayan ikiliydiler. Med ve cezir olaylarý bunun bir örneðiydi.
Tüm özellikleri içinde barýndýran gözler, bu kez akýllý psikopat ‘tik’lemelerindeydi.
Olacak yeni felaketlerin habercisiydi bu kýrpýþlar.
Her göz kýrpýþ, ‘kan ve gözyaþý akýtýn!’ emriydi. Emre aykýrý hareket edenler, emrin içeriðindeki sona uðratýlýrdý.
Bu; ‘Ya öldür, Ya öl!’ tekerlemesiydi.
Hava aydýnlýk...
Görüþ mesafesi alabildiðince geniþ ve rahat....
     Bakýmdan yeni çýkmýþ helikopter; binlerce benzerine kýyasla en son arýza yapacak nitelikte... SodGom Ülkesinde bazý hatýrý sayýlýr makamda bulunanlarý taþýyor.
Komþu ülke içinde bir görüþme yapacaklar. Görüþme, belki de antlaþma ile sonuçlanacak...
     Düzenleme Grubu, hoþnutsuz ve küskün... Bu duygularýný daha önceki günlerde uyarý ateþiyle sunmuþtu; Üst düzey görevliye... Yapýlan uyarý Üst düzey görevliyi etkilememiþti...
Rutbin'in elde ettiklerine benzer bulgularý içeren belgeleri incelemiþti.
Düzenleme Grubunun kýsmi senaryolarý hakkýnda geniþ bilgiler edinmiþti.
Senaryo; Sodgom ülkesi’nin de aleyhineydi... Üst düzey görevli olarak görevine, topluma, insanlara karþý sorumluluklarý vardý. Bazen uyduðu Düzenleme Grubu Raporlarýnýn bu kez yenilir yutulur tarafý yoktu. Ortak çýkarlarýmýz soyut kavramýna da hiç bir þekilde sokulamazdý.
Bu kez uymayacaktý, rapora karþý sapma meydana getirecekti. Havadaki seyir bu amacý taþýyordu.
Pilotun sesi duyuldu, "Düþüyoruz!..."
Helikopterin düþüþü, bu pilotun ünlemli uyarýsýný doðrulamýþtý.
Sað kurtulan, belge valizinde bulunan fareydi.
Farenin yok edilmesine gerek yoktu. Çünkü insani dili yoktu. Okuma yazmasý yoktu. beyni çalýþmazdý. Kemirmeye çalýþtýðý belgeleri sadece yiyecek olarak görmüþtü. Bunun da bir mahzuru yoktu. Ayrýca kendi ülkelerindeki hayvan severler derneðiyle uðraþmaya da deðmezdi...

Ber, helikopterin üzerine düþmekte olduðunu fark etti...
Korktu...
Kaçmasý, koþmasý lazýmdý...
Gerekli davranýþý gösterdi.
     Kaçýþý seriydi, çabuktu.
Kendisini çok uzaklarda ve düþürülen helikopterin yanýþýný seyrederken buldu.
     
Þimdi, bir baþka tehlikeli alandaydý.
Ýki ateþ ortasýndaydý. Resmi giyimlilerle, resmi giyimli olmayanlarýn karþýlýklý silah atýþlarý arasýnda bir o yana bir bu yana bakarken, ölümün kokusunu hissediyordu. Taraf deðildi. Olsun, ortadaydý. Ortada bulunan ise en kolay hedefti.
Resmi grubun karþý cephesinden gelmeyen bir mermi resmi ve üst düzeyde bir görevlinin baþýna isabet etti. Ölümle sonuçlanacak düþüþü hafýza makinesiyle kare kare çekti. Tap etmesine gerek yoktu. Gerçi teknolojide buna izin vermezdi.
     Talimat geldi. "Çekilin!..."
Emir dayanaðý düþünce bilinmiyordu. Uyulmasý gerekliydi. Düþünüp, tartýþmak onlarýn görevi deðildi...

     Resmi giyimli olmayanlarýn, "Zahiremiz bitti... Zorlanacaðýz!..." baðýrtýlarý devam ettirilmedi. Gökyüzünden süzülerek inen yiyecek, içecek dolu koliler onlarý sevindirdi. Baðýrtýlarýný sonlandýrdý. Yemek önemliydi. Biyolojik güç demekti.
     Uçak ve helikopterler çeviksel çabuklukla kolileri atarken, içinde bulunanlar, Resmi giyimli olanlara megafonla, "Sizle beraberiz.... Onlarýn köklerini kazýyýn!" diye anons ediyorlardý.
Uçakta ve helikopterde bulunanlardan her iki tarafta ayrý ayrý memnundu. Onlar, her iki tarafýn dostuydu...
Her iki taraf birbirinin düþmanýydý. Ayrýk düþüncelerdeydiler. Ama bir þeyde birleþiyorlardý, bu; dostlarýnýn ayný olmasýydý...
Bu kaostan zarar gören, "Düþmanýmýn düþmaný düþman kaldýkça dosttur," atasözü oluyordu. Çünkü her iki tarafta ortak dostlarýný düþman olarak görmüyordu.
Atasözü, ruhunu kaybetmek üzereydi.
Karþý koydu.
Dile geldi. Atasözü konuþuyordu. Konuþmak için gürültülü sese gerek yoktu. Sessiz sesle baðýrdý. Kulaðý, standart altý sesleri dahi duyabilme yeteneðine sahip olanlarca duydu.
"Ortak dostunuz, aslýnda her ikinizin de düþmanlarýdýr."
Yetenekli kulaklar duyduklarýný baþkalarýyla paylaþmak istemediler. Hafýzanýn hatýra defterine bir daha açýlmamak üzere yazdýlar, kilitlediler. Ortamlarýný bozmamalýydýlar. Ýyi kötü geçinip gidiyorlardý. Cervantes’in Don Kiþot’u deliydi. Kendilerine deli denmesi hoþlarýna gitmeyecekti. Hem, karþýda ki düþman; yel deðirmenleri deðil, insanlarý atomlarýna ayýracak derecede güçlü düþmanlardý. Onlarýn elinde, en azýndan ölü ruhlarýný saklayan bedenlerini topraklaþtýracak, bir mum gibi eritecek beden ‘canýnýn’ ilk harfinden sonra 4 rakamýný alan C4 ler vardý.
C4 ler, bir mumcu dükkanýnýn yüzlerce mumunu eritecek kadar güçlüydü. Uzak durulmalýydý.

Resmi giyimlilerinde anýlan dostlarý gibi helikopter ve uçaklarý vardý. Havada giden bu nesnelerden atýlan içi yazý dolu parþömenlerden birini yere düþmeden kaparak okudu Ber.
"Canýnýzýn, malýnýzýn, namusunuzun ve dininizin düþmanlarýna kanmayýn. Dininizin ipine sýmsýký sarýlýn. Dinimizde her ne olursa olsun amire itaat farzdýr. Onlar; dininize ve amirinize isyan etmiþlerdir. Ayrýlmayýn! Saflarýnýzý sýklaþtýrýn..."

Oluþan kalabalýkta bulunan bazý siyah sakallýlar, parlak yanaklýlardan olup da sonradan sakal uzatan insanlarýn yönlendirmesiyle havadan atýlan bu kaðýtlarý katlayarak ve bükerek; kýlýçlara, satýrlara dönüþtürdüler. Dönüþen bu silahlar oyuncak deðildi artýk. Sonradan sakal uzatanlar ekonomik anlamda da durumdan memnundular. Çünkü sarf malzeme listesi ekonomikti.
Varolan potansiyel dini duygular,
Bir sakal,
Bir býyýk,
Bir kaç ucuz ateþli silah...
Hatta ateþli silaha da gerek yoktu. Ortaçað savaþýmlarýnda kullanýlan kýlýç, pala gibi kesici, delici silahlar yeterliydi. Atýlan kaðýtlardan bunlarýn yapýmý kolaydý, onlarda zaten yapmayý baþarabiliyorlardý.

Ber, kaðýttan yapýlma tabancalardan atýlan kurþunlardan eðilerek kendisini sýyýrdý. Havada sallanan, savrulan satýr ve kýlýçlardan uzuvlarýnýn eksilmemesi için kendisini geri çekti. Satýr ve kýlýçlarýn sallanmasýyla oluþan hava dalgalarýndan saçlarý savruldu. Dert edinmedi. Birkaç tel saçýn önemi yoktu. Kökü kendisindeydi.
Doðal sakallýlara tanýnan oyun süresi bitmiþti. Onlarý oynatmalarýnýn anlamý kalmamýþtý. Suni sakallýlar ise doðal parlaklýklarýna dönüþtü. Suni sakallýlar, doðal sakallýlarý iyi tanýyorlardý. Onlarý sakalsýz dahi olsalar tanýyacak kadar samimileþmiþlerdi. Özellikle; haslarýný ayak seslerinden dahi tanýyabilirlerdi. Bunun için parasýna bahse girebilecek kadar iddialýy-dýlar.
Doðal sakallýlar oyundan hoþlanmýþlardý. Býrakmak evlerine dönmek istemiyorlardý.
Bir kaçýnýn elinde bulunan ateþli silahtan çýkan mermiler hedefe varamadan kendilerine geri döndü. Kendilerinin hedefi kendileri olmuþtu. Enteresan bir durumdu.
Havada salladýklarý satýrlarýn gücünden doðal sakallarý kesildi. Siyah sakallý yüzleri, yerini týraþlý yüzlere býrakmýþtý...

Ber aniden beyaz eþya satan bir maðazanýn içinde buldu kendisini...
Yüzlerce televizyon teþhirdeydi.
Hepsi açýktý. Farklý kanallardan farklý haberler sunuluyordu.
Ekranlara sýrasýyla göz gezdirmeye baþladý.
Bir haber dikkatini çekince seyrine ara verdi. Gözlerini, kulaklarýný ve tüm duyularýný o ekrana sabitledi.
"Saçlarýna yeþil kurdele baðlayan bir genç kýz daha Ad kenti üniver-sitesinin kapýsýndan geri çevrildi. Kýz çocuðu, aðlayarak dert yandý." Ýnancým gereði taktýðým yeþil kurdeleyi çýkarmam mümkün deðil!" dedi...
Rektör, "Ýrticaya geçit yok," baþlýklý bir konuþma yaptý.

"Çaðdaþ Halk Temsilcileri Meclisinde, yeþil kurdele baðlanarak temsilcilik yapýlmasý yasaðý getirildi. Yeþil kurdeleli temsilci, meclisten ve görevden atýldý."
"Yeþil kurdeleyi, samimi olarak takanlarla takmayanlar arasýnda ayýrým yapma olanaðýmýz yoktur... Ýþin kolaycýlýðý; yeþil kurdele takan-larýn tümünü samimiyetsiz olarak kabul etmekten ve giymelerini yasaklamaktan geçer..."
"Yeþil de, kýrmýzý gibi, sarý gibi bir renktir. Renklerin serbestliði, renksiz ortamýmýzý bozmaktadýr... Renklerin tümü yasaklanmalýdýr. Hatta ses renkleri de renksizleþtirilmelidir... En iyi renk; renksiz renktir...."
Yanýndan gelen homurdanmalarla irkildi. Kendisiyle birlikte ayný ekraný izleyen kalabalýk grubun farkýna vardý. Sakalsýz olsalar da, biçimlerinden, ten renklerinden doðal sakallýlar olduklarý anlaþýlan insanlar, suni sakallýlara serzeniþlerde bulunuyorlardý.
Aldanmýþlýðýn ve aldatýlmýþlýðýn yoðunluklu olduðu serzeniþler aðlamalarla sürdü bir süre.
Onlarýn, onlardan akan gözyaþlarýný sonradan oluþturacaklarý ortak bir havuza boþaltmak için geçici olarak gözyaþý poþetine gizlediklerini gördü Ber.

Ber'in açýk ekranlardan birinden diðerine kayan, sürekli izlem, göz-lem ve duyuþlarý kafasýný karýþtýrdý... Baþý dolanmaya baþlamýþtý.

