..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Entelektüel > osman demircan




29 Ocak 2010
Teoman ve Elif Şafak  
osman demircan
Hep şunu merak ederdim. Bir yazar, bir ressam, bir şair, bir ses sanatçısı bir araya gelse bir konu hakkında konuşsa ne olur acaba diye. Bugün NTV'de bir programa Elif Şafak ile Teoman katılmıştı ve Türkiye meseleleri hakkında düşünce beyan ediyorlardı. Türkiye tablosu yarım kalmış bir tablo gibidir. Bu yüzden herkes eline fırçasını almış, tuvalin sağını solunu boyayıp fırçalamakta. Her görüş kendi rengini tabloya daha çok katmak istemekte.


:CJGF:
Hep şunu merak ederdim. Bir yazar, bir ressam, bir şair, bir ses sanatçısı bir araya gelse bir konu hakkında konuşsa ne olur acaba diye. Bugün NTV'de bir programa Elif Şafak ile Teoman katılmıştı ve Türkiye meseleleri hakkında düşünce beyan ediyorlardı. Türkiye tablosu yarım kalmış bir tablo gibidir. Bu yüzden herkes eline fırçasını almış, tuvalin sağını solunu boyayıp fırçalamakta. Her görüş kendi rengini tabloya daha çok katmak istemekte. Beyaz Türkler beyaz gül ağırlıklı, gri Türkler daha çok metal ağırlıklı, zenci Türkler ise daha çok siyah ağırlıklı bir tablo çizmekte. Anlayacağınız rengarenk bir tablo ortaya çıkacağına daha çok belli bir rengin yoğunluğu ortaya çıkmakta. Türkler renk savaşı vermekte.
Ses sanatçısı Teoman o kadar güzel tespitler yaptı ki şaşırdım kaldım. Dedi ki birini ikna etmek için mertliğin ve dürüstlüğün yetmediğini gördüm. Ben de karşımdakini ikna etmek için işi şakaya vurdum. Örneğin karşıdaki kişiye bir şey anlatmak istediğimde daha çok espri yollu anlatıyorum dedi. Böylelikle ikimiz de gerilmiyoruz. Evet Türkiye espri gücünü yitirdi. Nasrettin Hoca yetiştiren Türkiye daha çok asık suratlı, buna rağmen aynaya bakınca güleç bir yüz gören insanlar yetiştirdi. Bir de Teoman konuşurken bana hep uçurumları gösterdi. Uçurum karşısında insan acizdir ama kalkıp dağlarla boy ölçüşür. Türkiye’de önüne o kadar çok kırmızı halı serilmiş insan var ki bunların başkalarının uçurumundan haberdar olduklarını hiç sanmıyorum. Örneğin Türk milleti uçurum çiçeği gibi yaşarken, kendini kelebek sanan elit kesim bağlarda, bahçelerde güllerle hemhal etmekte. Elif Şafak çok hanım bir bayan. Saçlarını sümbül gibi dökmekte ve bir kelebek gibi gülmekte. Tespitlerine gelince ne şiş yansın ne kebap misali… Olaylara yaklaşımı daha çok bir kebapçı gibi. Sanki iflas etmekten korkan bir esnaf gibi itidalli konuşuyor. Oysa şunu hiç unutmuyorum. Tuna Kiremitçi bir yazısında hep yaramaz çocuklar sorunlu görünür ama dünyada bütün sorunları da yaramaz çocuklar çözer demişti. Çok dahice bir tespit…Elif Şafak daha çok sınıfın uslu ve çalışkan bir kızı gibi. Teoman’ın saçı dağınıkken Elif Şafak’ın saçları sümbül gibi. Bir ara şair ve yazar Ataol Behramoğlu’nun bir konuşmasına rastladım. Kendisini bir kelebek gibi güzel sayıyor. Ama bir kelebek çiçek olmasa bir hiçtir. Marksiz ve Leninist olduğunu söyledi. Ne büyük özgürlük. Acaba Marksiz olmak bir insan için yeterli miydi? Bir şairin bir şairi anlamaması ne yazık. Vladimir Vladimiroviç Mayakovski’yi iyi anlamasını beklerdim kendisinden. Ressam Bedri Baykam ise nasyonal sosyalist gibi konuştu bir programda. Türkiye’de solun yeniden yapılandırılmasına inandım Ressam Bedri Baykam’ın konuşmasından sonra. İnsanları fırçalayan bir sol istemiyorum şahsen. Şair İsmet Özel bir programda şairliğe has sivri dilini kullandı. Kendisine hiç katılmadığımı belirtmek isterim. Eğer Aleviler olmasaydı Türk Halk edebiyatından söz etmek mümkün olmayacaktı. Türkiye’de en özgün edebiyat da Türk Halk edebiyatıdır bu arada. Teoman’la karşılıklı oturup bir çay içmek isterdim. Kadın yazarlardan da Nuray Mert ile tanışmak çok isterdim. Ama bu mümkün değil. Olsun onların yaşıyor olması bile benim için bir mutluluktur.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: İlginç elbet...
Gönderen: İlkay Hüsmüllü / , Türkiye
31 Ocak 2010
Açıkçası Teoman'ın programda yaptığı tespitler gayet enteresan. Elif Şafak günümüz üniversite gençlerinin sorgulayıcı bakışlarını överken Teoman abimiz de kendisi gençliğinde çok sorgulayıcı, duruş sahibiymiş gibi "Yea bırak o salakları." minvalinde, sanki tüm üniversite öğrencileri darbe şakşakçısıymış gibi kafadan genellemeler içeren sözler sarfetti. Her daim "Ahahaha ben ne kadar kuul bir herifim hepinizin fak yu... İş yok sizde..." şeklinde dolaştığını bildiğimiz bir adamın çok fazla abartılmaması gerektiği görüşündeyim acizane. Milyon liralarla oynarken, hayata tutunmaya çalışan üniversite öğrencilerine çok afedersiniz bok atmak hayli kolay oluyor. Kendi geleceği belirsiz bir öğrencinin ülkenin geleceğini belirlemesi ne kadar mümkün? "Ov papatyam..." gibi şarkılar yapıp da "Ben kuulum hem rakçıyım aktivist falan da olabilirim." duruşları takınmaya çalışan bir adamın "Ne gençliği ya." şeklinde çıkışlar yapması kimse kusura bakmasın fakat ziyadesiyle yapay kokuyor. Ayrıca ben de kendisiyle oturup karşılıklı bir çay içmek isterdim hocam, fakat Teoman'ın bunu isteyeceğini hiç zannetmiyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ekmek Parası
İslami Sosyalizm
Ermeni Türkleri
Şiir Nasıl Olmalı
Hiç Şüphesiz ki Gazeteciden Terörist Olmaz; Ama Ajan Olur
Evrim Vardır; Teorisi Yanlıştır
Seni Saraya Götürsem Ağıl Nerede Dersin
Ama Sen Bir Çocuğun Topusun Hala Dünya
Sokrates
İntihar Eden Birinin Ardından

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.