..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




22 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý-17.sh.  
17.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Yargý Baþkanýnýn, cümleleri daktilo sesleriyle karýþýp anlaþýlmaz bir hal alýyordu. Ses; Budist törenindeki rahiplerin mýrýltýlarý gibiydi.... Ber, yazdýrýlanlarý daha iyi duyabilmek için serçe parmaðýyla her iki kulaðýnýn deliklerini sarstý...


:BAJG:
‘ÝstersemSoyulurum’ isimli bankanýn giriþinde bulunan küçük masanýn arkasýndaki sandalyeye kurulmuþ, uzun boylu, otuz yaþlarýnda, yüzü parlak, üzerinde güvenliðe özel ütülü ve temiz giyimi olan genç adam, önünde bulunan gazeteye arada bakýþ atarken, banka ziyaretçilerini rahatsýzlýk vermemeye özel çaba harcayarak inceliyordu.
     Burada çalýþmaya baþladýðý günden iki yýlý aþkýn bir süre geçmiþti. Göreve ilk baþladýðýnda, izlemiþ olduðu filmlerin vermiþ olduðu etkilerle, bankaya her giren müþterinin soyguncu olabileceði þüphesini taþýyordu. Bakýþlarý da çevreye bunu olduðunca yansýtýyordu. Banka müdürü tarafýn-dan bir çok kez uyarýlmýþ, paylanmýþtý. Gelenler soyguncu bile olsa bu þekilde incelememeliydi. Çünkü bankaya her türden ve her kesimden soyguncu insan da gelebilirdi. Yeter ki, bankanýn izni dýþýnda soygun gerçekleþmesindi. Aksi halde bankanýn ‘ÝstersemSoyulurum’ ünvaný ayaklar altýna alýnmýþ olacaktý. Hareket kabiliyeti ve sýnýrlarý tam olarak belirlenmiþti. Bunu kavramasý için aylarýn geçmesi gerekiyordu. O aylarda geçmiþ ve kýsa sayýlmayacak bir süredir istenilen yapýyý sunan bir görev-liydi. Kendiliðinden durumdan vazife çýkarmamalýydý. Vazife alaný, Ban-ka Düzenleme Grubu tarafýndan ayrýntýlý olarak düzenlenmiþti ve kendisi-de onlarýn emri altýnda çalýþan dar bir alanlý görevde, izlemek ve kurallarý uygulamak gibi iki baþlý görevi bulunan bir kiþiydi.
Aksine hareket, iþinden olmasý sonucunu doðuracaktý. Gerçi aldýðý aylýk maaþ hala asgari ücretti. Yükseltilmemiþti. Kendisinin ve ailesinin saðlýk sigortasý yapýlmýþ, evdeki çocuðuyla eþine ekmek götürebiliyordu. En ucuz filtreli sigaradan içebiliyordu. Öðlen iki çeþitten oluþan tabldot yemekten yararlanabiliyordu. Ýþsizliðin diz boyu olduðu bu ülkede iþsiz bir insana serzeniþte bulunduðunda "Belaný mý istiyorsun?... Bundan iyisi can saðlýðý," dedirtecek konumdaydý.
Yine de bankada çalýþmak asgari ücretle çalýþaný yýpratýcý nitelik-teydi. Binlerce adet yeþil paralarýn ne iþ yaptýðý belli olmayan insanlar tarafýndan siyah poþetlerle bankaya getirilmesi, bazen daha fazlasýnýn götürülmesi karþýsýnda eline ayda bir tutuþturulan onbir adet yeþil para kendisinde garip duygular oluþturuyordu. Bu içsel duyumsamalarý Banka Düzenleme Grubu tarafýndan bilinmesi halinde herhalde, en azýndan uyarýlýrdý. Artýk kendiside bu gurubun talimatlarýyla hareket ettiðine göre, onlar gibi düþünmeli, onlar gibi tavýrlarda bulunmalýydý... Bu duygularý her duyumsadýðýnda kendisine, "kendine gel!" diyerek uyarýda bulunuyor-du. Bu uyarý oluþan veya oluþturulan vicdanýný rahatlatýyordu.
Midesi acýkma sinyalleri veriyordu. Öðle yemeðine az bir vakit kalmýþtý. Biraz daha sabýr, dedi içinden.
     Yirmi beþ yaþlarýnda yüzü kýrmýzýlaþmýþ birinin, "Vezne nerede?.." sorusunu yanýtladý. Soruyu soran kiþiyi ilk kez görüyordu. Gördüðü yüzleri hiç unutmazdý. Fotoðraf hafýzasý güçlüydü. Bu kiþinin, panik hali dikkatini çekmiþti. Kötü birine benzemiyordu, Bildik soyguncu tipi sunmuyordu. Yinede tavýrlarý hoþuna gitmemiþti. "Aman sen de!" dedi kendi kendisine içselinde. "Yine þüphecilik hastalýðýn nüksetti."
     "Eller yukarý!"
     "Ne?"
     "Ellerini yukarýya kaldýr! Yoksa mideni mermi manyaðý yaparým!"
     Güvenlik görevlisi, elinde silah bulunduran kendi yaþýtýnýn emrini isteksizce yerine getirdi.
     Bir baþkasýnýn, bankada bulunanlarý bir yere toplayarak yüzükoyun yere yatýrdýðýný, elinde siyah poþet bulunan gencin veznedarý ölümle tehdit ederek, boþ poþeti dolu olarak iade etmesini emrettiðini izledi.
Ýzleme görevini yerine getirebiliyordu. Ama; bu yeterli deðildi. Banka Düzenleme Grubu, bu tür izinsiz soygunlarda silahýný kullanmasý gerektiðini düzenlemiþti. Bu kuralý uygulamaya yetkili ve görevli olan tek insan þu anda kendisiydi. Bir þeyler yapmalýydý. Sessiz kalmak, soyguna onay vermek olarak algýlanabilirdi. Bu olasýlýkta, eve götürdüðü ekmekten kendisi ve ailesi; içtiði sigaradan sadece kendisi olacaktý. Dört yaþýndaki YetKýz isimli çocuðunun saðlýk sorunlarý vardý. Bankanýn saðlýk sigortasýnýn devam etmesi zorunluluðu vardý.
Bir þeyler yapmalýydý. Zaman hýzlý geçiyordu. Bir an sonra soygun-cular, bankayý terk edecekti. Bir süre sonra iþinden olabilirdi. En azýndan direk Güvenlik Merkezine baðlý masaüstünün hemen altýnda bulunan kýrmýzý renkli tehlike düðmesine basmalýydý.
Sað elini hafifçe indirdi. Karþýsýnda bulunan soyguncunun bakýþlarý kendisinde deðildi. Düðmeye bastý. Bu yetmeyecekti. Güvenlik gelinceye kadar onlarý oyalamalýydý... Hatta teslim almalýydý. Bu davranýþý maaþýnýn zamlanmasýný doðurabilirdi. Biraz cesaret, biraz daha para olarak kendi-sine geri dönecekti. Meþhur olacaktý. Filmlerdeki artistler gibi, basýna ayrýntý demeçler verecekti. Belki de bankanýn Ad Kenti Merkez binasýna güvenlikçi olarak atanacaktý. Oranýn imkanlarý daha iyiydi.