Bir el... Daha sonra bir çok el silah sesleri duydu. Sodgom ülkesi, üst düzey baþkanýnýn elini yalayarak geçen kurþun; duvara isabet ettikten sonra "týnnnkkk!..." sesiyle birlikte yerle yüzleþmiþti.
Parmak yaralayan yakalanmýþtý...
Onun anlatýmlarý saldýrý amacýný açýklamýyordu. Çünki, onun hedefe ateþ etmesi gerektiði dýþýnda bir amacý veya bilgisi yoktu.
Düzenleme Grubu’nun, raporlarýna uygun hareket ettiðinin farkýnda deðildi.
Rapora uygun sonucu ortaya koyamamýþtý....
Rapor, yeniden düzenlendi. Dikkat çekmeyen, yumuþak bir rapordu, bu. Öldüremeyen elin yerini; öldüren ilaçlar almýþtý. Ýlaçlar güçlüydü, kuvvetliydi ve acý vermiyordu... Yavaþ öldüren cinsintendi... Raporun içeriði, bir sabah onaylandý. Alt uygulayýcýlar, sonucu aldýrmýþlardý. Sapma olmamýþtý. Zehirlenme sonucu önceki uyarýlara kulak asmayan, senaryolarý duyumsayarak sapma meydana getiren ve bir zamanlar kendi yandaþlarý olduðu bilinen üst düzey görevliye gerekli yanýt verilmiþti...
Baþkalarýna da örnek olmalýydý.
Yalýnýz, Ýzler ve kanýtlar silinmeliydi...
Alýnan kan örnekleri, numuneler yok edilmeliydi...
Bunlarda senaryoya uyan þekilde sonuçlandýrýldý....
Ber, zehirlenerek ölümü gerçekleþtirilen bedensel aðýrlýðýn altýnda kalmamak için yana çekildi.

Çekildiði yanýn, bir eðitim ve uygulama alaný olduðunu fark etti.
Atýlan bir kurþun yanýndan geçti ve bir diðer üst düzey görevlinin yanak tüylerini cýmbýzladý...
Uyarý gerçekleþmiþti.
Üzeri kapatýlmalýydý...
Kapanmayan Ber’in gören gözleri ve duyumsamalarýydý.

Bu kez bir orman ve bir göl görüyordu...
Ýki derinliði ve iki gizliliði...

Bilenler, bildiklerini bazen kendilerine bile saklamamalýydý. Geçmiþlerine uygun davranmalýydý...
Aksi davranýþta, Büyük Þeytan kendi üçgenini oluþtururdu.
Bilenlerden bir kaçý bildiklerini saklamayý kabul etmediler, sapýcý olmak istediler...
Þeytan, Sap Gölü çevresindeki ormanda þablon üçgenini oluþturdu ve her ucuna bir daraðacý dikti...
Üst uçta Rutbin vardý...
Ber, üçgenin içine düþecekken kendisini yana atarak kurtardý. Aksi halde, oluþmuþ üçgen içinde yeni bir üçgen daha oluþacaktý. Belki de üçgenin ucunda kendisi olacaktý.
Daraðacýnda idam edilmeyi caný çekmemiþti. Ýþtahý kapalýydý...
Bunlar unutulmalýydý...
Ayrýntý gelecek tarihçilere de býrakýlmamalýydý.
Gerçek, ayrýntýlarda gizliydi ve yok edilmeliydi...
Ýrili, ufaklý günahlar ve günahkarlar çoktu...
Günahlar gizlenmeli, günahkarlar affedilmeliydi. Günahlar ve günahkarlar sayýsýzdý.
Toprak; toprakta, ateþ; ateþte, Su; suda gizlenmeliydi.
Günahlar; günahta. Günahkarlar; günahkarda gizlenmeliydi bu kez. Günah ve günahkarlar bu kez nicelik ve nitelik olarak sevaplar maskesiyle gizlenemeyecek kadar çok göze çarpýyordu.
‘Örtü için kullanýlacak günahkarlar bulunamadýðý takdirde, günah-sýzlar günahkar gösterilmeliydi.’ Sodgom ülkesinde günahkar çoktu. Þimdilik buna gerek yoktu.
Kitle psikolojisinin negatif enerji ateþi böyle söndürüle bilinirdi. Üstte bir kaç günahkarý gösterip, halkýn görünen maskeyle oyalanmasý saðlanýp, alttaki gerçek günahkarlar gizlenmeliydi.
Maske, yüzü saklamak için icat edilmiþti... Amaca uygun maske bulundu.
Ýstenen maskeli balo ortamý kendiliðinden oluþursa deðerlendirilmeli, oluþmazsa oluþturulmalýydý.
Sonuçta bu iki ihtimal, ayný noktaya götürürdü...
Binlerce günahý ve o günahlarý iþleyen günahkarlarýn masumiyetini göstermek için on bir kiþi yeterlimiydi?...
Yanýt geldi; ‘Yeterliydi...’
Ziyade adam maskenin delinmesini saðlayabilirdi.
Durum hassastý.
"Ben konuþursam Sodgom ülkesi deprem görmüþ gibi sallanýr!..." diyeceklerin sayýsý çok az olmalýydý.
Ýki elin parmaklarý kadar olmalýydý... Hadi cömertlik bizde kalsýn bir tanede yedek olsun!...

