Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında, babasından kalan bakkalında küçük hileler yaparak geçim derdinde olan Fehmi Çok’un akrabalarının tanıdıkları olan dönemin bazı milletvekillerinin uyanıklığı ve iş bitiriciliği ile gözüne girip, önce ticarette sonra sanayi de nasıl büyüdüğü adım adım anlatılmış. Fehmi Çok İlk yıllarında ticari hevesleri, ayakta kalma, güçlü olma arzusu ve geleceği görmesi onun önünü açıyor. Başarıya ulaşmak için ilişkilerini sonuna kadar kullanıyor, politikacıları karşı pragmatik olduğu kadar vefalı da davranıyor. Güçlü olma ve gücünü koruma isteği nedeniyle acımasızlaşıyor. Amerika ve Avrupa’daki büyük şirketlerin acentalıklarını alıyor.İyi yetişmiş bazı elemanları rakiplerinden çalıp, kendi yanında çalıştırıyor ve onlara zaman zaman geniş yetkiler veriyor. Bir süre sonra Türkiye standartlarına göre o kadar büyüyor ki bu gücünü korumak için dünya burjuvası ile işbirliği yapıp, onların emperyalist emellerine alet olmakla beraber, kişisel çıkarlarını da koruyor. Doğal olarak ‘ dünya burjuvasının’ istekleri ve destekleri ile Türkiye’nin yönetimine ciddi etkiler yapıyor.Kendi çıkarları ile dünya burjuvasının çıkarlarını çakıştırıyor ve hükümet değişikliklerinden, kendi adamlarını parti başkanı seçtirmeye kadar her türlü oyunun içinde yer alıyor. (Demirel’in Adalet Partisi başkanı seçilmesinde delegelerin çoğunun onun bayii olması nedeniyle büyük katkısı oluyor) 1960 İhtilalından sonra güçlenen sol akıma karşı mücadelede artık tamamen acımasız, sadece kendi şirketlerinin geleceğini düşünen, topluma hiç değer vermeyen bir emperyalist canavara dönüşüyor. Roman boyunca emperyalizmin hileleri tatlı tatlı hiç yorum katılmadan, sövmeden anlatılıyor. Örneğin fakir çocuklara okulunu bitirmesi için destek olunarak, daha sonra onların devlet katında iş bulmasına yardımcı olup, onlardan birçok bilgi topluyorlar. Alınacak kararlarda onları istedikleri kullanarak devlet yönetimine dolaylı etki ediyorlar.Fehmi Çok şirketleri Basın’ı reklam aracılıyla ele geçirip, orada da istedikleri rüzgarı estiriyorlar.Tüm dünyada sendikalara, solcu yazarlara karşı kullanılan yöntemlerin Türkiye’de de uygulanmasına öncü oluyorlar. Yazar tüm bunları anlatırken olayların tam içindeymiş gibi bir izlenim bırakıyor, ayrıca dünya ölçeğinde ‘Büyük Resmin’’ daha iyi görülmesine yardımcı oluyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 1973 yılına kadar olan politik tarihinin de perde arkası kısmen anlatılmış. Bugünkü bildiklerimizle birleştirince Erol Toy’un daha o zamandan olayları çok iyi analiz ettiği anlaşılıyor. Ayrıca yazarın araştırmacı kimliği de satır aralarında gözleniyor. Bu roman natüralizm akımının özelliklerini taşıyor. Yazar yansız olarak olanları okuyucuya sunmuş. Dili sade ve üslubu akıcı.Kullandığı Türkçe konuştuğumuz dil ile gayet uyumlu.Yapıtta gerektiğinde uzun cümleler olmasına rağmen bu okuyucuyu sıkmıyor, keyifle okunuyor.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |