..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doðmuþ insanlar tarafýndan savunuluyor. -Ronald Reagen
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Nergiz Þimþek




16 Kasým 2009
Karar  
Bu öykü benim açýmdan bir denemedir: üslup denemesi...

Nergiz Þimþek


Biri on beþ, biri on dördündeki iki delikanlý, artýk ölümün etrafta kol gezdiðini iyiden iyiye hissediyor. Babaannenin telkinlerinden mi, Hacý’nýn en sevdiði torunu olmasýndan mý, güçsüz ruhunun onu kolay bir hedef kýlmasýndan mý, yoksa genetik mirasýn akan bir dere gibi kendi doðal yataðýný bulmasýndan mý bilinmez, Bilâl kurban seçilmiþti. Anlatýlmamýþ, konuþulmamýþ ama bilinmiþti iþte – Bilâl, bir sonrakiydi.


:AHEC:
Toz bulutunu seçti Hatice. Kolu erik þurubunu karýþtýrýrken bir yandan, bir yandan da gözleri kýsýldý, alný kýrýþtý, burun delikleri açýlýp kapandý. Huzursuz bir oynaþma musallat oldu yüreðine, alt dudaðýnýn sað köþesini hafifçe ýsýrdý. Þurubun mayhoþ kokusu içindeki sýkýntýyý çözemeyince, elindekini býrakýp kapý eþiðine çýktý. Toz bulutu yaklaþtýkça bunun bir atlý olduðunu anladý. Ferahladý bir an için, cesim karnýný tatlý tatlý okþayarak içeri yollandý. Erik þurubunu aðýr aðýr karýþtýrýrken doðacak bebeðiyle ilgili hülyalara daldý.

Tiz bir çýðlýkla, çýrpýlan bir kilim gibi silkindi. Koþarak evin önüne vardýðýnda Mustafa’nýn anasýný, oðlunun baþýnda lanetler yaðdýrýp gürül gürül aðlarken buldu. Mustafa’yý uzunca bir halatla ayaklarýndan baðlamýþlar atýna, sürüm sürüm süründürmüþler sonra - aðzý gözü paramparça, taþ toprak dolu. Kepazelik olsun diye yapmýþlar, belli; çünkü önce vurmuþlar.

Donakaldý Hatice. Karýlarýn aðlaþmalarýnýn, adamlarýn intikam çýðlýklarýnýn yankýsýnda topraða kök salmýþ bir aðaç gibi kýpýrdayamadý da öne arkaya hafif hafif salýndý. Bunca curcunanýn, koþuþturmanýn arasýnda ilk eltisi fark etti Hatice’deki sükûneti. Okkalý bir tokat indirdi kendine gelsin diye - bir aðaç olmaktan kurtulup insanlaþsýn, aðlayýp sýzlasýn, dövünüp kendini bir o yana bir bu yana savursun, aðýtlar yaksýn. Baþarýlý da oldu; ince ince aðlamaya baþladý Hatice.

Kocasýnýn yanýna çömüp o güzel yüzden kalan artýða baktýðýnda, nedense ilk aklýna gelen bir gece öncesi oldu: ‘’Memelerimi okþamýþtý.’’ Daracýk bir gövdeye yan yana zoraki sýkýþmýþ, ha patladý ha patlayacak iki balonu anýmsatýyorlardý artýk. Kadýnlýktan bir adým geri atmýþ analýktan iki adým almýþ olmasýna raðmen, Mustafa memelerini okþamayý hiç býrakmamýþ, bazen baþýný gömüp aralarýna kadýnýný koklamýþtý. Gebe karnýný da okþardý sýk sýk. Fark etmez, derdi – oðlan ya da kýz. Ama için için ikisi de kýz olsun diye dua ederlerdi. Bu bela, dillendirmek istemedikleri ve Mustafa’nýn da olasý hedeflerinden biri olduðu ezelden bilinen, bu beladan dolayý. Ýkinci olarak, kýz olsun, diye düþündü: ‘’Allah’ým, n’olur kýz olsun!’’

*

Ebe, tombul bebeðin bileklerini sýkýca kavrayýp poposunu tokatladýðýnda, bebek önce týkanýr gibi duraladý ardýndan ‘ýngaa’sýný koyverdi. Hatice bakýþlarýný sese yönlendirince, bebeðin bir bamya büyüklüðündeki pipisini gördü. Ýçi çekildi, bu sefer gürül gürül aðlamaya koyuldu: ‘’Oðlum katil olacak!’’