Silah kabzasýnýn çýtçýtýný açtý. Silahýný kýlýfýndan çýkardý. Bacaklarýný dirseklerinden hafif kýrarak, ata biner pozisyonda, silahýn kabzasýný her iki eliyle tutarak, "Kýpýrdama!" diye baðýrdý.
Baðýrtý, yüksekti. Karþýsýnda bulunan, baþý vezneye dönük KursEviEðitmen tarafýndan duyuldu. Baðýrtý yüksekti, duyulmamasý imkansýzdý. Veznede bulunan Bes, yere yüzü koyun yatmýþ olan insanlar, onlarý göz hapsinde tutan Kur ve Banka görevlileri tarafýndan da duyuldu. Ses, soyguncularda þaþkýnlýk ve hüzün, diðerlerinde umut duygularý oluþturmuþtu.
Bankanýn kapý ve pencereleri kapalýydý. Hüs, bankanýn karþýsýnda motor kaputu açýk arabayla uðraþýyor görüntülerindeydi. Hüs, "Kýpýrdama!" baðýrtýsýný duymamýþtý. Duysa onda da hüzün oluþacaktý. Ayrýca aþýrý korku ka-de-ve si olacaktý.
KursEviEðitmen'in on bir yýl önce yine bir banka soygunu teþebbüsü olmuþ ve yakalanmýþtý. Yargý Grubunun vermiþ olduðu on beþ yýllýk cezasýný tamamýyla çekmeden, aftan yararlanarak Tut-Býrakma KursEvin' den salýverilmiþti. Tekrar yakalanýp, içeri týkýlmak istemiyordu. Televiz-yonda izlediði magazin programlarýndaki yaþamýn içine girmek istiyordu. Buradan kendisine düþecek parayla, Kont kentine gidecekti. Kýrmýzý þarap içerken, kýrmýzý tenli piliçlerle birlikte olacaktý. Yanýp sönen ýþýklar altýnda onlar gibi kývýracaktý. Dansözlerin sutyenlerine yeþil para týkýþtýrýr-ken, onlarýn göðüsleriyle ellerinin temas etmesini saðlayacaktý. Bu görüntüleri kursevindeki televizyonda yayýmlanan magazin programlarýnda bol bol seyretmiþti.
Soygun konusunda tecrübesi vardý. Bu yönde bilgi ve birikimlerini Tut-Býrakma KursEvi'nde bulunan baþkaca birbilen bireylerle de paylaþa-rak ilerletmiþti. Ayrýca; Bes ile Kur'un eðitmenliðini üstlenmiþti.
Þimdi hareketsiz kalmak racona tersti ve eðitmenlik etiketini karala-yacaktý. Bu konularda BirBilenSoy olarak çevrede nam salmýþtý. Namýný yürütmeliydi. On beþ yaþlarýndaki yeðeninin kendisini her gördüðünde gýpta ile bakarak, "Büyüdüðümde bende senin gibi olmak istiyorum," deyiþini anýmsadý. Yeðenini mahcup etmemeliydi. Onun kendisinden söz ederek hava attýðý arkadaþlarýna karþý baþýný eðdirmemeliydi. Onun kendi-sinden, deneyim ve bilgilerinden yararlanma hakký vardý. Onu çok seviyordu. Çok zekiydi, cesurdu, ataktý, gözü pekti... Rahat yaþamýn kaynaðýnýn para olduðunun farkýndaydý. Parayý çok seviyordu. Onu öyle bir yetiþtirecek ve öyle bir ortam sunacaktý ki; banka þubeleri yerine tüm þubelerin paralarýnýn toplandýðý banka genel merkezlerinde soygun yaptý-racaktý.
Bunlara tek engel karþýsýnda duran, titrek elleriyle silahý kendisine yöneltmiþ Güvenlik görevlisiydi. Engel aþýlmalýydý. Engel yok edilme-liydi.
KursEviEðitmen'i, elindeki silahý ateþledi. Bir yetmeyebilirdi, ikinci kez de ateþledi. Engel aþýlmýþtý.
Acý baðýrtý sesleriyle güvenlik görevlisi sýrtý camlara temas edinceye kadar gerisin geriye gitmiþ ve yýkýlmýþtý. Kurþunlarýn ve sonra camýn bedeniyle temasýndan kendisine zimmetli tabancasý da elinden yere düþmüþtü. Beyni, kendisindeydi. "Tabancayý düþürmemden dolayý uyarý cezasý verirler mi?... Belkide bir maaþ ödememe cezasýyla geçiþtirir*-lerdi..." diye düþünüyordu. Uyarýyý kendisine, öncelikle kendisi yapma-lýydý. Öðreti ve düzenleme bunu gerektiriyordu. Düzenlemenin oluþtur-duðu benlik, "Sakarsýn!... Sakarsýn!... Sakarsýn!... " diye içinden üç kez baðýrdý.
Soyguna kan karýþmýþtý. Siyah poþetin tam olarak dolmasýný beklemeye zaman yoktu. Bes, Kur ve KursEviEðitmen bankadan koþar adým çýktýlar.
Hüs, silah seslerini duyduktan sonra bedensel titremelerini önlemeye çabalýyordu. Motorun kaputunu kapatmýþ, kontak anahtarýný çevirmeye çalýþýyordu. Ama marþ bir türlü basmýyordu.
Yolun yarýsýna kadar gelen arkadaþlarýnýn çevresinin tümüyle güvenlik ekip arabalarýyla çevrildiðini gördü.
Bes, Kur ve KursEviEðitmen'inin teslim olmaya niyetleri yoktu. Güvenliðin uyarý atýþlarýna hedef gözeterek karþýlýk verdiler. Deðiþik sesli, kulak paralayýcý silah sesleri arasýnda gerçekleþen ölüm ve yaralanma bilançosu ertesi günkü gazetelerde yer alacaktý. Televizyonlarda ise; birkaç saat sonra...
Güvenlik görevlilerinin tabancalarýndan çýkan kurþunlarla Bes, Kur ve KursEviEðitmen'i hayalleriyle birlikte öldürülmüþtü. KursEviEðitmen'inin tabancasýndan çýkan kurþunlarla iki güvenlik görevlisi aðýr yaralanmýþtý.
ÝstersemSoyulurum bankasýnýn Þube Düzenleme Grubu Baþkaný, güvenlik görevlisinin baþýnda donuk izlemelerdeydi. Bu soygun; hesapta olmayan bir soygundu. Yerel düzenleme raporlarýnda sapma meydana gelmiþti...