Adam öldürme, kasýtla ilgiliydi. Cezasý büyüktü... Trafik kazasý sonucu adam öldürmenin hukuk literatüründeki karþýlýðý; ‘istenmeden ölüm meydana getirmekti...’ Cezasý düþüktü. Toplumda infial meydana getirmeyecek türdendi.
Kader böyle imiþ dedirtecek çeþittendi...
Uygundu...
Ber, gördüklerine, duyduklarýna, duyumsadýklarýna inanamýyordu. Rüya görüyorum galiba, diye düþündü...
Ama bu kadar gerçek rüyalar görmemiþti...
Ýçsel yorumlamalara girdi...
Sessiz düþünmeliydi...
Diline sahip olmalýydý.
Düþünmek suç deðildi...
Ufukta kendisini baþlangýcýndan beri izleyen içinde binlerce gözler barýndýran bir çift göz düþünceye serbestlik tanýmýþtý...
Düþüncen seninle ölüme kadar gidecekse "sorun yok!" diyordu. Bakýþlardan verilen sinyal buydu, açýktý. Düþünceni seslendirmen, -hatta kimsenin bulunmadýðý bir yerde bile olsa- yasaktý.
Ya biri duyarsa?...
‘Yerin kulaðý vardýr,’ deyiþini onlar herkesten daha çok biliyorlardý.

Ülkede kamyon ve otomobil kazalarý çok olurdu.
Bunlardan birinin daha olmasý normaldi...
Ber, sesli düþünmeye karar verdi.... Paylaþýlmayan düþünce yok hükmündeydi. Sesli düþünme akis yapar, bu akis sahibine –bazen- farklý-laþmýþ haliyle geri dönerdi. Bu gidiþ ve geliþler yeni düþüncelerin oluþma-sýný saðlardý.
Kötü yasaklara karþý duruþ; iyi günahkarlýktý.
Ýyi günah iþlemek zevkliydi ve iyi kiþiliði rahatsýz edici deðildi.
Ýyi günahlarda yüzmeye baþladý.
Deniz ufkunda bulunan bir çift gözün ve içinde barýndýrdýðý binlerce gözlerin bakýþlarý hiddet doluydu.
Onlara bakmamalýydý. Onlardan etkilenmemeliydi.
Onlarýn gözleri hipnotizma etme gücüne sahipti.
Onlarýn gözleri, bakýþlarýyla avýný donduran bir yýlanýn gözleriydi.
Þimdiye kadar algýlamýþ olduðu yerler kare kare önünde belirdi. Hiçbirinin içinde deðildi.
Minyatür alanlarý kuþbakýþý izleyebiliyordu.
Birden kare alanlarýn önünde uzun ve geniþ bedeniyle bir dansöz belirdi.
Dikkat çekiciydi...
Batý ve doðu müziði karýþýmý oyun havalarýyla hafiften kývýrýyordu.
Ber’in tamamýyla dikkatini çekerek, sesli düþüncelerinde yoðunlaþ-masýný devam ettirmesini engelledi biran.
Dansöz güzeldi, çekiciydi, enfesti. Ama, þimdi düþüncelerine devam etmeliydi.
Bedenini kývýr kývýr döndürürken elinde bulunan içi deðiþik bir sývýyla dolu kadehi Ber'e ikram etti.
Ber, kadehi aldý. Sývýyý bir dikiþte bitirdi.
Þimdi hayat çok daha güzel görünüyordu.
Dansözün giydiði kýyafetler, çalýnan müzik, müziðin ritmine uygun bedensel kývýrmalar ve kývrýmlar dýþýnda anlýk yaþamda hiçbir þey kalmamýþtý... Arada, müziðe uygun sözler aðzýndan çýkýyordu.
Dansözün sesi tipi ve bakýþlarý gibi etkileyici ve ikna ediciydi. "Gördüklerin yanýlsamaydý. Unut gördüklerini!.." diyordu. "Komplo teorilerinin üreticileri, etrafý bulandýran sapýcýlardýr..." Daha bir çok sözler sarf ediyordu.
Ber etkilenmiþti.
Benliðini Dansöz esir almýþtý.
Onla birlikte kývýrmaya baþladý.
Onun söylediði þarkýlarý tekrarlýyordu.
Üzerinde onun giysisinin aynýsýnýn oluþtuðunu gördü.

Ber, gittikçe dansözün þekline bürünmekte olduðunu duyumsuyordu
Bir süre sonra kendisi de gördüðü dansöz gibi bir dansözdü.
Çevresine bakýndý. Kendisi gibi dansöz olmayan az sayýda kýzlý, erkekli insanlarý gördü.
Bunlar ayrýk insanlardý.
Toplumun bütünlükçü estetik yapýsýný bozuyordu.
Onlarýnda kendisine benzemesi gerekiyordu.
Ayrýk gözlerin kendisinde odaklanmasýný saðlayarak kývýrmaya baþladý...
Az önce kendisine ikram edilip midesine aktardýðý sývýyý, izleyenlere fark ettirmeden elinde oluþan boþ kadehe kustu kývýrtmasýna ara vermeden onlara ikram etti.
Bir ses, ikramýný engelledi.
Her þey çok güzel gidiyordu.
Bu güzelliði duyduðu ses bozmuþtu.
Bu Med'in sesiydi ve ilk kez onun sesini duymaktan nefret ediyordu.
"Erkeðe dansöz kýyafeti yakýþmaz," diyordu. "Kadýn ise; dansöz olduðunu açýkça belirtmeden bu kýyafeti giymemeli ve kývýrmamalýydý. Çünkü; bu dansözlerin özel kýyafetiydi ve kývýrmak sadece onlarda estetikti... Meslekleri ellerinden alýnarak, Dansözler maðdur edilmemeliydi.... Resmi mesleði Dansöz olarak tescil edilmemiþ suni dansözlere karþý dikkatli ol!"
Med, Ber’in üzerine okyanustan getirttiði soðuk suyu döktü. Çivi çiviyi sökmüþtü...
Eliyle yerel imalatlý kahve sundu.
Ber, ayýlmýþtý. Dansöz görüntüsünden önceki kiþiliðini kazanmýþtý.
Med, "Dansözlere dikkatini çok verme, þaraplarýndan içme!..." diye uyardý.
Bu kez Ber'in üzerinde etkinlik saðlayan Med olmuþtu.
Gözden kaybolan Büyük Dansöz aniden ortaya çýktý. Büyük Dansöz’ ün baðrýndan binlerce dansöz türedi. Bunlarýn bir kýsmý erkek, bir kýsmý bayan bir kýsmý da üçüncü cinse aitti. Bazýlarý ise doðallýklarýnda olmadýðý halde yek diðerinin cinsel kimliðini taklit ediyordu.
Nereye baksa onlardan birini görüyordu.
Med, koltuðun altýnda barýndýrdýðý küçük bir çantayý açtý. Ýçinden çýkardýðý sayýsýz çoklukta kablolardan dansözlerin üzerine savurdu.
Kablolar sanki doðuruyordu.
Ana kaynaðý, küçük çantada bulunan binlerce kablo; diðer uçlarýyla, dansözlerin her birini ayrý ayrý tutmaya baþladý.
Med, daktilo tuþuna benzer düðmelere basýyordu. Her basýþý bir dansözün ve bazen yüzlercesinin inleyerek, baðýrarak yere düþmesine, sonra kül olmasýna neden oluyordu.
Belirli bir süre sonra dansözlerden eser kalmamýþtý. Tümü kaybol-muþtu.
Kaybolmayan deniz ufkunda bakan bir çift gözdü... Saatin zili, rüyasýndan, daha sonra uykusundan ayrýlmasýna neden oldu Ber’in.
Bazý sesler, uygun olmayan zamanlarda çýkardý.
Tuvalete gitmeliydi, gördüðü rüyalarýn sersemliði içindeydi. Duþ almalýydý.


                         ***


Devamý: 13.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.