Bu doðumdan dört ay yedi gün sonra olasý kurban da belli oldu. Muhbir dudaklar sýzdýrdýlar Hatice’ye ve kaynanasýna: Gülizar hamile. Yirmi üç gün sonra olasý ikinci kurbanýn haberini alan kaynana sevinçle haykýrdý: ‘’Müjdeler olsun! Safiye de hamileymiþ.’’

Memed tombul, pembe dudaklarý gülücükler saçan, kýkýrdamasý daðlarda yankýlanan, neþeli bir bebekti. Ona bakýp da eli silah tutan bir genç adam tasavvur etmek, Hatice’yi kahrediyordu. Düþün taþýn nihayete erdi ve kararýný verdi: Oðlunu katil yapmayacaktý. Babaannesi ve büyükbabasý baþlamýþlardý þimdiden: ‘’Torunum benim, intikamýmýzý alacak. O bizim umudumuz!’’ Umut dedikleri iþte bu kan davasýnda alýnacak bir candan ibaret. Hatice evvelden beri çekingen, usul usul konuþan bir kadýndý; þimdi tutup bas bas baðýramaz, haykýrýp saçýný baþýný yolamaz, yüksek sesle karþý koyamazdý. Hem böyle yapsa uzaklaþtýrýrlardý onu oðuldan, baðrýndan söküp alýrlardý. Bunun yerine, her gece oðluna telkinlerde bulundu. Bebekliðinden itibaren her gece anlattý ona adam öldürmenin ne büyük günah olduðunu. Ýnsan dediðin, dedi ‘’karýncayý bile incitmemeli. Dinle oðul masalýmý ve iþit gerçek kahramanlýðýn ne mene bir þey olduðunu.’’ Bunlarý derken de ne ninesini ne dedesini kötüledi. Oðluyla arasýnda düþsel geceler yarattý. Bu gecelerde ana oðul güzel günlerle, aydýnlýk yarýnlarla, merhametli kahramanlarla dolu masallarýn içine daldýlar. Bu böyle böyle Memed altýsýna gelene dek sürdü. Ama oðlan bir süre sonra artýk sorular sormaya, ninem öyle deðil böyle diyor demeye, anasýna karþý koymaya baþladý. Hatice hazýrlýklýydý. Tüm bunlarýn olacaðýný biliyordu ve tutumunu çoktan belirlemiþti: Hiç hýrçýnlaþmadan, kimseye kötü laf etmeden, oðluna gönül koymadan, kendi masallarýný anlatmaya devam edecekti. Memed hiç sormamýþ, hiç kýzmamýþ, hiç karþý durmamýþ gibi, hepsini görmezden gelerek sadece ve sadece devam edecekti. Memed direndi ilk. Suratýný astý, anasýna baðýrdý, küskünlük yapýp sýrtýný döndü masallara. Döndü dönmesine ya uykunun tatlý rehavetine dalamadý bir türlü. Diretti, uyumaya çalýþtý. Bu böyle birkaç hafta sürdü de baktý olmadý, arkasýna dönüp de anasýnýn gülümseyen dingin yüzüyle karþýlaþýnca kýrýldý inadý. Yine masallar anlattýlar birbirlerine. Böylece oðlan, gündüz ve gece apayrý dünyalarýn kahramaný oldu. Gündüz ailenin korkusuz cengâveri, eli silahlý bir yiðit, babasýnýn öcünü alacak cesur erkekti. Geceleriyse huþu içinde bir saf, kimseyi incitmeyen soylu bir prens, yumuþak mý yumuþak kalpli, iyi huylarý ve güzelliðiyle akýllarý alan yakýþýklý bir oðlan ya da adaleti ve insancýllýðýyla halkýnýn baðrýna bastýðý bir yüce kraldý. Hatice hep þöyle düþündü: ‘’Ben devam ettiðim sürece bu masallara, ne derlerse desinler ona, gönlü elvermeyecektir. Yapamayacak. Ve yapmayacak.’’

*

Bilâl, Safiye’nin oðlu. Memed nasýl kan ateþiyle yanmýþsa, o da kan korkusuyla büyümüþtü. Safiye, ayný Gülizar ve Basriye’ nin oðullarý gibi, kendi evladýnýn da tehlikede olduðunu bilmiþ, oðlunu bir baþýna bir yere göndermez olmuþtu. Çekingen, korkak, pýsýrýk bir evlat yetiþtirmiþti. Safiye hep þöyle düþündü: ‘’ Yaþasýn da nasýl olursa olsun. Ali söz verdi hem - gideceðiz buralardan.’’