Güvenlik görevlisi, gözlerini araladý. "Öleceðimi hissediyorum," dedi. Ses yumuþaktý, duygusaldý, yürek paralayýcýydý. Acý aðlatmýyordu onu... Onu aðlatan, geride býrakacaðý saðlýk sorunlarý olan ve sürekli tedaviye gereksinimi olan YetKýz ile ilk birlikteliklerinin sýcaklýðýný birbirlerine karþý hala koruduklarý eþi DulKadýn'dý. Eþi DulKadýn sevgi boþluðuyla ne kadar süre yokluðuna dayanabilecekti.
Baþkan, "Son bir arzun var mý?" diye sordu. Biçim ve üslup idama giden bir hükümlüye son soruyu yönlendiren bir cellat’ý çaðrýþtýrýyordu.
"Kýzýmýn tedavisini sürdürün!"
     Dilek, emir içerikliydi. Banka üst düzey görevliyle ilk ve son kez bu ünlemde konuþuyordu.
Ruh; bedeni terk etti. Bedende; düþünce, duyumsama, vicdani muhasebe saðlayacak mekanizma kalmamýþtý. Ruh özgürdü ve yaþýyordu. Beden ölüydü ve gelen ambulans otopsi için onu hastaneye kaldýracaktý.
Otopsi sonrasý üzerine ölü topraðý serilecekti. Gömülü olacaðý yer; bedenini için Tut-Býrakma KursEvi olacaktý...
Kabri, görev þehidi mezarý olarak adlandýracaktý...
Beden; hiçbirini ve hiçbir þeyi duyumsamayacaktý...


                         ***


     Hüs, çalýþtýramadýðý arabadan çýkarak soygun mahallini hýzlý adýmlarla terk etmiþ, sonra koþmaya baþlamýþtý. Hedefi belirsiz bir koþuy-du.
Silah sesleri yankýlanýyordu hala kulaklarýnda
Bes, Kur ve KursEviEðitmen'inin kanlar içinde düþüþünün görüntü-leri gözlerinin önünde sürekli yineleniyordu. Kaçmasý bunlarý yok etmiyordu. Yakalanabilirdi... Yakalanmak istemiyordu. KursEvin'de yýllarca önce üç ay civarýnda kalmýþtý. Kendisine uygun bir yer deðildi. Yakalanmaktansa; ölmeyi tercih ederdi.
Sað tarafýnda bulunan güzergahtan bulunduðu yöne hýzla yaklaþ-makta olan arabayý gördü.
Denk getirmeliydi, adýmlarýný taþýtýn hýzýna göre ayarlamalýydý...
Evet, çarpýþma noktasýný iyi ayarlamýþtý... Ama; çarpýþma istenen sertlikte gerçekleþmemiþti.


                         ***


     Hüs'ün ayrýntýlý anlatýmlarýný soluðunu tutarak dinlemiþti. Ad kenti merkezinden uzakta göle nazýr bir tepede otomobil içinde bulunan Ber ve Hüs birbirlerine sonraki diyeceklerini kurgulamaya çalýþýyorlardý.
     Yasaya göre, kamu hizmeti yapýyordu. Kamu Görevlisi sayýlýrdý. Bu görevin sorumluluklarýndan biri de, suçluyu ihbar etmek, teslim edilme-sini saðlamaktý. Suçluyu gizlemek, ona yardýmcý olmak, bir yerden bir yere götürmek, yemek vermek, sigara ikram etmek suçtu. Þu ana kadar bu suç maddesini kalem kalem iþlemiþti.
     Ýkilemde kalmýþtý. Hüs'ü teslim ederek süregelen suç iþlemelerini sonlandýracak, ya da duygularýna yenilerek, Hüs'ün saklanmak için gitmek istediði yere kadar götürecekti. Ýkinci olasýlýðý gerçekleþtirdiðinde kendi mesleðiyle çeliþecekti. Ülke de meslek, kiþilikle birleþikti. Meslek, kiþiliði içine alýr ve eritirdi. Mesleðin gerektirdiði kýyafeti giyinmek, mesleðin gerektirdiði þekilde konuþmak ve hatta bakýþlarda, mesleðin gerektirdiði þekilde olmalýydý. Bu kadar ayrýntý içeren meslek kimliðine çok büyük bir suç iþleyerek aykýrý davranmak, kiþilik bozumunu da beraberinde getirebilirdi.
     "Ne düþünüyorsun?..." diyerek, düþünsel yoðunluðunu bozan Hüs'e kýzgýnlýkla baktý. Normal yaþamý, olumsuz anlamda bozan kim olursa olsun, öfke oklarýný kendisine çekerdi. Ber'de bu anlamda bakmýþtý kendisine...
     "Hiç konuþma!... Sus!..." dedi, Ber. "Düþünüyorum..."
     Net bir yargý oluþturmadý. Daha fazlasý lazýmdý. Ayrýntýlara girmeliydi. Karþýlaþtýrmalar yapmalýydý.
     Hüs, diðerleriyle organize bir þekilde soygun eylemine karýþmýþ, izleyici olarak görev almýþtý. Soygun; indirim nedeni sayýlabilecek; ‘teþebbüs aþamasýnda’ kalmýþtý. Ama bir ölü, iki aðýr yaralý vardý. En azýndan gasp eyleminden yirmi sene ceza alabilirdi. Cezasýný Tut-Býrakma KursEvin'de geçirecekti. Bunun yararý ne olacaktý?... Þu anda ölü olan üç ortaðý da KursEvi'nde uzun yýllar kalmýþlardý. Cezalarýnýn bitmesine çok az kala siyasi olmayan aftan yararlanarak býrakýlmýþlardý. Yattýklarý süre de ýslah olmamýþlardý. Bes ve Kur, gerçekte iþlemedikleri bir suçtan aldýklarý ceza nedeniyle kaldýklarý KursEvi'nde bu kez gerçekten suç iþleme eðitimini almýþ, suçlu insan özelliklerini tamamýyla edinmiþlerdi.
     Kendiyle bu tartýþmasý üst düzey tartýþmalara kendisini yönlendiri-yordu. Engellemek, içselini rahatsýz edecekti. Düþünselini, koþulsuz serbest býraktý.
     Hukuk eðitimiyle ve mesleðini sürdürürken elde ettiði ceza hukuku genel prensiplerini irdeliyordu þimdi. Çaðdaþ Ceza hukuku ilkelerinde; suçu cezalandýrmanýn bir çok amacý vardý.
Anýmsadýðý kadarýyla bunlar; kamu vicdanýný rahat ettirme, toplum-sal barýþý saðlama, intikam ve kini önleme, suç iþleyen kiþileri veya suç iþleyebilecek kiþileri bu anlamda korkutarak suç iþlemeden caydýrma, cezalarýný çektikleri Tut-Býrakma KursEvlerinde terbiye etme, ýslah etme ve topluma kazandýrma...
KursEvlerine giren ýslah olacaðýna, suç iþleme konusunda bilgi, deneyim ve yetilerini birbirleriyle paylaþarak daha keskinleþiyorlardý. Alýnan eðitim; daha ileri düzeyde suç iþleme eðitimiydi. Islah olan çok az insan çýkabiliyordu, aralarýnda... Onlarýn da oradaki etkilerden kaynak-lanan psikolojik bozukluklarý söz konusu oluyordu.
Ýþlemedikleri gasp suçundan hüküm giyen Bes ve Kur, bu kez gerçekten gasp eylemini gerçekleþtirmiþlerdi.
Son eylemlerinin cezasýný, suçsuz yere aldýklarý gasp cezasýyla önceden KursEvi'nde kalarak çekmiþlerdi. SodGom ülkesinin tarihinde garipliklerden biri daha gerçekleþmiþti sanki. Eylem gerçekleþmeden önce güvenliksel ve hukuksal sezgilerle onlarýn cezalarý kesilmiþti.
Ýkinci ceza; öldürülmeleriydi... Güvenliðin bunda günahý yoktu. Öldürmeselerdi, kendileri ayný akýbete uðrayacaktý...
Cezalarýndan biri fazlaydý, son suç ölümle cezalandýrýlmýþtý. önceki ise gerçekte yürürlükteki yasaya göre suç teþkil edecek eylemlerden deðildi. Birinden dolayý, Bes ve Kur kamu vicdanýndan alacaklý konumun-daydý.
Alacaklýnýn ölümü halinde alacak mirasçýlara geçerdi. Mirasçýlarýn da mirasý ret etme haklarý vardý. Kuvvetle muhtemel olan mirasçýlarýn bu mirasý reddetme iradesinde bulunacaklarýydý.
Kamu vicdaný kavramýný algýlamaya çalýþtý. Soyut bir kavramdý, içeriði doldurulmamýþtý. Bir isteði, yerine getirmek için istekte bulunanýn isteðinin ne olduðunu öðrenmek gerekiyordu. Doðal yasa bunu böyle düzenlemiþti. SodGom Ülkesi Düzenleme Gruplarý bu konuda þimdiye kadar herhangi bir kamunun yani devlet ile birey ve bireylerden oluþan toplumun asgaride birleþen isteklerinin ne olduðu konusunda psikologlarý, sosyologlarý ve diðer ilgili bilim adamlarýný görevlendirmemiþti. Bilim adamlarýna bazen güven olmazdý. Bilimsel sorumluluklarý nüksedebilir, sapma meydana getirebilirlerdi. Onlarýn bulgularýyla kendi raporlarý arasýnda çeliþki doðabilirdi. Çeliþkileri resmileþtirmek en hoþlanmadýklarý sonuçlardan biriydi.
Kaldý ki; kamu vicdanýnýn sesi olan medya araçlarý vardý. Çoðunluk-la ellerinde bulundurduklarý bu güç sayesinde kamunun, toplumun, bireyin nabzý tutulabiliyor, anket formlarýyla, birkaç kiþi ile yapýlan görüþmeler-den kendilerinin de hoþlarýna gidecek olanlar, yan kollarý olan bazý görev-lilerce bu iletiþim araçlarýyla yansýtýlýyordu. Toplum ve birey kendi içse-linde bu sesi benimsemese de, ses çýkaramazdý. Çünkü duyurulan ses genelin sesi olarak lanse ediliyordu bir kýsmý medya tarafýndan.
SodGom yurttaþýnýn en büyük korkusu, toplumla zýtlaþmak, toplum-dan soyutlanmak, yalnýz kalmaktý. Bu korkuyu yenenlerde birkaç elin parmaklarý kadardý. Parmak koparmak, kesmek ise ülkede en kolay ameli-yatlardan biriydi.
Ya Bes'in, Kur'un psikolojileri... Birkaç KursEvi ziyaretlerinde onlarla yapmýþ olduðu görüþmelerde haksýz yere aldýklarý cezanýn verdiði kin ve nefreti taþýdýklarýný kendisine hissettirmiþlerdi. Cezalandýrmanýn amaçlarýndan biri olan; korkunun gözlerini taþýmýyorlardý. "Abi! Çýktýðý-mýzda ses getireceðiz," diyorlardý. Ses getiremeden, sesleri kýsýlmýþtý. Toplumun çok az bölümünü teþkil eden gece magazin grubuyla bütünleþemeden, onlara kendilerini; kendilerini onlara kazandýramadan, bir daha geri gelmemek üzere soyutlanmýþlardý.
Olayda ölüm de vardý. Ekmek parasý için çalýþan bir güvenlik görevlisi öldürülmüþtü... Görevini yapmaya çalýþan iki güvenlik görevlisi yaralanmýþtý...
Bunda Hüs'ün kabahatinin olmadýðý anlaþýlýyordu. Kaldý ki Hüs'ün silik ve korkak kiþiliði bu suçu iþlemeye de müsait deðildi.
Bes'in, Kur'un geçmiþini acaba Hüs yaþar mýydý?... Belki de ceza hukukunun genel cezalandýrma amacýna yönelik yararlarý onda gerçekten uygulama alaný bulabilirdi... Hüs'ün avukatlýðýný da üstlenirdi. Olayý parçalar ve sadece 'gaspa eksik teþebbüsten ceza almasý,’ saðlanabilirdi.
Baþýný, Hüs'e çevirerek, "Hüs!" diye seslendi. "Seni adalete teslim edeceðim."
Hüs, on beþ yaþýnda yüzleþtiði, adalet kavramýný duyunca aðlamaya baþladý. "Teslim olmayacaðým!... Yanlýþ yapýyorsun!"
     Ber, buz gibi bir ses tonuyla aldýðý yanýttan korkmuþtu. Hüs, az önce ve senelerce önce tanýdýðý Hüs deðildi, sanki. "Ber, bu düþüncesini belli ederek onu daha fazla cesaretlendirmemeliydi. Sert bir sesle, "Beni tehdit mi ediyorsun?..." diye sordu. Baðýrtýsýndan aðzýndan çýkan birkaç tükrük damlasý, Hüs'ün yüzüne sýçramýþtý.
     Eliyle yüzünü silen Hüs, "Hayýr abi!... Haddime mi düþmüþ," dedi. "Kendimi öldürürüm!..."
     Bu da bir tehditti ve tüm tehdit seçeneklerinden en güçlüsüydü.
     Ber, "Dýþarý çýkalým!" dedi.
     Temiz havayý içine daha iyi çekebilecekti. Gerinecekti. Oturmaktan yorulan bedenini açacaktý. Hüs, isteði yerine getirdi.
     Ber, bulunduklarý tepeden karþý tepenin ufkuna gözlerini dikti.
     Bir taraftan da Hüs'ü dinliyordu..
     "Abi! Benim çevrem, param yok. Beni kim kurtaracak?... kursevine sigara getirenim bile olmaz.... Abi! Bana yirmi yýldan az vermezler!... Baþkalarý yapýyor, birþey olmuyor..." özet cümlelerdi bunlar...
