..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Şevket Başıbüyük




25 Haziran 2009
"Karpuz Kabuğu"  
Şevket Başıbüyük
Lakin o günkü karpuzlar şimdiki karpuzlara benzemiyordu. Kabukları siyaha çalan koyu yeşil, çekirdekleri simsiyah… Tadı mı? “Anzer Balı” gibi olurdu. Şırası bile koyu ve yapışkandı. Şimdi öyle mi? Şimdi ne karpuzundan ne de insanından…


:AIIH:
“Karpuz kabuğu”

“Karpuz kabuğu” denilince aklınıza ne gelir?
“Bu da nerden çıktı” diye sormayınız lütfen/hemen cevaplayayım…
Geçenlerde, - mesai arkadaşlarımla- yemekte karpuz çıkmıştı. Aşçı (siz buna kibarca ahçı da diyebilirsiniz) karpuzları kocaman dilimlerle, kabuğunu soymadan servis yapmıştı…
Aynı soruyu orada da sormuştum…
Kimi; “Karpuz kabuğundan gemiler yapmak/Ahmet Uluçay’ın filmi…”
Kimi; “Halk arasında deniz mevsiminin geldiği habercisi” şeklinde yorumlarken,
Kimisi de: “Eşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmek” deyimden bahsetti.
Örnekleri çoğaltabiliriz…
Hatta soru sorduğumuz kişilerce ayrı cevaplar alabiliriz.
Lakin “Karpuz kabuğu” denilince benim aklıma…
Hatta her karpuz yediğimde hep o anım aklıma gelir…
Sanırım yedi-sekiz yaşlarındaydım.
Evet evet mübalağa etmiyorum (hatta konuyla ilgili ağabeyimi bile şahit gösterebilirim)
Yedi-sekiz yaşlarındaydım…
Çünkü henüz ilkokula (o zamanlar ‘ilkokul’ derdik; şimdi ‘ilköğretim’…) bile başlamış değildim.
Merhum babam bize (‘bize’ diyorum; ağabeyimle ikimizi kastediyorum…)
Özel (özel çünkü o yaşlardaki çocuklara göre “orak” yok) iki tane orak yaptırmıştı.
Düşünün, henüz ilkokula başlamayan bir çocuk buğday deriyor…
Ellerim/ellerimiz nasıl nasır...
O yaşlarda kaşık tutmayı beceremeyen eller orakla tanışmıştı.
O yaşlarda doğru dürüst kaşık tutmayla tanışmayan ellerimizi babamız orakla tanıştırmıştı …
Ve yorgunlukta şerha şerha olmuştu dudaklarımız…
Yırtık-pırtık bir pantolon ve mavi renkte bir tişört vardı üzerimde… (O zamanlar mavi rengi çok severdim; hâlâ seviyorum. Çünkü gökyüzü ve deniz hâlâ mavi. Mavi ki özgürlüğün ve barışın simgesi…)
Ve dudaklarımız susuzlukta…
İşte öyle bir halet-i ruhiye ile suya gönderdiler babam beni…
Çeşme uzak…
Çeşme buğday derdiğimiz yere uzak.
Kan-ter içinde, -sanırım- bir saat yol yürüdüm.
Çeşmenin başında…
Çeşmenin başında o gün “Ağalar” gelmiş. (Günlerden pazar günü veya cumartesi olmuş olacak ki…)
Ağalar o gün karpuz yemişler çeşme başında ve kabuklarını orada bırakıvermişler.
Ben o gün “Ağalar” gitsin diye tam bir saat bekledim.
Ağalar gitsin de geride bıraktıkları karpuz kabuklarından yiyeyim diye…
Lütfen gülmeyiniz.
Karpuz kabuklarını ne yerse yesin …ben de o gün karpuz kabuklarından yedim.
Nasıl mı?
Anlatamam, anlatılması imkânsız bir şey. Bir taraftan yorulmuş diğer taraftan susamışım, öyle ki susuzluktan içim yanıyor….
Ve biliyor musunuz, Ağaların içini yedikten sonra terk ettikleri o karpuz kabukları…
Hele hele -ağalar yerken- bir iki santim yukarıdan alıp o kırmızı bölümden biraz bırakmışlarsa… o kırmızı bölüm ile kabuğun sert bölümü arsında kalan o sulu bölüm var ya…
Ay o ne kadar lezzetliydi öyle…
Annemin memesini emer gibi emdim o karpuz kabuklarını…
İşte o gün bu gündür nerede ve ne zaman karpuz yersem veya karpuz kabuğunu görürsem, kemirerek yediğim o karpuz kabukları aklıma gelir hep…
Not: Lakin o günkü karpuzlar şimdiki karpuzlara benzemiyordu. Kabukları siyaha çalan koyu yeşil, çekirdekleri simsiyah… Tadı mı? “Anzer Balı” gibi olurdu. Şırası bile koyu ve yapışkandı. Şimdi öyle mi? Şimdi ne karpuzundan ne de insanından…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sağır Kaplumbağa
Siz Siz Olun…

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kınıfır Bed Renk Olursa…
Kitap Okumak Eğlenceli Bir Eylem…
Tarihe Yoculuk
Dicle Kıyısında Bir Mağara Kent
Piyerloti
Beydağı"na Kar Düştü
Akabe
Başbakanın Malatya Mitingi
Hayat Bir Tiyatro…
Yalnız Değilsin Reis!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca… [Öykü]
Vay Sözüm Vay… [Öykü]
İmamın Şey Ettiği Gün [Öykü]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Şevket Başıbüyük, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.