Biri on beþ, biri on dördündeki iki delikanlý, artýk ölümün etrafta kol gezdiðini iyiden iyiye hissediyor. Babaannenin telkinlerinden mi, Hacý’nýn en sevdiði torunu olmasýndan mý, güçsüz ruhunun onu kolay bir hedef kýlmasýndan mý, yoksa genetik mirasýn akan bir dere gibi kendi doðal yataðýný bulmasýndan mý bilinmez, Bilâl kurban seçilmiþti. Anlatýlmamýþ, konuþulmamýþ ama bilinmiþti iþte – Bilâl, bir sonrakiydi. Ýki genç hiç arkadaþ olmadý hatta birbirinin yüzünü pek az gördü. Ve onlar ezkaza ne zaman göz göze gelse, kurt gibi hýrlayýp diþ çýkardý. Alev alev yana gözlerinden yalazlar saçýldý peþleri boyunca da tüm köy gördü, izledi. Herkes sustu. Kim? Karþý gelebilir ki? Öðretmenin baþýna geleni biliyor herkes - adamcaðýzý…

Ailede artýk yoðunluklu konuþma konusu, intikam planlarýydý. Böyle zamanlarda Memed anasýnýn yüzüne bakar, ondan bir kelam beklerdi. Anasýnýn ne denli ketum olduðunu bildiði halde aile içinde, yine de beklerdi. Hadi bunu da geçti, bir bakýþ – karþý durmak için cesaret verecek bir bakýþ... Ama Hatice hiç renk vermedi. Onlar konuþadursun kafasýný kaldýrýp da siyah bakýþlarýný hiç göstermedi – süpürge gibi yerleri aþýndýra aþýndýra süründürüp durdu.

Memed sýkýþýp kaldý. Kara kara düþünen, günden güne eriyen, kemikleri ilmik ilmik sayýlacak kadar zayýf bir oðlan olup çýktý. Artýk konuþmaz, dinlemez, yemez, içmez, gülmez ve aðlamaz olmuþtu. Anasý gibi siyah gözlerini anasý gibi yerlerde süründüre süründüre bahçelerde geziniyor, kendine seslenildiðinde cevaplamayý býrak, duymuyordu bile. Çaðrýlmadýk hoca kalmadý Memed için. Ne kurþunlar döküldü, ne muskalar yazýldý, ne iksirli þuruplar içirildiyse kâr etmedi. Bir Hatice… Hiç bulaþmadý oðluna. O, ana yüreðinde oðlunun çektiði ýzdýrabýn kat be katýný yaþýyor ama aðzýný açýp da tek laf etmiyordu. Biliyordu oðlunun düþündüðünü ve çok kritik bir kararýn eþiðinde olduðunu. Hatice þöyle düþünüyordu: ‘’Tam on beþ yýldýr ben anlattým, anam anlattý, babam anlattý, bacým anlattý, herkes hatta komþu Ayþe kadýn dahi anlattý. Þimdi onun karar vakti.’’

*

Memed oðlan bir sabah tek lokma yemediði kahvaltý masasýndan aniden kalktý. Ahali arkasýndan bakadursun o yürümeye devam etti. Akça Kayalar’a kadar on sekiz kiþiyi peþinden sürükleye sürükleye gitti. On sekiz kafaydý arkasýndakiler ama kimse el edip de tutmaya, aðzýný açýp da hesap sormaya cesaret edemedi. Bunda, oðlanýn son aylardaki vahim hâlleri karþýsýnda ailenin ne yapacaðýný bilemez ve þaþkýn tutumu kadar, Memed’in kararlý adýmlarýnýn da payý vardý. Akça Kayalar dedikleri yer, aþýlmaz bir yarla köyden ayrýlmýþ, karþý sivri kayalýklardý. Yara yaklaþtýklarýnda, babaanne neler olacaðýný sezerek önce gýrtlaðýný yýrtan çatallý bir çýðlýk attý, sonra torununa yakarmaya baþladý. Memed adýmlarýný hýzladýrdý, derken koþmaya baþladý – ahali de arkasýndan. Yarýn ucuna geldiðinde arkasýna döndü ve tek bir el iþaretiyle kalabalýðý durdurdu. Uzun uzun baktý onlara önce, aylardan sonra ilk defa bu kadar gür bir sesle konuþtu: ‘’Ben, adam öldürmem. Ben, adam öldürmeyeceðim. Þimdi… Ya ben ölürüm ya da kimse ölmez. Siz seçin.’’

Haziran 2009, Akçay






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mavi Kurt

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönüþüm
Fare Kýz
Gölge
Bir Adam
Defol!
Topal Remzi'nin Dilsiz Kýzý
Kötücül Ruhlar Dergâhý
Soluk
Beþinci Kapý
Boþluk


Nergiz Þimþek kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nergiz Þimþek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.