Kelimeler, cümleler yetersiz ve yýkýkken, anlamý dimdikti. Ber, konuþan Hüs mü?... dercesine baþýný ona yönlendirdi. Konuþan Hüs'tü. Acýlar, geliþen olaylar insanlarý bir þekilde eðitiyordu. Yanýtladý onu. "Baþkalarýna tabi birþey olmaz çünkü onlar soygunda silah kullanmý-yorlar, kimseyi öldürmüyorlar."
     Hüs, irdelemediði daha bir çok SodGom Ülkesi ceza hukuku genel prensipleri olduðunu bilmeden anýmsatmýþtý kendisine...
     Irk dil, din, meslek, mezhep, sermayedar, emekçi, iþsiz, medya temsilcisi, politikacý, bürokrat, ajan, x görevliler, yeðenler, resmi kýyafetliler, sivil kýyafetliler, dansözler, yabancýlar, yerliler, kýzýlderililer, devlet avukatlarý, yargý grubu üyeleri... Sivil ve gayrý sivil mafya üyeleri... her kim olursa olsun her ne þekilde olursa olsun suç iþleyenlere karþý; yasalarýn eþit uygulanmasý yönünde cezalar yeniden düzenlenmeli ve ceza Yasasýnda yerini almalýydý. Aksi halde; bunda yargý grubu üyelerinin yapabileceði hiçbir þey yoktu. Onlar, sadece varolan ve düzenlenmiþ yasalara göre karar vermekle yükümlüydüler.
     Soygun, bir eylemdi. Suça konu olan özellikler taþýyan bir eylemdi. Birilerinin, bilinen demir silahlarla iþlemesi yanýnda, birileri; ellerinde tuttuklarý güçle somutlaþan ve kesici, delici veya ateþli olmayan silahlarla ayný sonucu alabiliyorlardý. Yargý grubuna, Ýkinciler için en fazla 31 gün ile 62 gün arasýnda cezalandýrýn diyen yasa maddesi, birinciler için ölüm cezasýndan daha yüksek ceza verin, diye buyuruyordu bazen...
     Suç ve cezada, gruptan gruba, kiþiden kiþiye deðiþen ayýrýmlý eþitsizlik, adalet kavramýný gerçek kamuoyu vicdanýnda tartýþýlýr hale getirmiþti. Kur, Bes ve diðer þahýs onlar gibi soygun yapabilme imkaný elde etmiþ olsaydý bu yolu tercih etmeyeceklerdi. Ülke de suç iþleme anlamýnda fýrsat eþitliði de yoktu. Bu ekonomik alanda suç iþleme eþitsizliðini de beraberinde getiriyordu.
     Bu da; Çaðdaþ Ceza Hukuku genel prensiplerine aykýrýlýk teþkil ediyordu. Bakalým, LeftKol, SaðKol, RigtKol gibiler bu aykýrýlýklarý giderebilecekler miydi?... Bu sorusunu olumlayabilecek veriler elinde yoktu Ber'in.
     "Fikrimi deðiþtirmeden, gözümün önünden kaybol!"
     Talimatý alan Hüs, elini öpmeye yeltendi. Engellenen Hüs, bu kez zorla sarýldý Ber'e. Birliktelikleri süresince arada akan gözyaþý damlasýnýn sonuncusu Ber’in boynuna akmýþtý.


                         ***


32


     TerKazMaf isimli politikacýnýn, medya'dan emekli taþýt sürücüsü MedMaf'ýn, arka koltukta bulunan Kamusal Mafyalýktan emekli olduktan sonra özel Mafya'lýk yapan MaþÇet, Güvenlik emeklisi ÝçDýþGüv ve Silah ve Uyuþturucu Marketler zinciri olan iþ adamý SilUyMar isimli kiþilerin ölümüyle sonuçlanan Trafik kazasý SodGom Ülkesinde üstsel, daha sonra altsal tepkiler doðurmuþtu.
MedMaf haberciydi. Her kesimden insanla oturup kalkmasý normaldi. Diðerlerinin birlikteliði ise toplumda infial yaratmýþtý.
Maþçet, ÝçDýþGüv, SilUyMar isimli þahýslarýn görevleri belliydi. Bir mafyanýn, bir politikacýyla bir güvenlikçiyle iþi ne olabilirdi?... Rapor bunun yanýtýný önceden vermiþti. Üçgen oluþturuldu... Üçgenin çizimi, küp çiziminden daha kolaydý. El kaldýrýlmadan anýnda çizilebilirdi. Rapor pratik hazýrlanmýþtý. Üçgenin üst ucunda mafya, alt uçlarýnýn birinde politikacý, diðer ucunda ise güvenlik bulunuyordu.
Tüm medya araçlarýnda aylardýr sunulan ilk haber buydu. Arada birbirine muhalif haber ve yorumlarda bulunan medya araçlarýnýn tümü bu kez tek seslilikteydi. Aykýrý davranan, mafya destekçisi damgasýný yiye-cekti.
Yaþamsal kader, aðlarýný özenle örüyordu. Trafik kazasý, SodGom Ülkesinde aniden oluþan sivil ve kamusal özellikli örgütlerin bir çoðunun toplumsal tepkili eylemlerini sunduklarý bir döneme rast gelerek bu eylemlere yeni bir enerji ve kan vermiþti.
Toplumun, bireylerin, medya araçlarýnýn, partilerin, partililerin, sivil toplum örgütlerinin, kurumlarýn bir çoðu, temiz ve mafyasýz toplum istiyordu. Demokrasi, insan haklarý, insanca yaþam ve özgürlük istiyorlar-dý. Kirlenmeler temizlenmeliydi. Þeffaflaþma süreci baþlamalýydý. Yolsuz-luklar, düzenbazlýklar, soygunlar ve talanlar sona erdirilmeliydi. Karanlýk çaða geri dönüþ olasýlýðý tamamýyla ortadan kalkmalýydý.
Medya üzerine düþeni fazlasýyla yerine getiriyordu.
Ber, ilk kez medya'yý bu kadar iþtahla, sevgiyle ve güven duyarak takip ediyordu. Toplumsal tepki güzeldi, yerindeydi, uygun zemindeydi. Toplumun potansiyel enerjisi buna karar vermiþti. Ortam; toplumun ve bireyin gücünü ortaya çýkaran bir arenaya dönüþmüþtü. Toplumu kendi istek ve arzusuna göre yönlendirenlere büyük bir irade gösterimi vardý... Onlara karþý simgesel, etkin ve risksiz bir darbeyi gerçekleþtiriyorlardý.
Simgesel eylem, sivil bir örgütün geliþtirdiði bir eylem olmasý nedeniyle sivil damgalýydý.Bu bir sivil darbeydi ve SodGom ülkesi bu anlamda bir ilki yaþýyordu. Ülkede süregelen yanlýþlara karþýlýk toplumun tepkilerini bir þekilde göstermesi için otuz üç gün boyunca sürecekti. Bu süre içinde, her akþam saat 20.00 de ev ve iþyeri ýþýklarýnýn beþ dakika kapalý tutulmasý, beþ saniye boyunca ise ýþýklarýn yakýp-söndürülmesi þeklinde gerçekleþiyordu. Bu nedenle yapýlan eyleme "Beþ dakika karan-lýk ve ikibuçuk saniye aydýnlýk," adý verilmiþti. Katýlým yüksekti.
