..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > osman demircan




18 Eylül 2009
Soğuk Düşler Yaşadım Hayata Dair  
osman demircan
Mektubuma bu şiirle başlamak istedim. Çünkü sen derdin ki kelebekleri incitmek istiyorsan gülleri kanatlarından kır. İşte bu yüzden seni mutlu etmek için gül kokan mısralarla başladım mektubuma mor kelebeğim.


:AFBI:



Bakıyorum geceye parmak aralarımdan
Ellerimi çekince karanlığım oluyorsun
Kalbim en uzak yıldızlar gibi parlıyorken
Gözyaşlarımla bir boşluğa düşüyorsun

Elde hüzün kadehi acıya kaldırıyorum
Başıboş dalga gibi yüreğimi yıkıyorsun
Beni limansız bırakıyorsun ey sevgilim
Bir martı çığlığı yankılanıyor içimden
Sonra bir girdap olup içime akıyorsun

Mektubuma bu şiirle başlamak istedim. Çünkü sen derdin ki kelebekleri incitmek istiyorsan gülleri kanatlarından kır. İşte bu yüzden seni mutlu etmek için gül kokan mısralarla başladım mektubuma mor kelebeğim.
Sen öyle bir gün çıktın ki karşıma gözlerime inanamadım. Baktığım her yer renksiz kokusuzken ve bütün insanlar Van Gogh’un tablosundan dökülen artık ne önemi var dedirten boyalar iken seninle bir dahinin elinden çıkmış manzaraları yaşadım. Bir çocuğun sınav sebebiyle gerekli olan raporu almak için doktorun muayenehanesine gidip sonra ondan renk körü olduğunu öğrenmesinin ardından gözyaşlarına boğulması ve omuzlarına inen doktor elinin ona sahip çıkacağı yerde yüzüne bir tokat gibi inen ağlama seninle uğraşamam sözlerinin ardından hayal kırıklığı yaşaması gibiydim ben de. Tüm doktorların elleriyle hasta olmuşken, tüm polisler beni tutuksuz yargılamışken, sadece senin bir kelebek gibi karşıma çıkıp da bana baharı yaşatmanla ısınmıştım.
Bugün insan içine çıkıp sensiz sokaklarda yürüdüğümde insanların birbirine karışmış olduğunu gördüm. Herkes biraz yanındakiydi, herkes bir başkasının izinden kendi yüreğini taşıyordu. Öyle umutsuz öyle takatsizdim ki tarifi yok. Bir sokağın solunda gümüşçü görüp durduğumda mor taşlı bir yüzük dikkatimi çekti. Fiyatını sormak için içeri girdiğimde dükkan sahibi bunun ışıltısını görmek istiyorsan dışarı çık güneşe tut dedi. Yüzükteki mor ışıltı tıpkı senin diğer insanların arasından farklılığını ortaya koyan ışıltı gibi gözümü kamaştırdı. Onu alıp parmağıma taktım. Sanki el ele tutuşmuştuk.
Şimdi söyle neredesin? Bir fincan kahvede misin yoksa simitle çay arasında mısın? Hangi adreslerdesin? Antik çağdan günümüze, Güney Afrika'dan, Amerika’ya, Kahire el tezgahlarından, ışıltılı vitrinlere söyle neredesin? Seni unutmadım gel güldür beni. Ne ay ışığı ne güneş mutlu etti beni. Bir çölde çiy düşürürken hayallerime, şimdi sensiz okyanuslar bile susuz denizlerdir. Soğuk düşler yaşadım hayata dair anla beni. Hiçbir yüzde senin gülüşünü bulamadım. Hiçbir çiçek kokunu içime dolduramadı. Seni unutamadım gel güldür beni. Yıllardır gözyaşlarımla büyüttüm Afrika menekşelerini. Sömürüden, yoksulluktan, açlıktan kurtar beni. Şu dünyada ruhumu ısıtan sensin sen. Ayaz yemiş yüreğimle, buz tutmuş bedenimle sevdim seni. Ne olur anla beni. Sevgi bulunmaz değildir; ama bulduğum her sevgi de aradığım sevgi değildir. Sende buldum aşkın en yücesini. Bir nehrin denize kavuşması gibi dolu ırmaklar gibi aktım aşk coğrafyana. Çiçekte sen vardın. Gökteki yıldızda, güneşin sımsıcak ışığında, şiirler ve şarkılarda hep sen vardın. Baktığım her şeyde senden bir güzellik bulurdum. Seni hatırlatırdı bana güzelliğe, iyiliğe, şefkate, aşka dair her şey. Seninle silmiştim içimdeki tüm kirleri. Seni unutmadım gel güldür beni. Bir yağmur sağanağında arıyorum seni. Kaçışlardan kurtar beni. Bir kapı vardı tanıştığımız o yerde. Benim için hiçbir değeri yoktu sen o kapıdan içeri girene kadar. Sanki hapishane kapısı açılmıştı da beni yılların esaretinden kurtarmıştın. Şimdi o kapının değeri yok yine çünkü gireni çıkanı belli. Seni unutmadım gel kurtar beni. Neredesin ey sevgili. Bir tabloda mısın? Şiirin en güzel mısrasında mısın? Hiçbir yerde bulamıyorum seni. Oysa ne çok sevmiştim seni. Soğuk düşler yaşadım hayata dair anla beni. Ne olur gittiğin yerden gel sevemiyorum bir başkasını. Bulamıyorum hiçbir kimsede sende olan bana ait bir şeyi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgili Seninle Sevişmek Ne Güzel
Beylik Laflar Etmekle Olmuyor Dostum
Hayat, Gereksiz İlişkiler Yumağıdır
Senden Kaçsam da Sana Gelsem de Ayaklarım Kan İçinde Kalır
Senin Ne Olduğun Önemli Değildir
Bir Hareketimle Seni Yok Sayarım
Kendini Başkasıyla Tanımlamaktan Vazgeç
Ayrık Otları
Kocaman Bir Çığlığım
Bileklerindeki Malleolları Severim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Varlığım Bir Okyanus
Şimdi Sen Sus, İnsanlar Sussun
Yüreğimi Korkak Büyütmedim
Ah Angelina
Sen Benim En Büyük Hatamsın
Frezya
Çam Ormanı
Ey Sevgili Senin Aradığın Benim
Uzak Mesafeli Aşklar
Seninle Açarım Perdelerimi Güne

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.