Rusya uzun devlet geçmişi ile köklü ve sağlam bir denge anlayışına hâkim ülke. Tarihin her döneminde bu özellikleri ile ön plana çıkmayı hep başarmışlardır. 80’ li yılların başında temelden bir değişiklik sürecine giren komşumuz Rusya, şimdi devlet başkanı olan Medvedev ile bir önceki başkan ve şimdinin başbakanı Putin arasında hiçte saklı olmayan bir dengeler siyasetini başarı ile uyguluyor. Bakın bu durumu bir siyasi yorumcu (*) nasıl yorumluyor, Medvedev ile Putin arasında farklılıklar göze çarpsa da bunun bir çatışmaya yol açmayacağı ve uzun vadede de herhangi bir köklü değişim yaşanmayacağı görüşünde. Şevzova, "Aslında Medvedev-Putin ikilisinin, kriz şartlarının üstesinden gelmek için planlı bir stratejisi olduğunu görüyoruz" diyor.

Gerçektende öyle değil mi, bir düşünün, (**)Kafkas Krizi patlak verdiğinde Pekin ziyaretini yarıda kesip apar topar ülkesine dönüyor. Küresel mali krizle baş edebilmek için alınabilecek tedbirleri ve planlanan yardım programlarını bizzat açıklıyor. Ukrayna'yla yaşanan doğalgaz anlaşmazlığını aşmak için temaslarda bulunuyor ve üç hafta sonra uzlaşma sağlandığını yine kendisi duyuruyor. Tüm televizyon kanallarında Putin var. Hatta bu durum öyle bir noktaya varmış durumda ki, arada bazı kazalar da olmuyor değil. Örneğin bir sunucu Moskova'daki Kurtarıcı İsa Katedrali'nde yapılan Paskalya Ayini'nin en önemli katılımcılarını sayarken, Putin'i hem Başbakan hem de Devlet Başkanı olarak anons ediyor.”

Başka her hangi bir ülkede bu durumlar yaşansa siyasi krizler cıkar ama Rusyada her şey normal karşılanıyor, peki neden? Bunu yine aynı yazıda yanıt buluyoruz. Lilya Şevzova, "Putin, milliyetçilere ve Batı karşıtlarına hitap ediyor. Medvedev ise liberallere, pragmatiklere ve ılımlılara. İkisinin de tek bir hedefi var, o da Rus toplumunu bir arada tutmak ve şu anki sistemin istikrarını sağlamak." Diye sözlerine devam ediyor. Rus halkının çok az bir kısmı şimdiki devlet başkanlarını gerçek iktidar sahibi görürken büyük bir kesim gerçek liderin Putin olduğunu inkâr etmiyor. Öyle ki yapılan bir anayasa değişikliği ile Rus devlet başkanlarının 4 yıl olan görev sürelerini Putin lehine 6 yıla uzatan bir karar aldılar. Öyle görülüyor ki ilk devlet başkanlığı seçimlerinde Putin yine aday olup bu kez daha uzun bir süre Rusya ve dünya sahnesinde kendine düşen Rus devletini dağılmadan bir arada tutma görevini yerine getirmeye çalışacaktır. Tabii dengeleri göz önünde tutarak…

(*)Lilya Şevzova

(**) Esther Hartbrich / Çeviri: Banu Ertek

http://www.dw-world.de/dw/article/0, , 4235001, 00.html