     Sodgom Ülkesinin tüm kentlerinde olduðu gibi Ad-Kentinde de bireylerin çoðunluðu tarafýndan benimsenen bu eylemi gerçekleþtiren bireylerden biri de, Ber’di. Eylem on birinci akþamýndaydý.
Bu eylem, Ber’in yabancýsý olmadýðý bir eylem türüydü. Çocuklu-ðunda lamba düðmesini yak, söndür olayýný gerçekleþtirmekten hoþlanýrdý. ‘Yak söndür; söndür yak,’ davranýþý nedeniyle annesinden çok baðýrtý iþitmiþti...
     Bu davranýþ; yanlýþa, dolandýrýcýlýða, despotizme, yönlendirmeye, insanýn ve insanlýðýn geleceðini isteklerine göre tayin edenlere ve tüm kötülüklere karþý oluþmuþ negatifsel enerji boþalýmý saðlýyordu. Her düðme indirip kaldýrma olayý nerdeyse bu enerjinin boþalýmý nedeniyle açýða çýkan orgazmý yaþatýyordu kendisinde. Bu nedenle bir odanýn düðmesi yalama dahi olmuþtu. Bu akþam on birinci hazzý, bilmediði ve tanýmadýðý yerlerde bulunan yüzbinlerce kiþininde ayný duygularý taþýdýklarýnýn bilinciyle almýþtý. Negatif boþalým enerjisinin yeryüzünü terk ederek gökyüzüne yükseldiðini bir kez daha duyumsamýþtý. Bireyler, içsel öfkelerini dýþavurumla, gökyüzü çöplüðüne göndermenin verdiði rehavet içindeydiler.
     Ber, uzandýðý kanepede bunu gram gram özümsüyordu.
     Beyninde hafif elektriklenmeler hissetti. Yumuþak ve okþayýcýydý... Med'in kendisiyle baðlantýya geçeceðinin ön sinyalleriydi, bu...
     "Merhaba Ber!"
     "Merhaba Med!"
     "Kaç gündür görüþemedik, kusura kalma... Ne yaptýn bu arada..."
     "Bunlarý anlatýrsam; bilineni, tekrar bildirmiþ olurum... Sanýrým..."
     "Ayný tarzda ukalaca konuþmalar..."
     "Bu senin yorumun."
     "Yak söndür, söndür yak, eyleminde de bulunuyorsun. Bu konuda hiç ters duyumsamalar yaþamadýn mý?"
     "Güzel ve rahatlatýcý duyumsamalardayým."
     "Bazý eylemlerin kaynaðýný keþfedecek kadar yeti kazandýðýný saný-yordum. Beni yanýlttýn..."
     "Bu da ne demek oluyor?..."
     "Bunun anlamý; Kendini daha da geliþtirmen gerekiyor...."
"Sana gündem de olan ve benim de benimsediðim bir sloganla karþýlýk vereceðim;.'‘Konuþ! Konuþmadýkça sýra sana gelecek!' "
"Konuþ! Konuþmadýkça sýra sana gelecek! sloganý güzel ve benim de benimsediðim bir slogan olmasýna raðmen, gerektiði anlarda kullan-dýrýlmayan, ama Düzenleme grubu, toplumsal tepki arzuladýðý anlarda bireyleri etkilemede kullandýðý bir slogan... Rapor gerektiðinde susmayý, gerektiðinde konuþmayý ve tepki göstermeyi düzenler... Birey ve toplum bu eylemi; figüran rolünü oynadýðýný fark edemeden kendi iradesiyle gerçekleþtirdiðini sanýr... Neyse bu konuyu kapatalým, bu yapýnla seni ikna etmekte zorlanacaðým galiba.... Sana bir müjdem var. Seni, benim çevrem-den ve benim yetilerimden fazlasýný taþýyan iki kiþi ile tanýþtýracaðým... Tabi ki kabul edersen."
"Neden olmasýn, memnun olurum."
"Yalnýz bir koþulum var; lütfen onlarýn yanýnda saygýsýz hareketlerde bulunma!"
"Okeydir..."
Ber, bu tür seanslarda nasýl davranmasý gerektiðini bir yemek yeme kadar iyi öðrenmiþti.
Gözlerini yumdu, içselini açtý.
Birkaç dakikada transa geçebilmiþti. Med’le buluþtu.
Med, takip etmesini iþaret ediyordu.
Loþ ýþýklý bir odaya girdi, Med’in peþisýra. Ber, gözlerinin loþ ýþýklý karanlýða alýþmasý için birkaç saniye bekledi.
Orta yaþlarda olduklarý anlaþýlan biri bayan, diðeri bay iki kiþiyi oturduklarý koltuklarýndan kendisini izlerken gördü.
     Med, oturanlarý, "Bayan Neson ile Bay Deson." diyerek Ber’e tanýttý.
"Ziyaretçilerin fazla zamanlarý yok, Ber. Önemli konulara geçile-cek... Seninle ilk ve son kez bu þekilde diyalog kurmuþ olacaklar... Saniyelerin bile boþa harcanmamasýný tavsiye ediyorum..."
     "Memnun oldum; Bayan Neson, bayan Deson!..." diyerek selamladý.
     "Bizler, sizi gýyabýnýzda tanýmamýza raðmen Med’in anlatýmlarýndan dolayý size karþý pozitif duygular beslemekteyiz... Deðil mi Bay Deson?" dedi Bayan Neson.
     "Onaylýyorum Bayan Neson ve bence tanýþma faslýný kapatýp, konuya derhal girelim..."
     Ber, önemli bir anýn heyecan dolu gerginliðindeydi þimdi. Merak doluydu.
     "Med’in de yardýmlarýyla ne kadar yol aldýðýnýzý biliyoruz. Med, nedense hazýr olmadýðýn düþüncesiyle bazý önemli iletileri sana sunma-mýþtý. Hep geleceðe býraktý... Ben ve Neson ise ayný kanýda deðiliz."
     Ber, "Zaten Med beni hep küçümsüyor,"diyecekti ki; Med’in ‘saygý-sýzlýk yapma!" uyarýsýný anýmsayýnca vazgeçti. "Teveccühünüz... Teþekkür ederim," dedi.
Karþýlarýnda bulunan koltuða, onlarýn buyur etmesiyle oturdu.
     Sözü Deson aldý. "Ýnsanlar doðar, büyür ve ölür. Ýnsanlýðýn tarihi, bireylerin bu sürecine milyonlarca kez tanýklýk yapmýþtýr ve yapmaktadýr. Bunlardan birçoðunun tarihsel izleri kalmamýþtýr. Azýnlýkta olanlar ise, kötü veya iyi izler býrakarak halen yaþýyormuþçasýna etkilerini devam ettirmektedirler. Ýz Býrakanlar grubunda, etkisel yoðunluk kötü olan grupta... Ýnsanlarýn varoluþ amacý ‘evrim’dir. Bu kavram bazý bilim adam-larýnýn belirttiði biyolojik anlamdaki ‘evrim’ kuramýný çaðrýþtýrmasýn sende... Ben ‘Ruhsal, beyinsel, düþünsel, duyumsal evrimden söz ediyorum...’
Ölüm hiçlik ve yokluk deðildir. Her ölüm; yeni bir doðuþa baþlan-gýçtýr. Birçok kez deðiþik kabuklarla, deðiþik cinsiyetlerle, konumlarla farklý ortamlarda yeniden var edilen “beyin, düþünce, duyular içerikli; Ruh cevheri” iniþli, çýkýþlý evrimini bireylerde ve bireylerden oluþan top-luluklarda sürekli geliþtirerek, deðiþimlere uðratarak bazen de törpületti-rerek yenilemektedir...
Kötü ruh veya iyi ruh cevheri taþýyýcýsý öldüðünde, yeniden dünya’ ya gelen cevheri, yetiþme tarzý, edindiði yeni izlenimler, ortamlarla önceki yapýsýnýn tersi deðiþim gösterebiliyor. Ýyi ruh cevheri kötü ruh cevherine, kötü ruh cevheri, Ýyi ruh cevherine dönüþebiliyor. Bu durum; tekrarý çok olanlardan... Biz bu tür ruhlara, ‘Evrimini Tamamlayamamýþ Ruhlar” diyoruz.
Kötü ve iyi ruh cevheri doðum-ölüm-doðuþ.. þeklinde yenilenen gel-git döngülerinde sayýsýný bizim de bilmediðimiz yenilemelerle önceki iyi veya kötü cevher özelliðini kaybetmeden ve aksine daha da ilerleterek belirli bir aþamaya gelmiþ ruhlara da ‘Evrimini Tamamlamýþ Ruhlar” diyoruz.
Bu niteliðe ulaþmýþ evrimini tamamlamýþ iyi ruhlar ve kötü ruhlar edindikleri tüm yetilerini bu kez bulunduklarý fizik ötesi dünyada insanlarý kendi yandaþlarý olmalarý yönünde etkilemeye çalýþarak ezeli mücade-lelerini devam ettirmektedirler.
Fiziksel dünya’da olduðu gibi Fizik ötesi dünyada da bu savaþýmda kazaným elde eden, genelde kötü ruhlar grubu olmuþtur þimdiye kadar.
Dünyanýn geçmiþi ve günümüzde yaþananlar da bu kötülerin zaferini kanýtlamaktadýr..."
Deson'un anlatýsýnýn devamýný getirmesini, Neson engelledi "Deson!... Kanýmca konuyu çok dallandýrýyorsun. Ber, anlatýlarý özümse-mekte zorluk çekebilir," dedi.
Deson bu uyarýyý mimiksel hareketlerle olumlayarak, "Ýstersen sen devam et,"diye Neson’a teklif getirdi.
Neson, teklifi reddetmediðini, konuþmaya baþlamakla ifade etti, "Med’in bir ara sana sözünü ettiði Düzenleyici, Denetleyici, Ýzleyici, Uygulayýcý gruplarý ile bunlarýn üst merkezini benzerlerinin tümü fizik ötesi dünyada da mevcuttur.
Fiziksel dünyada olduðu gibi, o alemde de egemenlik hala kötü ruh grubunda... Zaten, her iki aleminde birbirine direk veya dolaylý yansýmalarý, etkileþimleri olmaktadýr. Bu asýrda fizik ötesi dünyanýn iyi ruhlarý ile Fiziksel dünyanýn iyi ruhlarý elele vererek, onlara karþý mücadeleyi kýyasýya savaþ haline getirdiler, bu asýr da dizginleri ellerine alabileceklerine inanýyorlar..."
     "Sözünüzü kesmek istemezdim, beni baðýþlayýn. Ama takýldýðým noktalar çözülmeden devam edilirse korkarým anlatýlarýnýzý kavramakta bayaðý zorluk çekeceðim," dedi Ber.
     "Rica ederim, buyurun!"
     "Sizler bu varsayýmlarýnýzý ispatlayýcý hiç bir kanýt sunamýyorsunuz.... Sanýrým, anlatýlarýnýza inanýp inanmadýðýmý sizler de Med gibi algýlýyorsunuzdur...
Bunu bir kenara býrakarak ve anlatýlarýnýzý bir an gerçek kabul ederek sormak istiyorum... Söyler misiniz tarihin akýþý içinde çok az süren dönemler hariç fizik ve fizik ötesi alemlerde egemenliðini sürdüren kötü ruh grubu nasýl ve ne þekilde alt edilebilinir.?..."
     "Kötü Ruh egemenliðinde; Ýyi Ruhlarýn yapabileceði çok þey var aslýnda... En azýndan Kötü Ruhlara ait Düzenleme Raporlarýný önceden sezerek, insanlýða zararlý olan öðelerde bu düzenlemeleri boþa çýkarmak; en azýndan düzenlerini bozacak yani ‘Sapmalar’ meydana getirerek... Bunun sonucunda Düzenleme raporlarýný yeniden gözden geçirme, yeniden düzenleme uðraþýna girecekler ve bu sapmalar dolayýsýyla boþ-luklar sürekli yinelendiðinde iyi ruhlarýn bu boþluklarý doldurma ve yararlanma þansý olabilecektir.
Bu sapmalarýn sürekli tekrarlanmasý halinde kötü Ruh Grup üyeleri birbiriyle çeliþkiye düþecek, birbirlerinden ayrýk yeni görüþler sunmalarýný ve sonuç olarak bütünlüklerinin bozulmasý saðlayacaktýr. Bu, yansýmasýný Düzenleme raporlarýn da gösterecektir. Sürekli düzenleme raporlarýnýn deðiþtirilmesi, boþluklarýn doldurulmasý için acilen hazýrlanacak raporlarýn birbiriyle çeliþkili olacaklarý nedeniyle Uygulama, Denetleme ile Ýzleyici Gruplarý kendi içlerinde ve birbirlerine karþý, kargaþa, kaos yaþamaya baþlayacaklardýr. Kanýmýzca bunun sonucunda iyi ruhlarýn fazla efor sarf etmesine gerek kalmadan kötü yapý kendi kendisini bozacak, iç düþman-lýklarý nedeniyle bazýlarýnýn desteði de saðlanarak olan boþluðu, iyi ruhla-rýn gruplarý dolduracak... Tabi ki bu benim varsayýmým..."
     Deson, burada araya girerek yeniden sözü aldý. "Ben bu aþýrý sapma sonucu oluþacak kaos ortamýnýn iyi ruhlara yararlý olabileceðine tamamen katýlmýyorum. Aþýrý kaos, fiziksel dünyanýn iyi ruhlarýn da bazýlarýnýn bozumunu saðlayabilir. Ayrýca aþýrý sapma boþluðu, daha aþýrý kötü düzen-leme raporlarýnýn insanlýk aleyhine hazýrlanmasýný saðlayabilir,"” dedi.
     Ýlk kez bu kadar suskun kalan Med, söze girdi, "Bunlar güzel tartýþ-malar, ama biraz gerçekçi olalým. Bireysel ve toplumsal psikoloji nabzýný elinde tutan ve bu konuda her türlü ikna gücünü ellerinde bulun-duran, aký, kara; karayý ak gösterecek kadar kývrak zekalý, bazen melek bazen þeytan görünebilecek derecede bukalemun özelliðinde olan kötülerin çöze-medikleri sorunlarý, engelleyemedikleri sapmalarý gerektiðinde aþýrý þiddet de kullanarak bir þekilde yararlarýna kullanmalarý sürekli kullandýklarý bir döngüdür. Kötü gücün egemen olduðu; bu dünyada güçsüz iyi insanlarýn-dan diðer deyimle, Fiziksel dünyanýn iyi ruhlarýndan çok fazla bir þey beklemek hayal deðil mi?...
Kanýmca, önce yanlýþ bilgi bombardýmanlarýndan kurtulmalarý, doðru bilgiler edinebilmeleri, sezgilerini, algýlama yetilerini geliþtirmeleri saðlanmalýdýr.
Bu geliþimleri az çok saðlayan bireylerin, elde ettiklerini kendi aralarýnda iletisel yolla paylaþýmlarýyla aydýnlanma evresini tamamlayarak açýða çýkaracaklarý pozitif enerji ile kötü ruhlarýn yaydýðý negatif enerji akýmlarýna karþý koymalarý saðlanabilecektir. "
Ber, soru yönlendirmekten kendisini alamadý. "Bu nasýl gerçekleþe-cek peki?.."
     "Ýnternet sayesinde..." diye yanýtladý Med.
     Ber, gülme isteðini zorlukla frenleyerek, "Yaþýn kaç?.. Evli misin?... Bekar mýsýn?... Sanal seks yapalým muhabbetleriyle mi?..." dedi. "Ayrýca; interneti sözünü ettiðiniz gruplar da kendi yararlarýna kullanabilir."
     Med'in korktuðu baþýna gelmiþti. Ber, saygýsýzca saçmalýyordu. Muhabbeti sulandýrmaya çalýþýyordu. "Ýnterneti sen o amaçla kullanýyor olabilirsin... Ama farklý anlamda kullanmaya baþlayanlar da var. Diðer araçlarý pek kullanamayan iyi ruh grup ve bireyleri en azýndan interneti kullanabilme olanaðýna sahip. Onlarýn ise kullanmasý buna engel deðil. Savaþ biraz daha eþit koþullarda internette devam edecek. Savaþ, internette devam edecek ve zafer iyilerin olacak."
     Deson, Med ile Ber'in konuyu kiþiselleþtirerek, karþýlýklý tartýþmaya baþlayacaklarýný sezinlemiþti. Fazla zamanlarý kalmamýþtý. "Med haklý," dedi. "Bu asýrda fizik ötesi dünyada bulunan ‘Evrimini Tamamlamýþ Ýyi Ruhlar’ en çok netsel iletiþime güveniyorlar..."
     Ber'in kuþku dolu bakýþlarýný görünce açýklama gereði duydu. "Her iki alemde hemen hemen tüm iletiþim aðlarýnýn çoðu Kötü Ruhlarýn elinde... Fiziksel dünyada bilerek veya bilmeyerek onlara alet olan iyi ruhlarý da katarsak, bu kaleleri ele geçirmek þimdilik neredeyse olanak-sýz... Ekonomik, siyasi, hukuki, psikolojik ve bir çok yönden yetersizlik söz konusu... Bu nedenle ilk etapta kullanýlabilecek uygun aracýn internet ortamý olmasý sizce de mantýklý deðil mi?... Ayrýca iyi ruhlarýn, insanlarý beyinsel ve ruhsal etkilemesi için salgýladýklarý pozitif enerjileri daha hedefine ulaþtýramadan, kötü ruhlar negatif enerjileriyle yok etmekte. Hatta bazen bu enerjiyi kendi enerjilerine dönüþtürerek güçlerine güç katmaktadýrlar.
Netsel iletiþimde kullanýlan kablolar ve uydusal baðlantýlar da bu risk çok fazla gerçekleþmeyecektir. Fiziksel dünya insanlarý, fizik ötesi alemden gelen mesajlar olduklarýný bilemeyeceklerinden korkup net baðlantýlarýný koparmayacak, e-mail haber grubu üyeliklerini iptal etmeye-ceklerdir..."
Ber, bir müdahalede daha bulundu. "Sözünü ettiðiniz fiziksel dünya ve ötesi dünyada bulunan iyi ruhlarýn egemenliði elde ettiðini düþünelim... Bu durumda bile bireyin ve toplumun kendi geleceðini tayin etme ve belirleme özgürlüðü, iradesi yok etmiþ sayýlmayacak mý?"
     Sorunun muhatabý Deson iken, Neson yanýtladý. "Ayrýntýlý yanýt vermek gerekiyor. Bunun için zamanýmýz kýsýtlý... Bir yere davetliyiz... Ama þu kadarýný söyleyeyim; tek bir bireyin geleceðini düzenlemede bile o þahsýn görüþ ve düþüncesi önemli olacak. Baþkalarýna zarar verici, iradesini yok edici olmadýkça geniþ özgürlük alaný saðlanacak her yönden ve her anlamda... Yani genel düzenleme raporu hazýrlamada ilgili olan kiþi, kurum, topluluk ve insanla ortak hareket edecek... Tatlý birlikte hazýrlanacak ve birlikte yenecektir."
     Deson, kolundaki saate baktý. "Çok az zamanýmýz kaldý Ber!"
     "Takdir sizin efendim!" diyerek centilmence karþýlýk verdi.
     "Birlikteliðimizi sonlandýrmadan çoðunluðun ulaþamayacaðý bazý duyumsamalar yaþatacaðýz sana."
     Ber, heyecan dolu bir ses tonuyla, "Ne gibi?.. "diye sordu.
     Med, tebessüm eden güzel yüzüyle, "Yýllardýr bana yönelttiðin bir soru vardý... Olmuþlardan, yaþanmakta olanlardan ve olacaklardan verdi-ðim haberleri nasýl edindiðimi sürekli merak eder, dururdun."
     "Bu merakým hala sýcaklýðýný koruyor."
     "Bu gece belirttiðin sýcaklýk birazda olsa soðutulacak."
     "Nasýl?..."
     "Bunun yanýtýný biraz sonra alacaksýn. Yeter ki panik yapma! Daha önceki seanslarla ilgili uyarýlarýmý anýmsa... Aykýrý hareket etme!..."
     "Ben hazýrým!"


                         ***


Devamý: 18.SAYFA'DA.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.